Uzm. Psk. Özlem Kayacan
Türkiye, İstanbul
***ERGEN & YETİŞKİN***: Depresyon, Kaygı Bozuklukları Korku ve Fobiler, Obsesif Kompulsif Bozukluk, Sosyal İlişki ve Uyum Problemleri, Öfke Problemleri, Travma, Kayıp ve Yas, Özgüven Sorunları Motivasyon Eksikliği ***İLİŞKİ, ÇİFT, EVLİLİK ve AİLE***: İlişki Problemleri Evlilik Öncesi Danışmanlık İletişim Problemleri Kök Aile Sorunları Şiddetli Geçimsizlik Cinsel Sorunlar Aldatma Ayrılık ve Boşanma Yeniden Evlenme
Uzman Hakkında
Ben Özlem Kayacan.
2012 yılında İngilizce Psikoloji lisans eğitimimi bitirdim. 2023 yılında İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Aile Danışmanlığı ve Eğitimi yüksek lisans eğitimimi tamamladım. Yetişkin psikolojik danışmanlıklarımın yanısıra, son iki yıldır ilişki, çift, evlilik ve aile terapisi alanında da danışan görüyorum.
DATEM Davranış Araştırmaları ve Terapileri Merkezi tarafından verilen Bilişsel Davranışçı Terapilerin Klinik Uygulamaları Eğitimi'ni, EFTA - TIC tarafından onaylı olan Sistemik Terapi (Birey, Çift, Aile) Temel Eğitimi'ni ve İlişki Pusuları Aile Çalışmaları Enstitüsü tarafından verilen Aile ve Evlilik Terapisi Eğitimini tamamladım. Almış olduğum tüm eğitimlerden elde ettiğim bilgi ve tecrübelerimi danışanlarımın ihtiyacına göre seanslarıma entegre ederek kullanmaktayım.
Evliyim ve iki çocuk annesiyim.
Eğitim
Cevaplar (10)
Merhaba güzel insan. Erkek arkadaşınıza sevgi, aranızdaki ilişkiye de bağlılık hissetmediğinizi; ayrılmak istediğinizi ancak bunu gerçekleştirmekte zorlandığınızı duyuyorum. Anladığım kadarıyla bu can sıkıcı durumu daha önceki ilişkilerinizde deneyimlediniz. Bunun yanı sıra, romantik ilişkide olduğunuz partnerinize karşı yoğun bir güven problemi yaşadığınızı, kendisine güvenmekte oldukça zorlandığınızı ve bunun sizde yoğun bir öfkeye neden olduğunu ve bu öfkeyi yönetmekte zorlandığınızı ifade etmişsiniz. Bu zorlayıcı hislerin kökleri, erken çocukluk döneminize kadar uzanabilir. Erken çocukluk döneminde, bize bakım veren kişiyle kurduğumuz bağlanma, yetişkinlik dönemimizde kurduğumuz romantik ilişkilerde gerçekleşecek bağlanma şekliyle yakından ilişkilidir. Güven duygusu da erken çocukluk döneminde gelişen bir duygudur. Güven duygusunun erken çocukluk dönemlerinde zedelenmesi, yetişkinlikte romantik ilişki içinde güven eksikliğine neden olabilir. Çocukluk döneminde yaşadığınız olumsuz deneyimler, ihmaller ve travmalar güven duygunuzu derinden sarsmış ve bazı kök inançlar geliştirmenize sebep olmuş olabilir. . Eğer annenizle (ya da size birincil bakım vereninizle) güvenli bir bağlanma stili geliştirdiyseniz, dünyanın güvenli bir yer olduğuna dair bir inanç geliştirirsiniz. Olduğunuz gibi kabul görerek ve olduğunuz halinizle sevgiyi almaya layık olduğunuzu düşünerek büyüdüyseniz; yetişkinlikte de sizi olduğunuz gibi kabul edecek ve sevecek kişilerle bağlantıya geçersiniz. Aksi takdirde, yani birinci bakım vereninizle güvenli bir bağlanma gerçekleştiremediyseniz; (olduğunuz gibi kabul görmediyseniz ve olduğunuz halinizle sevgiye layık olmadığınızı düşünerek büyüdüyseniz,) bu inancınıza denk düşecek kişilerle bağlantıya geçme eğiliminde olursunuz. Koşulsuz sevginin ve güvenin olmadığı ortamlarda büyüyen çocuklar yetişkinliğe ulaştığında yakın ilişkide oldukları kişilere güvenmekte zorlanabilir, ilişkilerinde sürekli olarak hayal kırıklığı ve ihanet bekleyebilirler. Kendilerine karşı yeterince güven duymayabilir ve olduğu gibi kabul görmeyeceğini, sevilmeyeceğini düşünebilirler. Sizin romantik ilişkilerinizde yaşadığınız problemin böyle bir durumla ilişkili olup olmadığını hiç düşündünüz mü? Çünkü çoğu zaman sorun var olan ilişkide değil, o ilişkiyi çocukluk dönemimizdeki problemlerimize benzettiğimiz algı dünyamızda yer alır. Özetle, erken çocukluk döneminde yaşadığınız bağlanma şeklinizi bilmek; bağlanma şeklinizin mevcut romantik ilişkilerinizi nasıl şekillendirdiğini ve etkilediğini anlamak konusunda size yardımcı olacaktır. Sevgi ve bağlılık hissetmediğiniz bir ilişkide kalmanızın bir nedeni ve size sağladığı bir fayda vardır. Bunu bulmanız, böyle bir ilişkiden çıkmakta zorlanmanızın nedenlerinizi anlamakta size yardımcı olacak. İnsanlar genelde çocukluk döneminizde yaşadı duygulara çok benzer duygusal deneyimler yaşadığı için aynı tür ilişkilerde kalmak isterler, çünkü bu aşina oldukları bir durumdur. Sinir sistemimiz, bize tanıdık gelen, bildiğimiz bir cehennemi, bize tanıdık gelmeyen bilmediğimiz bir cennete tercih eder. Son olarak; bağlanma sorunlarınızın kökenlerini keşfetmek ve bu konuda farkındalık sağlamak; öfke, nefret, güvensizlik ve kaybetme korkusu gibi duyguların kökenlerini keşfetmek ve bu duygular üzerinde çalışmak; romantik ilişki dinamiklerinizi incelemek, ve romantik ilişkide yaşanan stres ve kaygıyla başa çıkmak, partnerinizle sağlıklı iletişim kurmak ve aranızdaki güveni inşa etme yollarını bulmak konusunda bir ruh sağlığı uzmanıyla çalışmanız, süreci daha hızlı ve sağlıklı sürdürmenize büyük katkı sağlayabilir. Sevgiyle kalın, kendinize iyi davranın.
Merhaba güzel insan. Kardeşinizin kız arkadaşını kabullenmekte zorlandığınızı ve bu durumun ilişkinizde gerilim yarattığını duyuyorum. Kardeşinizin bu ilişkiyi sürdürmek istemesi ve bu kişinin ailenize uygunsuzluğu düşünceniz arasında kalmak ve müdahalelerinizin kardeşinizi rahatsız ettiğini bilmek sizi üzüyor gibi görünüyor. Babanızın kaybından sonra kardeşinize olan bağlanmanızın bu durumu daha da karmaşık hale getirdiğini anlıyorum. Kız arkadaşının sizinle aynı ortamda olmasını istememeniz ve sürekli ona yazma isteğiniz, duygusal olarak zorlandığınızı gösteriyor. Hissettiklerinizi anlamlandırmakta zorlanıyorsunuz; erkek kardeşinizin kız arkadaşını kabullenememenizin altındaki ihtiyaç ve motivasyonları anlamakta zorlanıyorsunuz. Gelin bu durumu, kardeşinizin kız arkadaşının düşündüğünüz gibi biri çıkması ihtimali üzerinden anlamaya çalışalım: Sizde böyle bir izlenim uyandırmasına neden olan tam olarak nedir? Sizi rahatsız eden özel bir durumu ve davranışı mevcut mu? Kız arkadaşına dair hissettikleriniz bir önseziden çok kaygılı zihninize ait bir iç ses olabilir mi? Sandığınız gibi kötü biri çıktığı durumda aklınızdan hangi tür felaket senaryoları geçiyor? Tam olarak neyi umuyor ve ne olmasından korkuyorsunuz? Ailenizdeki birliği dağıtacağından ya da kardeşinizle olan bağınızın zarar göreceğinden endişe ediyor olabilir misiniz? Bu senaryoların gerçek olabileceğine dair elinizde somut kanıtlar mevcut mu? Bu sorulara cevap bulmak, düşüncelerinizi daha mantıklı bir çerçeveye oturtmanıza katkı sağlayabilir. Endişelerinizle bir yandan erkek kardeşinizi yanlış biriyle evlenmekten koruduğunuzu düşünürken, öte yandan onun kararlarına ve hayatı birlikte geçirmeyi tercih ettiği kişiye itiraz ederek aranızdaki bağı zedeliyor olabilirsiniz. Kardeşinize “Kız arkadaşının ailemiz için uygun biri olmadığını düşünüyorum. ” derken, aslında kendisine “Kardeşimin kendi ailesi için doğru bir eş seçimi yapabileceğine dair inancım ve güvenim yok” mesajını da veriyor olabilirsiniz. İnsanlar, eleştirildiği ortamlarda seçimlerine körü körüne bağlılık geliştirebilirler. Aslında talep ettikleri şey, tercihlerinin onaylanmasından çok kendi seçimlerine saygı duyulmasıdır. Kardeşinizin mutluluğu sizin için önemli ve onun sevdiği bir kişiyle birlikte ve mutlu olmasını istiyorsunuz. Belki de bu durumu, iki açıdan fırsata çevirebilirsiniz: Birincisi, kendi kaygılarınızın size ne söylemek istediğini anlamak ve ihtiyacınızı farketmek, ikincisi ise kardeşinizin kendi hayatını şekillendirmesine izin vererek, ona olan sevginizi ve desteğinizi göstererek aranızdaki bağı güçlendirmek. Sevgiyle kalın, kendinize iyi davranın.
Merhaba güzel insan. Yaşadıklarınız tükenmişlik, depresyon, kronik stres hatta travmatik geçmiş yaşantılara işaret ediyor olabilir. Geçmiş yaşantılar kişinin duygusal durumumunu ve günlük yaşamını doğrudan etkiler. Erken çocukluk döneminize ait travmatik yaşantılarınızın bugünkü yaşamınızı ve duygusal durumunuzu nasıl etkilediğini anlamak önemlidir. Ailevi sorunlarla dolu bir evde büyüdüğünüzü ve ebeveynlerinizin boşanmış olduklarını dile getiriyorsunuz, böyle bir ortamda büyümek oldukça zorlayıcı olmalı. Koşulsuz sevginin ve güvenin olmadığı ortamlarda büyüyen çocuklar yetişkinliğe ulaştığında yakın ilişkide oldukları kişilere güvenmekte zorlanabilir ve olduğu gibi kabul görmeyeceğini, sevilmeyeceğini düşünebilir. Sizin eşinizle olan evlilik ilişkinizde, eşinizle yaşadığınız problemin erken çocukluk döneminizdeki böyle bir durumla ilişkili olup olmadığını hiç düşündünüz mü? Çünkü çoğu zaman sorun var olan ilişkide değil, o ilişkiyi çocukluk dönemimizdeki problemlerinize benzettiğimiz algı dünyamızda yer alır. Gerçekte olan ile algıladığınız şey aynı olmayabilir. Ebeveynlerinizden yeterince ilgi görmeden büyümüş bir çocuksanız, ailenizden görmediğiniz ilgiyi eşinizden almaya çalışıyor olabilir, istediğiniz türden bir ilgi göremediğiniz için de terk edileceğinize ya da sevilmeyeceğinize dair bir korku geliştirmiş olabilirsiniz. Bu söylediklerim size tanıdık geliyor mu? Eğer öyleyse, çalışmaya başlamanız gereken nokta erken çocukluk dönemindeki yaşantılarınız ve bugüne olan etkilerini anlamaktır. Erken çocukluk yaşantılarıyla baş etmek zorlayıcı olabilir. Bir uzmandan bu konuda destek almak, çocukluk döneminize ait travmatik yaşantılarınızın bugünkü yaşamınızı, duygusal durumunuzu ve ilişkilerinizi, özellikle de şu anki evlilik ilişkinizde eşinizle olan dinamiklerinizi nasıl etkilediğini anlamak ve size özel başa çıkma stratejileri geliştirme sürecinde önemli bir rol oynayabilir. Böylelikle, geçmişin yüklerinden arınarak daha sağlıklı ve dengeli bir yaşam sürdürme ve evlilik ilişkinizi güçlendirme şansınız artar. Sevgiyle kalın, kendinize iyi davranın.
Merhaba güzel insan. Cümlelerinizden güven sorunu yaşadığınızı ve yakın ilişkilerinizde aşırı bağımlık hissettiğinizi duyuyorum. Çocukluğunuzda hatırladığınız kadar eski zamanlardan bu yana, benzer duyguları hissettiğiniz oldu mu? Güven duygusunun erken çocukluk dönemlerinde zedelenmesi, yetişkinlikte yakın ilişkide olduğumuz insanlara dair güvensizlik duygusunu tetikliyor olabilir. Güven duygusuna etki eden iki temel mekanizma vardır. Bunlardan ilki ve en önemlisi, bir kişinin çocukluk döneminde ebeveyni ile kurduğu bağlanma stilidir. Bağlanma şekli yetişkinlikteki güven ilişkilerini şekillendirir. Çocuklukta sağlıklı bağlanma stili geliştiren kişiler çevrelerindeki insanlara daha kolay güvenirken, güvensiz bağlanma stili geliştirenler güven noktasında daha çekingen olabilirler. Kişide güven duygusunu şekillendiren en önemli ikinci mekanizma ise “Bilişsel Şemaları”dır. Bilişsel şemalar, bireylerin dünyayı, kendilerini ve başkalarını nasıl algıladıklarını ve yorumladıklarını şekillendiren derin köklü zihinsel yapılar veya kalıplardır. Bu şemalar genellikle çocuklukta yaşanan deneyimler sonucunda oluşur ve yaşam boyu devam edebilir. Şemalar, bireylerin davranışlarını, duygularını ve düşüncelerini etkileyen otomatik düşünce ve inanç sistemleridir. Güvensizlik şeması, bir kişinin başkalarına ve kendisine karşı duyduğu güven eksikliğiyle ilgili olumsuz düşünce ve inançları kapsar. Bu şema genellikle çocukluk döneminde yaşanan olumsuz deneyimler, travmalar veya ihmaller sonucunda gelişir. Güvensizlik şemasına sahip kişiler, başkalarına güvenmekte zorlanabilir, ilişkilerinde sürekli olarak hayal kırıklığı ve ihanet bekleyebilirler. Kendilerine karşı da yeterince güven duymayabilir, başarısızlık korkusu yaşayabilirler. Özetle, kendi bağlanma stilinizi belirlemek, bu bağlanma stilinin nasıl oluştuğunu ve mevcut ilişkilerinizi nasıl etkilediğini anlamak ilk ve en önemli adımdır. Sonrasında ise, mevcut ilişkilerinizde size sevilmediğiniz kanaatini uyandıran, size duyulan sevgiden şüpheye düşüren hangi düşünceler var bunları bulmak gerekir. Böyle düşünmeniz için elinizde hangi kanıtlar var, sevilmediğinizi hissettiğinizde aklınızdan geçen düşünceler neler, böyle hissettiğinizde kendinize ne söylüyorsunuz bunların hepsini değerlendirmek gerekir. Eğer bunları tek başınıza başarmakta zorlanacağınızı düşünüyorsanız, Bilişsel Davranışçı Terapi ya da Şema Terapi ekolüyle çalışan bir uzmandan destek almanız insanlara güvenememenize neden olan bilişsel şemalarınızı ve olumsuz düşünce kalıplarınızı fark etme ve anlama; güvenmeyi öğrenme, güven ilişkileri geliştirme, duygusal bağımsızlığınızı arttırma, şüphe duygusuyla başa çıkmaya yönelik size özel başa çıkma stratejileri geliştirme, ilişkilerinizde sağlıklı sınırlar koyma ve bu sınırları koruma konularında oldukça fayda sağlayacaktır. Sevgiyle kalın, kendinize iyi davranın.