Sosyal Hayat

Kaygılar ve ölüm korkusu ile nasıl baş edeceğim?

Gizli Kullanıcı13 Nisan 2025 12:26

Merhaba iyi günler ben 3 ay önce bir hastalık geçirdim doktor doktor gezmeme rağmen bir sonuç bulunamadı aşırı halsizdim parmağımı kıbırdatacak halim yoktu çocuklarıma bile bakamıyordum kendi duşumu bile kendim alamıyordum en sonda kusmalarim falan başladı bir gastroenteroloji doktoruna gittim endoskopi çekildi mide ve bağırsak larimda iltihap çıktı belki en başta mide doktoruna gitseydim psikolojik men çok etkilenmezdim 3 ay yerde kaldığım için sürekli ölüm düşüncesi oluştu kafamda yalnız kalmaktan korkuyordum kalabalık içine girince bir heyecan ve kalp çarpıntısı oluyordu ne yapacağımı bilmiyordum ve hastalık sürecinde kaynanam gülde kalıyordum hiç evime gitmek istemiyordum sabah kalktığımda Allah'ım bugün nasıl geçecek diyordim ben bugün ne yapacam diyordum hiç ama hiç yemek yemek istemiyorum psikolojikmen korku oluşmuş ya eskisi gibi hasta olursam diyorum ve eşimi kaybetme korkusu oluşmuş sürekli de ölüm aklımda gün içinde ne yapacağımı bilmiyorum sürekli kafamı dengesiz gibi hissediyorum hiç Bir şey yapmaktan zevk almamaya basladim hastalığımdan sonra eskiden gezmeyi falan çok severdim ama şuan zevk almıyorum kalbim ağrisa korkuyorum ben ölecem mi diyorum aşırı kaygılıyım ve kaybetme korkusu çok var.kendi sağlımi çok sorguluyorim

Bu soru 16 Nisan 2025 10:05 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhaba Sevgili Danışan,


Paylaştığınız duygular ve yaşadığınız süreç gerçekten çok zorlayıcı ve yıpratıcı olmuş. Uzun süre süren fiziksel rahatsızlıkların ardından vücut toparlansa bile zihin ve ruhun da aynı hızla iyileşmesi zaman alabilir. Sizin yaşadığınız da tam olarak böyle bir durum: bedeniniz belli ölçüde toparlansa da, o dönemdeki korkular, çaresizlik hissi ve yalnızlık duygusu hala sizinle birlikte. Bu da yoğun bir kaygı, ölüm korkusu ve geleceğe dair belirsizlik yaratmış.


Geçirdiğiniz hastalık sürecinde bedeninizin kontrolünü kaybetmiş gibi hissettiniz ve bu çok sarsıcı bir deneyim olmuş. Bu tarz deneyimler bazen zihinde “ya tekrar olursa?” düşüncesine dönüşür. Vücutta yaşanan her çarpıntı, ağrı, mide yanması gibi doğal bedensel belirtiler artık size tehdit gibi gelmeye başlamış. Bu çok yaygın bir durumdur ve ismine sağlık anksiyetesi (hastalık hastalığı) denir. Fakat bu durum doğru destekle aşılabilir.


Sürekli ölüm düşüncesinin zihninizde dönüp durması, aslında yaşamak istiyor oluşunuzun bir işaretidir. Bu korku sizi yaşama daha sıkı bağlama ihtiyacından da kaynaklanıyor olabilir. Kaygı, aslında bizi tehlikelerden korumaya çalışan bir alarm sistemidir. Ancak bu alarm sürekli çalarsa, hayat kalitemizi düşürmeye başlar. Şu an bu durumdasınız gibi görünüyor.


Hastalığınız sırasında belki de ihtiyaç duyduğunuz duygusal desteği tam olarak bulamadınız. Eşinizi kaybetme korkusu da bu yalnızlık duygusunu tetiklemiş olabilir. Zihin, destek hissetmediği durumlarda en çok değer verdiği kişilere odaklanır ve “onu da kaybedersem ne yaparım” korkusu başlar.


Heyecan, kalp çarpıntısı, mide bulantısı, baş dönmesi gibi belirtiler aslında kaygının fiziksel yansımalarıdır. Ama zihniniz “bu bir kalp krizi mi, ben ölüyor muyum?” gibi yorumladığında bu belirtiler daha da artar. Bu bir kısır döngüdür: kaygı → bedensel belirti → ölüm korkusu → daha fazla kaygı...


Peki, bu durumla nasıl baş edebilirsiniz?


Siz bir dönem yerde kaldınız, yemek yiyemediniz, tek başına kalmak bile zordu ama bu hâl kalıcı olmadı. Bu bile aslında tekrar güçlenebileceğinizi gösteriyor. Şimdi ise zihinsel iyileşme sürecindesiniz.


“Ya tekrar hasta olursam?”, “ya ölürsem?”, “ya yalnız kalırsam?” gibi düşünceler otomatik olarak zihne gelir ama bu onların doğru olduğu anlamına gelmez. Bu düşünceleri geldiği gibi kabul edip onlarla savaşmadan geçip gitmelerine izin vermek, zamanla zihninizdeki yoğunluğu azaltır.


Uyanma ve uyuma saatlerinizi sabitleyin

Gün içinde en az 10-15 dakikanızı hareket etmeye (yürüyüş gibi) ayırın

Yemek düzeninizi basit de olsa kurmaya çalışın

Kendi başınıza kısa süreli (5-10 dk) kalmaya alışın, zamanla bu süreyi artırabilirsiniz


4-7-8 nefes tekniği: 4 saniye burundan nefes al, 7 saniye tut, 8 saniye ağızdan yavaşça ver. Bu, kalp ritminizi düzenlemeye ve zihni yavaşlatmaya yardımcı olur.


Bedensel gevşeme egzersizleri (örneğin, kasları sıkarak ve bırakarak yapılan egzersizler) kaygının fiziksel etkisini azaltır.


Yaşadığınız kaygı ve korkular tek başına taşınamayacak kadar ağır olabilir. Bir psikolog ya da psikiyatristle görüşerek bu süreci daha sağlıklı atlatabilirsiniz. Gerekirse ilaç desteği ile bu durum kontrol altına alınabilir.


Sevgili danışan,

Siz yaşama tutunmak için elinizden geleni yapmışsınız. Şimdi sadece bedeniniz değil, ruhunuz da dinlenmeye ve iyileşmeye ihtiyaç duyuyor. Bu bir zayıflık değil, insan olmanın çok doğal bir parçası. Yaşadığınız duygular anormal değil – sadece çok uzun süre yalnız kaldığınızda büyümüşler. Bu yalnızlıktan yavaş yavaş çıkmak için atacağınız küçük adımlar bile size çok iyi gelecek.


Unutmayın, iyileşmek mümkündür. Ve siz bu yolda yalnız değilsiniz. Dilerseniz bu süreci daha yakından takip etmek, düzenli destek almak için bir psikoloğa başvurabilirsiniz. Her şeyin yeniden yoluna girmesi için umut her zaman vardır.


Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğiniz farklı bir soru veya aklınıza takılanları sorabilirsiniz.


Sevgiler,

Psikolog Betül Canbel

alinti

Teşekkür ederim çok faydalı oldu yorumunuz bana inşallah uygulayacam dediklerinizi

Yorumlar

Psk. Betül Canbel

Merhaba Sevgili Danışan, Güzel geri dönüşleriniz için ben de teşekkür ederim. Tekrar bir sorunuz olduğunda buradayız. Kendinize iyi bakmanız dileğiyle. Sevgiler, Psikolog Betül Canbel

26 Nisan 2025 18:06

Cevaplanmış benzer sorular