Panik Atak Nedir Nasıl Yenilir?

Merhaba güzel insan,

Korku duygusu, bizlerin hayatta kalmasıı sağlayan en güçlü duygulardan biridir. Kişi, gerçek bir tehdit ve tehlike ile karşılaştığında doğal olarak savaş-kaç mekanizması aktifleşir, böylece hayatta kalmaya çalışır. Örneğin, sakin bir yolda yürürken, ani bir şekilde arkamızdan gelen arabanın korna sesi bizi korkutur. Buradaki korna sesi, gerçek bir tehdit ve tehlike algısı oluşturur.

Oysa kaygıda durum farklıdır. Kaygı; belirsiz, gelecekte olma ihtimali olan tehdit ve tehlikeler karşısında duyulan endişe halidir. Kaygı hisseden kişi, gelecekte olmasını umduğu davranışlara karşı kaçınma davranışları geliştirir. Geçmişte yaşamış olduğu şeyleri aşırı düşünme eğilimindedir (ruminasyon). Örneğin, dışarı çıktığında kendisine araba çarpacağını düşünen insan için, gerçekte olmasa da, olma ihtimali olan bir tehdit mevcuttur ve kişi bu ihtimalin olma ihtimalini sürekli düşünür, felaket senaryoları yazar ve başına gelmesinden umduğu şeyden kaçınmak için dışarı çıkmaz.

Sizin durumunuzu korku-kaygı bağlamında değerlendirdiğimizde, yaşadıklarınızın kaygı ile ilgili olduğunu söylemek mümkündür. Hasta olmadığınız halde en ufak belirtide hasta olduğunuzu düşünmeniz, ölme korkusu yaşamanız; ölümcül bir hastalık tehditinin sizin için kuvvetli bir ihtimal olduğunu düşünmenizden ve her an başınıza gelecek olma ihtimaline inanmış olmanızdan kaynaklanıyor. Bu yanlış inanç, otomatik bir düşünce olarak gelişiyor, öyle ani ve öyle hızlı bir şekilde gerçekleşiyor ki siz kendinizi kaygılanıyorken buluyorsunuz.

Bu kaygıyı öyle kuvvetli bir şekilde deneyimliyorsunuz ki nefesinizi kesiyormuş gibi hissettiriyor. Aynı kaygı, dışarıda sizin kontrolü kaybedeceğinizi düşündürtüyor olabilir.. Çaresiz kalacağınızı, ihtiyaç duyduğunuzda gereken yardımı alamayacağınızı düşündürtüyor olabilir. Bunların hepsi de sizi adına “Panik” dediğimiz, ani ve yoğun bir endişe hissine sürüklüyor. Panik hissi, sizin de anlatttığınız gibi “nefesin kesilecekmiş gibi olması” hissiyle gelebileceği gibi, “kalbi yerinden çıkacakmış gibi atması” hissiyle de gelebilir, bu hissiyatın yoğun hissedildiği epizotlara da "Panik Atak" adı veriyoruz. Ataklar, aniden başlar ve kısa sürede zirveye ulaşır. Belirli bir tetikleyici olmaksızın başlayabilir.

Kişi, fiziksel olarak deneyimlediği tüm bu rahatsızlık veren fiziksel tepkilerden kurtulmak için kaçınma davranışları geliştirir; dışarı çıkmaz (agorafobi), kapalı alanlarda kalmaz (klostrofobi). Yani özetle kendisini paniğe sürükleyecek her türlü ihtimalden hızla uzaklaşarak kendine güvenli bir yere ulaştırma çabasına girer.

Tüm bu bilgiler ışığında; kaygıyla başa çıkmanın ilk ve en önemli adımı korku ve kaygı arasındaki farkı anlamaktır. Yaşadığınız durumda, sizi yoğun bir endişe ve panik duygusuna sürükleyen düşünceleri bir bir sınayın: Örneğin, küçük hastalık belirtileri farkettiğinizde hemen kötü bir hastalığınız olduğu sonucuna varmak yerine, kanıtları araştırın, kendinize “Şuan kötü bir hastalığımın olduğunu düşünmek için elimde yeterli kanıtım var mı?” Eğer elinizde tam teşekküllü bir hastahaneden doktor onaylı bir teşhis yoksa demek ki bu gerçek bir tehdit ve tehlike değil, korkmanıza gerek yok. Hissettiğiniz sadece yoğun bir kaygı. Kaygıyla daha etkili baş etmek için derin nefesler almak ve kas gevşetme egzersizlerini uygulamak kaygı semptomlarını hafifletmenizi ve kontrol altında tutmanızı sağlayabilir.

Eğer kaygıyla kendi başınıza mücadele etmekte zorlanıyorsanız, Bilişsel Davranışçı Terapi yöntemiyle çalışan bir uzmandan destek alarak ihtiyaçlarınıza yönelik kişiselleştirilmiş bir yaklaşımla süreci daha sağlıklı ve dengeli bir şekilde yönetebilirsiniz.

Sevgiyle kalın, kendinize iyi davranın.