Psikoloji

Dentofobi (Diş Hekimi Korkusu)

Gizli Kullanıcı24 Haziran 2024 19:09

Diş hekimleri beni çok geriyor ve özellikle de o koltuklar elim ayağım titriyor resmini bile görsem. Bunları söyleyince hiç gitmediğimi sanmayın gittim birçok işlem yaptırdım hatta tel taktım 1 yıldan uzun süre. Ama o klinik kokusu beni çok rahatsız hissettiriyor ortodontik tedavimden önce de böyleydi tellerim takıldıktan çıkana kadarki muayenelerimde bunu yaşamadım tellerim çıkalı 5yılı geçti 20 yaş dişlerim çıktı ve dişlerim tekrar bozuldu ortodontistim yirmiliklerimi çektirmem gerektiğini daha sonra tekrar tel takmak istediğini söyledi (yirmi yaş dişlerim o kadar çok baskı yapıyor ki alt dişlerimde telin baskıyla yaptığı hareketlere benzer hareketler hissediyorum). 20liklerimden biri sinirin üzerindeymiş onun biraz uzamasını bekliyorlar çekim için sinire değerse ciddi sorunlar olabilirmiş bunu duyduğumdan beri o kadar korkuyorum ki. Aklımda sürekli bu var doktorumun dişimin uzaması için verdiği süre dolduğunda final haftam başladı hukuk1 deyim zaten çok zorlanıyordum aklımda bir de bu olunca daha zor geçti benim için sınav dönemi.

Sürekli diş hekimi aratıyorum bunu neden yaptığımı bilmiyorum ve oralardan randevu almak istiyorum. Tek başıma olmak tek başıma muayene olabilmek istiyorum. Bugün okuluma yakın bir yerden randevu aldım bekleme odasında o kadar çok terlemişim ki korkudan ensem ve enseme değen saçlar sırılsıklam olmuş. Doktor sadece muayene etti röntgen çekelim ara yüz çürüğün olabilir dedi ve ben klinikten koşar adım çıktım.

19 yaşındayım hiç böyle bir şey yapmamıştım. Kendim için yalnız başıma bir klinikte biraz olsun vakit geçirmek istiyorum ve bunun en kolay yolu yalnızca rutin muayeneye geldim demek bugün onu bile beceremedim. Eminim çekim için gittiğimde bu bu kadar zorlamayacak beni ama neden kafamın içinden bir ses durmadan dişçiye gitmelisin dişçiye git bunu yapmak zorundasın diyor anlayamıyorum.

Ankara üniversitesinde okuyorum ve okulumun olduğu cadde diş hekimi dolu böyle giderse hepsine gitmeden duramayacağım. Bu kadar korkarken kendimi neden zorladığımı bir türlü anlayamıyorum. En kötüsü de bunu yaptığımı kimseye söylemek istemiyorum. Bir de durmadam tekrar tekrar tel takarsam herkes ne der demekten kendimi alıkoyamıyorum. Şimdiden cevabınız için teşekkür ederim.

Bu soru 24 Haziran 2024 20:06 tarihinde Uzman Psikolog Merve Ulusoy tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhaba,


Dentofobi bahsettiğiniz gibi diş problemleri yaşıyor olmanıza rağmen dişçiden veya dişçi masasından kaçınıyor olmak ile ilgilidir. Bu durum belirttiğiniz gibi sınav haftasında ortaya çıktığında sizi psikolojik, duygusal olarak zorladığı gibi akademik olarak problem yaşamanıza da neden olabilir. Bu sürecin kökenine bakmak için biraz daha detaylı bir şekilde bakmak gerektiğini düşünüyorum.


Çocukluk veya ergenlik döneminde diş doktoru ile bir tel taktırma süreciniz olmuş. Diş doktorunun görünümü, iletişim şekli ve yaklaşımı çocuğun dünyasında (imajında) bir kaygı ve korku bırakma durumu olabilir. Bu durumda, ilk diş hekimine gittiğiniz dönemde yanınızda kim vardı, sizi kim götürmüştü? Yanınızdaki kişinin diş hekimine bakışı nasıldı? Belki bu kişi bir ebeveyn olabilir, bu ebeveynin diş korkusu var mıydı? Sizi nasıl götürdü, yaklaşımı nasıldı, duygusu nasıldı? Bunu sorma sebebim şu; korku ve kaygı bulaşıcıdır. Burada sizi götüren kişinin duygusu çocuk dünyasında size de bulaşmış olabilir.


Fobilerde çalışırken danışanın ilk anıyı bulmasının önemli olduğunu düşünürüz. Bazı çalışmalarda ilk anı çalışılır. Burada bir psikolojik destek almayı düşünüyorsanız ilk anı için çocukluk veya ergenlik döneminde ilk birlikte gittiğiniz kişi ile görüşebilir ve konuşabilirsiniz. Belki oradaki duyguyu görmek, dış bir gözden bakıyor olmak sürecinize bir farkındalık getirebilir. Bununla birlikte ilk gittiğiniz yaşta yaşadığınız bambaşka bir zorlu yaşam olayı; bu belki taşınma, ailede bir kayıp, boşanma, ayrılık gibi bir durum çocuk zihninizde bu olay ile eşleşmiş olabilir. Bu sebeple diş hekimini gördüğünüzde bu tarz bir anı hatırlama kısacası zihin eşleme sebebiyle kendinizi korkuyor veya endişeleniyorken bulabilirsiniz. Öykünüzü detaylı bahsettiğiniz için şunu da söylemek istiyorum; şu an yeni bir atılım sürecindesiniz. Üniversite okuyorsunuz, şehre yeni mi geldiniz bilmiyorum. Fakat acaba burada yeni bir okul sürecinde oluyor olmak sizi korkutuyor veya endişelendiriyor olabilir mi? Bu tarz duygularla baş etmekte zorlandığımız zamanlarda başka korkular veya endişeler üretebiliyoruz. Bu sebeple kökendeki duyguyu buluyor olmak önemli oluyor.


Diş doktoru fobisi, korkusu veya endişesi olduğu halde o masaya oturma cesaretinde bulunduğunuz için sizleri tebrik ederim. Korku ve kaygının en sembolik durumu bedenin tepki vermesidir. Bedeniniz terlemiş ve size bir şeyler anlatmak istemiş. Ben bu duygu ile baş edemiyorum, endişeleniyorum, korkuyorum orada bir şey var her ne varsa duygu olarak öncelikle bu duyguyu veya duyguları ifade ediyor olmak kıymetli olacaktır. Duygularımızı ifade edebilmenin birçok yöntemi vardır; yazmak, çizmek, konuşmak, anlatmak, koşmak, yürümek, bitkilerle uğraşmak, gezmek. Siz duygularınızı ifade etmekte zorlandığınız size iyi gelen ne yaparsınız? Bunları buluyor olmanız önemli. Çünkü diş hekimi korkusu başladığı yerde bunlardan faydalanabilirseniz süreci daha rahat atlatabilirsiniz.


Bir diş hastanesi veya kliniğe ile iletişime geçmeden size iyi gelen şeyler neler, siz nasıl bir süreç yaşıyorsunuz şu an, bunlara bakmanızın kıymetli olduğunu düşünüyorum. Bazen probleme odaklanıyor olmak bütündeki detayları kaçırıyor olmamıza neden olabiliyor. Eğer tüm bahsettiğim olasılıklar dışında hayır ben diş hekiminden korkuyorum diyorsanız; burada size iyi gelen şeyleri yazın, bulun ve deneyin. Bunlar sizi ne kadar rahatlatıyor? 10 çok rahatlatıyor, 1 çok az rahatlatıyor şekilde size iyi gelen şeylerin listesini yaptıktan sonra puanlayın ve hepsini tek tek yazın. Diş hekimi korkusu için öncelikle bir diş hekimi ile görüşün ve korktuğunuzdan bahsedin. Biraz da olsa vakit geçiriyor olmak belki sizlere iyi gelecektir bahsettiğiniz gibi.


Bahsettiğiniz ses ile ile ilgili birkaç şey söylemek istiyorum. Kafanızdaki sürekli dişçiye gitmelisin sesi, sanki sizi zorlayan şeylerin de sesi gibi. Bu sesi birinin sesine benzetiyor olsaydınız kimin sesine benzetirdiniz? Anneniz, babanız, arkadaşınız, romantik ilişkide bulunduğunuz partneriniz kimin sesi olurdu? Çünkü burada sizi zorlayan, emreden bir ses var. Bazen bu sesler en yakınlarımızın sesi oluyor ve kendimize dair olan bir ses olarak yorumlayabiliyoruz. Bu ses size mi ait? Bu sesleri ayırt etmek için kendi içinize dönün, biraz bakının. Zorlandığınız halde bu sesin bu kadar baskın olması eğer gerçekten size aitse kendinize iyi davranmadığınızın bir işareti olabilir. Başından beri ifade ettiğim gibi bazen bu korkular ve kaygılar bize başka şeylerin göstergesi olabilir. Şu an zorlandığınız bir durum yaşadığınızın, duygu durumunuz ile ilgili yönetmekte zorlandığınız bir sürecin olduğunun veya bambaşka geçmişte yaşadığınız herhangi bir travmanın tetiklenmesinden dolayı olabilir. Sadece bir diş korkusu da olabilir. Bu korkunun üstesinden gitmek için öncelikle kendi deponuzu doldurmanız gerekir, nasıl telefonu şarj ediyorsak sizin de deponuzu dolduruyor olmanız kıymetli olacaktır. Şu an kimseye söylemek size iyi gelmiyorsa gelmiyordur, peki size iyi gelen şeyler neler olurdu? Buralara bakıyor olmanızı tavsiye ederim. Hala daha zorlanırsanız okulun psikolojik destek biriminden destek alabilirsiniz.


Umarım diş koltuğuna rahatça oturup kaygınızı ve korkunuzu ifade edebildiğiniz güzel günler yaşarsınız.


Sağlıklı günler dilerim.

Psikolog Merve Ulusoy

alinti

Çok teşekkür ederim umarım önerilerinizi uygulamayı başarabilirim❤️

Yorumlar

Gizli Kullanıcı

Hemen her cümleme bu kadar detaylı cevap verdiğiniz için çok teşekkür ederim umarım önerilerinizi uygulayabilir ve bir gün bunun üstesinden gelebilirim ❤️.

pskmerveulusoy

Detaylı sorunuz için ben teşekkür ederim. Kolaylık dilerim sizlere

Cevaplanmış benzer sorular

Psikoloji

Depremin yarattığı travmayı nasıl aşabilirim?

6 Şubat iki çocuğumla evde yalnızdım. Duvarlar üstümüze yıkılarak kaçtık dışarı. Eşim gurbetteydi, babam da çocukluğumdan beri babalık yapmadığı için o gece sığınacak kimsem yoktu. Geçim sıkıntımız da var. Deprem gecesi bulunduğumuz apartmana yeni taşınmıştık tanıdığımız kimse de yoktu orada. O gecenin zifiri karanlığında,27 yıllık hayatımda görmediğim soğukta,yağmur altında iki çocuğumla kalakaldım. Sarsıntı anını atlatabilirim,maddi zorlukları da. Ama o çaresizliği unutamıyorum,Hatay her sallandığında o geceyi yaşıyorum tekrardan. Ölenlere mi,o çığlıklara yardım edemeyişime mi,çocuklarımı kaybetme korkusu yaşadığıma mı,kendime mi ağlayayım bilemediğim zamanlar oluyor. 1,5 yıl geçti. Aşmak istiyorum. 5 ve 8 yaşlarında iki oğlum için,aşmak zorundayım. Bunca aydır hala barınma sorunumuz devam ediyor,geçim derdi de cabası. Bunlarla (tek başıma) mücadele ediyorken psikolojik destek için ayıracak imkanım olmadı hiç. Ama artık yavaş yavaş günyüzüne çıkmaya başlıyor. Ben iyi değilim. O gece çocuklarım korkmasın güvende hissetsin diye dik durup gülümsedim,çocuklarımı yüreklendirmeye çalıştım,hatta iyiymiş gibi davrandım. Biliyorum ki o gece içimden geldiği gibi ağlayabilseydim,o çığlıkları içeri içeri değil de dışardan atabilseydim belki o kadar da kötü etkilenmezdim. Acısını zamanında yaşayabilen insan zamanında iyileşebiliyor. Ama ben içime gömdüm. Ve işte. . şimdi iyi değilim ama maalesef hayat devam etmek zorunda. Çocuklarımın psikolojisini düzelteyim derken kendimi kaybetmek üzereyim sanırım. Bana söyleyebileceğiniz tek bir söz,bir öneri,bir olumlama(hayalcilik olmayacak şekilde) veya en ufak sandığınız bir örnek bile boğulmak üzere olan bana,uzatılmış bir dal parçası olabilir. Biliyorum ki hastalığı kabullenmek iyileşmenin yarısıdır. Ben ruh halimin iyi olmadığının farkındayım. Çocuklarımın bindiği dalım ben,kırılmamam lazım. Güçlü durmak beni epey yordu,her şeyin üstesinden gelmek zorunda olmak yıprattı. Oysa 6 Şubat 'ta 25 yaşındaydım. Ben de korktum,ağlamak isterdim,çığlık atmak,birilerine sarılmak. .. isterdim. . ama ben o gece dışarıda iki çocukla öylece kalakaldım. Şimdi ise Hatay'da şiddeti ne kadar küçük olursa olsun her Sarsıntıda o gecenin çaresizliğini yaşıyorum. İlk aylarda Çocuklarımın ölüm korkusunu tekrar tekrar yaşıyordum. Bunu aştığımı görebiliyorum. Ama böylesine büyük bir afet anında kimsesiz çaresiz savunmasız kalmayı,aşamıyorum. Her sarsıntıda o geceki çaresizlik tetikleniyor. Yeniden herhangi bir afet olsa o çaresizlik o kimsesizlik ve çocuklarımın sorumluluğu altında ezileceğim korkusuyla yaşıyorum. hayattan zevk alamıyorum. Çocuklarım sağ salim yanımda, bazen bunun bile tadını çıkaramıyorum. Gelecek korkusu var içimde. Başıma bişey gelse çaresiz kalacağım korkusu. Nasıl bir yol izlememi önerirsiniz? Biliyorum çok dolaylı,ve sizin için anlaşılması güç bir duygu bu,çünkü malum yaşamayan bilemez derler. Ama yaşamayan dışarıdan bakan da belki görebilir çıkış yolunu. Ben buradan göremiyorum. Eğer gerçekten tüm içtenliğinizle okur,anlamaya çalışıp,değer verip cevaplarsanız insanlığa dair inancım,umudum yeşerir. Verecek cevap bulamasanız veya kazancınız olmayacağı için vakit kaybetmek istemezseniz de saygı duyarım. Şimdiden teşekkürler. ..