Psk. Nuray Halaç
İstanbul
Bilişsel Davranışcı Terap,Kriz ve Yas Terapisi, KÇOT,Oyun Terapisi,Çocuk ve Yetişkin Testleri Yüz yüze ve Online terapi
Uzman Hakkında
Merhabalar ben Psikolog Nuray Halaç.
Üsküdar Üniversitesi Psikoloji bölümünden 2022 yılında yüksek onur derecesi ile mezun oldum.
Lisans eğitimimi tamamlarken gönüllü olarak ''UCİM'' çocuk istismarı ile mücadele derneğinde staj yaptım ve anaokullarında çocuklara sunulan mahremiyet eğitiminde bulundum.
NP Beyin İstanbul Hastanesinde Prof. Dr.Nevzat Tarhan eşliğinde vizitlere katılarak hastane stajımı tamamladım.
Mezuniyetimin ardından Bilişsel Davranışçı Terapi, Oyun Terapisi, Çocuklarda Bilişsel Davranışcı Terapi, Kısa Süreli Çözüm Odaklı Terapi, Kriz ve Yas Terapisi, MMPI,Çocuk ve Yetişkin test eğitimlerimi tamamladım.
Klinik stajımı Rehber Klinik bünyesinde 4 farklı eğitim alarak ve süpervizyon raporları yazarak tamamladım.
Bir kurumda İdari Psikolog/Eğitim Koordinatörü olarak çalışmaktayım.
Mezun olduğum okulumda Klinik Psikoloji Yüksek Lisans eğitiimime başladım.
Şu anda Çocuk,ergen,yetişkin bireylere Online ve Yüz yüze psikolojik danışmanlık hizmeti vermekteyim.
Eğitim
- üsküdar üniversitesi - Lisans
- üsküdar üniversitesi - Yüksek Lisans
Seminerler / Konferanslar (Sertifikalar)
- BDT
- OYUN TERAPİSİ
- KRİZ VE YAS TERAPİSİ
- KISA SÜRELİ ÇÖZÜM ODAKLI TERAPİ
- ÇOCUKLARDA BDT
- MMPI
- ÇOCUK TESTLERİ
- YETİŞKİN TESTLERİ
- Mindfulness Terapi
- Sanat Terapisi
Uzmanlık Alanları
Çalışma Ekolleri
- BDT
- KÇOT
Cevaplar (109)
Merhaba Sevgili Danışan,Öncelikle sorunlarınızı tanımlayıp, anlamlandırıp soru sorma cesaretinde bulunduğunuz için kendinizle gurur duymalısınız. Mesajınıza istinaden oldukça zorlayıcı ve yıpratıcı bir durumun içerisinde olduğunuzu görebiliyorum. Şunu bilmenizi isterim ki bu gibi yoğun kaygı ve endişe sonucu oluşan durumları ve etkilerini birçok insan yaşayabilmektedir, yalnız olmadığınızı bilmenizi isterim. Kendiniz ve yaşadığınız karmaşık duygular adına bizlere yazarak destek aramanız oldukça kıymetli bir adım. Yaşadığınız kaçıyor gibi hissetme duygusu ve çarpık düşüncesi bir topluma girerken ya da dahil olmak isterken tetikte olmanıza, ''deneyimsel bir kaçınma'' yaşamanıza sebep oluyor olabilir. Fizyolojik olarak yaşayacağınızı düşündüğünüz belirtilerden ya elim titrerse ve bunu birisi fark ederse gibi cümleler çok sık duyabileceğimiz sosyal kaygının içerisinde bulunan yapılardır. Bu yaşanan yoğun kaygı neticesinde bedenimiz de birçok farklı reaksiyon görülebilir ve hissedilebilir; kasların kasılması, ağızın kuruması, bedene ve çevreye karşı yabancılaşma hissi, boğazda düğümlenme ve bir çoğu. .. bunlar sonucu kendinize dair öz sevginizin ve öz şefkatinizin düşüyor olması görülmeye aşikar biçimde. Hem başkalarına bir şeyler anlatma ve paylaşımda bulunma ihtiyacı hem de buna karşın anlaşılamama korkusu çakışıyor durumda. Bu olumsuz deneyimden kaçınma isteği ile oluşan savunma mekanizmaları ya ben yanlışsam, ya tuhaf olduğumu düşünürlerse düşünceleriyle örtüşüyor. Yaşanan ya da yaşanabilecek her şeyi bir dış pencereden izliyor hissi, yalnız kalmışlık hissinizi tanımlıyor gibi. Hepimizin benzemek istediği, uyum sağlamak için gayret gösterdiği yanlarımız var. Ama bir taraftan da kendimize has, farklı ve özgün parçamız; bu tarafımız bazen toplumun kabul ölçülerinden dışarıda kaldığında insan derin bir huzursuzluk yaşayabiliyor. Hissettiğiniz yoğun kaygıya, endişeye ya da olumsuz olarak tanımladığınız tüm duygulara dirinmek onlara karşı gelmek, yok etmeye, ortadan kaldırmaya çalışmak yerine onları tüm olumlu duygularınızı karşıladığınız kabl ettiğiniz gibi karşılayabilmeniz gerekir. Unutmayın ki duygularımız bizi ziyaret eden misafirleridir, onları karşılayıp , yaşayıp yeri geldiğinde elveda diyerek onlarla vedalaşmak gerekir. Misafirler uzun süre kalmamalıdır çünkü başka misafirlerin ziyareti için yer açmamız gerekir. Hayatınızın odak noktasına neyi alırsanız o oldukça büyür ve devleşir, çünkü ilgi besler. Örneğin; gözlerinizi birkaç saniye kapatıp, “Şu an ben buradayım, nefes alıyorum. Duygularım geçerlidir ve bana ait,” deyip bir-iki kez derince nefes alıp vermek. .. Bu kısa mola bazen beynimize “tehlike geçti” sinyali gönderir ve bedenimizi rahatlatır. Kendinize karşı kurduğunuz cümleleri dah yumuşak ve kabul görebilir şekilde kurmak. Başkalarına karşı kibar ve nazik olabildiğiniz gibi kendinize karşı da kibar ve nazik olabilmek oldukça kıymetli . “Bazen böyle hissediyorum ve bu bana özgü. Farklılığım belki de hikayemin bir parçası,” gibi. Özellikle zorlandığınız anda, kısacık bu cümleyi içten tekrar etmek olabilir. Bu süreçte size bir kitap önerisinde bulunmak isterim ; Pembe Fili Düşünme. Umarım cevabım yardımcı olmuştur. Değişim ne kadar imkansız ve zorlayıcı gibi gözükse de sonunda sizi güzellikler bekliyor olabilir. Sevgilerle ve musmutlu kalmanız dileğiyle,Psikolog Nuray Halaç .
Merhaba sevgili danışan,Öncelikle sorunlarınızı tanımlayıp, anlamlandırıp soru sorma cesaretinde bulunduğunuz için kendinizle gurur duymalısınız. Mesajınıza istinaden oldukça üzücü ve yıpratıcı bir durumun içerisinde olduğunuzu görebiliyorum, sizi anladığımı söylemek isterim. Şunu bilmelisiniz ki birçok insan ilişkilerinde bu gibi durumları ve olumsuz etkilerini yaşayabilmektedir, tek olmadığınızı unutmayınız. Karmaşık duygular hissetmeniz oldukça normal bir tarafta eşinize karşı yaşadığınız olumsuz deneyimler sonucu hissettiğiniz güvensizlik, bir tarafta komşunuzun sergilediği olumsuz davranış ve tutumlar yer alıyor. Bu gibi yıkıcı olaylarda insanın zihninde çok fazla olumsuz düşünce oluşabilir. "Acaba gerçekten düşündüğüm gibi mi?", "Yoksa ben mi abartıyorum?", "Bir yerlerde kanıt bulmalıyım" düşünceleri, gününüzü ve zihninizi ele geçiriyor olabilir. Aslında burada yaşadığınız şey, güvenin örselendiği her ilişkide görülüyor. Hele de ortada açıkça konuşulmayan, sadece hislerle ve küçük işaretlerle yürüyen şüpheler oluşunca. Şunu kendinize sormanızı isterim; Bu yaşadıklarınız size tam olarak ne hissettiriyor? Özellikle ev ortamınızda hem dışsal baskı (komşunun davranışı, annesiyle ilişkisi vb. ), hem de içsel baskı (eşinize olan şüpheleriniz, geçmişte yaşananlar, vs. ) birikip taşmış gibi. Önerim sadece dışsal olaylara odaklanmak yerine içsel dengelerinize de odaklanabilmeniz. Yoğun bir kaygı tetiklenmesi yaşadığınızda kısa bir mola verebilmek, nefesinizi yönetebilmek iyi gelebilir. Minik bir egzersiz önerisi olarak 4 saniye boyunca burnunuzdan derin nefes alıp, 4 saniyede yavaşça bırakmak, bunu birkaç kez tekrar etmek bazen bir miktar rahatlama sağlayabilir. Bir diğer nokta ise; Eşinizle aranızda güveni sarsan konularla ilgili konuşmak ne kadar mümkün? Bu tür meselelerde "neden böyle yaptın?" gibi sert bir yerden değil de "Şu durum beni çok yıpratıyor ve kendimi değersiz hissediyorum" diyerek, duygusal açıdan kendinizi anlatmak kimi zaman duvarların yıkılmasına sebep olabilir. Gerçekten açık bir iletişim, bu belirsizlikle dolu ortamda yeni bir pencere açabilir. Bir kağıt alıp kendiniz ile baş başa kaldığınız zaman diliminde tüm bunları bir kağıda döküyor olmak süreç de sizi rahatlatan bir uygulama alabilir. Umarım cevabım yardımcı olmuştur. Sevgilerle ve musmutlu kalmanız dileğiyle,Psikolog Nuray Halaç
Merhaba sevgili danışan,Öncelikle sorunlarınızı tanımlayıp, anlamlandırıp soru sorma cesaretinde bulunduğunuz için kendinizle gurur duymalısınız. Mesajınıza istinaden oldukça zorlayıcı ve yıpratıcı bir durumun içerisinde olduğunuzu görebiliyorum. Şunu bilmelisiniz ki bu gibi durumları ve etkilerini birçok insan yaşayabilmektedir, yalnız değilsiniz. Geçmişte yaşadığınız olumlu ve güzel duyguların yerini şimdiler de olumsuz ve yıkıcı duygular, düşünceler almış gibi. Bunun sonucun da karmaşık hissetmeniz oldukça olağandır. Kendinizden başka birine karşı yoğun duygular hissetmek kişiye bazen kendi sınırlarını, hislerini ve isteklerini unutturabilir. Onu hala düşünüyor olmanız ayrışmanızı zorlaştıran bir taraftayken hissettiğiniz ayrılık eksikliğe sebep oluyor gibi geçmiş ve gelecek arasında takılıp kalmak oldukça zorlayıcı. Burada önemli olan nokta yaşanılanları olabildiğince açık anlayabilmeniz olacaktır. Sosyal medya yüzünden o zamanlar bir karışıklık oluşmuş ve bu ilişkiye yansımış gibi. Aslında niyet ettiğiniz şey ile gerçek de oluşan şeyler birbirine karışmış. Ne yaşanırsa yaşansın kafa karışıklığı sonucunda ısrarcı olmak ya da ona sürekli mesajlar atmak kısa vadede çözüm gibi gözükse de uzun vade de size ve iyileştirmek istediğiniz ilişkinize iyi gelmeyebilir. Aklınıza sürekli onu getiren durumlar yaşanıyor olabilir, gördüğünüzde bedeninizde oluşan belirtiler hissedebilirsiniz. Bu yüzden bu süreç içerisinde iken şu an neye ihtiyacım var diye sormanız oldukça fayda sağlayabilir. Belki de yazmak istediklerinizi doğrudan o kişiye yazmak yerine kendinizle baş başa kalarak bir kağıda yazıyor olmanız cevap alma ihtiyacınızı daha sağlıklı ve hızlı karşılayabilir. Çünkü burada bir başkasından ziyade kendinize odaklandığınızı göreceğiz. Bu yöntem ile boşaltım sağlayarak biriktirmekten uzaklaşabileceksinizdir. Hayatımızda neye ya da kime odaklanırsak, önemsersek o kişi, o duygu, o his büyür ve kocaman bir yer kaplamaya başlar. Bu da hissedilen olumsuz duyguların daha yoğun yaşanmasına sebep olur. Kimi zaman da fark etmeden bir saplantı sarmalına girmek mümkün. Sizin de tarif ettiğiniz gibi “onsuz her nefes acı” dediğiniz yer, tam olarak burası. Burada küçük bir egzersiz bırakmak isterim: Gözlerinizi kapatın ve üç tane derin nefes alıp verin. Kendinize yavaşça şu soruyu sorun: Hayatımda bana iyi gelen başka neler vardı? Onun öncesinde nelerden mutluluk duyuyordum? tüm bu duyguları küçümsemek ya da geçiştirmek değil, anlamlandırmak iyi gelebilir. Belki de bir danışmanla birebir çalışmaya başlamak, bu süreçte duygularınızı daha sağlıklı yönetmenize yardımcı olabilir. Kendinizi bu kadar açıkça ifade edebilmeniz bile büyük bir adım aslında, bunu da gözden kaçırmayın. Umarım yardımcı olabilmişimdir. Her zaman bizlere yazabilirsiniz. Sevgilerle ve musmutlu kalmanız dileğiylePsikolog Nuray Halaç.
Merhaba sevgili danışan,Öncelikle sorunlarınızı tanımlayıp, anlamlandırıp soru sorma cesaretinde bulunduğunuz için kendinizle gurur duymalısınız. Mesajınıza istinaden sizin ve ilişkiniz için zorlayıcı ve yıpratıcı bir durumun içerisinde olduğunuzu görebiliyorum, sizi anladığımı söylemek isterim. Şunu unutmamalısnız ki birçok insan ilişkilerinde bu gibi durumlerı ve etkilerini yaşayabilmektedir, tek olmadığınızı bilmenizi isterim. Başkalarına karşı kibar ve nazik olabildiğiniz kadar kendinize karşı da kibar ve nazik olabilmelisiniz. Değişim ne kadar imkansız gibi gözükse de sonunda sizi güzellikler bekliyor olabilir. Buraya yazdığınız mesaj ile ilşkinizi oldukça önmesediğinizi anlayabiliyoruz. Uzun zamanlar geçirdiğiniz bu kişiyi kaybetme korkusu sizi en çok zorlayan noktada gibi. Dışarıdan bakınca bu dostlukta sadece bir kavga ya da kırgınlık yok; beraber yaşanmış onca anı, konuşmalar, espriler, belki de kimselere anlatamadığınız dertler var. Kiminiz için dost, kiminiz için aile gibi anlamları olabiliyor böyle insanlar. Ve şimdi bu kopukluk, sanki bir zamanlar güvendiğiniz bir zemin yerinden oynuyormuş gibi hissettirebilir. .Kimi zaman içsel olarak o kadar yorucu bir süreç ki, insan mantığıyla sezgisi arasında sıkışıp kalabiliyor. Bir an durup, kendinize şu soruyu sorabilirsiniz: “Gerçekten neden bu kadar kırıldı? Onu neden bu kadar sinirlendiren şey, sadece yaşanan tartışma mı, yoksa başka bir sürecin birikimi mi?” Belki bu sorulara onunla oturup ciddi ama gergin olmayan, biraz daha yumuşak bir tonda konuşmak, beklentilerini anlamak için bir kapı aralayabilir. Bazen tek bir net özürden ziyade, “seni uzun süredir incitiyor olabilirim, neleri biriktirdin, bana anlatırsan gerçekten duymak isterim” gibi bir yaklaşım, karşı tarafın savunmasını düşürebilir. Belki deneyebileceğiniz küçük bir egzersiz önerebilirim: Geceleri uyuyamadan önce “bugün hissettiğim en yoğun duygular neydi?” diye kendinize sorun ve bunu bir kağıda dökün. Sonra o duyguya bir isim verin mesela; kızgınlık, özlem, hayal kırıklığı, çaresizlik… Ardından kendinize şöyle bir cümle kurmayı deneyin: “Şu an _hissediyorum ve bu hissettiğim duygunun bana anlatmak istediği bir şey var mı, bunu duymaya açığım. ” Bu egzersizi birkaç gece üst üste yaptıktan sonra, duygularınızla başa çıkmak için kendinize farklı bir bakış geliştirebilirsiniz. Sıkıştığınızda, nefesinizi yavaşça burnunuzdan alıp en az 4’e kadar sayarak tutmayı, sonra ağızdan yavaşça bırakmayı da deneyebilirsiniz. Böylece kaygı düzeyinizde küçük bir rahatlama sağlayabilirsiniz. İlişkiler tek taraflı olamayacak kadar komplike oluşumlardır. Bu yüzden yaşanan olumsuz şeyler, tartışmalar, anlaşmazlıklar bir tarafın suçlu ya da eksik olması gerektiği taraftan ziyade ilişkinin ortak birleşiminde oluşturduğu dinamiktir. Genellikle bu dinamiğin pozitif, olumlu duygular, hisler ve düşünceler içeren tarfata olmasını bekler ve isteriz. Önmeli olan bu isteğe uygun davranabilmek ve ortak payda da buluşabilmektedir. Umarım cevabım yardımcı olmuştur, bizlere her zaman yazabilirsiniz. Sevgilerle ve musmutlu kalmanız dileğiyle,Psikolog Nuray Halaç.