Psikoloji

Depresyona Ne İyi Gelir?

Psikologca 29 Temmuz 2024

Tanı alan kişi sayısı sürekli olarak arttıkça depresyona ne iyi gelir sorusu da daha sık gündeme gelmeye başlamıştır. Bu konuda en iyi çözüm önerisinin profesyonel yardım olduğunu hatırlatarak başlamak gerekir. Psikoterapiler ve/veya psikiyatrik tedaviler, depresyon gibi psikolojik bozukluklar için önerilmesi gereken ilk ve en önemli adımlardır.

Psikolojik rehabilitasyon öncesi, sırası ve sonrasında yapılacak bazı adımlarla sürece önemli katkı sağlanabilir. Bireyin üzüntü ve enerjisizlik halinin genele yayıldığı depresyon karşısında bireyin günlük rutinlerine devam edebilmesi önemlidir. Bunun için de basit bazı etkinlikler düşünülebilir:


  • Sosyal ortamlara katılımın artırılması
  • Hobi kazanımları
  • Fiziksel aktivitenin artırılması (spor, egzersiz, yürüyüş vb.)
  • Sosyal, kültürel bilgi birikiminin desteklenmesi
  • Beslenme ve uyku alışkanlıklarına müdahale edilmesi
  • Özgüven artırıcı çalışmaların tamamı

Majör Depresyona Ne İyi Gelir?

Çoğunun depresyon olarak bildiği rahatsızlık aslında bir alt tür olan majör depresyondur. Bireyin yaşadığı ümitsizlik, yoğun üzüntü, enerji kaybı, iştah ve uyku bozulmaları gibi belirtiler bu kapsamda değerlendirilir. Dolayısıyla aslında pek çok kişi majör depresyona ne iyi gelir diye öğrenmek ister.


Bu hususta birkaç faydalı ipucu paylaşılabilir. Üzüntü, mutsuzluk, ümitsizlik her insanın zaman zaman yaşayabileceği durumlardır. Bunların bir depresyon haline dönüşmesi ise birey açısından hayat konforu ve rutinleri açısından kritik hale gelmesiyle oluşur. Dolayısıyla bu noktadan sonra mutlaka psikolojik desteğe başvurulmalıdır. Bu denli yoğun olumsuz duygulanımlarla tek başına mücadele etmek neredeyse olanaksızdır. Bu süreçte yapılabilecek en iyi şey ise bireyin kendini iyi hissetmesini sağlamaktır.


Depresyona ne iyi gelir denildiğinde bazı ipuçları:


  • Aile, arkadaş ilişkilerinin güçlendirilmesi, daha çok vakit geçirilmesi
  • Evde değil, dışarıda zaman geçirilmesi
  • Fiziksel bakıma önem verilmesi (makyaj, tıraş, sportif faaliyetler vb.)

şeklinde verilebilir. Burada fiziksel bakım maddesi ilgisiz görünebilir. Ancak önemli maddelerden biri olduğu da anlaşılmalıdır. İnsanlar, fiziksel olarak daha iyi hissettiklerinde bu durum onların ruh haline de yansır. Bir başka deyişle ruhen olumsuz duyguları olan bireyler, bunu dış görünüşlerine de doğrudan yansıtırlar. Bu sebeple de depresyona ne iyi gelir, ne yapılmalı dendiğinde işe fiziksel iyiliğin sağlanmasıyla başlanmalıdır.

Manik Depresyona Ne İyi Gelir?

Bir başka alt tür ise manik depresyondur. En özet haliyle majör depresyonun tam zıttı belirtiler gösterdiği söylenebilir. Yani birey üzüntü ve mutsuzluk yerine olağan dışı neşeli ve enerjik bir görünüm sergiler. Yine de bazı dönemlerde majör depresyon belirtileri görülebilir. Peki böyle bir depresyona ne iyi gelir?


  • Beslenme düzeninin gözden geçirilmesi
  • Uyku düzeni sağlanması
  • Kişisel gelişime önem verilmesi

Şimdi diyeceksiniz ki kişisel gelişimin ne ilgisi var? Kısaca bahsedelim. Manik depresyonda birey, yaşadığı olumsuz duyguları bastırarak böyle bir enerji patlaması şeklinde ödünleme yoluna giderler. Bir başka deyişle duygu ve düşüncelerinden kaçmaya çalışır. Kişisel gelişimi yüksek olan bireyler ise kendileriyle daha kolay yüzleşebilirler. Bunun olumlu sonucu olarak ise kişi, yaşadığı durumdan çıkmak için gerekli adımları atmaya hazır hale gelebilir. Bu nedenlerden dolayı depresyona ne iyi gelir sorusu karşısında özfarkındalığın önemi büyüktür.

Depresyondayken Neler Yapılmamalı?

Biraz da hatalardan söz edelim. Depresif duygular yaşıyorken nasıl tutum ve davranışlardan kaçınmalıyız? Hangi davranışlar bizi daha da aşağı çeker?


  • Sürekli yalnız kalmak
  • Evden çıkmamak, insanlardan uzaklaşmak
  • Alkole başlamak, zaten tüketiliyorsa miktarı artırmak
  • Psikolojik yardımı kabul etmemek
  • Vaktin çoğunu yatakta geçirmek


Başka bir deyişle depresyona ne iyi gelir sorusu karşısında yukarıdaki davranışlardan uzak durmak gerekir. Bunun yerine ilk olarak içinde bulunulan olumsuz duyguların kabul edilmesi ve çözüme yönelik hareket geçilmelidir. Bunun en iyi yolu ise psikolojik desteğe başvurmaktır. Bu süreçte ayrıca yaşam tarzının değiştirilmesi için tüm enerji ve efor sarf edilmelidir.

Depresyona Ne İyi Gelir? Konusu hakkında psikoloğa soru sormak ister misin?

Dönem dönem bir çoğumuzun hayatının bir parçası olabilir depresyon. Kendinizi depresif mi hissediyorsunuz? Ya da çok yeni majör depresyon tanısı mı aldınız ? Uzman psikologlarımıza depresyona dair tüm merak ettiklerinizi sorabilirsiniz.

Psikoloğa Soru Sor!

Etiketler:

Depresyon
majordepresyon
depresyonaneiyigelir

Benzer Yazılar

Kontrol Yanılsaması Nedir?
Psikoloji

Kontrol Yanılsaması Nedir?

Araştırmalar, bu yanılsamanın çok yaygın olduğunu gösteriyor çünkü hepimiz kontrol yanılsamasına yatkınız. Kontrol duygusu rahatlatıcı ve arzu edilir olduğundan, bu yanılsama çok uzun süredir var olan bir duygudur! Etrafımızdaki şeyleri etkileme gücüne sahip olduğumuza inandığımızda kendimizi iyi hissederiz, ancak kontrolümüzü kaybetmiş ve çaresiz hissetmek derinden rahatsız edici olabilir. 1970'lerin başında yapılan bir çalışmada Glass ve meslektaşları katılımcılardan, arkaplanda rastgele aralıklarla yüksek ve rahatsız edici bir uğultu sesi çalarken basit bir görevi tamamlamalarını istediler. Katılımcıların bir grubu " Kontrolü olan " gruba, araştırmacılara gürültünün durmasını istediklerini ancak bunu yapmamalarının çok tercih edildiğini bildirmek için bir düğmeye basabilecekleri söylendi. "Kontrolü Olmayan " grupta ise böyle bir talimat verilmedi. Her iki grup da görevleri tamamlasa da, sıkıntı seviyeleri de ölçüldü. İlginç bir şekilde, çalışma katılımcıların neredeyse tamamının düğmeye basmadan aktivitenin sonuna ulaştığını gösterirken, Algılanan Kontrolü Olmayan grubunun önemli ölçüde daha sıkıntılı olduğunu ve daha fazla hata yaptığını gösterdi. Bu sonuç, sadece hoş olmayan bir durumu durdurabileceğimize inanmamızın bile buna tahammül etmemizi kolaylaştırdığını gösterdi! Yani, bir yandan, kontrol yanılsaması bizim için iyidir - kontrol ihtiyacımızı tatmin eder ve bizi çaresiz hissetmekten korur. Ancak, karanlık bir tarafı da vardır. Dış olaylar üzerindeki kontrolümüzü abartmak da zihinsel sıkıntımıza katkıda bulunabilir. Kontrol edilemeyen sonuçlar üzerinde kontrolümüz olduğuna inanmak, etkisiz, yararsız veya hatta zararlı eylemlere zaman ve enerji harcama olasılığımızı artırır. Kaynaklarımız, sonucu hiç etkilemeyen davranışlarda bulunarak boşa harcanır ve hayatımıza gerçekten fayda sağlayan diğer şeylerden uzaklaşırız. Bu, endişelenmeye veya kaçınmaya yol açabilir. Örneğin, sosyal kaygısı olan kişiler başkalarının kendileri hakkındaki algıları konusunda endişeli olabilir. Nasıl göründükleri, konuştukları ve davrandıklarıyla meşgul olabilirler ve sevilmelerini etkilemesi umuduyla tüm "doğru" şeyleri yaptıklarından emin olabilirler. Başkalarının bakış açıları üzerindeki bu aşırı kontrol, bunun yerine artan kaygıya ve gerçek ve tatmin edici bağlantılar kurma zorluğuna yol açabilir. Sonunda, kontrol sahibi olma ihtiyacı bizi kontrol etmeye başlar!Sonuçlar bizim istediğimiz gibi gitmediğinde, bunun üzerinde kontrol sahibi olduğumuzu varsaymak kendimizi suçlamaya, pişmanlığa, hayal kırıklığına ve düşünmeye yol açabilir. Aramızda hangimiz hüzünlü olmadık ve bir durumu değiştirebilecekleri tüm yolları düşünmedik ki?Örneğin arkadaşım COVID-19 testi yaptırdı ve sonucunun çıkması 6 gün sürdü. Bu 6 günlük izolasyon sırasında, farklı bir test merkezine gitmesi gerekip gerekmediğini merak etti ve başkalarının sonuçlarını daha çabuk aldığını duyduğunda kötü bir seçim yaptığı için kendini suçladı. Testi nerede yaptırırsa yaptırsın sonucun ne zaman geleceği üzerinde hiçbir etkisi olmadığını bilmesine rağmen, kontrol yanılsaması pençelerini derinlere batırdı ve o 6 günü acı dolu hale getirdi. Bu size tanıdık geliyor mu? Kendimizi azarlıyor ve suçluyoruz, yapmamız ve yapmamamız gereken her şeyi düşünüyoruz, zihnimiz aynı düşünceleri tekrar tekrar geçiriyor. Ancak bildiğimiz gibi, gerçek muhtemelen kararlarımızın sonuç üzerinde sınırlı bir etkiye sahip olduğu ve farklı davranmış olsak bile işler daha iyi olmayabilirdi. Pişmanlık doğal ve geçmiş hatalardan ders çıkarmak büyümenin ayrılmaz bir parçası olsa da, değiştirilemeyen geçmiş bir olaya odaklanmak bir kontrol yanılsamasıdır. Peki, şimdi kontrol yanılsamasını bildiğimize göre, bu konuda ne yapabiliriz?Zihinsel sağlığın temel taşlarından biri esnekliktir; düşünme, davranma ve duygularımızla ilişki kurma biçimimizde. Kontrol ihtiyacına odaklanmak genellikle esnekliği engeller ve tatmin edici ve ilgi çekici bir hayatın tadını çıkarma kapasitemizi sınırlar. İronik olarak, katı kontrol duygusunu bırakarak, esnek bir pozisyondan daha fazla "kontrol" elde edebiliriz. Bu, hayatın farklı alanlarında sahip olduğumuz kontrol derecesinin sınırlı olduğunu kabul etmeyi ve her şeyi dar bir şekilde tanımlanmış bir konfor alanında tutmak için çaba harcamak yerine bu fikirle rahat olmayı içerir. Etki alanımızda neyin olduğunu ve neyin olmadığını anladığımızda, enerjimizi gerçekten üretken olan yollarla yeniden yönlendirmeye başlayabiliriz. Etki alanımızı bilmek, sonuca aşırı odaklanmaktan geri adım atabileceğimiz ve bunun yerine sürece ve anlamlı bir hayatı teşvik eden şeylere odaklanabileceğimiz anlamına gelir. Esnek olmak ayrıca kontrolümüz dışındaki durumları bırakma yeteneğimizi geliştirir ve bizi tüm kendini suçlama ve düşünmeden korur. Kontrol yanılsamasına kurban gittiğiniz durumları fark ettiniz mi acaba? Bunu fark etmek ve etiketlemek, abartılı bir kontrol duygusunu sürdürmeye yönelik beyhude çabalarımızdan vazgeçmeye doğru atılacak harika bir ilk adımdır.

Psikologca 20 Ekim 2024