Kaygılı bağlanma stili nereden geliyor?

Merhaba, bağlanma stili ve duygusal ihtiyaçlar konusunda farkındalık sahibi olmanız, ilişki dinamiklerinizi anlamak ve iyileştirmek adına oldukça önemli bir adım.

Kaygılı bağlanma stiline sahip bireylerde, yakın ilişkilerde yoğun bir bağlılık arzusu ve bu bağlılığın kesintiye uğrayacağı korkusu baskın olabilir. Bu bağlanma tarzı, genellikle erken dönem ilişki deneyimlerinden kaynaklanır; ancak burada dikkat edilmesi gereken, bunun yalnızca annenizin ilgisiyle ilgili olmadığını bilmektir. Annenizin çalışıyor olması ve size fiziksel olarak her an eşlik edememesi, duygusal bir kopukluk yaratmış gibi hissettirebilir; ancak bu bağlanma stilinizin tek nedeni değildir. Bağlanma şeklimiz, yalnızca ebeveynlerimizle olan ilişkiden değil, aynı zamanda çevremizdeki diğer kişilerle kurduğumuz bağlardan, deneyimlediğimiz kayıplardan ya da geçmişte yaşadığımız duygusal travmalardan da etkilenir. Örneğin, önceki ilişkilerinizde yaşanan terk edilme ya da güvensizlik duyguları, kaygılı bağlanma eğilimlerinizi artırmış olabilir.

Kaygılı bağlanma stili olan bireylerin, kaçıngan bağlanma stiline sahip partnerlerle ilişki kurması oldukça yaygındır. Bu, ilişkide bazı dinamikleri zorlayabilir. Siz yakınlık ve sürekli güven arayışındayken, sevgilinizin özgürlük ihtiyacı ve bireysel alanını koruma arzusu, çatışmalara yol açabilir. İlgi ihtiyacınızın karşılanmadığını hissettiğinizde, bu kaygılarınızı yoğunlaştırabilir. Karşı taraf ise, bu durumdan bunalmış hissederek geri çekilebilir. Bu kısır döngü, her iki taraf için de ilişkiyi zorlaştırabilir.

Bu bağlamda, kaygılı bağlanmanın temel nedenlerinden biri olan terk edilme korkusunun, sevgilinizin davranışlarıyla tetiklendiğini fark etmek önemlidir. Ancak bu, sevgilinizin size olan sevgisini veya bağlılığını sorgulamanız gerektiği anlamına gelmez. Bunun yerine, bu duyguların geçmiş deneyimlerinizin bir yansıması olduğunu kabul etmek, ilişkinize daha sağlıklı bir perspektiften bakmanıza yardımcı olabilir.

Kaygılı bağlanma stiline sahip bireyler, partnerlerinden uzak kaldıklarında duygusal güvenliklerinin tehdit altında olduğunu hissedebilirler. Bu, geçmişte duygusal bir boşluk yaşadığınız anların tetiklenmesine yol açabilir:

Örneğin, sevgilinizin uzakta olduğu zamanlarda yoğun bir ilgi ihtiyacı hissetmeniz, o anda “terk edilme” korkunuzun aktif hale geldiğini gösterebilir. Bu durum, sevgilinizle değil, daha çok kendi içsel duygusal ihtiyaçlarınızla ilgilidir.

Kaygılarınızı bastırmak ya da yargılamak yerine, onları anlamaya çalışın. Hissettiğiniz yoğun duyguların size ne anlatmak istediğini düşünün. Örneğin, sevgilinizin uzakta olduğu anlarda kaygılarınızı fark edip şu soruyu sorabilirsiniz: 

“Bu kaygı, gerçekten şu anki duruma mı ait, yoksa geçmişte yaşadığım bir güvensizliğin etkisi mi?”

Terk edilme korkusunun üzerine gitmek ve kendi kendinize yetebileceğinizi hissetmek, bu kaygıları hafifletebilir. Örneğin, sevgilinizle birlikte olmadığınız zamanlarda kendinizi meşgul edecek aktiviteler bulabilir, ilginizi kendi kişisel gelişiminize yönlendirebilirsiniz.

Sevgilinizle hislerinizi açık bir şekilde paylaşmayı deneyin. “Bazen kaygılanıyorum ve bu benim geçmiş deneyimlerimle ilgili. Seni kısıtlamak istemiyorum ama bunu yönetmeme yardım edebilir misin?” gibi bir ifade, sevgilinizin de sizin duygusal ihtiyaçlarınızı anlamasına yardımcı olabilir.

Kaygılı bağlanma stili, bireysel terapilerle ele alınabilir ve bu tür bir süreç, kendi duygusal güvenliğinizi inşa etmenize yardımcı olabilir. Bir terapist, duygusal ihtiyaçlarınızı daha derinlemesine anlamanızı sağlayabilir ve bu kaygılarla başa çıkma yolları konusunda sizi destekleyebilir.

Unutmayın, bu duygularınız sizi tanımlamaz ve üstesinden gelebileceğiniz bir süreçtir. Hem kendinize hem de ilişkinize karşı nazik ve sabırlı olun. Kaygılarınız, doğru yaklaşımla zaman içinde azalacaktır. Başka bir sorunuz olursa her daim sizler için burada olacağız.

Sağlıcakla kalın…