PsikologcaBlog Yazıları
Herkes için psikoloji ve zihinsel sağlık alanına giren blog yazılarını keşfedin, ya da;

Zihin Aynaları: Başkalarında Kendimizi Görmek
İnsan, yalnızca kendini tanıyarak olgunlaşmaz; başkalarında kendini fark ederek de dönüşür. Her ilişki, ister kısa süreli bir karşılaşma olsun ister uzun bir bağ, bize bir şey öğretir: bazen sevginin sıcaklığını, bazen reddedilmenin acısını, bazen de içimizde sakladığımız bir yönü.

Duygusal Tükenmişlik: Neden “Yorgun Hissediyoruz”?
Hiç sabah kalktığında daha gözünü açar açmaz “bugün de yapamayacağım galiba” dediğin oldu mu? Yorgunluk sadece bedende değil, içimizde bir yerlere yerleştiğinde, artık ne kadar dinlensek de geçmiyor. İşte buna duygusal tükenmişlik diyoruz. Bu yazıda birlikte bakacağız:Neden tükeniyoruz, bunu nasıl fark ederiz, neler yapabiliriz ve en önemlisi… yeniden nasıl toparlanabiliriz?

Duygusal İhmal: Görünmeyen Bir Çocukluk Yaralanması
Bazı çocuklar büyürken hiç fark edilmez. Ne ağlamaları duyulur, ne sevinçleri paylaşılır. Görünürde her şey yolundadır; ev vardır, yemek vardır, okul vardır… Ama o evin içinde bir eksiklik yankılanır: duygusal bir sessizlik.

Ruh Sağlığı mı Daha Önemli, Beden Sağlığı mı
Yüzyıllar boyunca insanlar için sağlık, büyük ölçüde bedensel iyilik haliyle özdeşleştirilmiştir. Kalp atışlarının düzenli olması, ağrısız bir beden, güçlü bir bağışıklık sistemi “sağlıklı olmanın” simgeleriydi. Oysa insan yalnızca bedenden ibaret değildir; düşünen, hisseden, hayal eden ve anlam arayan bir varlıktır. Bu nedenle ruhsal denge bozulduğunda, en güçlü bedende bile bir eksiklik hissedilir.

Kendini Sabote Etmenin Psikolojisi
Hiç başarmak üzere olduğunuz bir şeyi son anda bozduğunuz oldu mu? Bir sınava gayet iyi hazırlanmışken son gece ders çalışmayı bırakmak, sağlıklı yaşam hedefi koyup bir hafta sonra bırakmak ya da çok istediğiniz bir fırsatı elinizle itmek… İşte bunların adı: öz-sabotaj (self-sabotage).

Introvert, Extrovert, Ambivert: Hangisisiniz?
Hepimiz sosyal hayatta farklı şekillerde var oluruz. Kimimiz kalabalık ortamlarda ışığını daha da parlatır, sohbetler arasında adeta enerjiyle dolar. Kimimiz ise yalnız kaldığımızda huzur bulur, kendi iç dünyasında derinleşerek rahatlar. Bazılarımız için sessizlik, en iyi arkadaş gibidir; düşüncelerle baş başa kalmak en büyük ihtiyaçtır. Diğerleri içinse hareket, iletişim ve kalabalık bir grubun neşesi yaşamın vazgeçilmez parçalarıdır.

Güçlü Bağların Anahtarı: Aile İçi İletişim
Hayata adım attığımız ve ilişkileri deneyimlediğimiz ilk yer içinde bulunduğumuz ailemizdir. İletişim yollarını özellikle de hayatımızın ilk yıllarında gözlemleyerek öğreniriz ve taklit ettiğimiz öğrendiğimiz ilk ilişki anne babamız arasındaki ilişkidir. Devamında kardeşlerimizle, akranlarımızla , çevremizle gözlemlediğimiz ilişki deneyimini devam ettirme eğiliminde oluruz. Bu yazıda sağlıklı iletişimin aileye olan katkılarını, aile içi iletişimde dikkat edilmesi gerekenleri ve ebeveynlerin çocuklarıyla iletişimde dikkat etmesi gereken noktaları adım adım ele alacağız.

Travma Sonrası Büyüme
Travma, insan yaşamının kaçınılmaz bir parçası olabilir. Beklenmedik bir kayıp, ciddi bir hastalık, doğal afet, kaza ya da şiddet… Bu deneyimler bireyin güven duygusunu sarsar, dünyaya ve kendine bakışını değiştirir. Çoğu zaman travmadan sonra acı, kaygı, yas ve çaresizlik gibi olumsuz duygular baskındır. Ancak psikoloji literatürü gösteriyor ki, bazı bireyler bu zorlayıcı süreçlerden sonra yalnızca “eskisi gibi” olmakla kalmaz, aynı zamanda öncesine göre daha güçlü, daha derin ve daha anlamlı bir yaşam görüşü geliştirebilirler. İşte bu sürece Travma Sonrası Büyüme (Posttraumatic Growth – PTG) denir.

Gen Z’nin Ruh Sağlığı: Yeni Neslin Zorlukları
1997–2012 yılları arasında doğan kuşak, yani “Gen Z” ya da “Z Kuşağı”, psikoloji ve sosyoloji alanında en çok tartışılan gruplardan biri. Onlar, tarihteki hiçbir neslin deneyimlemediği kadar dijitalleşmiş, hızlı, belirsiz ve kırılgan bir dünyaya doğdular. Bu koşullar onların düşünce biçimlerini, ilişkilerini ve ruh sağlıklarını derinden şekillendiriyor.

İletişimde Etkinlik: Çiftler için İpuçları
Sağlıklı bir ilişki, yalnızca sevgi üzerine değil, aynı zamanda güçlü bir iletişim üzerine kuruludur. Çiftler birbirlerini ne kadar çok severse sevsin, kendilerini doğru ifade edemediklerinde ya da karşısındakini anlamakta zorlandıklarında sık sık çatışmalar yaşayabilirler. Bu durum, zamanla yanlış anlamalar, kırgınlıklar ve uzaklaşmalara yol açabilir.