Kendimi sevmiyorum komplekslerim var
Merhaba.Ben 20 yaşındayım.Evliyim ve bir çocuğum var.Evlendikden sonra kendimi sevmemeye başladım.Yüzüm de bedenimde bazı yerleri beyenmiyorum. İhanete uğradım çok güvendiyim eşim tarafından.Ben baba evimdeyken naılsam yeniden öyle olmak istiyorum.Çok çabuk sinirleniyorum.Her şeyi unutmuş gibi yapıyorum. Ama her şey kafamda.Bi de içimden gelenleri söyleyemiyorum. Kalbimden söylemek geçiyor ama dilimden gelmiyor..Bana yardımcı olurmu sun?
Bu soru 22 Mart 2025 16:17 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba Sevgili Danışan,
Öncelikle, yaşadığın duyguların ve içinde bulunduğun durumun senin için ne kadar zorlayıcı olduğunu anlıyorum. Kendini sevmemek, ihanetin yarattığı güven kaybı, bedeninle ilgili hoşnutsuzluklar ve duygularını ifade etmekte yaşadığın zorluklar seni yıpratıyor olabilir. Bunlar oldukça karmaşık ve yoğun duygular. Yaşadıklarını anlatman bile çok önemli bir adım ve bu süreci nasıl yönetebileceğin üzerine konuşmak, sana yardımcı olabilir.
Özellikle evlendikten sonra kendinle ilgili daha fazla olumsuz düşünceye kapıldığını söylüyorsun. Bu durum, hayatında yaşanan büyük değişimlerin, sorumlulukların ve belki de kendine ayırdığın zamanın azalmasıyla ilişkili olabilir. Evlilik, annelik ve ihanete uğrama gibi büyük olaylar, insanın kendisiyle kurduğu ilişkiyi derinden etkileyebilir. Bazen yaşadığımız olaylar, özgüvenimizi sarsar ve kendimize dair algımızı bozar. Özellikle ihanete uğramak, kişinin kendine olan güvenini, değer algısını ve hayata bakış açısını kökten sarsabilen bir durumdur. "Ben yetersiz miyim?", "Neden böyle oldu?", "Keşke daha farklı olsaydım" gibi düşünceler, kişinin kendine yönelttiği sert eleştiriler olabilir. Oysa ki, ihanet bir insanın değeriyle ilgili değildir; bu, ihaneti yapan kişinin seçimidir. Senin değerini, bir başkasının hatalı davranışı belirlemez.
Kendini beğenmeme ve sevmeme konusuna gelirsek, bu aslında oldukça yaygın bir durum. İnsanlar çoğu zaman kendilerine en sert eleştirileri yaparlar ve fiziksel görünümleriyle ilgili memnuniyetsizlik hissederler. Ancak kendini sevme süreci, dış görünüşten çok daha fazlasıdır. Çünkü kendimizi sevmek, sadece aynamıza baktığımızda gördüğümüz kişiyle ilgili değil, iç dünyamızla, düşüncelerimizle ve hayata bakış açımızla da ilgilidir. Senin de söylediğin gibi, eskiden olduğun kişiye dönmek istiyorsun. Belki de bu, geçmişte kendini daha güvende ve mutlu hissettiğin bir dönemi özlemenden kaynaklanıyor olabilir. Fakat geçmişe dönmek yerine, şu an bulunduğun noktada kendine iyi gelmenin yollarını aramak, daha sürdürülebilir bir çözüm olabilir.
Öncelikle, kendini sevme süreci bir anda gerçekleşecek bir şey değil; bu, zaman ve emek gerektiren bir süreçtir. Ama atacağın küçük adımlar bile kendine olan bakış açını değiştirmeye yardımcı olabilir.
Günlük hayatta kendine nasıl konuştuğunu fark etmeye çalış. Kendini eleştirirken kullandığın kelimeleri değiştir. Örneğin, "Çok çirkinim" yerine, "Bu düşünceyi fark ediyorum ama kendimi acımasızca eleştirmek bana iyi gelmiyor" diyebilirsin.
İlk başta zor gelebilir ama her gün aynada kendinle göz teması kurarak birkaç olumlu şey söylemeye çalış. Bu, dış görünüşünle ilgili olmak zorunda değil. "Bugün çok güçlüyüm" veya "Bugün kendime biraz daha iyi davranacağım" gibi cümlelerle başlayabilirsin.
Eski haline dönmek yerine, şu anki halinle barışmak ve kendini geliştirmek için neler yapabileceğine odaklanabilirsin. Kendine eskiden iyi gelen alışkanlıklarını hatırlayabilir ve bunları tekrar hayatına dahil edebilirsin.
Fiziksel görünüşünden memnun olmamak, çoğu insanın yaşadığı bir durum. Ancak bedenin, hayatın boyunca sana hizmet eden, seni taşıyan, seni hayatta tutan bir şey. Onu düşmanın gibi görmek yerine, ona biraz daha şefkatle yaklaşabilir misin? Örneğin, aynaya baktığında en azından nötr bir şekilde yaklaşmayı deneyebilirsin: "Bu benim bedenim ve bana iyi hizmet ediyor" gibi düşünceler geliştirmek, zamanla kendine bakış açını değiştirebilir.
Hislerini dile getirmekte zorlanmak ve içinde tutmak, zamanla öfke ve stresin artmasına neden olabilir. Anlatmak istediklerini anlatamamak, bir süre sonra içsel bir yük oluşturabilir ve bu da seni daha gergin hissettirebilir. Sinirlenmek, bazen dile getiremediğimiz duyguların bir dışavurumu olabilir.
Eğer konuşmak zor geliyorsa, duygularını bir deftere yazarak başlayabilirsin. Hissettiklerini kağıda dökmek, onlarla yüzleşmene yardımcı olabilir ve zamanla konuşmanı da kolaylaştırabilir.
Bazen zihnimiz kadar bedenimiz de gerilir. Günlük olarak kısa yürüyüşler yapmak, nefes egzersizleri denemek veya kaslarını rahatlatıcı hareketler yapmak, stres seviyeni düşürebilir.
Unutmuş gibi yapmak, duygularını gerçekten iyileştirmez. Aksine, onları daha da derinleştirir. Kendine "Şu an ne hissediyorum?" diye sormak, duygularını fark etmene yardımcı olabilir. Onları yok saymak yerine, kabul etmek ve anlamaya çalışmak, seni daha iyi hissettirebilir.
Yaşadıkların oldukça zorlayıcı ve seni derinden etkileyen şeyler. Profesyonel bir destek almak, bu süreçte sana daha fazla yardımcı olabilir. Bazen, duygularımızı tek başımıza düzenlemekte zorlanabiliriz ve bir uzmanın rehberliği, bu süreci çok daha sağlıklı bir şekilde yönetmemize yardımcı olabilir. Eğer mümkünse bir psikologla çalışmayı düşünebilir misin?
Son olarak, şunu bilmelisin ki, sen değerlisin ve yaşadıkların seni tanımlamaz. Kendini sevmek ve iyileşmek zaman alabilir ama bu sürece kendine şefkat göstererek devam edebilirsin. Küçük adımlar bile büyük değişimlere yol açabilir. Kendine biraz daha nazik davranmaya ne dersin?
Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğin farklı bir soru veya aklına takılanları sorabilirsin.
Sevgiler,
Psikolog Betül Canbel