Psikoloji

İnsanlara qarşı olan problemim

Gizli Kullanıcı29 Nisan 2025 20:08

Bundan əvvəl yazdığım psikolojik problemlərimə cavab verdin və mən deyiklərini hamısını diqqətlə oxudam ama mən nə isdədiyimi heç özümdə bilmirəm yəni düzdür günlük ətrafımda o qədər çoxlu insanlar var onlarla söhbət edirəm ama bu söhbətlər bir neçə dəqiqədən sonra mənə yorqunluq verir söhbət etmək isdəmirəm dərsdə falan ən arxada oturub bütün gün özümü mahnılara buraxıram mahnıya qulaq asmaq mənim üçün vaz geçilməz bir hobi olub əslində normal həyatımda hamı məni deyib gülən şən enerjik bir insankimi tanıyır bir az səssiz qalankimi deyirlərki nolub sənə ama sadəcədə dedikləri söz ordacada qalır bəzən insan həqiqətən biriləri tərəfindən ilgiyə ehtiyacı olur isdəyirki hamı onunla ilgilənsin ama bu mümkünsüz birşeydir hər kəs öz həyatını yaşayır məndə bu olanlara qarşı özümü nə qədər güclü göstərməyə çalışsanda deyib gülməyə çalışsamda bu alınmır yenə çəkilib bir qıraqda otururam ən yaxın doslarım mənimlə ilgilənsin isdəyirəm ama olmir onlarında öz dərdləri var ama mən belə davrandıqdan sonra hər kəs məndən uzaqlaşır mənimlə əvvəlki qədər səmimi olmurlar danışmırlar buda ustəlik məni dahada pis edir ona görə heç güclü dura bilmirəm bir insana bağlandımsa vaz keçə bilmirəm hər zaman yanımda olsun isdəyirəm ama olmur görəkdə bundan sonraki həyatımda nələr yaşayacam

Bu soru 9 Mayıs 2025 14:00 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhaba sevgili danışan,


Yazdıklarını okuduğumda içinde ne kadar karışık, derin ve tek başına taşımakta zorlandığın duygular olduğunu çok açık bir şekilde hissettim. Sanki gün içinde gülen, konuşan, enerjik biri gibi görünüyorsun ama bu maskenin ardında sessiz, yorgun, içine kapanmış, anlaşılmayan bir “sen” daha var. Bu, aslında birçok insanın yaşayıp ifade edemediği bir durum. Sen ise bunu oldukça dürüst ve içten bir şekilde dile getirmişsin. Bu bile, değişim için atılmış çok büyük bir adım.


İnsanlarla konuşuyorsun, dışarıdan sosyal biri gibi görünüyorsun ama bu iletişimler sana uzun vadede bir huzur ve doyum vermiyor. Sohbetler birkaç dakika sonra seni yoruyor. Derste en arka sırada oturmak, kulaklığını takıp müziklere sığınmak senin için bir tür duygusal korunma yolu olmuş. Müzik sana bir çeşit sessiz anlayış ve huzur veriyor gibi. Gerçek hayatta bulamadığın ilgiyi, samimiyeti ve rahatlamayı sanki müzikte arıyorsun. Bu çok doğal. İnsan bazen müzikle duygularını duyar, anlatır ve dengeler.


Çevrendekiler seni güler yüzlü ve güçlü biri olarak tanıyor. Ama bu, senin içindeki gerçek duyguları gizliyor. Sessiz kaldığında “Ne oldu sana?” diyorlar, ama bu soru orada kalıyor. Seni gerçekten anlamaya çalışan pek yok gibi. Bu da sana “yalnızım” duygusunu yaşatıyor. Oysa sen aslında oldukça insani bir ihtiyaçtan bahsediyorsun: İlgi, şefkat ve görülme isteği. Ama sen de biliyorsun ki herkesin kendine ait sorunları var. Bu yüzden “insanlar benden uzaklaşıyor, benimle eskisi kadar samimi değiller” düşüncesi gelişiyor. Bu da içindeki yalnızlık hissini daha da artırıyor.


Sevgili danışan, şu anda kendini yalnız, anlaşılmamış ve yorgun hissediyorsun. Bu duygular seni içe kapanmaya, insanlardan uzak durmaya itiyor. Birisi sana yaklaştığında korkuyorsun, uzaklaştığında ise daha çok daralıyorsun. Birine bağlandığında onu yanında istemen, aslında yalnız kalma korkusunun bir yansıması. Bu korku da sevgi ve ilgi ihtiyacından besleniyor.


Senin yaşında yani ergenlik döneminde bu tür duygular çok yoğun yaşanabilir. Bu dönem hem kendini tanıma hem de ilk duygusal kırılmaların yaşandığı bir dönemdir. Bazen ne istediğini bilememek, içindeki boşluğu müzikle ya da yalnızlıkla doldurmaya çalışmak çok yaygındır. Şu anda sen de tam olarak bu sürecin içindesin. Ve bu dönem zaman zaman karışık, zor, yorucu ve yalnız geçebilir. Ama bilmelisin ki bu dönem geçicidir ve bu duygular yalnızca sana özel değil. Bunu bilmek bile insana güç verebilir.


Peki şimdi ne yapabilirsin? Öncelikle kendini anlamaya çalışmalısın. İçindeki bu karmaşayı “Neden böyle hissediyorum?”, “Bu sıkıntı nereden geliyor?”, “Kendimi ne zaman daha iyi hissediyorum?” gibi sorularla anlamaya çalış. Her gün 5-10 dakika bir deftere içinden geçenleri yazmayı deneyebilirsin. Bu seni rahatlatır, duygularını dışa vurmanın bir yolu olur.


İkincisi, ilişkilerine dair beklentilerini yeniden gözden geçir. Evet, yakın arkadaşlarından samimiyet ve ilgi bekliyorsun. Ama bazen insanlar kendi dünyalarına o kadar dalmış olurlar ki karşındakini hissedemezler. Bu, sana özel bir ilgisizlik değil, belki de onların farkındalık eksikliğidir. Senden beklenen, ihtiyaçlarını açık ve dürüst bir şekilde ifade edebilmen ve bu ihtiyaçlar karşılanmadığında kendi değerini sorgulamamandır. Herkes seni anlayamaz ama bu senin değersiz olduğun anlamına gelmez.


Eğer bu duygular uzun süredir geçmiyor, sosyal hayatını, derslerini, aile ilişkilerini etkiliyorsa, bir uzmandan psikolojik destek almak senin için çok faydalı olabilir. Bir psikologla görüşmek, içindeki duyguları açıkça konuşabileceğin, kendini daha iyi anlayabileceğin, zorlandığın hisleri birlikte çözümleyebileceğin güvenli bir alan sağlar. Psikolog sana ne yapacağını söylemez, ama seni duyar, anlamaya çalışır ve seninle birlikte bu duyguların içinden geçmenin yollarını bulur.


Unutma, sen yalnız değilsin. Senin yaşadığın duyguları yaşayan, aynı yalnızlıkları hisseden pek çok insan var. Bu duygular geçicidir ama sen kendine şans vermezsen bu geçicilik sana sonsuz gibi gelebilir. Sen çok derin düşünen, yoğun hisseden ve içinde büyük bir sevgi ihtiyacı taşıyan birisin. Kendini yormadan, yavaş yavaş hislerini tanımaya ve daha da önemlisi – kendini anlamadan başkasından anlaşılma beklememeye çalışırsan, çok şey değişebilir.


Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğin farklı bir soru veya aklına takılanları sorabilirsin.


Sevgiler,

Psikolog Betül Canbel

alinti

Çok güzəldi isdediyim bazı sorularımı cevabını iyi bir şekilde aldım

Yorumlar

Psk. Betül Canbel

Merhaba Sevgili Danışan, Güzel geri dönüşleriniz için ben de teşekkür ederim. Tekrar bir sorunuz olduğunda buradayız. Kendinize iyi bakmanız dileğiyle. Sevgiler, Psikolog Betül Canbel

13 Mayıs 2025 10:24