Psikoloji

Düşüncelerden şeylerden suçluluk duyma

Gizli Kullanıcı21 Şubat 2025 19:53

düşündüğümüz şeylerden suçluluk duyma sebebimiz nedir? özellikle obsesif kompülsif bozukluk yaşayan birisinde. diyelim ki tabu bir düşünce düşündü fakat sevgilisi var o an rahatsız olmadı şuan hatırladıkça nasıl rahatsız olmadım diye kendini suçluyor ve ayrılık sebebi olarak görüyor. ilişkisi olan insanların özel alanı ne olmalı? her şeyi anlatmalı mıyız kafamızdan geçen. bu düşüncelerin ve hareketlerin kimseyi etkilememesi (yalnızca ben) bizi suçlu yapar mı?

Bu soru 25 Şubat 2025 12:55 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhaba Sevgili Danışan,


Düşüncelerinizden suçluluk duymanızın altında yatan nedenleri anlamak, bu duyguyla nasıl başa çıkacağınızı belirlemede önemli bir adımdır. Özellikle obsesif kompülsif bozukluk (OKB) yaşayan bireylerde, rahatsız edici düşüncelerle ilgili yoğun suçluluk hissi sıkça karşılaşılan bir durumdur. OKB, genellikle istenmeyen, müdahaleci düşüncelerle karakterizedir ve bu düşünceler kişinin değerleriyle çeliştiğinde büyük bir kaygıya yol açabilir. Bazen kişi, bu düşünceleri bilinçli olarak seçmediğini bilse bile, onların anlamını sorgulamaya ve kendini suçlamaya başlayabilir. Özellikle tabu kabul edilen düşünceler söz konusu olduğunda, bireyler bu düşünceleri ahlaki bir bozulma ya da ilişkilerine zarar verecek bir şey olarak görebilirler.


Zihnimiz, her gün binlerce farklı düşünce üretir ve bu düşüncelerin çoğu, bizim bilinçli bir şekilde seçtiğimiz veya yönettiğimiz şeyler değildir. Beynimizin doğası gereği, bazen ilgisiz, garip veya bizi rahatsız edebilecek düşünceler aklımıza gelebilir. OKB’si olan bireyler, bu tür düşünceleri diğer insanlara kıyasla çok daha fazla ciddiye alma eğilimindedir. Normalde sağlıklı bir birey için bir düşünce gelip geçerken, OKB’si olan biri bu düşünceyi analiz edebilir, anlamını sorgulayabilir ve onun gerçek olup olmadığını tartışabilir. Örneğin, bir anlığına aklınıza gelen tabu bir düşünce, anında ortadan kaybolabilir, ancak zihniniz bu düşüncenin neden aklınıza geldiğini, bunun sizi ne ifade ettiğini ve ilişkiniz üzerindeki etkisini incelemeye başlayabilir. Eğer o an rahatsız olmadığınızı fark ederseniz, daha sonrasında “Nasıl rahatsız olmadım?” diye kendinizi suçlu hissedebilirsiniz. Bu noktada, düşünce ile gerçeklik arasındaki farkı anlamak çok önemlidir.


Bir düşüncenin akla gelmesi, onun gerçek olduğu veya uygulanması gerektiği anlamına gelmez. Örneğin, bir köprüden aşağı atlamayı düşünmek, kişinin intihar etmek istediği anlamına gelmez. Beynimiz bazen rastgele düşünceler üretebilir ve bunlar aslında bizim kim olduğumuzu belirlemez. Aynı şekilde, bir ilişkisi olan birinin aklına bir anlığına başka biriyle ilgili bir düşünce gelmesi, bu kişinin sadakatsiz olduğu veya ilişkisinde bir problem olduğu anlamına gelmez. Önemli olan, düşüncenin varlığı değil, ona ne kadar anlam yüklediğimizdir.


Bir ilişkide partnerinizle samimi olmak ve açık iletişim kurmak sağlıklı olsa da, herkesin kendine ait özel bir alanı olmalıdır. Özel alan, kişinin bireyselliğini korumasına, kendi düşünce ve duygularını işleyebilmesine yardımcı olur. Bir ilişkide her şeyi paylaşmak zorunda hissetmek, bazen daha fazla kaygı ve suçluluk yaratabilir. Özellikle OKB’ye bağlı obsesif düşünceler yaşayan biri için, zihninde oluşan her düşünceyi paylaşma ihtiyacı, hem kendisi hem de partneri için yorucu olabilir.


Bir ilişkide sağlıklı sınırlar belirlemek önemlidir. Duygu ve düşüncelerinizi paylaşmak, partnerinizle daha güçlü bir bağ kurmanızı sağlayabilir; ancak bu, her geçen düşünceyi açık etmek zorunda olduğunuz anlamına gelmez. Özellikle yalnızca sizin zihninizde var olan ve kimseyi etkilemeyen düşünceler söz konusu olduğunda, bunları paylaşmak bazen kaygınızı artırabilir. Eğer zihninizde belirli bir düşüncenin gelip geçtiğini ve onun sizi rahatsız etmediğini fark ettiyseniz, bu durum, düşüncenin önemli olduğu anlamına gelmez. Ancak OKB’si olan bireylerde, bu düşünceler üzerinde durma ve onları analiz etme eğilimi çok daha fazladır. Bir düşüncenin neden aklına geldiğini ve neden rahatsızlık hissetmediğini sürekli olarak sorgulamak, suçluluk hissini artırabilir ve kişinin kendisini gereksiz yere yargılamasına yol açabilir.


İlişkide paylaşımın dengeli olması, hem bireysel sınırların korunmasını sağlar hem de güveni artırır. Ancak bu dengeyi kurarken, kendinizi suçluluk hissine sürüklememek için düşüncelerinizle ilişkinizi gözden geçirebilirsiniz. Düşünceler, sizin kim olduğunuzu veya nasıl bir insan olduğunuzu belirlemez. OKB’si olan bireyler, düşüncelerinin ahlaki değerlerini yansıttığını düşünebilir ve bu nedenle bir düşüncenin varlığı bile onları rahatsız edebilir. Oysa ki, bir düşüncenin akıldan geçmesi, onun etik dışı olduğu anlamına gelmez.


Suçluluk hissi, çoğu zaman gerçek bir yanlış yapıldığında ortaya çıkan sağlıklı bir duygudur. Ancak, yalnızca bir düşünce yüzünden suçluluk hissetmek, kişinin kendine gereğinden fazla yüklenmesine neden olabilir. Suçluluk, bir eylemin sonucunda bir başkasına zarar verdiğimizde hissedilmesi gereken bir duygudur. Ancak düşüncelerimiz, eylemlerimiz değildir. Bir düşünceye sahip olmak, onu gerçekleştirdiğimiz veya gerçekleştirmeyi planladığımız anlamına gelmez.


Eğer bu düşünceler sürekli olarak zihninizi meşgul ediyorsa, onları anlamlandırmaya çalışmak yerine, düşüncelerinizle olan ilişkinizi değiştirmeyi deneyebilirsiniz. Düşüncelerinizin gelip geçmesine izin vermek, onların size daha az rahatsızlık vermesine yardımcı olabilir. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), özellikle OKB’ye bağlı obsesif düşüncelerle başa çıkmada oldukça etkili bir yöntemdir. BDT, kişinin düşüncelerini analiz etmek yerine, onların yalnızca birer düşünce olduğunu kabul etmesine ve onlara daha az tepki vermesine yardımcı olur. Eğer bu düşünceler günlük yaşantınızı etkiliyor, ilişkilerinizde kaygı yaratıyor ve sizi sürekli olarak suçluluk hissetmeye sürüklüyorsa, bir uzmandan destek almayı düşünebilirsiniz.


Son olarak, kendinize karşı daha şefkatli olmaya çalışabilirsiniz. Her insanın aklına bazen mantıksız veya garip düşünceler gelebilir ve bu tamamen normaldir. Önemli olan, bu düşünceleri nasıl ele aldığınız ve onlara nasıl tepki verdiğinizdir. Kendinizi yargılamak yerine, düşüncelerinizin yalnızca zihinsel süreçlerinizin bir parçası olduğunu kabul etmeye çalışabilirsiniz.


Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğiniz farklı bir soru veya aklınıza takılanları sorabilirsiniz.


Sevgiler,

Psikolog Betül Canbel


Yorumlar

Gizli Kullanıcı

çok teşekkür ederim yazdıklarınızı okumak biraz da olsa içimi rahatlattı iyiki sizin gibi insanlar psikolog olmaya karar vermiş ve yardım ediyorsunuz. bir şey daha soracağım hocam mesela bu düşünce + eylem olsun diyelim o eylemide sadece biz biliyoruz kimseye zararı yok bunuda paylaşmak zorunda mıyım? yani yanlış bir eylem olsa bile sadece benim bildiğim kendi özelim kimseyle bir etkileşimim vb yok bu da düşünce dünyasına giriyor değil mi?

25 Şubat 2025 16:23
Psk. Betül Canbel

Selamlar Sevgili Danışan, Güzel geri bildirimleriniz için teşekkür ederim. Bu soruyu tam anlayamadım. Bunu daha da açarak yeni bir soru sorarsanız daha iyi cevaplar alabilirsiniz. Ancak şunu söyleyebilirim ki düşünce ve bu düşünce ile paralel bir eylem gerçekleştirmişseniz o artık bir davranış oluyor. Sevgiler, Psikolog Betül Canbel

27 Şubat 2025 16:40
Gizli Kullanıcı

demek istediğim şey hareketlerimi ve düşüncelerimi sadece ben biliyorum kendi evimde kimseyi etkilemiyor yinede bunu paylaşmak zorunda mıyım yani? eski birini düşündüm diyelim bu da biraz özel onun hakkında hayal kurdum falan bunu paylaşmak zorunda mıyım?

27 Şubat 2025 16:47
Psk. Betül Canbel

Merhaba Sevgili Danışan, Bu sizin özeliniz ve kimseyle paylaşmak zorunda değilsiniz. Başkalarını etkilese de bunu paylaşmak istemezseniz de paylaşmayabilirsiniz. Kendinize iyi bakmanız dileğiyle. Sevgiler, Psikolog Betül Canbel

4 Mart 2025 10:33

Cevaplanmış benzer sorular