Kocam cinselliği sevgi dili olarak kullanıyor
Evlendikten sonra benim eşim sevgiyi cinselik olarak anlıyor mesela beni sevdiğini öyle gösterdiğini belirtiyor bende her şey cinsellik değil diyorum iki sohpet muhabbet birbirimize bakışmamız sevmemiz sonuçta buda sevdi anlamış değilim elinde bi telefon sabahtan akşama kadar bakar hiç kafasını kaldırmaz bende öfkeleniyorum bilmiyorum. Ben o şefkati hissetmediğim için oluyor biliyorum ama anlamıyor kaldır şu telefonu demekten bıktım ben napicam ben yardım edin bana. Mesela ben ona telefonu bırak dediğim zaman bana kullandığı kelime kavgamı istiyorsun bulaşma bana bi türlü anlatamadım ben kendimi . teşekkürler
Bu soru 13 Ekim 2024 18:40 tarihinde Psikolog İrem Bor tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba sevgili danışan, paylaştığın bu durumun senin için ne kadar zorlayıcı olduğunu anlıyorum.
İlişkide sevgi ve şefkatin farklı yollarla ifade edilmesi, bazen çiftler arasında yanlış anlaşılmalara yol açabilir. Eşinin sevgiyi cinsellik üzerinden ifade etmesi, senin ise daha duygusal ve sözel yollarla şefkat arayışında olman, iki farklı ihtiyaç ve beklenti. Bu farklılık, aslında birçok ilişkide görülen bir durum, ancak önemli olan bu ihtiyaçları nasıl ele aldığınız ve birbirinizi anlamaya ne kadar açık olduğunuz.
Eşinle bu konuda yaşadığın sıkıntılar, sürekli telefon kullanımı ve şefkat eksikliği hissetmenle birleşmesi seni öfkelendiriyor olabilir. İlişkilerde zaman zaman birbirine vakit ayırma, kaliteli zaman geçirme gibi ihtiyaçlar karşılanmadığında, bu öfke ve hayal kırıklığı daha da büyüyebilir. Eşinin bu durumlara karşı savunmacı yaklaşması, yani telefonla ilgilendiğinde senin taleplerini reddetmesi ve tavır sergilemesi de seni daha da zor durumda bırakıyor olabilir.
Bu konuda, birkaç önemli noktaya odaklanabiliriz. İlk olarak, eşine ihtiyaçlarını ifade ederken kullandığın dil ve ton oldukça önemli. Eğer talepler öfkeyle ya da bir emir gibi sunuluyorsa, karşı taraf kendini savunmaya alabilir ve durum daha da karmaşık hale gelebilir. Daha sakin ve yapıcı bir şekilde, “Telefonunla çok zaman geçiriyorsun ve bu beni yalnız hissettiriyor” ya da “Birbirimize vakit ayırmaya ihtiyacımız var” gibi duygusal ihtiyaçlarına yönelik ifadeler kullanmayı deneyebilirsin. Eşinin savunmacı tavrı, belki de senin ihtiyaçlarının onu zorladığını ya da yetersizlik hissettiğini düşündüğü anlarda ortaya çıkıyor olabilir.
Her birey sevgiyi farklı yollarla gösterir ve bu “sevgi dilleri” ile açıklanabilir. Eşinin sevgi dili belki de fiziksel temas ve cinsellik olabilirken, seninki daha çok sözel iletişim, kaliteli zaman ve ilgi olabilir. Sevgi dillerinizi anlamak ve bu farklılıkları birbirinize ifade etmek, ilişkinizde daha dengeli bir sevgi paylaşımı sağlamanıza yardımcı olabilir. Bu konuda eşinle oturup konuşabilir ve ona, şefkati sadece fiziksel temasla değil, günlük yaşamda küçük jestler, sohbetler ve ortak paylaşımlarla da gösterebileceğini anlatabilirsin.
Telefon ya da diğer dikkat dağıtıcı unsurların ilişkinizi nasıl etkilediğini anlamak için, birlikte plan yaparak belirli saatlerde birbirinize vakit ayırmayı deneyebilirsiniz. Günün belli zaman dilimlerinde teknolojiyi bir kenara bırakarak, sadece birbirinizle ilgilenmeye odaklanabilirsiniz. Bu, ilişkinize yeni bir soluk getirebilir ve eşinin farkında olmadan seni ihmal ettiği durumların farkındalığını sağlayabilir.
Özellikle eşiniz “Kavga mı istiyorsun?” gibi tepkiler verdiğinde, senin duygusal ihtiyaçlarını anlamadığı anlamına gelebilir.
Bu nedenle duygusal taleplerini açık bir dille paylaşman, daha fazla anlaşılmana yardımcı olabilir. Örneğin, “Bana şefkat gösterdiğinde ve zaman ayırdığında daha iyi hissediyorum” gibi ifadelerle, yapıcı bir dil kullanabilirsin.
Eşinle bu konuda kendi başınıza çözemediğiniz bir süreç içerisinde olursanız bu noktada, çift terapisi desteği almak sizin için faydalı olabilir. Birbirinizi daha iyi anlamak, sevgi ve ilgi beklentilerinizi daha sağlıklı bir şekilde ifade etmek mümkün olur.
Sürecinde duygularının ve ihtiyaçlarının anlaşılır ve geçerli olduğunu bilmeni isterim.
Önemli olan, kendine ve ilişkinize odaklanarak, küçük adımlarla daha sağlıklı bir iletişim kurmaya başlamanız.
Hoşça kal,
Sevgiler, Psikolog İrem Bor.