Zor süreçler sonrası ne yapılmalı?
Merhaba son 5 aydır hem stres yaşayacağım hemde çevrem tarafından yalnız bırakıldığim dönemler yaşadım sonucunda bir alerjik reaksiyon geçirdim oda geçti ama zaman zaman ani öfke patlamaları yaşıyorum bu o an ufak bisey olsa bile oluyor çevremdekilere zarar vermiyorum ama sözler olarak kırıcı oluyorum hemde çevremdeki kişiler tarafından anlaşılmadığımı düşünüyorum ev konusunda hemen hemen herşeyin örneğin en basiti sofra kurmak gibi şeylerin nerdeyse benim yapmam yaparken yardımcı olunmayip sürekli benim görevimmis gibi hissetmem hayatımın sadece evden ve evdeki şeylerden ibaret hissetmeme neden oluyor ve bazen çok bunaldigimi hissediyorum ayrıca özel birey olan kardeşim olduğu için ve onunlada zor süreçler anlattığımız için sağlık konusunda kendimi dışarı karşı bir önlem almak hasta olmamaman gerek şeklinde dışarı çıktığımda maske takıyorum kendim için değil ona bisey olmasın o süreçler zor geçtiği için yapmaya başladım bu yaşadığım hissettiğim konularda düşüncenizi öğrenmek isterim teşekkür ederim
Bu soru 5 Nisan 2025 16:01 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba Sevgili Danışan,
Öncelikle bu kadar içten ve açık yazarak yaşadığınız süreci paylaşmanız çok kıymetli. Yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla son aylarda hem fiziksel hem de duygusal anlamda oldukça yıpratıcı, yalnız ve stresli bir dönem geçirmişsiniz. Yaşadığınız alerjik reaksiyon gibi fiziksel belirtiler de bu içsel sıkışmışlığın, yükün ve stresin bir sonucu olabilir. Zihnimizle bedenimiz birbirinden ayrı değil; ruhumuz yorulduğunda, bedenimiz de bunun sinyallerini bize çeşitli yollarla verir. O yüzden bu süreci anlamlandırmak ve kendinize bu kadar yüklenmeden bakmak oldukça önemli.
Öfke patlamalarınızın da çok doğal bir zemini olduğunu görüyorum. Bu durum sadece sizin tahammülsüz biri olduğunuz anlamına gelmez; aksine, bu uzun süre bastırılmış duyguların, görülmemişliğin ve yardım alamamanın bir dışa vurumu olabilir. Bazen insanlar öfkeyi “kötü bir duygu” gibi tanımlar ama aslında öfke, bir ihtiyacın görülmediğini, bir sınırın aşıldığını ya da bir yükün fazlalaştığını haber veren çok kıymetli bir sinyaldir. Özellikle çevrenizden beklediğiniz destek gelmediğinde, size yardımcı olunmadığında ve tüm sorumluluk sizin üzerinizde kaldığında, bu öfke duygusunun birikerek patlaması kaçınılmaz hale gelir.
Sizin anlattığınız gibi, ev içinde “sofra kurmak” gibi küçük gibi görünen ama aslında tekrarlandığında kişiyi çok fazla tüketen görevler, genellikle kadınlara biçilen geleneksel rollerden kaynaklanır. Fakat bu görevlerin “otomatik” olarak size yüklenmesi ve diğer aile bireylerinin bu sorumluluğu paylaşmaması, zamanla “benim ihtiyaçlarım görünmüyor” duygusunu pekiştirir. Siz de bir birey olarak takdir edilmek, desteklenmek, anlaşılmak istersiniz. Bu temel bir ihtiyaçtır ve yerine getirilmediğinde kişi kendini yalnız, tükenmiş ve bazen de değersiz hissedebilir. Özellikle yalnızlık hissiyle birlikte gelen “neden sadece ben yapıyorum?” sorusu çok yerinde ve değerlidir. Çünkü bu soru, aslında görünmeyen emeğinize bir ses verme çabasıdır.
Ayrıca özel gereksinimli bir kardeşinizin olması, sizin sorumluluklarınızı daha da artırmış olabilir. Kardeşinizi düşünerek maske takmanız, onun sağlığı için kendinizi ön plana koymayışınız, ne kadar fedakâr ve duyarlı biri olduğunuzu gösteriyor. Ancak bu noktada şunu da unutmamak çok önemli: Siz de bir bireysiniz ve sizin de kendi ihtiyaçlarınız, kırılganlıklarınız, dinlenmeye, desteklenmeye ve anlaşılmaya olan ihtiyacınız var. Sürekli başkalarını koruma çabası, zamanla kişinin kendini unutmasına ve tükenmesine neden olabilir. Bu yüzden başkalarına gösterdiğiniz özeni biraz da kendinize yönlendirmeniz çok kıymetli olacak.
Yaşadığınız bu süreçte çevreniz tarafından yalnız bırakılmış hissetmeniz, öfke, kırgınlık ve bunaltı hislerini daha da artırabilir. İnsan zor bir dönemden geçerken en çok yanında güvenebileceği, anlayan ve destek olan kişilere ihtiyaç duyar. Eğer bu destek sağlanamıyorsa, kişi kendisini yalnızlığa itilmiş gibi hissedebilir. Bu yalnızlık sadece fiziksel değil, duygusal olarak da çok yorucudur. “Beni anlayan kimse yok” duygusu, zamanla ruhsal olarak daha çok içe çekilmenize ve duygularınızı paylaşmakta zorlanmanıza neden olabilir. Bu yüzden bu dönemde kendinizi yalnızlaştırmamanız çok önemli. Anlayışlı, sizi gerçekten dinleyen ve yargılamayan insanlarla iletişimde kalmak, duygularınızı sağaltmak için çok iyileştirici olabilir.
Peki, tüm bu zorlayıcı süreçlerden sonra ne yapılabilir?
Öncelikle kendinize bu duyguları hissetme hakkını tanıyın. Sıkışmışlık, yorgunluk, öfke, yalnızlık... Bunların hepsi geçerli ve anlamlı duygular. “Bunları hissetmemeliyim” demek yerine, “Bunları neden hissediyorum?” sorusunu sormak daha iyileştirici olacaktır. Çünkü bu duygular, sizin ruhsal alarm sisteminizin verdiği sinyallerdir. Bastırmak yerine duymaya çalışmak, dönüştürmenin ilk adımıdır.
İkinci olarak, sınır koyma becerisi üzerine çalışmak size iyi gelebilir. Bu, “her şeye hayır demek” değil; “benim kapasitem bu kadar, şu an bunu yapmam mümkün değil” diyebilme cesaretidir. Aile içinde ya da çevrenizdeki sorumlulukları yeniden paylaşmak, tek başınıza her şeyin yükünü almamak adına küçük ama etkili bir adım olabilir. Yardım istemek, sizi zayıf göstermez. Aksine, sorumluluğu adil şekilde dağıtma ve duygusal olarak yükünüzü hafifletme yönünde olgun bir davranıştır.
Üçüncü olarak, öfkenizi yönetmeyi öğrenmek adına bazı pratik teknikleri hayatınıza dâhil edebilirsiniz. Derin nefes alma egzersizleri, anda kalma (mindfulness) çalışmaları, günlük tutmak, yürüyüş yapmak gibi basit ama etkili uygulamalar, duygularınızı kontrol etmenizi kolaylaştırabilir. Ayrıca zamanla bu öfkenin altında yatan gerçek ihtiyaçları fark etmeye başladığınızda, öfke daha işlevsel bir hale gelir.
Son olarak, yaşadığınız bu süreçleri profesyonel bir destekle daha sağlıklı bir şekilde aşmanız mümkün olabilir. Psikolojik danışmanlık, yalnız olmadığınızı hissettiren, sizi yargılamadan dinleyen ve birlikte çözüm yolları arayan güvenli bir alan sağlar. Özellikle sizin gibi çok yönlü sorumluluklar üstlenen, duygularını içinde taşıyan bireyler için bu destek çok kıymetlidir.
Sevgili danışan, hayatınızın bu döneminde çok güçlü, duyarlı ve dirayetli bir şekilde yol almaya çalışıyorsunuz. Bazen yorgun hissetmeniz, bazen öfkelenmeniz, bazen de yalnız kalmak istemeniz tamamen insanî tepkiler. Siz bu dünyada sadece başkalarına hizmet etmek için değil, kendi varlığınızla değerli olduğunuz için varsınız. Ve siz de huzurlu, dengeli, anlaşılmış bir yaşamı hak ediyorsunuz. Unutmayın, bu yolculukta yalnız değilsiniz.
Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğiniz farklı bir soru veya aklınıza takılanları sorabilirsiniz.
Sevgiler,
Psikolog Betül Canbel
Çok teşekkür ederim benim gerçkten sorunum aslında hep fedakarlık yapmam kendimi görmekten kaçınıyorum yanıtınız içinde teşekkür ederim okurken iyi hissettim inşallah uyguyabilirimde