Psikoloji

Suçluluk duygusu

Gizli Kullanıcı27 Ağustos 2024 16:30

Meraba iy günler, 28 yaşındayım. Aslında bakarsanız atanmış herkesin mutlu sandığı yada daha ne istiyo dediği biriyim. Ama ben aslında iyi değilim. Sanki kendimle bir savaş içindeyim ve buda bana sürekli mutsuzluk veriyo. Ben babasına aşırı düşkün bir kız çocuğuyum. Ama babasının hiç sevgisini göstermeyen bir kız çocuğu. Her şeye rağmen ona iyi bir evlat olmak için çabaladım. Sanırım bir kaç konuda bunu başaramadım. Biz doğulu bir aileyiz. Ve babam kapanmamı çok istedi. Bazen güzellikle bazem kırıcı bir şekilde dile getirdi. Ben bunu yapamadım. Daha 10 yaşında bir çocukken kardeşime şort alıp bana almaması sen büyüdün demesi. Ben küçücük çocuktum halbuki. Şimdi onun görmediği her yerde istediğim gibi giyiniyorum. Belki de küçükken o bana çok gördüğü şorta inattı aldığım giydiğim her şort. Ama bunu yaparken bir yanım kendime hep kızıyo. Sen bu değilsin diye. Babama bakarken kendimi çok kötü hissediyorum. Ona sanki hainlik yapıyomuşum gibi. Babam tarafından sevilmeyi hak etmiyorum sanki. yada sevdi mi zaten bilmiyorum. Ondan öğrendiğim sevgi ise ilişkilerim bu yüzden hep yarım kalıyo. Biri kendini çekince daha da ısraar ediyorum beni sevsin diye. Zaten birine dokunmak ta bana göre bir suçluluk. babamın kızıydım o bana böyle öğretmemişti. Evlenince eşim sadece dokunabilirdi. Bunun suçluluğu kalbimden hiç gitmiyo. Babama her baktığında sen çok kötü bir kız çocuğusun diyorum. Bu aralar ise kendimle sürekli savaş halindeyim. Kendime sürekli kızıyorum yaptığım şeylerden dolayı.. Bir yanımda neden kızıyosun diyo. Ve hiç sevilmeyeceğimi düşünüyorum. Bir erkek beni sevemez. Keendi çıkarları doğrulyusunda benimle konuşuyo sanki. Bende panik atak oluştu. Doktorum yardımcı olun çünkü ben artık düşünmekten yoruldum. Ama kafamın içi de susmuyo.

Bu soru 28 Ağustos 2024 19:36 tarihinde Psikolog Şevval Aydın tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhabalar, yaşadıklarınız ile ilgili oldukça yüksek farkındalığa sahip olduğunuzu görmekteyim. Farkındalık acı verse de değişim için gereklidir. Babanızın şu anki hayatınıza olan yansımalarının farkında olmanız oldukça zorlayıcı olsa da bu yansımaları düzeltmek için gereklidir. Bizler şu anımıza geçmişimizden izlerle geliriz, bu izlerle başa çıkarken de farklı yöntemler kullanırız. Örnek olarak babanızın bu kısıtlamalarını ele alalım ve kıyafet üzerinden gidelim; bununla 3 şekilde sağlıksız başa çıkma yöntemi vardır:

Teslim olma: tıpkı babanızın istediği gibi biri olur, kendi isteklerinizi göz ardı eder ancak suçluluk hissetmezsiniz

Kaçınma: bu kısıtlamaların getirdiği sıkıntıdan kurtulmak için kıyafet alışverişi yapmazsınız, kıyafetlerinizi önemsemezsiniz.

Karşıt tepki oluşturma: babanızın isteklerinin tam tersi olarak davranmaya meyillisinizdir, bu öfke duygusuyla yapılsa da karşılığında suçluluk uyandırır.

Öncelikle teslim olma ve karşıt tepki oluşturma arasında kaldığınızı görebiliyorum. Burada yaşadığınız suçluluk duygusu üzerinden gitmek isterim.

Kendinize karşı özşefkatli olmalısınız. Hatalarınızla ve kusurlarınızla bu yaşamda herkes kadar biriciksiniz. Sizin düşüncelerinizi bir başkasının düşüncesinden önemsiz yapan nedir ? Bu kişi babanız dahi olsa. Babanız için hata olan davranış sizin için nedir ? Örneğin şort giymek sizin için hatalı bir davranış mı ? babanızın söylemleri yüzünden olduğunu söylüyorsunuz, yani aslında şort giymek sizin için yanlış bir davranış mı ? kendinizle konuşurken babanızın eleştirel sesiyle konuştuğunuzu fark edin.

Çocukluktan bugününüze babanız tarafından kısıtlandığınızı söylüyorsunuz, babanızın sizin isteklerinize sınır koyan ve kendi isteklerini size aşılamaya çalışan biri olduğunu anlayabiliyorum. Ebeveynler bu kısıtlamaları “iyi niyet”le yaptıklarını düşünebilir ve doğrunun bu olduğuna inanabilirler. Gerçekten de “bütün kötülüklerin iyi niyetle yapıldığı yerdir aile”. Ancak ebeveynler yaptıklarının çocukları üzerindeki etkisinin farkında olmadıkları gibi çocuklarının geleceklerini bu denli etkilediklerini bilmezler. Babanızla bu konuları konuşamıyorsanız ona bir mektup yazın, mektubu vermek zorunda değilsiniz, hislerinizi kağıda geçirmek iyi gelecektir.

Öncelikli fark etmenizi istediğim şey çocuksu yanınızla sevgi ihtiyacını ararken size verilen sevgi yeterli dahi olsa size yeterli gelmeyebilir, burada bu hissin karşı taraftan ziyade sizinle ilgili olduğunu fark etmekte fayda var, fark edin ki bunu değiştirebilin. Herkes kadar sevilmeye layıksınız. Sevilmeyecek olma düşünceniz falcılıktır, buna inanmak sizi üzse de geleceği görebildiğinizi düşündüğünüz için size güven verir, ancak bu gerçek değildir.

Düşüncelerinizle başa çıkmakta oldukça zorlanıyor ve bu düşünceler yüzünden günlük yaşamınızdaki işlevselliğiniz uzun süredir bozuksa mutlaka terapi almanızı öneririm.

sevgiler.

Cevaplanmış benzer sorular