Neden Bir Türlü Dinlenmiş Hissetmiyorum?

Bir çoğumuz sürekli olarak "üretken" olmak isteriz ve bu durum gerçekleşmediğinde hayal kırıklığı yaşar, kendimizi kusurlu ve eksik hissederiz. Modern toplumun işleyiş biçiminin yadsınamaz bir sonucu olarak, "üretkenliğimiz" ile kendi değerimizi kıyaslıyoruz… Sonuç her şeyden çok önemli, süreç ne kadar yorucu olursa olsun. Bu yüzden, yavaşlamaya, sendelemeye ve yorulmaya başladığımızda, bu kendi değerimizi ve genel yeterliliğimizi sorgulamamıza neden oluyor - sonuçta, sistemin istediği şeyi yapmayı başaramıyorsam değerim ne?

Hepimizin Süpermen olmadığımıza, aslında ne yapabileceğimiz konusunda oldukça sınırlı bir kapasiteye sahip kusurlu insanlar olabileceğimiz fikrine karşı oluşan  bu direnç, dinlenme sürecine başlamamızı bile engelliyor. Bu, dinlenmenin utanç verici olmak zorunda olmadığı, dinlenmeye "hak kazandıran" belirgin bir sonucun yokluğunda gerçekleşebileceği fikrine yer olduğu anlamına geliyor.

Bazılarımız  gerçekten dinlenmeye öncelik vermesine rağmen yine de dinlenemiyor. Bunun nedeni ihtiyaç duydukları doğru tür dinlenmeyi bilmiyor olmalarıdır.

Yaygın inancın aksine, dinlenme sadece hayattan uzaklaşmak, hiçbir şey yapmamak ve mümkün olduğunca uyumak değildir. Gerçekte, genellikle birçok farklı dinlenme türüne ihtiyaç duyarız.

Fiziksel dinlenme; en belirgin tür olabilir, örneğin uyku ve farkındalık gibi bedenimizin ve bilişsel sistemimizin pasif dinlenmesi,

Bilişsel dinlenme dediğimiz; yönetici işlevimize karar verme, planlama ve çok sayıda bilgiyi işleme molası vermek ,

Duygusal dinlenme; kendi dünyamıza başkalarının duygularını almadığımız veya kendi duygularımızı gözden geçirmek için verdiğimiz molalar,

Sosyal dinlenme; bağlantı ve/veya yakınlık gibi sosyal ihtiyaçlarımızdan bazılarını karşıladığımız molalar,

Aktif dinlenme; yaptığımız bir aktiviteye tamamen katılarak bir akış durumuna girmeye çalıştığımız yerdir. Bu, egzersiz şeklinde olabileceği gibi, yaratıcı bir uğraş, doğada geçirilen zaman, bir hobi gibi başka herhangi bir aktivite şeklinde de olabilir.

Önemli olan, bizim en çok ihtiyacımızın olduğu doğru dinlenme türlerini bulmaktır.

Özellikle dinlendikten sonra, ilk başta bizi tüketen aynı çalışma sistemine geri dönmek; aslında, tamamen tükendikten sonra dinlenmeye başladığınızda, bundan gerçekten zevk almaya veya iç kaynaklarınızda fazlalık hissetmeye yetecek kadar iyileşmeniz çok uzun zaman alır.

Yani dinlenmenin ne demek olduğunu öğrendikten sonra  en önemli kısım bir kere dinlenerek ihtiyacımız olan dinlenme konforunu sağlayamayacağımız gerçeğini bilmektir. Dinlenme, tutarlı ve uygulanabilir olduğunda en etkilidir. Bu, bizim için neyin işe yarayıp neyin yaramadığını dürüst bir şekilde sürekli olarak belirlemenin ve tükenme noktasına ulaşmamızı önleyen alışkanlıklar oluşturmanın önemli olduğu anlamına gelir.

Umarım bu yazı dizisi dinlenmenin hayatınızdaki rolünü yeniden düşünmeye başlamanıza yardımcı olur. Ve unutmayın, bazen yapabileceğiniz en üretken şey dinlenmeyi seçmektir!