her ilgisiz kalınca başkalarına aklım kayıyor?
Şu anda bir ilişkim var. 1 aydır birlikteyiz ve uzak mesafe. Onu seviyorum o da beni çok seviyor ama bazen birbirimizle kavga ettiğimizde veya soğuk olduğumuzda aklım başka insanlara kayıyor. bunu yapmamam, onu aldatmamam gerektiğini, sevgilimi sevdiğimi kendime her daim hatırlatıyorum. ama bu durum maalesef ki aklımdan çıkmıyor. onu aldatsam da kaybetmek istemiyorum. İlişkimde bana zaman zaman tatminsizlik hissi geliyor. Ve bu aldatma isteği dürtüsü, tatminsiz ve ilgisiz, ve onunla soğuk olduğumuz zamanlarda geliyor. Anlık heyecanlara kapılıp onu aldatsam bile pişman olacağımı biliyorum. sonuçta onu aldatsam hem kendime hem ona hem de üçüncü erkeğe saygısızlık yapmış olacağımın farkındayım. Bunu nasıl aşabilirim?
Bu soru 5 Mayıs 2025 08:16 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba sevgili danışan,
Yazdıklarını dikkatle ve anlayışla okudum. İlişkinin birinci ayında yaşadığın bu içsel çatışma aslında sandığından çok daha yaygın ve üzerinde durulması gereken, farkındalıkla yaklaşılması gereken bir durum. Bir tarafta sevdiğini söylediğin ve seni seven bir partner, diğer tarafta ise duygusal ya da fiziksel olarak uzaklaşıldığında seni başka kişilere yönlendiren içsel bir dürtü, bir yönelim var. Bu ikili çatışma sana kendini kötü hissettiriyor olabilir; çünkü birini sevdiğin hâlde, başka kişilere yönelme düşüncesi seni hem suçlulukla hem de kararsızlıkla karşı karşıya bırakıyor. Ancak burada seni rahatlatacak ilk cümleyi söylemek isterim: Bu tür hislerin olması seni kötü biri yapmaz. Bu, duyguların karışıklığına, ilişkisel ihtiyaçlarının yeterince karşılanmamasına ve bağlılık algısının nasıl şekillendiğine dair önemli sinyaller verir. Gel birlikte bu durumun altındaki dinamikleri anlamaya çalışalım, sonra da bu durumu nasıl yönetebileceğine dair bazı yapıcı yollar üzerine konuşalım.
İlk olarak şu soruyla başlayalım: “Aklım neden başkalarına kayıyor?” Bu sorunun yanıtı sandığından çok daha karmaşık olabilir. Duygusal ya da fiziksel bir boşluk yaşadığında, insan zihni doğal olarak bu boşluğu doldurmak ister. Özellikle sevgilinden uzak olduğun, duygusal yakınlık hissedemediğin, tartışma yaşadığınız ya da ilgi görmediğini düşündüğün anlarda bu boşluk daha da belirginleşebilir. Uzak mesafe ilişkilerinde bu duygu daha da yoğun hissedilir çünkü ilişkideki duygusal ihtiyaçlar yüz yüze temasla değil, sınırlı iletişim yollarıyla karşılanır. Sevgilin seni çok seviyor olabilir ama bu sevgi sana her an temas edemiyorsa, yalnızlık hissi doğabilir. Bu yalnızlık, beynin yeni uyarıcılara açık hale gelmesine neden olur. Böylece ilgini çeken başka insanlar, bir tür “tatmin alternatifi” gibi görünmeye başlar. Bu, sevdiğin kişiye olan bağlılığını sorgulamak anlamına gelmez; daha çok içsel boşluğun nasıl yönetildiğini gösteren bir duygusal yönelmedir.
İkinci olarak “Tatminsizlik” kelimesini çok açık ve dürüst bir şekilde ifade etmişsin. Bu çok kıymetli çünkü duygusal tatmin eksikliği, bağlılıkta en çok yönelme yaratan etkenlerden biridir. Tatminsizlik, bazen karşı tarafın yeterince ilgilenmemesiyle, bazen de kişinin ilişkiden beklentilerinin netleşmemesiyle ortaya çıkar. Belki sevgilinin ilgisi, senin iç dünyandaki duygusal açlığı yeterince karşılamıyor olabilir. Belki de senin sevgi dili başka bir biçimde (dokunsal temas, sık iletişim, sözlü onay, hediye alma vb.) çalışırken, onun sevgiyi gösterme biçimi seninkinden farklı olabilir. Bu uyumsuzluk, seni ilgisizlik ya da soğukluk olarak etkiliyor ve bu da başka kişilere yönelmene sebep oluyor olabilir. Fakat dikkat etmen gereken şey şu: Aklının başka kişilere kayması, bir “sevgisizlik” belirtisi değil; bir “karşılanmayan ihtiyaç” göstergesi olabilir. Asıl önemli olan, bu ihtiyacını kendinle ve partnerinle birlikte nasıl yöneteceğin.
Üçüncü olarak, aklına gelen aldatma fikriyle ilgili çok içten bir öz değerlendirme yapmışsın. Onu aldatmak istemediğini, bunu yaparsan pişman olacağını, bunun hem sevgiline hem kendine hem de diğer kişiye saygısızlık olacağının farkındasın. Bu, çok olgun bir düşünce. İçinde bulunduğun çelişkiyi görmek, bu duyguyla dürüstçe yüzleşmek, bu süreci aşmanın en önemli adımıdır. Aldatmak, genellikle sadece cinsel ya da duygusal heyecan arayışı değildir; kişinin kendini değersiz, eksik ya da yalnız hissettiği anlarda bir tür kaçış davranışıdır. Sen de aslında sevgilinden uzaklaştığında, “beni gerçekten isteyen biri var mı?”, “ben hâlâ çekiciyim, önemseniyorum” gibi bilinç dışı düşüncelerle başka kişilere yöneliyor olabilirsin. Bu tamamen insani bir ihtiyaçtan kaynaklanır: Görülmek ve sevilmek. Ancak bu ihtiyacın farkında olup, bunu ilişki dışında çözmeye çalıştığında, aldatmanın pişmanlığına değil, bu ihtiyacı doğru yerde ifade etmenin huzuruna varırsın. Çünkü esas mesele seni sevip sevmemesi değil, senin o sevgiye gerçekten ulaşıp ulaşamadığını hissetmendir.
Bu noktada sana birkaç öneride bulunmak istiyorum. Öncelikle, ilişkide neyin eksik kaldığını belirlemen çok önemli. Duygusal yakınlık mı, zaman geçirmek mi, güven duygusu mu, paylaşım mı? Bunu netleştirdikten sonra, bu ihtiyaçlarını partnerine açık bir şekilde ifade edebilmen gerekiyor. “Bana uzaklaştığımızda ya da tartıştığımızda bir boşluk oluşuyor ve bu boşluk beni bazen başka insanlara yöneltiyor. Bu beni rahatsız ediyor ve ilişkimize zarar veriyor. Bununla baş edebilmek için seninle daha istikrarlı bir bağ kurmam gerektiğini düşünüyorum” gibi bir ifade, senin içtenliğini ve çözüm arayışını gösterebilir. Böylelikle ilişkinizin duygusal temellerini birlikte güçlendirebilirsiniz.
İkinci olarak, bu tür yönelmelerin seni nasıl etkilediğini fark etmen de çok kıymetli. Aklının kayması anlık bir rahatlama gibi görünse de uzun vadede sana suçluluk, kafa karışıklığı ve duygusal yorgunluk getiriyor. Bu durumla baş edebilmek için, boşluk anlarında kendine alan açacak başka yollar bulabilirsin. Bu, sadece zaman geçirmekle ilgili değil, zihnini o andan uzaklaştıracak bir uğraş, bir yaratım, bir üretim olabilir. Çünkü başka insanlara yönelme dürtüsü genellikle “kendine dönmekten kaçma” halidir. Kendi duygularınla yalnız kalmaktan kaçmak yerine, onlarla yüzleşmek, onları anlamlandırmak ve kendine “Ben şu an neye ihtiyacım var?” diye sormak, seni doğru çözüme götürecektir.
Üçüncü olarak da, bu yönelmelerin sadece “anlık heyecan” olduğunu kendine hatırlatman kıymetli. Bu heyecanlar geçicidir. Ama bir ilişki, emek, zaman, anlayış ve sabırla kurulur. Bu anlık yönelmeler için, ilişkinin bütününü tehlikeye atmak aslında seni de mutsuz edecek bir sonuç doğurur. Sen bu farkındalığa sahipsin ve bunu açıkça ifade etmişsin. Bu nedenle davranışlarını kontrol edebilme kapasiten de oldukça yüksek. Yapman gereken şey, bu dürtüyü bastırmak değil, onunla konuşmak. Dürtün geldiğinde kendine şunu sorabilirsin: “Şu an bu kişiyi düşünmemin nedeni ne? Bir ilgisizlik mi, boşluk mu, onay ihtiyacı mı?” Bu sorular, dürtüyü yargılamadan yönlendirmene yardımcı olur.
Son olarak, bu duygusal yönelimi ve ilişki içi ihtiyaçlarını daha derinlemesine anlayabilmek adına bir uzmandan psikolojik destek almayı düşünebilirsin. Çünkü bu durum sadece bu ilişkinle ilgili değil, belki de geçmişten taşıdığın, çocukluk ya da ergenlik döneminde şekillenmiş bazı bağlanma örüntülerinin sonucu olabilir. Örneğin, ilgi azaldığında hemen başka bir güvenceye yönelme ihtiyacı, terk edilme korkusu ya da değer görme arayışının yansıması olabilir. Bu örüntüler üzerinde çalışmak, sadece bu ilişkini değil, ileride kuracağın tüm ilişkileri daha sağlıklı hâle getirir.
Sevgili danışan, sen bu konuda yalnız değilsin. Aklının kayması seni kötü biri yapmaz, sadakatsiz yapmaz, değersiz hissettirmez. Aksine, bu karmaşık duygularla yüzleşmen ve yardım istemen senin ne kadar öz farkındalığı yüksek, içten ve güçlü bir birey olduğunu gösteriyor. Bu süreci bastırmak, inkâr etmek ya da kendine kızmak yerine, anlamaya çalışmak en sağlıklı adımdır. Sen bu adımı çoktan atmışsın. Şimdi sıra, içindeki sesi biraz daha duymakta ve ihtiyaçlarını yargılamadan ifade etmekte.
Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğin farklı bir soru veya aklına takılanları sorabilirsin.
Sevgiler,
Psikolog Betül Canbel