Otantik Benliğinizi Keşfedin
Sizin özünüzde ne var? Kendi özümüzde otantik benliğimiz yatar. Erken gelişim döneminizde çevrenizdeki insanların etkisiyle geliştirdiğiniz ve adapte ettiğiniz benliğiniz, otantik değildir. Erken çocukluk döneminizde yaşadığınız gelişimler bugün nasıl bir yetişkin olduğunuzun temellerini oluşturur.
Sıklıkla insanlar kendi ailelerindeki sıkıntılarla başa çıkmak ve hayatta kalabilmek için kendi benliklerini terk ederler ve ayak uydurmak zorunda kalırlar. Bu elimizde olmayan dış etkenler bizde travmaya sebep olabilir ve bizi bir zırh gibi sahte bir kimlik giymeye zorlayabilir. Ve bu zırh biz farkında olmadan özümüzü de saklar.
Bu Yazıdaki Konular
- Kendi otantik benliğimiz ve içimizdeki çocuk ilişkisi
- Kendi özümüzde otantik değilsek ilişkilerimiz başarılı olamaz
- Kendi öz benliğimizi yakaladığımızda ilişkilerimiz anlamlanır
- Kendi zırhımızdan kurtulursak, kendimizi sevmeyi öğreniriz ve başkaları da bizi kendimiz olduğumuz için sever
- Kendi öz benliğimizin keşfi
Bu hayatta kalma zırhı kendimizi korumak içindir. Nasıl bir muhabbet kuşu kafeste güvendeyse siz de o şekilde güvendesinizdir. Ancak uçma ve özgür olma kapasitenizi de oldukça sınırlandırır.
Kendi otantik benliğimizi keşfetmek bir süreçtir, tek başına bir olay değildir.Yaşamımız boyunca üzerimizde taşıdığımız bu zırhı söküp atmak hiç olay değildir. Tecrübeli bir terapi süreci olmadan bu durumu deneyimleyemeyiz. Nasıl safra kesesi ameliyatı için bir cerraha ihtiyacımız varsa, bu süreç için de bir terapiste ihtiyacımız vardır.
Çocukluğumuzdan beri bizi korumuş olan bir şeyi kaldırmak için vücudumuzun direnç göstermesi normaldir. Bu zırhın artık eskisi gibi bizi korumadığını ve yetişkin olarak ona ihtiyaç duymadığımızı kabullenmeliyiz ve ancak bu şekilde hayatımızdan çıkarabiliriz.
Aslına bakarsanız bizim için güvenli olan bir zırh içinde olmak kendi gelişmemiz ve büyümemiz için büyük bir engeldir. Ancak bundan kurtularak sağlıklı ve olgun bir yetişkin olabiliriz.
Kendi otantik benliğimiz ve içimizdeki çocuk ilişkisi
Her birimizin içindeki derinliklerde kendi öz, otantik benliğimiz yatar. Terk edilmişlik, reddedilmişlik ya da tacize uğramışlıkla beraber içimizdeki çocukla birliktedir. Oldukça çaresiz ve genç olduğumuz bir dönemde yaşadığımız ebeveyn kaybı da yaşadığımız kaybı oldukça derinlerde hissetmemize ve kabullenmek için çok ciddi oranda acı çekmemize sebep olabilir.
Travmalarda kendimize sahte bir benlik yaratırız. Hatta bazen geçmişte sahip olmadığımız agresif tavırlar sergileyebiliriz. Bu bilinçaltında verdiğimiz kararlar travma esnasında kendimizin hayatta kalabilmesi için geliştirdiği başa çıkma yöntemleridir. Ve bugün kim olduğunuzu oluşturur.
Böylesi durumlarda daha da güçlü ve yardıma muhtaç değilmiş gibi görünmek isteriz. Bu tarz durumlar genellikle kendimizin bilinçli olarak farkında olmadığımız durumlardır ve bir terapist yardımı olmadan farkına varmamız pek mümkün değildir. Farkına varma süreciyle birlikte hayatımızı yaşama kalitesinde bir artış olur ve bazı şeylerin doğru işlemediğini anlamış oluruz.
Kendi özümüzde otantik değilsek ilişkilerimiz başarılı olamaz
Kendi özümüzün farkında olmak ikili ilişkiler hayatımız açısından zorunludur. Kendi otantik benliğimizi yansıtırken onu bir bütün halinde ele almalıyız. Parça parça olması bir işe yaramayacaktır. Eğer öyle olmazsa, iş hayatımız, aile hayatımız, fiziksel ve bedensel iyilik halimiz bundan etkilenecektir.
İlişkisel deneyimlerimiz hayatta kalma zırhımızdan etkilendiğinde genellikle “ölü yatırım” olur.
Çocuklarımızla ya da evcil hayvanlarımızla yaşadığımız şey bir ilişkisel deneyim örneğidir. Bu deneyimler kirlenmeye açık hale geldiğinde, çocuk acı çeker ve bulunduğu duruma adapte olarak baş etme becerileri geliştirir.
Yani kendi ailemizden gördüğümüzü çocuğumuza uygularız. Ve eğer kendi travmalarımızdan arınmazsak bu durum jenerasyonlar boyu sürmeye devam eder. Kendimizi arındırmamız da giydiğimiz zırhtan çıkmamızı gerektirir. Ve bu da terapi seansları ile mümkün olur.
Kendi öz benliğimizi yakaladığımızda ilişkilerimiz anlamlanır
İki insan kendi öz benliğine sahipse, yaşadıkları zaman sonsuz olur.
Ne yapacağınızı, ne söyleyeceğinizi bilmediğiniz anlarda, nasıl olmanız gerektiğini kestiremediğinizde kendinizi tuhaf hissedersiniz. Kendi bedeninizde rahatsız ve dengesiz hissedersiniz. Başkalarının bizi görmesini istediğimiz şekilde olmaya çalışırız. Bunun yerine kendimizi açığa çıkarmak için çabalamayız. Ve bu ne yazık ki hayatta kalmaya çalışan kendimizdir, otantik ve öz kendi benliğimiz değildir.
Tamamen özgür olabilmek için kendi ruhumuzun içeriğini bilmeliyiz ki hayat amacı elde edebilelim. Ve bu durum bizi ne yapacağımızla değil, kim olduğumuzla tanımlar.
Kendi zırhımızdan kurtulursak, kendimizi sevmeyi öğreniriz ve başkaları da bizi kendimiz olduğumuz için sever
Özgüvenimiz kendilik benliğimizle ve kendilik değerimizle yükselir. Bu durum kendi otantik benliğimizi geliştirmemizle mümkün olur.
Kendi öz benliğimizin keşfi
Kendimiz olmak ve kendimizi sevmek tamamen bize bağlıdır. bir başkasına asla bağlı değildir.
Eğer kendinizi sevmeyi başaramazsanız, kimse sevemeyecektir. Kendinizi sevmeniz de ancak kendiniz olarak mümkün olacaktır. Kendiniz olmanız da özünüzü keşfetmenizle mümkündür. İçinizdeki çocuk onu keşfetmenizi bekliyor.
Uzun zaman önce yaralanmış o yarayı iyileştirmek sizin sorumluluğunuzda. O yara zamanında sizin hayata tutunmanızı sağladı ancak şu an işlevini yitirdi ve özgürleşmeniz için onu artık azat etmelisiniz ki kendiniz olma yolunda ilerleyebilin.
Kim olduğunuzu bilmeden mezara gireceğiniz düşüncesi tüm zamanların en trajik durumu olabilir.
Ve siz bir yetişkin olarak kendi içinize dönüp o çocukla tanışmalısınız, tekrardan ona ebeveynlik yapmalısınız ve daha önce hiç ihtiyaç duymadığı o şampiyon olmalısınız. Bu sürecin uzman bir terapist, zaman, para ve bağlılık gerektirdiğini lütfen unutmayın. Ve bu kendiniz için yapacağınız en büyük yatırım olacak! Çünkü kendimizi oluşturan bu elementler sonsuz sayıda.
Otantik Benliğinizi Keşfedin Konusu hakkında psikoloğa soru sormak ister misin?
Özümüzde ve var? Erken çocukluk dönemimiz, ergenliğimiz ve yaşadıklarımız; yetişkinliğimizin temellerini oluşturur. Hayatta kalmak için oluşturduğumuz duvarlar? Siz bu duvarları fark edip yıkmaya mı başladınız? Yoksa hala kendi benliğinizden uzaklarda mısınız? Travmalarımız, yaşadıklarımız, duvarlarımız, zırhlarımız ve bunların arasına sıkışmış benliğimiz...Kafanıza takılanları uzman psikologlarımıza sorun cevaplayalım.