Güzel hissedememe döngüsü
Ergenlik dönemimden beri güzellik benim için hep bir sorun olmuştu. Hâlen de zaman zaman güzel hissetmek için olumlamalar falan yapıyorum. Tam kendimi kabullenip güzel hissediyorum çıktığım bir fotoğraf, bir video bütün ilerlememi mahvediyor. Anı biriktirmeyi ve fotoğraf çekmeyi çok seven biriyim. Bazen arkadaşlarımın fotoğraflarını çektiğimde çok imreniyorum onlar gibi güzel çıkmaya, beni çekmelerini istediğimdeyse günlerce "çok çirkinim" depresyonuna giriyorum. Düşük bir burnum, sadece yandan düzensiz duran dişlerim, sürekli çıkan bir gıdım, aynı kiloda olduğum birinden daha kilolu durmama sebep olan bir fiziğim, kıvırcıkken kabarık olup düzken aşırı kırık duran saçlarım var diye düşünüyorum ve cidden çok üzülüyorum. Hani hayatım boyunca 1 kişi dışında kimseden görünüşüm konusunda da yargılanmadım. Ancak o kişi yüzünden bile dışarıya kapatıcı olmadan çıkamıyorum mesela. Bu güzellik algısından kurtulup nasıl kendimi sevebilirim?
Bu soru 21 Temmuz 2024 19:29 tarihinde Klinik Psikolog Pınar Özdemir tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Sevgili danışan,
Güzellik algısı kişiden kişiye göre değişen bir algıdır. Kendi güzellik algımızı genelde çevrenin güzellik kriterine göre belirleriz ve kendi güzelliğimizi yüksek beklentilere sokarız. Beklentilerin karşılığını alamadıkça kendimizi eleştirir dururuz. Çünkü beklentilerimizi karşılayamadığımızdan kendimizi kötü hissederiz ancak unuttuğumuz bir şey vardır. Ya beklentilerimiz fazla abartılıysa ya gerçekçi değillerse? Mesela renkli bir tabloya baktığınızı varsayalım. Tabloya çok yakın bir mesafede durduğunuzu ve tablonun kırmızı lekeli bir alanına odaklandığınızı düşünün. Kırmızı lekeye odaklanıp, uzun bir süre bakmaya devam ettiğinizde artık hoşunuza gitmediğini düşündüğünüz hatta sizi rahatsız eder hale geldi. Tablonun diğer renklerini, bütününü farkında değilsiniz tek farkındalığınız o kırmızı leke ve bu yüzden olumsuz düşünceleriniz oluşmaya başlıyor. Başka bir yere odaklanmadığınızdan yeni düşüncelerinizin oluşması engelleniyor. Şimdi birkaç adım geriye gidip tablonun bütününe baktığınızda aslında kırmızı lekenin görünmediğini hatta bulmakta zorlandığınızı fark ettiniz. Tabloya en küçük bir olumsuz etkisi olmadığını ya da olsa bile göze batmadığınız gözlemlediniz. Olumsuz düşüncelerimiz de tıpkı bu tablo metaforu gibidir çoğu zaman. Sadece olumsuz düşüncelerinize odaklanıp diğer bütünleriyle değerlendirmediğinizde olumsuz düşüncelerinizin çıkardığı sonuca inanmaya mecbur kalıyorsunuz. Kendinize bütünüyle baktığınızda aslında küçük bir kırmızı leke kadar önemsiz olduğunu fark edeceksiniz belki de.
Sevgili danışan kendinize şefkatli yaklaşmaktan kaçınıyor olabilirsiniz. Şefkatli davranılmasını hak etmediğinizi düşünüyor olabilirsiniz. Nasıl ki fiziksel olarak yaralandığımızda yaramızı temizleyip özen gösteriyorsak, yarabandına ihtiyaç duyuyorsak aynı şekilde duygusal açıdan yaralandığımızda ya da duygusal açıdan ihtiyacımız olduğunu fark ettiğimizde öz şefkatli davranmayı denemeliyiz, bu davranışı pekiştirmeliyiz. Kendimize zaman zaman şefkatli davranmayı bilemiyor oluruz, kaçınırız çoğu zaman. Mesela yakın bir arkadaşınızın kendi görünüşü hakkında olumsuz söylemlerini sizinle paylaştığını düşünün. Ona ne şekilde yaklaşırdınız? Hangi tavsiyelerde bulunurdunuz? Arkadaşınıza yaklaştığınız gibi, gösterdiğiniz şefkat gibi kendinize de gösterebilirsiniz. Sizin de buna ihtiyacınız olabilir.
Sevgili danışan, süreçle ilgili olumsuz düşüncelerinizle baş etmekte zorlanmaya devam ediyorsanız bir psikoloağa başvurarak psikolojik destek alabilirsiniz.
Sevgiler.
Klinik Psikolog Pınar Özdemir.