Psikoloji

Hayatımı yeniden oluşturmak için ne gerekli?

Gizli Kullanıcı22 Nisan 2025 21:51

Benim şu ana kadar herkesin hayatında az çok mesleği arkadaş çevresi oturmuş hatta evlilik çocuk yolunda olanlar var. Ancak ben bu sene kişiliğimde öyle sarsılmalar yaşadım ki meğerse kendimi hiç tanımamışım. Arkadaşlıklarım öyle testlerden geçti ki öyle zor durumlar içerisinde kaldım ki kişiliğimde çoğu şeyi değiştirdim. İlişki yaşadım ve aslında anladım ki kendimden ödün veren sevgiyle bir şeyleri iyileştirmeye çalışan durup orada ikna edilmeyi beklemişim sevildiğime dair böyle bir yapım varmış ve bunlar bana aileden öğretilmiş olan şeylermiş. Terapiye gitmedim ancak çokça psikoloji okuması yaptım. O ilişkiye geri dönmedim elbette. Arkadaşım çok yoran yıpratan biriydi onunla da yollarımı ayırdım. Kendi psikolojik problemlerinin suçlusu benmişim gibi davranmaya başladı. İçime döndüm kötü dönemden geçiyorum dedi ve bu onunla ilgili bir süreçti. Ne zaman yazsam mesaj atsam suçlu benmişim gibi tavırlara girdi. En sonunda içini kustu bana hep kendi dertlerinden bahsediyorsun o yüzden aramıyordum seni dedi bunu aylar sonra söyledi zamanında onun yanında olmuş her aradığında telefonun ucunda olan biriydim arkadaşlık tek taraflı olabilen bir şey değil bunun bilincinde olan biriyim o yüzden kendimi asla suçlamıyorum çünkü verdiğim emeği çok iyi biliyorum. Oysa ne zaman arasam beni erteliyordu sadece tek kelimelik cevaplar veriyordu. Aylarca sadece ben yazdım ben aradım. Aylarca derdimi bile anlatmadım onun yanında olmaya çalıştığımı göstermeye çalıştım ancak o böyle anlamak istemiş. En sonunda içini kustu. Bana zamanında böyle bir şeyden rahatsızım demedi bile. Üstelik beni zamanında her gün arayan kendisiydi. Madem benim kendimi anlatmamdan bu kadar rahatsızlık duyuyordu neden beni her gün aradı. Daha sonra Ne zaman arasam işteyim meşgulüm cevabını alıyordum. Benimle alakalı bir şey mi var diyordum sen alıngansın diyordu bana ben kendi içime döndüm böyle düşünüyorsan o senin sorunun diyordu. Sonunda sebep ortaya çıktı. Gönlünü alayım pişman olayım diye bekledi ama arkadaşlık dediğimiz şey iki taraflı değil midir sürekli tek taraflı bir şey yürütmeye çalıştım aylarca aylar sonra bana bunu demesi o kadar içten pazarlıklı bir durumdu ki. Resmen tek derdi beni süründürmekmiş zevk almış bundan öyle soğudum ki insanlardan nefret düzeyine geldim. Bu sene etrafımda sayılı kişi kaldı. Şu an çalışmıyorum. Ama hayatı yeniden kurma kendi yolumu çizme azmim var. Olan bitenden sonra kendi kendimi iyileştirdim kendi kendimi dinlemeye fırsat bulduğum için kendime olan güvenim de arttı. Çünkü ne olursa olsun kendimle yalnız da yapabildiğimi gördüm. tabi ki dosta arkadaşa ihtiyacım her zaman var bunların olması için ben arkadaşımın yaptığı gibi değil yani kimseyi suçlamadan değil kendi eksikliklerimi kendim kapatarak ilerlemek istiyorum. Sağlıklı ilişkiler kurmak istiyorum. Ancak burada anlattığım arkadaşlık ve romantik ilişkilerimden yola çıkarak bana tavsiyeleriniz ne olurdu. Bağlanma problemleri vs burada anlattığım gördüğünüz eksiklikleri bunları nasıl çözebilirim. Terapi için bütçem yok. Bunlar için kendimdeki değişiklikleri nasıl kalıcı hale getirebilirim yardımcı olursanız çok sevinirim. Değineceğiniz her bir nokta gördüğünüz her bir eksiklik için çalışacağım kendi üzerimde o yüzden tane tane yazmanız çok değerli benim için.

Bu soru 23 Nisan 2025 17:57 tarihinde Psikolog Ayşe Tuba Aksakallı tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhaba Sevgili Danışan,


Yazdıklarınızı okurken içimizde oluşan o karışık hüzün ve hayranlık duygusunu çok iyi anlıyorum. Gerçekten de böyle derin bir yüzleşmeyi yaşamak ve ardından tüm o savunmasızlığınızla bu kadar dürüstçe anlatabilmek kolay değil. Sanırım tam da buradan başlamak gerekiyor: Kendinize dair bu denli derin bir farkındalığa ulaşmış olmanız, birçoğumuzun belki de yıllarını geçirdiği halde deneyimleyemediği çok değerli bir nokta. Bunu asla küçümsememelisiniz, aksine üzerine titremelisiniz.


O yüzden, en başa dönüp şöyle bir değerlendirme yapmak gerçekten çok anlamlı olabilir: Tüm o yaşadığınız kırılmalar, o acı veren gerçek yüzleşmeler, sessiz kalışlarınız, iç dünyanızda sarsılan ilişkiler size aslında neler öğretti? Bu zorlu süreç, sizi kim yaptığınızı anlamanıza nasıl bir ışık tuttu?


Söylediklerinizden açıkça görebiliyoruz ki, geçmişteki bazı davranışlarınızı, hatta çocukluktan gelen o "sevilmek için sürekli vermek, kendi sınırlarınızı yok saymak" gibi derin bir temayı fark etmişsiniz. Bir nevi, eski "siz" le göz göze geldiniz ve bu dürüstlük, bu cesaret gerçekten takdire şayan. 🌱


Şimdi, bu değerli farkındalığı kalıcı davranışlara dönüştürme kısmı biraz sabır isteyecek; ancak bu kesinlikle mümkün. Belki küçük ama etkili bir egzersizle başlayabiliriz:


Size küçük bir "kendinizle buluşma daveti" yapmak istiyorum: Her hafta bir gün belirleyin (örneğin Pazar akşamı gibi, sakin bir zaman diliminde), kısa bir süre için kendinize şu üç önemli soruyu sorun ve cevaplarınızı bir yere not alın:


  1. Bu geçen hafta içinde kendi ihtiyaçlarımı ne kadar gözetebildim? Kendime ne kadar özen gösterdim?


2.Sınır çizmem gereken yerlerde ne kadar net ve kararlı olabildim? "Hayır" demem gereken durumlarda bunu yapabildim mi?


3.Sevilmek, kabul görmek için kendi isteklerimden, değerlerimden herhangi birinden vazgeçtim mi? Yoksa kendi sesimi, kendi gerçeklerimi duyurabildim mi?


Bu sorular ilk başta basit gibi görünebilir, ancak düzenli olarak ve dürüstçe cevaplandıkça, içinizde o yeni, daha güçlü "siz" in yavaş yavaş kök saldığını, filizlendiğini görebilirsiniz. Bu, kendinize yaptığınız değerli bir yatırım olacak.


Diğer taraftan, dostluk ve ilişkiler konusunda yaşadıklarınızdan içimde şöyle bir düşünce belirdi: Bazen bazı bağlar çözüldüğünde, bir şeyler yolunda gitmediğinde suçu hemen kendimizde aramaya çok meyilli oluruz. Oysa, sizin örneğinizde olduğu gibi, karşınızdaki kişinin duygusal yükünü sürekli olarak üstlenmek size şimdiye dek çok ağır gelmiş. Verdiğiniz örneklerde (ilişkiniz, eski arkadaşınız), sürekli sizi suçlayan, kendi dengesini ancak karşısında "duran" bir siz olduğunda sağlayabilen insanlar var gibi görünüyor. Belki bu noktada kendinize şu soruyu sormak iyi gelebilir:


"Benim iyilik yapmak istediğim, yanında olmak istediğim kişiyle onun gerçek duygusal kapasitesi, benim ona verdiklerimle gerçekten dengede mi?" Bu dengeyi gözetmek, sizi daha sağlıklı ilişkiler kurmaya yönlendirebilir.


Bağlanma biçimlerinizle ilgili olarak da şunu derinlemesine sorgulamanız yerinde olabilir: Hayatınızda "birine çok çabuk bağlanıp kendinizi adeta gözden kaybetmek" ya da "ilişkilerde sürekli kendinizden ödün vermek" gibi tekrar eden bir örüntü, bir alışkanlık haline gelmiş mi? Bu noktada, sıklıkla çocukluk döneminde şekillenen bağlanma örüntülerini düşünmek size önemli bir içgörü sağlayabilir. Kendinize şu soruları sorun: "Benim 'değerliyim' duygumu bana en çok hissettiren kim(ler) vardı?", "Ne zaman kendimi minnet duygusuyla ya da suçluluk duygusuyla hareket ederken buldum?" Bu sorular, mevcut ilişkilerinizdeki dinamikleri anlamanıza yardımcı olabilir.


Bir başka önemli önerim de, karşılıklı alışverişin, dengenin olduğu arkadaş ilişkilerinin kıymetini ayırt etmek üzerine olacak. Yani, bir ilişki içinde eğer sadece siz elinizi taşın altına koyuyorsanız ve karşı taraf daima bekleyen, kendi ihtiyaçlarını ifade etmekten kaçınan bir konumdaysa, bu tür bağlar çoğu zaman sizi duygusal olarak tüketir. Bu gibi durumlarda biraz mesafe koymak, hatta bazen "gerekirse yalnızım ama kendi iç huzurumu korumak benim en önemli sorumluluğum" diyebilmek sizi güçlendirebilir.


Bu dönemde sosyal çevrenizin daralmış olması içinizde bir burukluk yaratabilir, bu çok insani bir duygu. Ancak unutmayın ki, az ama özenle seçilmiş ve ruhunuza gerçekten iyi gelen, sağlıklı bağların uzun vadede size çok daha iyi gelebileceğini aklınızda tutmanızı isteriz. Yeni, anlamlı ilişkiler kurmaya açık olmakla birlikte, mevcut ilişkilerinizi sürekli bir sorgulama haline getirmek yerine, kendi hislerinizi önemseyerek ve bir uyumsuzluk gördüğünüzde nazikçe geri çekilmek bazen en iyi "kendinize sadakat" örneği olabilir.


Son olarak, duyguları bastırmak yerine onları dürüstçe adlandırmak ve anlamaya çalışmak, üzerinde özenle çalışacağınız noktaların başında gelsin. Kendinize şöyle demeyi deneyin: "Bugün şu olaydan dolayı kırıldım.", "Şu an huzursuz hissediyorum çünkü şu durum yaşandı.", "Şu konuda bir özür dilemeye ihtiyacım var çünkü bu şekilde hissettim." İçsel diyalogunuzu bu şekilde netleştirmek, yeni belirlediğiniz sınırlarla ilgili davranışlarınızı hem kendinize hem de başkalarına karşı daha görünür kılacaktır.


Bulunduğunuz yerde köklenmek bazen yeterli olmaz; siz bu zorlu yola çıkmışsınız ve bu çabanıza hayran olmamak gerçekten mümkün değil. Arada sendelemeniz, kafanızın karışması, hatta "acaba yanlış bir yolda mıyım?" diye kendinizi sorgulamanız da tamamen olağan bir durum. Eğer bir gün öncesine göre bile küçücük bir adım ileriye gidebildiyseniz, belki de en büyük başarı budur. Sizin hikayeniz sabırla, cesaretle, kendinize göstereceğiniz şefkatle ve her deneyimden bir şeyler öğrenerek şekillenecek gibi görünüyor.


Bu zorlu yolculukta ilerlerken de yanınızda kendi kendinizin en iyi, en anlayışlı dostu olmayı asla ihmal etmeyin. 🧡


Sorunuz sizin için bir cevap olabildiyse, puanlayabilir ve görüşünüzü bizimle paylaşabilirsiniz. Bizlere sorularını yöneltmek isteyen başka arkadaşlarınız varsa onların da yararlanmasını sağlayabilirsiniz.


Sağlıklı günler dilerim.


Sevgiyle kalın.


Psikolog

Ayşe Tuba Aksakallı....

alinti

Bu platformda şu ana kadar aldığım en dolu dolu kendimi anlamama yardımcı olan ve yolculuğuma ışık tutan bir cevaptı. Kendi kendimi bu sorularla tüketirken aslında içimde neden böyle hissettiğimi anlamama yardımcı oldunuz. Kendimle alakalı yaşadığım ilişkilerde şu an ne yapmam lazım nerede yardıma ihtiyacım var dediğim noktada açıp tekrar tekrar okuyacağım iyi ki varsınız ruhuma şifa oldunuz. ♥️