İlişkilerde İletişimi Daha Kolay Kurmanın 6 Yolu

İletişim; sadece neler yaptığınız, gününüzün nasıl geçtiğinden ya da öğlen ne yediğinizden ibaret değildir. Daha fazlası, hislerini açıklamaktan kaçınan veya beceremeyen okuyucularımız için zor olabilir. Fakat bunu az da olsa becerebilmeniz çok önemlidir. Hepsi olmasa da aralarda duygu yüklü bazı konuşmalarınız olmalıdır.

İlişkinizde baskıcı rol oynamadan sevgilinizin sizinle sırlarını dahi paylaşmasını sağlayabileceğiniz birçok yol var. Öncelikle evet-hayır sorularından kaçının. Onun yerine daha açık uçlu sorular sorun. Örneğin; ‘’Günün iyi geçti mi?’’ veya ‘’Günün nasıl geçti?’’ gibi… Evet, bu tarz sorularda kısa cevaplı olabilir. Ancak bu soruları sormanız, sevgilinize isteği varsa yaptıklarını paylaşması için bir fırsat olacaktır. Yine de herkesin kolay kolay kendini ifade edemediğini unutmayın.

Çok paylaşımcı değilse sevgilinizi zorlamayın. Sabırlı olun. Herkes, hisleri etrafına birtakım engeller koyar fakat bu engeller kişiden kişiye göre değişiklik gösterir. Bu yüzden sevgilinizin koyduğu engellere karşı saygılı ve hoşgörülü olun ki o da sizinkilere aynı şekilde davransın.

Sevgilinizle derin ve anlamlı konuşmalar yapmanız ile daha açık ve dürüst bir ilişkiniz olur. Dürüstlük de sağlıklı bir ilişkinin diğer püf noktası olan güveni getirir.

Sevgiliniz, gayet olumlu olmasına rağmen ‘’Günüm güzel geçti,’’ cümlesini rahatsız olmuş, üzgün veya sinirli bir biçimde söylüyorsa onu zorlamayın. Hissettiği birtakım şeyler yüzünden sizinle iletişim kurmaya hazır değildir. Bu tarz durumlar da iletişimin bir parçasıdır. İletişim, sadece kelimelerden ibaret değildir.

Kelimeleri söyleyiş biçimimiz de çok önemlidir. Hatta ses tonumuz ve tavrımız, bazen kelimelerden daha çok şeyi ele verebilir. Ayrıca sözsüz bir şeyleri anlatabilmek de bir beceridir. Öyle herkes, günlük olaylardan konuşurken meraklanıp nasıl hissettiğini sormanıza neden olamaz. Bu yüzden sevgilinizin yüz ifadesine, ellerinin titreyip titremediğine, beden diline -Sizinle göz teması kuruyor mu? Kollarını bağlayıp mı oturuyor?- ve ses tonuna dikkat edin.

Kabul ediyoruz, bazen bir bakışla kimin ne hissettiğini anlayabilirsiniz. Fakat ‘bazen’. Her ne kadar mükemmel akıl okuyucular olmaya çalışsak/istesek de her tahminimiz doğru olacak diye bir şey yok. Bu yüzden, sevgilinizin ne hissettiğinden emin değilseniz kafanızda kurup durmak yerine sadece gidin ve ona sorunun ne olduğunu sorun.

Bu olayda, düşündüklerini direkt söylemekten kaçınıp karşıdakinin bunu fark edip harekete geçmesini bekleyen taraf sizseniz bir saniye durun ve sevgilinizin umursamamak yerine sorular sorarak ne kadar çaba harcadığını görün. Ne zaman rahat hissederseniz, yeteri kadar açık olduğunuzdan ve sevgilinizin sizi anlayabildiğinden emin olun. Açıkçası, iyi olduğunuzu söyleyip ardından sevgiliniz niye aslında bir şey olduğunu fark etmiyor diye deliye dönmeniz hiç de sağlıklı değil. İşler bağrışıp çağrışmaya gelmeden hissettikleriniz hakkında dürüst olun ve bunu en sağlıklı şekilde davranışlarınıza yansıtın. Direkt olmak, pasif agresif davranmaktan her zaman daha iyidir.

Bu sefer pasif agresif davranan sevgilinizse, onu anlamanızda yardımcı olmadığı ve dürüstçe hissettiklerini açıklaması hakkında onu uyarın. Tabii ki, birbirimizi çok çok iyi tanımamız ve hatta akıl okuyarak karşımızdakinin düşüncelerini, hislerini direk anlayıp doğru şeyleri söyleyebilmemiz mükemmel olurdu. Ancak kötü bir haberimiz var. Hepimiz insanız: Hata yapabiliriz, sevgilimize apaçık görünen bazı işaretleri gözden kaçırabiliriz ya da tam tersi olabilir. İkinizin de sabırlı olması ve anlamakta ciddi çaba sarf etmesi çok önemli. 

Sevgilinizle sohbet ederken ne kadar çok ‘Ben’, ‘Sen’ ya da ‘Biz’ öznelerini kullandığınıza dikkate edin. Eğer konuşma çokça siz ve yaptıklarınızla alakalıysa ortada bir karşılıklı konuşma olduğundan söz edemeyiz. Sevgilinize anlattıklarınızla ilgili sorular sormayı ve onun düşüncelerini de merak ettiğinizi belli etmeyi asla ihmal etmeyin. Fakat onun hakkında bir muhabbet dönüyorsa bu sefer de sürekli suçlamalar yapıp sevgilinizi zan altında bırakıp bırakmadığınıza dikkat edin.

İlişki iki insanı ilgilendirir ve bu iki insanın eşit söz hakkına sahip olması gerekir. İki kişi de anlaşılmayı ve içinden gelenleri paylaşmayı hak eder. Sevgiliniz sürekli konuşmalarda baskın gelip tek kelime etmenize fırsat vermiyorsa, bunu ona söyleyin. Konuşmayı birden ele geçirdiğinin farkında bile olmayabilir. Muhabbetleriniz adeta bir tenis maçı gibi olmalıdır. Cümleler ikiniz arasında mekik dokumalıdır.

Sevgilinizle aynı evde yaşamaya başladığınız an çevreniz, bunun bir kırılma noktası olduğu hakkında sizi uyaracaktır. Muhtemelen gergin olacaksınız bu durumda fakat burnu büyüklük edip dediklerini hafife de almayın. Normal ilişki yaşantınızda birbirinize gayet açık ve dürüst olabilirsiniz. Ancak, iş birlikte yaşamaya gelince işlerin nasıl da değişebildiğini göreceksinizdir.

Belli bir süre sonra düzenli tartışmalara başlarsınız. Birden bire tartışmaktan dolayı üzülüp tartıştığınıza üzülmeniz yüzünden kendinizi kavga içinde bulursunuz. Biliyorum, çok karışık fakat durum böyle. Zaman geçtikçe baş ağrılarınız artar ve her an patlamaya hazır bomba olursunuz. Ancak cidden anlayışlı bir çiftseniz eninde sonunda oturup konuşarak işleri çözeceksinizdir.

Aynı çatı altında yaşamaya başlayarak aynı zamanda birbirinizle anlaşmanın yeni yollarını bulmalısınız. Parayı nasıl harcadığınızdan tutun, çöpü kimin çıkarması gerektiğine kadar birçok tartışmanız olacaktır. Bu tartışmaların ana nedenleri hakkında oturup konuşabiliyor olmanız çokça önemli. Çünkü iletişim kurmadan, karşıdakinin alışkanlığını öğrenemeden bu tarz sorunları çözemeyiz.

Zaten konuştukça tartıştığınız konuların kendinizi üzmeye değmeyecek konular olduğunu fark edeceksinizdir. Ayrıca nedenin de çöpü çıkarmak veya çorapları bir kenara atmaktan daha çok anlaşılamamak olduğunu da göreceksinizdir. Bu yüzden haftada en az 1 saat sevgilinizle sorunlarınızı akılcı bir şekilde tartıştığınız zaman dilimi ayırın. Bu yöntemle birbirinize anlık sinirle değil, saygıyla davranır ve anlaşılma şansı yakalarsınız.

Konuşmak için ayırdığınız bu zaman belki sizde işe yaramayabilir. Ancak en azından birbirinizi dinleme becerisini geliştirerek ve birbirinize daha yakın hissederek ilerideki büyük kavgaları engelleyebilirsiniz. Her gün konuşuyor olabilirsiniz. Fakat işle güçle uğraştığınız hafta içinde yaptığınız konuşmalar ne kadar kaliteli olabilir? Kafaların dolu olmadığı bir gün konuşmaya ayrıca zaman ayrılması ilişki için çok daha iyi olacaktır.

Bazı zamanlar, sevgilinizin ‘’Yaptığım çok büyük bir hataydı. Özür dilerim,’’ demesiyle daha kabul görmüş ve kendinizi iyi ifade etmiş hissedebilirsiniz. İyi de olsa kötü de olsa sevgilinizle aynı düşündüğünüzü dile getirmeniz önemlidir. Dediğimiz gibi akıl okuyucu değiliz. Bu yüzden hata yaptığımızda bile pişmanlığımızı sadece içimizde yaşamamalıyız ya da moral desteği ihtiyacında olduğumuzda bunu ona söylemeliyiz. Herhangi bir tavsiye istemesek dahi onun sırtımızı sıvazlayıp güzel sözler söylemesi bizi rahatlatacaktır. Bu ihtiyacınızı o anlamasa da dillendirmeniz sizden çok şey kaybettirmez. 

Zor durumlarınızda direkt olmak ve isteğinizi açıkça belli etmek, çoğu yanlış anlaşılmaları ya da yaşadığınız stresi hafifletecektir. Durumumuz fark edilmeden onun alakalı olmadığına dair sevgilimize açıklama yaparsak, birçok gereksiz tartışmayı ve yanlış anlaşılmayı engelleyebiliriz.

Doğru İletişimi Kurabilmek Bir Beceridir.

İletişim kurabilmek bir beceridir. Bu yüzden, her zaman ufak tefek hatalarınız olacaktır. İster haftada belli bir saat yapılan konuşmalar olsun, ister verilen küçük çabalarla olsun; sevgilinizle ilişkinizi sağlıklı bir biçimde yürütmek adına iletişim konusunda birlikte çalışın ve ikinizin de bu konu hakkında gelişmek istediğine emin olun.