Zorbalığa nasıl bir tutum sergilemeliyiz?
Sürekli gel git yapan belirsizlik içerisinde bırakan, manipüle eden, ve bizi kullanan, şaka adı altında ezmeye çalışan, sözleriyle iğneleyen bir nevi söz zorbalığı yapan eleştiren değersiz hissettiren davranışlarıyla rahatsız eden bu tarz insanlara karşı ne yapmalıyız acaba?
Bu soru 6 Ağustos 2024 23:05 tarihinde Psikolog Başak Alasya tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhabalar,
Zorbalık oldukça büyük bir şiddet biçimi öncelikle. Sözel ya da bedensel fark etmeksizin yaşattığı acı birbirinden farksız. Aslında zorbalığı iki ayrı kolda değerlendirelim. Zorba olmak ve kurban olmak.
Zorba olmak bir seçim midir sizce? Etrafınızdaki zorba insanları bir gözlemlemenizi istiyorum sizce zorbalık yaptıkları için mutlular mı? Zorbalık dediğimiz süreç karşımızdaki kişiyi zor duruma düşürecek bedensel ya da sözel saldırılarda bulunmak ve bunu sürekli hale getirmek olarak tanımlanabilir. Peki sizce bu öğrenilen bir şey mi?
Bir gün ergen bir öğrencimin çalıştığım dershaneye birkaç haftadır hastayım diyerek gelmediğini fakat ailenin dershanenin kapısına bıraktıklarını öğrendim. Çocukla iletişime geçince arkadaşlarının boyuyla dalga geçtiğini ve bu yüzden gelmek istemediğini ailesine söyleyemediğini anlattı. Yönetim zorba olan çocuklarla görüşmemi ve onları gerekirse sert bir şekilde uyarmamı istedi. Hepsiyle tek tek görüştüm ve tabii ki durumu kabul etmediler, inkar ettiler. Daha önce kendileriyle ve aileleriyle yapmış olduğum görüşmelerde kendilerinin de evde ebeveynleri, abileri, ablaları ya da okuldaki öğretmenleri, arkadaşları tarafından zorbalığa uğradıklarını biliyordum. Başka bir gün onları tek tek kendi kurban oldukları hikayeleri için görüşmeye davet ettim. Onlara yaşadıkları şeyin zorluğundan ve ağırlığından bahsettim. Yanlarında olduğumu ve zorbalığa uğrayan yani kurban olan olmanın kişiye verdiği acıdansa zorba olmanın verdiği kolaylığı tercih etmek hakkında konuştuk. Gerçekten kolay mı diye sorduğumda istisnasız hepsinden aynı cevabı aldım "Bana zorbalık yapana dur diyemeyip, sessiz kalan birinin beni anlamasını ve yanımda olmasını beklemek ne kadar da çaresiz bir duyguymuş. Ben ne kadar da korkakmışım. Birileri yanımda olsun diye onu karşıma alıyorum, battıkça batıyorum.". İşte o gün anladım ki zorba olmak da kurban olmak da bambaşka psikolojik süreçler içeriyor. Kurban olmakla devam edelim.
Kurban olan kişiler genellikle aile içinde sessiz kalan, susturulan (kimi zaman bunu saygı olarak bizlere öğretebiliyorlar), kabul görmeyen ve fark edilmeyen çocuklar olduğunu görüyoruz. Ve kurban olan kişilerin ailelerinde mutlaka bir kurban rolü olur ve çocuk bunu gözlemleyerek öğrenir. Öğrenilmiş bir çaresizlik vardır aslında "Annem babama dur dedi de ne oldu, ablam abime güç yetirebildi mi sanki" gibi çoktan pes etmiş cümle yapıları vardır.
Şimdi sorumuz şuydu biz bu zorbalığa nasıl dur deriz? Eğer kurban rolündeysek bu rolden çıkmamız için öğrenilmiş çaresizlikten kurtulmamız gerek. Biz o gözlemlediğimiz kurban kişi değiliz. Biz bambaşkayız, çevremizdeki insanlar bambaşka. Artık o güçsüz, sessiz ve çaresiz çocuk değiliz. Bahsettiğim güç kabalık,saygısızlık değil kişinin kendine sınır çizebilmesi. Ben varım, buradayım ve bu benim özel alanım diyebilmesi. Birinin benim hayatıma dahil olmasını istemiyorsam buna izin vermemek benim hakkım. Ben çok özelim ve bu hayatıma kimsenin el uzatmasına izin veremem.
İşte kurban rolünden çıkmak; kendini kabul etmek ve sevmekle başlıyor. Başarılar ve sevgiler ...
Psk. Başak Alasya Kaya