Friend Zone (Arkadaş Alanı)'dan Nasıl Çıkılır?

Arkadaşlık alanından çıkmanıza yardımcı olmadan önce, insanların neden ilk etapta orada sıkışıp kaldıklarını tartışmamız gerekiyor. Esasen, tüm ilişkiler sosyal alışverişlerdir. Bu, insanların genellikle tartışmadan, diğer kişiden istediklerini almak ve vermeye istekli oldukları şeyi vermek için karşılıklı anlaşmalar yaptıkları anlamına gelir.

Birisi arkadaşlık alanında sıkıştığında, eşit olmayan bir değişim arkadaşlığına girmiş olur. Diğer kişi istediği her şeyi elde ederken ancak arkadaşlık alanında sıkışmış kişi elde edemez. Özetle, arkadaşlık alanı insanın kendini küçümser. "Arkadaşına" her şeyi verir, karşılığında istediği her şeyi aldığından emin olmadan.

Bir erkek ya da bir kadın eğer arkadaşlık alanındaysa; karşı tarafı istediği yerlere götürür, ona beğeneceği hediyeler alır, tüm sorunlarını dinler, onun adeta kurtarıcı gibidir, yalanlarını gizler ortak olur, işte tam da bu noktada arkadaş olarak görülen bu kadın ya da erkek; farkında olmadan yada bilerek karşı tarafın tüm ihtiyaçlarını karşılık beklemeden gidermiş olur. Bu karşılıksız çabanın sonucunda ise ''arkadaş olarak '' kalmaya devam eder.

Arkadaşlık alanından çıkmak için, öncelikle tüm ilişkilerin müzakere içerdiğini ve mevcut alışverişi "yeniden müzakere etmeye" çalıştığınızı fark etmelisiniz. Esasen, diğer kişiden "daha fazlasını" istersiniz. Büyük olasılıkla, zaten çok fazla veriyorsunuz ve gerçekten istediğiniz şey onların terazinin kefesini dengelemesidir.

Neyse ki, terazinin kefesini gerçekten dengeleyen birkaç ilke vardır. Bu ilkeleri kullanarak, sizi arkadaş bölgesinden çıkarmak için birkaç adımdan bahsedelim.

İlişki zaten dengesizdir çünkü siz ona diğer kişiden daha fazla değer veriyorsunuz. Bir adım geri çekilin. "Muhtaç" olmak müzakere etmenin bir yolu değildir. Çaresiz insanlar, istediklerine değil, başkalarının onlara verdiği şeylere bakarlar. Bu yüzden, daha az ilgili olun ve istediğiniz ilişkiyi elde edemezseniz uzaklaşmaya hazır olun. Uzaklaşmaya daha istekli olanlar, ilişkiyi yönlendirme gücüne sahiptir (Buna "En Az İlgi Duyan İlke" denir - Waller & Hill, 1951).

"Arkadaşınızdan" uzakta biraz zaman geçirin ve onlar için daha az şey yapın. Sizi gerçekten takdir ediyorlarsa, yokluğunuz sizi özlemelerine ve sizi daha çok istemelerine neden olacaktır. Bu, nadir bulunan veya kendilerinden alınan bir şeye daha fazla değer veren insanların olduğu kıtlık ilkesidir (Cialdini, 2009). Artık eskisi kadar etrafta olmadığınızda veya onların ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğinizde, büyük ihtimalle kaybı hissedeceklerdir. Bu, size olan arzularını ve ihtiyaçlarınızı karşılama isteklerini artırabilir. Eğer öyle değilse, o zaman sadece "sizden o kadar da hoşlanmıyorlardır." Bu durumda, başka bir "arkadaş" bulun.

Dışarı çıkın ve karşı cinsten başka "arkadaşlar" edinin. Sosyal ağınızı genişletin. Sonra, bu yeni arkadaşlar hakkında istediğiniz arkadaşınızla konuşun. Rekabet ve biraz kıskançlık, kıtlığı geliştirmenin bir başka harika yoludur (Cialdini, 2009). İnsanlar kaybedebileceklerini düşündükleri şeylere daha fazla değer verirler. Başka insanlarla meşgulseniz, arkadaşınızın zamanınıza ve ilginize biraz daha istekli ve motive olduğunu görebilirsiniz. Ancak herhangi bir kıskançlık görmüyorsanız, o zaman "arkadaştan fazlası" olmak istemeyebilirler. Bu durumda, gözünüzü yeni birine dikin!

Arkadaşınızdan sizin için bir şeyler yapmasını isteyin. Yaygın inancın aksine, insanlar sizin için iyilik yaptıklarında sizden daha çok hoşlanırlar, siz onlara iyilik yaptığınızda değil. Buna Ben Franklin Etkisi denir (Jecker & Landry, 1969). İlişkiye ne kadar çok yatırım yaparlarsa, onlar için o kadar çok şey ifade edersiniz. Öyleyse, iyilik yapmayı bırakın... ve iyilik istemeye başlayın. Sizi arabayla gezdirmelerini, sizinle ders çalışmalarını, bir şeyleri düzeltmelerini vb. sağlayın.

Minnettar olmayı ve arkadaşınız sizin istediğiniz gibi davrandığında onu ödüllendirmeyi unutmayın. Size iyi davrandıktan sonra, onlara da iyi davranmayı unutmayın. Karşılıklı minnettarlık ortamını da her zaman canlı tutmayı unutmayın.

Bu ilk adımlardan itibaren, aslında her şey soruyu doğrudan veya dolaylı olarak sorarak gerçek ilişkiyi değiştirme meselesidir. Belki de onları dolaylı olarak gerçek bir randevuya davet etmek istersiniz, belki de doğrudan yaklaşımı tercih edersiniz, ya da bir sohbet daha çok sizin tarzınızdır. Her durumda, istediğinizi doğrudan veya dolaylı olarak istemenin bir yolunu bulun.

Biraz ikna ve etkiyle dengesiz, "arkadaşlık alanı " alışverişinden kurtulmak mümkündür. Sadece kendi değerinize odaklanmayı, çaresiz olmamayı ve uzaklaşmaya istekli olmayı unutmayın. Diğer kişinin sizi özlemesi için biraz alan bırakın. Bu arkadaşlığın dışında birkaç arkadaş edinin. Son olarak, o arkadaşın size yatırım yapmasına izin verin ve bunun için onu ödüllendirin. Eğer hayatlarında sizi gerçekten değerli buluyorlarsa, ilişkiyi bir sonraki seviyeye taşıma olasılıkları çok daha yüksek olacaktır. Eğer görmüyorlarsa, zaten birkaç yeni arkadaşınız, öz saygınız ve kapıdan bir ayağınız var demektir.