Kullanıldığımı düşünmekten nasıl kurtulurum?
20 yaşında genç bir kızım 24 yaşında birinden hoşlandım ve konuşmaya başladık fakat bana ciddi ilişki istemediğini yanında olabileceğimi söyledi 20 yaşındaki halim olsaydı biz gerçekten güzel bir çift olurduk tarzında konuşuyordu anladığım kadarıyla ilgim hoşuna gidiyordu sadece fakat başka birileri bana ilgi gösterdiğinde kıskanıyor onlarla vakit geçirmemi istemiyordu belki de sadece oyuncağı elinden alınmış bir çocuk davranışından farksızdı bu tavrı ben bunun gerçekten farkında olsam da inkar ediyordu artık uzak mesafedeyiz ve aramalarıma mesajlarıma dönmüyor özlüyorum yanındayken beni kullandığını düşünmeden edemiyorum yanındayken sebebini anlamadığım bir şekilde güvende hissediyordum sanki hiç derdim yok zaman durmuş gibi hissettiriyordu bazen avuçlarımın içini öperdi arkadaşlarım bu çocuktan uzak durmam gerektiğini söylüyorlardı ben de farkındaydım bir gün duygusal olarak zarar göreceğimin ama o an hazır hissetmediğim için uzaklaşamadım ondan . Yanındayken bana olan davranışlarını görseler beni anlayacaklarını düşündüm hep ama onlar beni pek anlayacak gibi değiller.
Canımın yandığını arkadaşımla paylaşmalı mıyım emin değilim sanki söyledikçe konuştukça gerçek oluyor bi bıçak daha saplanıyor kalbime . Kendimce espriye vuruyorum .
daha kolay atlatmaya çalışıyorum ama olmuyor sanki her şey tekrar siyah beyaz.
Bir çocuk yüzünden gerek var mı bu kadarına diyip kendimi güçlü kılmaya kendime kanıtlamaya çalışıyorum . Geçecek biliyorum fakat yara izleri kendini hatırlatacak diye de çok korkuyorum.
Özlüyorum çaresizce
Anneme anlatsam sarılsa geçecek gibi ama benden çok üzüleceğini bildiğimden pek bir şey paylaşmıyorum annemle aramız ne kadar iyi olsa bile.
Yorgunum uyusam geçecek gibi değil uyudukça şiddetleniyor rüyalarımda hatırlatıyor kendini gündüz düşlerimde gece rüyalarımda baktığım her yüzde her gözde onu arıyorum
Yaşımdan dolayı diye düşünüyorum fazla yoğun yaşıyorum duygularımı
Geçecek biliyorum
Ama geçtiğinde ben eskisi gibi gülebiliyor olacak mıyım aksi beni korkutuyor
Bu soru 21 Temmuz 2024 13:07 tarihinde Klinik Psikolog Pınar Özdemir tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Sevgili danışan,
Bu deneyiminizin ardından duygularınızın inişli çıkışlı olduğu, olumsuz düşüncelere, inançlara daha çok inanıldığı bir süreçten geçiyorsunuz. Eski partnerinizle geçirdiğiniz güzel günlerin güzel hislerin ardından artık böyle hissetmediğinizi ve bir daha hissetmeyeceğinize odaklandığınızdan kendinizi yeni deneyimlere kapattığınız bir sürece girmişsiniz. Yeni deneyimlere yeni anılara kapandığımızda yeni düşünceler yeni duygularda oluşmuyor. Bu yüzden bir önceki yaşadığımız deneyimin olumsuz duyguları, düşünceleri otomatikleşiyor, esir almaya başlıyor. Zaman geçtikçe olumsuz düşüncelerin döngüsünde takılı kalıyor ve abartılı bir şekilde gerçekliğine inanmaya başlıyoruz.
Bu süreçte yaşadığınız duygular ağır geliyor, baş etmekte zorlanıyor olabilirsiniz. Böyle hissetmeniz son derece anlaşılır bir durumdur. Yası sadece birini kaybettiğimizde değil ilişkiler bittiğinde de tutarız. Yaşananlar, yaşanabilecek ihtimallere üzülürüz, sorgularız. Ancak eski partnerinizle beklentilerinizin farklı olduğunu, ilişkiyi sürdürürken ya da adı konulmamış bir ilişkiyi belirsizliklerle yürütmüşsünüz. Bu belirsizliğin getirdiği birçok ihtimallin olması sizin şu anda başa çıkmanızı zorlaştırıyor olabilir.
Üzüntünüz, duygularınız anlaşılır bir durum ancak tüm bunlar sizin günlük işlevinizi, sosyal ilişkilerinizi ya da kişisel yaşantınızı olumsuz etkilemeye başlamışsa işte o zaman problem olarak değerlendirebiliriz. Yaşadığınız olumsuz deneyimin ardından hissettiğiniz olumsuz duygular gerçekle yüzleşmenizden kaçınmanıza, direnç göstermenize neden oluyor.
Yaşadığımız acı verici deneyimler birini kaybetmek, hastalanmak, kaza geçirmek, ayrılmak, ihanete uğramak gibi deneyimlerden oluşabilir. Kişinin kendi yaşantısına kendi deneyimlerine göre acı olarak tanımlaması değişkenlik gösterir. Bu acı verici olaylara karşılık gösterdiğimiz kaçınma, uzaklaşma isteği gösterdiğimiz dirençle –fiziksel semptomlar, olumsuz düşüncelerin yoğunluğu- ilişkilidir. Acı veren, olumsuz deneyimlere gösterdiğimiz direncin yoğunluğu ile ortaya ıstırap çıkar. Özetle acılarla baş etme şeklimiz yani kaçınarak direnç oluşturmamız ıstırabın yoğunluğunu etkiliyor. Eğer direncimizi ortadan kaldırırsak ya da azaltırsak ısıtrabımızda aynı oranda sıfırlanacak veya azalacaktır. Buna matematiksel olarak baktığımızda acı X 0 (direnç) = 0 (ıstırap) olarak ele alırız. Kısaca acı verici olayların sonucu olan ıstırabın yoğunluğu dirençlerimize yani tercihlerimize bağlıdır. Örneğin eski partnerinizle iletişim kurmamak, zaman geçirmemek size acı veriyor. Bu acı verici olayla baş etmek için olumsuz duygularınızda, düşüncelerinizden ya da gerçeklerden kaçınıyorsunuz, direnç gösteriyorsunuz. Direnç göstermeniz çektiğiniz ıstırabın yoğunluğunu da etkiliyor, düzelmeyecekmiş gibi hissediyorsunuz, eskisi kadar gülemeyecekmiş gibi geliyor size. Bir de bu şekilde bakabilir, deneyimlerinizi değerlendirebilirsiniz.
Sosyal destek almaktan kaçındığınızı, endişelendiğinizden söz ettiniz. Endişeniz aslında olumsuz düşüncelerin gerçekliğinde kaçmanız, sosyal çevrenizle farklı düşünmeniz, desteklenmeyeceğinizi düşünmenizden kaynaklanıyor olabilir. Çevrenizle yaşadığınız duygularınızı, düşüncelerinizi paylaşmanız –aynı fikirlerde buluşmasanız bile- yalnız olmadığınızı, duygularınızı anlatarak yükünüzün hafifleyeceğini ve tam kökten çözümü olmasa bile kısa vadede baş etmenizi kolaylaştırabilir.
Sevgili danışan, geçeceğini biliyorsunuz ancak geçici olduğunu farkında olmadığınız için bu kadar yoğun yaşıyor olabilirsiniz. Duygularınızı kabullenip direnci ortadan kaldırdığınızda, farkındalıklarınızla baş etmeniz kolaylaşacak eskisinden daha fazla gülebileceğiniz yeni deneyimler edinecekseniz. Eğer ki başa çıkmakta zorlanıyorsanız bir psikoloğa başvurarak psikolojik destek alabilirsiniz.
Sevgiler.
Klinik Psikolog Pınar Özdemir.