Aşırı derecede empati kuruyorum buna nasıl engel olabilirim?
Merhaba. İnsanlara karşı aşırı derecede empati duygusuyla hareket ediyorum. Onların sorunları sanki benim sorunummuş gibi. Onların acıları benim acılarımmış gibi acı çekiyorum. Bu nasıl oluyor bilmiyorum karşımda ki insanın duygularını kendi ruhumda bedenimde hissedebiliyorum.
Bazen o kadar ağır geliyor ki bu durum bana boğuluyorum gibi oluyor. kontrol edemiyorum bu durumu. Uzak duruyorum o yüzden insanlardan. Mesela insanların bana davrandığı gibi onlara davranmıyorum.. Tepki vermem gereken durumlarda "aman bunu söylersem alınır gücenir "diye bazı durumlarda susuyorum. dilimin ucuna kadar gelen bir çok şeyi son anda söylemekten vazgeçiyorum.
Neden sırf kalp kırılmasın diye. İnsanların yaptığı her şeyde bir anlam arıyorum. Bunu yaptıysa bir sebebi vardır diye düşünüyorum sürekli. Kırgın kızgın olduğum bir çok insan var . Çok istedim onlar gibi olmayı onlar için kalp kırmak cam bir vazoyu kırmak gibi bir şey benim için öyle mi değil her seferinde "sen onlar gibi değilsin olamazsın da" dedim kendi kendime. Haksızlığa karşı susmak ne kadar mantıklı?
hele ki şahsına yapılan haksızlık bence degil. Kendime çok kızıyorum çok Bu durumdan nasıl kurtulabilirim?
Bu soru 31 Ekim 2024 20:56 tarihinde Psikolog Şevval Aydın tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhabalar. Empati dediğimiz kavram kendimiz olarak, kendi duygu ve düşüncelerimizle bir başkasının yaşadıklarını anlamaya çalışmak demektir. Bunu başarabilenlerimiz çok azdır. İnsan doğası gereği diğerini kendi düşünce gözüyle görmeye meyillidir, oysa onun dünyası bizimkinden çok farklı olabilir. Empati bir diğerini yargılamadan kabullenebilmek demektir hatta bu yüzden empatiye başkasının ayakkabısını giymek denir. Diğer yandan sempati dediğimiz bir kavram vardır. Bu karşımızdaki kişiyi kendi duygu ve düşüncelerimizden bağımsız olarak görebilmeyi ve sonsuz bir kabul gerektirir. Sevgili danışan kimseyi koşulsuz bir şekilde kabul etmek zorunda değilsiniz. Kimse sizi koşulsuz olarak kabul etmiyor, sağlıklı olan budur.
Kişileri değerlendirirken sürekli onları haklı çıkarmaya çalışmanız kendi düşüncelerinizden emin olamamaktan kaynaklanıyor olabilir. Kendinizle ilgili düşüncelerinizi sorgulayın; Fikirleriniz önemli midir? Doğru ve yanlışı ayırabilir misiniz ?
Düşünceleriniz diğerlerinin düşüncelerinden daha değersiz değildir, ancak ortaya çıkmadığı sürece diğerleri bir düşünceniz olmadığını düşünerek size söz hakkı vermezler, böylece sorununuz pekişir. Burada yapılması gereken sesinizi çıkardığınızda / hayır diyebildiğinizde olabileceklere karşı bununla başa çıkabileceğinize inanmanızdır. Hayır dediğinizde insanların öfkelenmesi sizin suçunuz değildir. İnsanlardan farklı düşünmeniz ve onlara hak vermemeniz de sizin suçunuz değil. İnsanlara şefkatle yaklaşırken öz şefkatli (kişinin kendine karşı şefkati, kendini her koşulda kabullenmesi) olmayı unutmayın.
Susmak sizi bir şeylerden koruyor gibi gözükse de sonrasında kendinize öfke duyabilirsiniz. Bu öfke kendinize olan saygınızı da etkiler. Diğerlerinin ne düşündüğü sizin kendinize karşı saygınızdan daha önemli olmamalıdır.
Hayır diyerek başlayabilirsiniz. Fark etmez kelimesini kullanmayın ve konulara ilişkin fikir belirtmekten çekinmeyin.
Empati yaptığınızı düşünürken karşı tarafa sempati besleyebileceğinizi fark edin; bu sizin olayları yanlış değerlendirmenizi sağlar.
İnsanların yaptıklarına anlam yüklemek çok normaldir, özellikle davranış analizleri yapabilen, gözlemleyen kişiler bunu çok sık yapar, bunu yaparken insanların her zaman “iyi” olamayacağını fark edin, siz de her zaman iyi değilsiniz, kimse her zaman iyi değil. Anlam yüklemek yerine insanlara gerçekten bu hareketi neden yaptığını sorabilirsiniz.
Bu sorunla başa çıkmakta zorlanıyorsanız hayatınız boyunca bununla uğraşmak zorunda değilsiniz, burada bir uzmanla birlikte ilerlemek işinizi oldukça kolaylaştırır. Terapi fark etmenizi ve fark ettikten sonra değiştirmenizi sağlar. Ve değişimle birlikte iyileşirsiniz
sevgiler.