Sosyal Hayat

Yalnızım hiç arkadaşım yok

Gizli Kullanıcı24 Mart 2025 16:46

Hiç arkadaşım yok. Hayatımda hiç yakın arkadaşım diyebileceğim birileri olmadı. Yanıma gelip hep kendi en iyi arkadaşlarından bahsedip gittiler. En son anaokulunda bir grubum vardı. Girmediğim kulüp topluluk kalmadı ama olmuyor. Herkes çok tatlısın çok komiksin deyip gidiyor yanımdan. Bir kahve içebileceğim kimse yok. Her şey yüzeysel ve çıkar üzerine. Bir gün benimde içimi açabileceğim bir arkadaşım olacak mı? Savaşmaktan çok yoruldum. Kimsenin yanında kendim gibi hissedemiyorum. Fazla neşeli olursam çocuksu diye nitelendiriliyorum rol yapmak zorunda kalıyorum. Gülsem suç çok sert dursam suç. Herkes duygularıma karşı gibi. Herkesle mesafeli ve güvensiz kalmaktan çok yoruldum. Sürekli kendime dönüyorum. Ama insan bazen bir ses istiyor. Bunu kendime bile şuan itiraf edebiliyorum. Her şeyi tek başıma yapmaya o kadar mecbur kaldım ki . Tek arkadaşım ailem. Aileye de her şey anlatılmıyor tabii her şeyin yeri ayrı.

Bu soru 26 Mart 2025 20:20 tarihinde Psikolog Aysel Kacak tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhaba, sizinle tanışmak ve düşüncelerinizi paylaşmak benim için bir onur 😊. Anlattıklarınızın sizin için ne kadar zorlayıcı olabileceğini tahmin edebiliyorum. Sosyal bağlantılar kurma ve derinlemesine ilişkiler geliştirme isteği gayet doğal bir insan ihtiyacı. Bu konuda yaşadığınız zorluklar, yalnız hissetmenize yol açabilir ve bu da oldukça zorlayıcı bir durumdur. Öncelikle, bu duygularla yüzleşmek ve onları ifade etmek, güçlü bir adım attığınızı gösterir.

Şimdi bir yolculuğa çıktığınızı hayal edin. Sırt çantanızda tüm duygularınız var: yalnızlık, hayal kırıklığı, umut… Ama bu yolculukta bir türlü gerçekten bağ kurabileceğiniz bir yol arkadaşı bulamıyorsunuz. İnsanlar yanınıza gelip gidiyor, ama kimse uzun süre kalmıyor. Yorucu, değil mi?

Bu his, insanların çoğunun yaşadığı ama dile getirmediği bir durum. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) açısından bakarsak, belki de zihninizde bazı kalıplar oluşmuş olabilir: “Kimse benimle derin bağ kurmaz.”, “Herkes gelip geçici.”, “Yanlış bir şey yapıyor olmalıyım.” Zihnimiz bazen bu düşünceleri bir gerçekmiş gibi sunar, ancak onlar sadece düşüncelerdir, kanıtlanmış gerçekler değil.

Şimdi farklı bir pencere açalım. Bugüne kadar girdiğiniz toplulukları düşünün. Orada birileriyle yakınlaşmanın ilk adımını attınız mı? Genellikle insanlar, derin ilişkilerin kendiliğinden oluşmasını bekler, ama bazen bizden küçük de olsa bir adım beklerler. Karşınızdakiyle ortak bir noktaya derinlemesine inmek, onların da size açılmasını sağlayabilir.

Neşenizin yanlış anlaşılması ya da sert görünmenin suç gibi hissettirilmesi, başkalarının filtresinden süzülen yorumlar olabilir. Ama siz, kendi kimliğinizi bir ışık gibi düşünün: Fazla parlak mı, fazla loş mu? Aslında ışığın gücünü başkalarına göre ayarlamak yerine, doğal haliyle bırakmak en sağlıklısıdır. Gerçek bağlantılar, gerçek sizi gördüğünde oluşur.

Ek olarak,BDT’de "davranışsal deneyler" diye bir kavram var. Yani inandığınız düşünceleri test etmek için adımlar atmak. Örneğin, sohbet ettiğiniz biriyle derin bir konu açmayı deneyin, ya da iç dünyanızı biraz daha paylaşın. Sonucu gözlemleyin. Gerçekten herkes uzaklaşıyor mu? Yoksa bazıları beklediğinizden farklı tepkiler mi veriyor?

Yolculuğunuzda, şu ana kadar yalnız yürüdünüz belki ama bu hep böyle olacak demek değil. İnsanlarla bağ kurmak, bir tohum ekmek gibidir. Bazen filizlenmesi zaman alır. Ve belki de, bu süreçte yalnız kalmayı bir eksiklik değil, kendinizi daha iyi tanıma fırsatı olarak görebilirsiniz. Çünkü sizi gerçekten anlayacak bir yol arkadaşı, önce sizin kendinizi kabul ettiğiniz yerde ortaya çıkar.

Cevaplanmış benzer sorular