Romantik İlişkiler

İlişkideki erkeğe kaybetme korkusunu nasıl aşılarım?

Gizli Kullanıcı25 Nisan 2025 19:46

İlişkimizde 8. Aydayız uzak mesafe ilişkisi yşıyoruz ilk 3 ay rutin ve heyecanlı bir ilişkimiz vardı fakat zaman geçtikçe karşı tarafın fevri oluşuna sert oluşuna sözlerine maruz kalarak bir süreç yürüttük bir şekilde ben tükenmişlik içindeyim bitirmek isteyip de bitirmemiyorum ilişkiyi sebebini bilmiyorum ondan gelen sevgiye mi muhtacım bilmiyorum yalnızlık korkusu mu bilmiyorum bu kişi fazla detaycı ve kıskanç biri bazen aşırıya kaçıyor ve beni boğuyor ama benim kıskançlık yaptırdığım bir hareketim yok gayet de ağır biri ve temiz bir insanım ama karşımdaaki çok doyumsuz sanki tamamen ona bağlı kalmamı istiyor oda son zamanlarda bunldığını söylüyor ayrılırsak kimse de bendeki sevgiyi bulamıyacağını bana çok değer verdiğini anlatıp duruyor hediyeler alır sevgisini de çok belli eder ama çok da kırıyor beni erkek arkadaşıım yoktur sosyal medya hesaplarım yoktur kız arkadaşlarım bile nadirdir sade bir hayatım var ve ailemle yaşıyorum aileme anlattım onu ama annem uzak mesafe olduğu için ve tek kız olduğum için vermek istemiyor bu durum da çocuğun canını sıkıyor ama annemin rızası olmadan kimseyle evlenmek istemiyorum onu da seviyorum oda seviyor ama biz çoğu zaman küs oluyoruz 3 gün gğzel geçse 1 gün kötü geçiyor çok belirsiz biri ama ben belirsizmişim onun gözünde ne yapmalıyım bilmiyorum

Bu soru 7 Mayıs 2025 10:04 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhaba sevgili danışan,


Yazdıkların, duygusal olarak ne kadar karmaşık, ne kadar yorucu bir ilişkinin içinde olduğunu çok açık bir şekilde gösteriyor. Bir yanda onun sana olan sevgisini göstermek için yaptığı davranışlar, hediyeler, ilgisi... Diğer yanda seni yoran, tüketen, belirsizliklerle dolu, güven sarsıcı, bazen boğucu olan tavırları... Bu iki kutup arasında gidip gelen bir ilişki içinde kalmak, zamanla sadece sevgiyi değil, kendine olan güveni de yıpratabilir. Anlattıklarından çok net anlaşılıyor ki bu ilişki sana sadece mutluluk değil, aynı zamanda sıkışmışlık, kaygı, suçluluk, sorumluluk ve çaresizlik de hissettiriyor.


İlk olarak şunu belirtmeliyim: Bir ilişkiyi “bitirmek isteyip bitirememek” çok yaygın ve oldukça insani bir durumdur. Çünkü bir ilişkiyi bitirmek demek, sadece bir insanı bırakmak değil; onunla birlikte kurduğun hayali, alışkanlıkları, bağlılığı, hatta geleceği de bırakmak demektir. Sen de bu ilişki içinde hem bir bağ kurmuşsun hem de bu bağı nasıl taşıyacağını bilememekle birlikte, ondan vazgeçmenin seni eksik bırakacağına dair bir inanç taşıyorsun. Bu da seni sürekli çelişkide tutuyor. Seviyor musun, yoksa sadece yalnız kalmaktan mı korkuyorsun? Onu mu istiyorsun, yoksa alışkanlıklar mı tutuyor seni? Bu sorulara verdiğin cevaplar netleşmeden sağlıklı bir adım atmak da zorlaşır.


İkinci olarak, ilişkideki kişinin “kaybetme korkusu” yaşaması için öncelikle ilişkideki dengeyi ve kendi değerini fark etmesi gerekir. Ama senin partnerin, davranışlarıyla bunu çok ters bir biçimde kuruyor. Sürekli seni kontrol etmek istemesi, kıskançlığı, detaycılığı, sert ve fevri oluşu, aslında kendini yetersiz hisseden, ama bu yetersizliği örtmek için senin üzerinde baskı kuran biri olduğunu gösteriyor. Yani onun sana verdiği sevgi, duygusal olarak olgun bir bağlılıktan çok, kontrolü elden bırakmama çabası gibi görünüyor. Bu nedenle onun kaybetme korkusunu tetiklemek için yapacağın şey, asla yalvarmak, daha fazla bağlanmak, kendini ispat etmeye çalışmak olmamalı. Tam tersi: kendi alanını koruyabilen, özsaygısını sürdürebilen, sevgiyi hak ettiğini bilen bir tavır, onda kaybetme korkusunu tetikleyebilecek en doğal ve sağlıklı davranış olur.


Ama burada çok hassas bir ayrım var: Sen bir başkasına korku vermek için değil, kendin için değerli hissetmek adına kendi sınırlarını çizmelisin. Eğer bir erkek, seni kaybetmekten korksun diye değil, senin yanında olduğu için kendini iyi hissetsin diye ilişki kuruyorsa, bu daha sürdürülebilir ve saygılı bir bağ olur. Aksi hâlde sürekli “beni bırakmasın diye ne yapmalıyım?” sorusuyla yaşamak, zamanla kendi varlığını unutmana sebep olur.


Şimdi senin anlattıklarından şu duygular öne çıkıyor:

“Onu seviyorum ama onun davranışları beni çok kırıyor.”

“O çok sevdiğini söylüyor ama benim hayatımı da kısıtlıyor.”

“O bana değer veriyor ama bana güvenmiyor.”

“Ben elimden geleni yapıyorum ama o doyumsuz.”

“Ben sade, temiz bir hayat yaşıyorum ama yetmiyorum.”


Bu cümlelerin alt metni şu: “Ne yaparsam yapayım, yeterli olamıyorum. Seviliyorum ama aynı anda suçlanıyorum. Değerliyim ama bir türlü kabul görmüyorum.” İşte bu duygular, seni en çok yoran şey. Bu ilişkinin dengesizliği, senin zihinsel yükünü artırıyor. Her üç güzel günde bir yaşanan kavgalar, sevgilinin senin gözünde “belirsiz” biri hâline gelmesine yol açıyor. Oysa sen onun gözünde “belirsiz” olduğun için kendini suçluyorsun. Bu da yine bir duygusal manipülasyon biçimidir: Kendi dengesizliğini senin üstüne yıkmak, senin suçluluk hissetmeni sağlar.


Ne yapmalısın?


Bu kişiye karşı hâlâ sevgi mi, yoksa yalnız kalma korkusu mu taşıyorsun? Onu kaybetmekten mi korkuyorsun, yoksa kendini yeniden kuramamaktan mı?


Kıskançlık, denetleme, sertlik, kırıcı sözler gibi konularda çok net sınırların olmalı. “Beni seviyorsan böyle davranamazsın” demeyi öğrenmelisin. Sevgi, zarar vermeyi meşrulaştırmaz.


Ailene bu kişiden bahsettin, ama annen haklı olarak uzak mesafe ve kızına dair kaygılar taşıyor. Annenin rızasını alma konusunda kararlı olman çok kıymetli ve sağlıklı. Bu, senin ilişkide de kendi değerini bildiğinin bir göstergesi.


Karşı tarafın sürekli seni suçladığı, düzelmesini beklediğin bir ilişki seni yıpratır. Değer görmek için sürekli mücadele etmek, özsaygıyı kırar.


Şu anda en büyük çıkmazın, “bitirmek istiyorum ama yapamıyorum” cümlesinde saklı. Belki de ilk adım, onu değil, bu duyguyu anlamaktan geçiyor: “Ben neden yapamıyorum?” Bu duygunun kaynağını fark ettikçe, kararsızlık yerini netliğe bırakacaktır.


Sevgili danışan, bir ilişki insanı beslemiyorsa, içinde ne kadar sevgi olursa olsun, uzun vadede yara bırakır. Şu anda onunla kalmak, senin iç huzurunu artırmıyor, aksine seni yoruyor. Onun kaybetme korkusunu artırmak için değil, kendin değerli ve huzurlu hissettiğin için bir duruş sergilemelisin. Bu duruş seni daha güçlü ve sağlıklı bir yola götürür.


Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğin farklı bir soru veya aklına takılanları sorabilirsin.


Sevgiler,

Psikolog Betül Canbel

Cevaplanmış benzer sorular