Psikoloji

Takıntılardan nasıl kurtulurum

Gizli Kullanıcı24 Şubat 2025 13:06

Merhaba çok fazla takıntılarım var örneğin ben devlet hastanesinde psikiyatri doktorum bana terapi uyguluyor ama terapi bitince 1-2 gün sonra aklım o terapinin özlemi hissediyorum başka zamanlarda kendimi ağlayacakmış gibi hissediyorum diğer bir örnek acaba terapistim beni tedaviyi bırakır mı gibi fazla bir düşünce oluşuyor günlük yaşamı etkiliyor çünkü terapi zamanında iyi zaman geçiriyorum ama diğer zamanlarda onun kadar iyi zaman geçiremiyorum

Bu soru 5 Mart 2025 12:55 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhaba Sevgili Danışan,


Yaşadığınız takıntılar ve bu takıntıların günlük yaşamınıza olan etkisi gerçekten zorlayıcı olabilir. Özellikle terapi seanslarından sonra hissettiğiniz özlem ve ardından gelen kaygı düşünceleri, zihninizin terapiyi sürekli aradığına ve o güvenli ortamı tekrar talep ettiğine işaret ediyor. Terapinin sonunda, bir süreliğine kendinizi güvende hissetmek, duygusal olarak rahatlamak ve anlaşılmak önemli bir ihtiyaçtır. Ancak terapi seanslarının dışında kendinizi yine takıntılı düşüncelerle boğulmuş hissetmek, bu güvenli alanın kaybolmasıyla birlikte bir tür boşluk hissi yaratabilir. Bu süreçte, takıntılarınızın sizi nasıl etkilediğini anlamak ve bu düşünceleri yönetmeye yönelik bazı stratejiler geliştirmek, size yardımcı olabilir.


Takıntılı düşünceler, genellikle kişinin kontrolü dışında gelişen, sürekli tekrar eden ve kaygıya yol açan düşüncelerdir. Sizin yaşadığınız durumu daha iyi anlayabilmek adına, önce takıntıların nasıl işlediğini ve bunların zihnimizde nasıl şekillendiğini incelemek faydalı olacaktır. Takıntılar, genellikle bireyin hayatında bir belirsizlik ya da güvensizlik hissiyle bağlantılıdır. Terapi gibi destekleyici bir süreç, kişiye güven duygusu verir, ancak seans sonrasında bu güven kaybolduğunda, kaygılar tekrar yüzeye çıkabilir. Terapistinizin sizi bırakma düşüncesi, aslında bir kayıp korkusuyla ilişkili olabilir. Bu tür korkular, takıntılı düşünceleri besler ve kişi her an bir şeyin kaybolacağı hissine kapılabilir. Aynı şekilde, terapi seanslarında iyi zaman geçirdiğinizde, o güvenli ortamı tekrar yaşama isteğiniz, günlük yaşamda bir eksiklik duygusu yaratabilir. Bu düşünceler sürekli hale geldiğinde, kişiyi yalnızca kaygıya değil, aynı zamanda ruhsal ve duygusal tükenmişliğe de sürükleyebilir.


Takıntılarınızın bir diğer boyutu, zamanla zihninizde bir alışkanlık haline gelmiş olabilir. Takıntılı düşünceler, genellikle kişi bir konuda belirsizlik yaşadığında, zihninin durmaksızın aynı düşünceyi tekrar etmesiyle ortaya çıkar. Bu düşünceler, ilk başta kaygıyı azaltmayı amaçlar; ancak uzun vadede, bu düşünceler daha da güçlenir ve kişi sürekli olarak bu düşünceleri düşünmeye başlar. Terapi seanslarında, terapiye duyduğunuz özlem ve kaygılarınız aslında bir tür düşünsel alışkanlık yaratabilir. Zihniniz, terapiyi tekrar yaşama isteğiyle bu takıntıları besler. Diğer bir ifadeyle, zihniniz terapiye yönelik bir bağlılık geliştirerek, terapi sonrasında tekrar aynı duyguları ve düşünceleri yaşama çabası içerisine girebilir. Bu durumda, takıntılarınızın tekrarlaması, beyninizin bir tür güven arayışı veya boşluk hissini doldurma çabası olabilir.


Takıntılı düşüncelerle başa çıkabilmek için ilk adım, bu düşüncelerin farkına varmak ve onlara karşı duyarsızlaşmaktır. Bu, özellikle kaygıyı besleyen düşüncelere karşı tepki vermemek anlamına gelir. Takıntılı düşüncelerin kendiliğinden gelip geçtiğini bilmek, bunlara odaklanmamayı ve onların geçici olduğunu kabul etmeyi sağlar. Terapide öğrendiğiniz teknikler, bu düşünceleri yönetmede de oldukça yardımcı olabilir. Örneğin, bilişsel davranışçı terapi (CBT) yaklaşımında, kişinin takıntılı düşünceleri sorgulaması ve bu düşüncelerin mantıklı olup olmadığını incelemesi teşvik edilir. Sizin için faydalı olabilecek bir yöntem, terapideki seanslarınıza dair hislerinizi, kaygı ve özleminizi daha mantıklı bir bakış açısıyla değerlendirmeye çalışmaktır. Örneğin, "Terapistim beni bırakacak mı?" gibi kaygılarınızın her zaman gerçekle örtüşmeyebileceğini düşünmek, sizi bu takıntılardan uzaklaştırabilir. Terapi sürecinde, terapistinizin amacının size destek olmak olduğunu ve seansların sonunda duygusal olarak kendinizi yalnız hissetmemeniz gerektiğini hatırlamak da önemli olacaktır.


Bir diğer strateji, takıntılı düşüncelerle ilgili mindfulness (farkındalık) tekniklerini uygulamaktır. Farkındalık, kişinin anı yaşaması ve yaşadığı anı yargılamadan kabul etmesi anlamına gelir. Takıntılı düşüncelerle başa çıkarken, onları yargılamadan, sadece gözlemlemek, bu düşüncelerin geçici olduğunu fark etmenizi sağlar. Bir başka deyişle, takıntılarınızın kaygı yaratmasına izin vermek yerine, bu düşünceleri gözlemleyebilir ve bu düşüncelerin sadece zihninizin bir parçası olduğunu kabul edebilirsiniz. Bu yaklaşım, düşüncelerinizin gücünü sınırlamanıza yardımcı olur ve kaygınızın azalmasını sağlar. Farkındalık ve gevşeme tekniklerini, meditasyon veya derin nefes alıştırmalarıyla birleştirerek, bu süreçte rahatlamayı da sağlayabilirsiniz. Takıntılı düşünceler, genellikle aşırı endişe yaratır, bu yüzden rahatlama teknikleri ve gevşeme, bu tür düşünceleri hafifletebilir.


Terapi seansları dışında kendinizi yalnız ve boşlukta hissetmeniz, günlük yaşamınızda daha fazla denge arayışına girmeye neden olabilir. Bu noktada, kendinize anlamlı bir günlük rutin oluşturmak önemli bir adımdır. Günlük hayatınızda, terapi seanslarının dışında da sizi iyi hissettirecek aktiviteler bulmak, takıntıların etkisini azaltabilir. Hobiler edinmek, fiziksel aktivitelere zaman ayırmak ve sosyal bağlar kurmak, duygusal dengeyi sağlamak adına faydalı olabilir. Ayrıca, zaman zaman terapi dışında da kendinize vakit ayırarak, kendinizi ödüllendirebilir ve terapi sürecinde öğrendiğiniz stratejileri günlük hayatınıza entegre edebilirsiniz. Bu, sadece kaygıyı azaltmakla kalmaz, aynı zamanda takıntılarınızın gücünü azaltmaya yardımcı olur.


Takıntılarınızın günlük yaşamınızı etkiliyor olması zorlayıcı bir durumdur, ancak bunlarla başa çıkabilmek için birkaç strateji ve farkındalık tekniği kullanabilirsiniz. Zihninizin tekrar eden ve kaygı yaratan düşüncelerle ilgili daha bilinçli hale gelmesi, bu düşüncelerin geçici olduğunu anlamanızı sağlayacaktır. Terapiye olan özleminiz ve kaygılarınız, aslında güven arayışınızı ve kaybetme korkunuzu yansıtıyor olabilir. Bu kaygıları yönetmek ve bu duygusal boşluğu doldurmak için mindfulness, gevşeme teknikleri ve farkındalık yöntemlerini kullanabilirsiniz. Her şeyden önce, bu süreçte yalnız olmadığınızı ve takıntılarınızın zamanla azalabileceğini unutmamanız çok önemlidir. Gerekli destekle bu takıntılı düşüncelerle başa çıkmak mümkündür.


Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğiniz farklı bir soru veya aklınıza takılanları sorabilirsiniz.


Sevgiler,

Psikolog Betül Canbel

Cevaplanmış benzer sorular