Birini sevmek için ne yapmam gerekir

Merhaba Sevgili Danışan,

Öncelikle yaşadığınız duygusal süreci bu kadar içtenlikle paylaştığınız için size teşekkür ederim. Kalbinizin bir bölümü hâlâ geçmişteki ilişkiye bağlıyken, bir yandan da şimdiki partnerinizi sevme ve bağ kurma isteğiniz çok kıymetli. Bu ikili duygunun yarattığı içsel çelişki, hem kendinize hem de ilişkinize yönelttiğiniz soruların çoğalmasına neden olabilir. Yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla, yeni ilişkinizde huzur bulmuşsunuz ancak “aşık olma hissi”ni yeniden yaşayamamak sizi düşündürüyor. O yüzden, bu his karmaşasını birlikte daha derinden anlamaya çalışalım.

Öncelikle aşkın ve sevmenin farklı yönleri olduğunu bilmek önemlidir. Aşk, genellikle daha yoğun, çarpıcı ve heyecan verici bir duygu olarak kendini gösterirken; sevgi zamanla derinleşen, güvene ve paylaşıma dayalı bir bağa dönüşür. İlk ilişkide hissettiğiniz “aşk hali”, büyük ihtimalle ilk yoğun duyguların, belirsizliğin ve heyecanın birleşimiyle şekillendi. Bu tür ilişkiler genellikle bizi derinden etkiler çünkü o duygusal iniş çıkışlar, bağlılığı daha tutkulu hale getirir. Ancak bu tutku her zaman sürdürülebilir değildir ve ilişkinin bitmesiyle beraber büyük bir boşluk ve özlem duygusu da bırakabilir.

Yeni ilişkinizde yaşadığınız huzur ve iyi anlaşmak ise başka bir duygusal katmanı temsil ediyor. Bu, daha olgun bir sevgi türüne işaret edebilir. Fakat zihninizde geçmişte yaşadığınız o yoğun aşk duygusunu idealize ettiğinizde, mevcut ilişkinizdeki duygular sanki “yetersizmiş” gibi görünebilir. Bu aslında çok yaygın bir durumdur. İnsan beyni, geçmişte yaşadığı duyguları olduğundan daha yoğun veya güzel hatırlama eğilimindedir. Özellikle bir ilişkinin sona ermesi zorlayıcı olduysa, zihin bu ilişkiyi daha da “özel” hale getirerek hafızada güçlü bir yer edinebilir.

Şimdi sorduğunuz soruya yani “Birini sevmek için ne yapmalıyım?” kısmına gelirsek, burada durup şunu sormak gerekiyor: Sevgi zaten orada olabilir mi? Belki de yapmanız gereken şey onu “yaratmak” değil, zaten var olanı fark etmek ve derinleştirmektir. Sevgi çoğu zaman, sadece hissetmekle değil, eylemle de büyür. Birini tanımaya istekli olmak, onunla hayatı paylaşmak, onunla birlikte hayal kurmak, onunla birlikte kendinizi de daha yakından tanımak… Bütün bunlar sevgiyi derinleştiren davranışlardır.

Partnerinizi çok iyi biri olarak tanımlıyorsunuz, birlikte huzurlu ve mutlu olduğunuzu belirtiyorsunuz. Bu da çok değerli bir temel. Ancak geçmiş ilişkinizde yaşadığınız duygusal yoğunlukla şimdiki ilişkinizi kıyaslamak, duygularınızı bastırmanıza ve “eski sevgilim gibi hissetmeliyim” baskısı oluşturmanıza neden olabilir. Gerçek şu ki, her ilişki benzersizdir. Bir önceki ilişkinizde yaşadığınız duygularla bu ilişkiyi kıyaslamaya devam ettikçe, mevcut ilişkinin doğal akışını kaçırmanız mümkün hale gelir.

Burada duygularınıza izin vermeniz ve onlarla kalabilmeniz çok kıymetli. “Şu an tam bir aşk hissetmiyorum, ama onunla birlikte olmaktan mutluyum.” diyebilmek, duygusal farkındalığınızın arttığını gösterir. Sevginin tek bir biçimi yoktur. Kimileri için sevgi heyecanla başlar, kimileri içinse zamanla oluşur. Hissetmek istediklerinizi “istemek” çok doğal bir arzu; ancak bu duyguların kendiliğinden doğmasına da zaman tanımanız gerekir.

Bu noktada kendinize birkaç soru sorabilirsiniz:

Partnerimin hangi özelliklerini seviyorum?

Onunla geçirdiğim zaman bana ne hissettiriyor?

Bu ilişki içinde kendimi nasıl biri olarak deneyimliyorum?

Aşık olmaya çalışmak mı, yoksa doğal olarak bağ kurmak mı bana daha iyi geliyor?

Bazı zamanlar sevgi, alıştığımız heyecanı vermediğinde onu “yetersiz” zannedebiliriz. Ancak çoğu zaman gerçek sevgi; huzurun, güvenin ve içsel uyumun olduğu yerde gelişir. Aşık olmaya zorlamak yerine, ilişkinizdeki gerçek bağa odaklanmak, duygularınızı daha içten bir şekilde yaşamanızı sağlayabilir.

Öte yandan hâlâ geçmiş ilişkinizin duygusal etkisinden tam olarak sıyrılamadıysanız, bu da yeni ilişkideki duyguların önüne geçebilir. Bu durumda geçmiş ilişkinizle vedalaşma sürecini tamamlamak çok önemlidir. Kendinize şunu sorabilirsiniz: “Gerçekten yeniye yer açabildim mi, yoksa hâlâ bir şeyleri geride bırakmakta zorlanıyor muyum?” Yas süreci tamamlanmadan yeni bir ilişkiye tam olarak duygusal anlamda dahil olmak zaman alabilir. Bu da sizin suçunuz değil, sadece duygusal sisteminizin size verdiği doğal bir sinyaldir.

Sonuç olarak, birini sevmek için bazen “ne yapmam gerekir?” sorusundan çok, “sevgiyi fark etmek için kendime nasıl alan açabilirim?” sorusu daha anlamlı olabilir. Belki de aşk, birini kaybetmekten korkmakla değil, onunla birlikte hayatı deneyimlemekle doğar. Sabırlı olun, duygularınıza baskı kurmadan, bu yeni ilişkinin sizi nereye götürdüğünü birlikte keşfedin. İlişkilerde en derin bağlar genellikle birine “aşık olmak”tan çok, o kişiye “güvenebilmek”le oluşur.

Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğiniz farklı bir soru veya aklınıza takılanları sorabilirsiniz.

Sevgiler,

Psikolog Betül Canbel