Şirketiniz için teklif alın
Neden Bazı İnsanlar Duygusal Olarak Tetikleyici Gelir?
Bazen bir insanla konuşurken kalbimizin hızlandığını, içimizde bir huzursuzluk kabardığını, açıklayamadığımız bir sıkışma ya da kontrol kaybı hissettiğimizi fark ederiz. Sözleri, bakışları veya davranışları bize bir şekilde “fazla” gelir. Bu kişi yakın bir arkadaş, romantik partner, aile üyesi ya da yeni tanıştığımız biri olabilir.
Bu Yazıdaki Konular
- 1. Geçmiş Yaralar ve Öğrenilmiş Duygular Devreye Girer
- 2. Bağlanma Stilimiz Tetiklenmeyi Etkiler
- 3. Değerlerimize veya Kimlik Algımıza Dokunabilirler
- 4. Şema Dinamiklerimiz Tetiklenmeyi Belirler
- 5. Karşıdaki Kişinin Davranışları Aktif Olarak Zorlayıcı Olabilir
- 6. Zihin ve Beden Senkronize Çalışır: Bedensel Tetiklenme
- 7. “Tanıdık” Olan Çekim Yaratırken Tetikleyebilir
- Tetiklenmeyle Başa Çıkmanın Yolları
- Sonuç: Tetiklenme Bir Arıza Değil, Bir Rehberdir
Peki neden bazı insanlar duygusal olarak tetikleyici gelir? Bunun cevabı çoğu zaman karşımızdaki kişiden çok kendi içsel dünyamızda saklıdır.
1. Geçmiş Yaralar ve Öğrenilmiş Duygular Devreye Girer
Çocukluk ve ergenlik döneminde yaşadığımız ilişkiler, bedenimizin ve zihnimizin duyguları nasıl işlediğini belirler.
Eğer geçmişte:
- Eleştirildiysen,
- Görülmediğini hissettiysen,
- Duygularına yer açılmadıysa,
- Aşırı kontrol veya reddedilme deneyimlediysen…
Bugün biri sana benzer bir tonla konuştuğunda, aynı duygusal hafıza tetiklenebilir.
Bu durum “duygusal yankı” gibidir; ses bugüne aittir ama acısı geçmişten gelir.
Tetikleyici kişi, yarayı açan değil, yaranın nerede olduğunu gösterendir.
2. Bağlanma Stilimiz Tetiklenmeyi Etkiler
Bağlanma stillerimiz (güvenli, kaygılı, kaçıngan, dağınık) ilişkilerdeki duygu düzenleme biçimimizi belirler.
• Kaygılı bağlanan biri için:
Partnerin “mesafe” ihtiyaç duyması terk edilme sinyali gibi algılanır.
• Kaçıngan bağlanan biri için:
Partnerin yakınlaşma çabası tehdit gibi hissedilebilir; boğulma endişesi tetiklenir.
• Güvenli bağlanan biri için:
Aynı durumlardan rahatsızlık duyulabilir ama zorlayıcı bir tetiklenme oluşmaz.
Yani karşımızdaki kişi aynı davranışı sergilese bile bizim bağlanma örüntümüz tetiklenme yoğunluğunu belirler.
3. Değerlerimize veya Kimlik Algımıza Dokunabilirler
Bazı insanlar:
- sınırlarımıza yaklaşır,
- kontrol hissimizi zorlar,
- bizi eleştirilmiş gibi hissettirir,
- güçlü değerlerimizi tehdit eder…
Bu durum benliğimizin “savunma sistemini” harekete geçirir.
Örneğin, bir kişinin küçümseyen bir tavrı sana sadece saygısız gelmeyebilir; “Yetersiz miyim?” şemana dokunuyorsa tetiklenirsin.
Tetiklenme, ego’nun değil; savunmasız taraflarımızın çığlığıdır.
4. Şema Dinamiklerimiz Tetiklenmeyi Belirler
Şema Terapi, tetiklenmeyi açıklayan en güçlü modellerden biridir.
“Yetersizlik”, “terk edilme”, “duygusal ihmal”, “kusurluluk” gibi şemalar; uygun bir kişiyle karşılaştığımızda aktifleşir.
Örneğin:
- Eleştirel biri “kusurluluk” şemasını tetikler.
- Mesafeli biri “terk edilme” şemasını tetikler.
- Baskın biri “boyun eğicilik” şemasını tetikler.
Aslında kişi yanlış biri olduğu için değil, bizdeki kırılgan alanı farkında olmadan okşadığı için tetikleyici gelir.
5. Karşıdaki Kişinin Davranışları Aktif Olarak Zorlayıcı Olabilir
Bazı durumlarda tetiklenmenin nedeni içsel değil, tamamen dışsaldır.
Yani karşımızdaki kişinin gerçekten:
- manipülatif olması,
- pasif-agresif davranması,
- sınır ihlali yapması,
- duygusal olarak tutarsız olması
- bizi zorlayabilir.
Bu durumlarda yaşanan tetiklenme çok doğaldır ve uyarı işareti gibi çalışır.
Beden “burada bir şey yolunda değil” der.
6. Zihin ve Beden Senkronize Çalışır: Bedensel Tetiklenme
Tetiklenme sadece zihinsel bir süreç değildir.
Sinir sistemimiz, özellikle amigdala, tehdide karşı aşırı hassas olabilir.
Bu nedenle:
- Ses tonu
- Yüz ifadeleri
- Kol hareketleri
- Konuşma hızı
- Aşırı yakınlaşma
gibi küçük detaylar bile sinir sisteminde alarm yaratabilir.
Bazı insanlar farkında olmadan bedenimize daha ağır gelir.
7. “Tanıdık” Olan Çekim Yaratırken Tetikleyebilir
İronik biçimde, bazı tetikleyici insanları kendimize çekici buluruz.
Bunun nedeni, çocuklukta öğrendiğimiz ilişki dinamiklerinin yetişkinlikte tanıdık ve güvenli gibi hissettirmesidir her ne kadar sağlıklı olmasalar da.
Örneğin:
- Mesafeli bir ebeveyn → duygusal olarak uzak partnerlere çekilme
- Eleştirel bir ebeveyn → yüksek beklentili kişilere yönelme
Bu kişiler “eski hikâyenin yeni oyuncusu” olur.
Tetiklenme, aslında tekrar eden döngüyü fark etmemiz için bir sinyaldir.
Tetiklenmeyle Başa Çıkmanın Yolları
1. Tetiklendiğini fark et: “Şu an tetiklendim” demek bile sinir sistemini yavaşlatır.
2. Duygunun kökenini sorgula: “Bu duygu bana kimi hatırlatıyor?”
3. Bedenini düzenle: nefes, grounding, kısa mola…
4. Sağlıklı sınırlar oluştur.
5. Tetikleyen ilişkide rolünü keşfet: “Bu kişi mi tetikliyor, yoksa bende dokunan bir yer mi var?”
6. Gerekirse profesyonel destek al.
Sonuç: Tetiklenme Bir Arıza Değil, Bir Rehberdir
Bazı insanlar bize ağır gelir çünkü geçmişimizde ağır olan bir şeye dokunurlar.
Tetiklenme, kendimizi suçlamamız gereken bir durum değil; aksine içsel yaralarımızı, ihtiyaçlarımızı ve sınırlarımızı fark etmemize yardımcı olan bir pusuladır.
Her tetiklenme bize şunu söyler:
“Burada iyileşmesi gereken bir şey var.”


