Sudenur Kural

Psk. Sudenur Kural

Denizli

Bilişsel Davranışçı Terapi, Aile ve Çift Terapisi, Mindfulness

5.0
(2 Yorum)

Uzman Hakkında

%100 Burslu olarak okuduğu Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Psikoloji bölümünden 2018 yılında Onur derecesiyle mezun oldu. Lisans eğitimi boyunca İstanbul Tıp Fakültesi Prof.Dr.Öget Öktem Tanör'ün yanında ve çeşitli kuruluşlarda deneyim kazanmak amacıyla stajlar yaptı. Lisans eğitiminin ardından özel danışmanlık merkezinde danışanlarını kabul etti. Aynı zamanda Bilişsel Davranışçı Terapi, Kabul ve Adanmışlık Terapisi, Mindfulness, Benlik Farklılaşması, Kriz ve Yas Terapisi, Çözüm Odaklı Terapi, Psikolojik İlk Yardım, Nöropsikoloji, Aile Danışmanlığı ve Cinsel Terapi Eğitimlerini tamamladı.

Kurucusu olduğu Psikonatus Danışmanlık Merkezi'nde online ve yüz yüze seanslarına devam etmektedir.

Eğitim

  • Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi ( %100 Burslu) - Lisans

Seminerler / Konferanslar (Sertifikalar)

  • Bilişsel Davranışçı Terapi Eğitimi
  • Kabul ve Kararlık Terapisi
  • Kısa Süreli Çözüm Odaklı Terapi
  • Psikolojik İlk Yardım Eğitimi
  • Nöropsikoloji eğitimi
  • Aile Danışmanlığı Eğitimi
  • Cinsel Terapi Eğitimi
  • MBSR- Farkındalık Temelli Stres Azaltma
  • Oyun Terapisi
  • Benlik Farklılaşması
  • Kriz, Travma ve Yas Terapisi Eğitimi

Uzmanlık Alanları

Depresyon
Panik Bozukluk
Yas
Anksiyete
Öfke Yönetimi
Tükenmişlik
Yetişkin Psikolojisi
Ergen Psikolojisi
Çocuk Psikolojisi
Motivasyon Sorunları
Değersizlik / Yetersizlik Hisleri
Psikosomatik Bozukluklar
Yalnızlık
Bedenselleştirme-Somatizasyon
Stres
Erteleme Davranışı
Fobi
Sosyal Kaygı
Aile Danışmanlığı
İlişki Sorunları
Mindfulness/ Farkındalık
Duygudurum Bozuklukları
Flört Şiddeti
Sınav Kaygısı
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite
Varoluşsal Kaygılar
Aile ve Çift Terapisi

Çalışma Ekolleri

  • Bilişsel Davranışçı Terapi
  • Kabul ve Kararlılık Terapisi
  • Mindfulness
  • Çözüm Odaklı Terapi

Cevaplar (3)

Bu tür bir durumun seni kaygılandırması oldukça anlaşılır. Çünkü insanların hakkımızda ne düşündüğünü önemsemek, sosyal bir varlık olarak hepimizin yaşadığı doğal bir eğilimdir. Ancak, bu düşüncelerin seni çok fazla meşgul etmesi, belki de kaygını artırıyor olabilir. Sana yardımcı olabilecek birkaç noktaya değinelim:Düşünceler Gerçek Değil, Sadece Varsayım OlabilirŞu an öğretmenlerinin sizin hakkınızda ne düşündüğünü kesin olarak bilmiyorsun. Düşüncelerin büyük kısmı, onların yanlış bir şey düşündüğü yönündeki varsayımlara dayanıyor olabilir. Gerçek şu ki, belki de farkında bile değillerdir veya bu durum onlar için önemli bir mesele değildir. Beyniniz bazen “en kötü senaryoyu” düşünerek sizi korumaya çalışır. Bu, evrimsel bir mekanizmadır, ama bazen gereksiz yere alarm durumuna geçmemize neden olabilir. Örneğin, “Ya sevgili olduğumuzu düşünürlerse?” düşüncesi zihninde büyüyebilir ve sana gerçekmiş gibi hissettirebilir. bu da kaygıyı artıran olası senaryolardan biridir. Senin de dediğin gibi, bir kız ile bir erkek sadece arkadaş olabilir. Sen arkadaşlık bağını önemsiyor ve bu konuda dürüst bir şekilde davranıyorsun. Bu bağlamda, öğretmenlerin veya çevrendekilerin bu durumu doğal bir arkadaşlık olarak görme ihtimalleri oldukça yüksek. Başka İnsanların Düşünceleri Üzerine Kontrolümüz YokBaşkalarının düşüncelerini kontrol edemeyiz, ama kendi düşünce ve duygularımızı yönetebiliriz. Bu durum, onların düşünceleri üzerine değil, senin bu durumu nasıl algıladığın ve buna nasıl yanıt verdiğin üzerine odaklanmayı gerektirir. Annenin Tavsiyesi Olumlu Bir Yönlendirme OlabilirAnnenin önerisi, davranışına küçük bir dikkat eklemen için güzel bir yol olabilir. Ancak, bu öneriyi kendini suçlamak için değil, kendine güvenerek bir yönlendirme olarak ele alabilirsinNe Yapabilirsin?Gerçekçi Düşünmeye Çalış: Bu olayın başkaları için gerçekten ne kadar önemli olduğunu sorgula. Kendi Gerçekliğine Güven: Sen dürüst bir arkadaşlık yaşıyorsun ve bunu biliyorsun. Bu yeterli. Kendi Kaygını Kabul Et: “Evet, bu beni kaygılandırdı, ama bu düşünceyi bırakabilirim” diyebilirsin. Bırakıp Devam Et: Belki de bu konuyla ilgili “çok düşündüğünü” fark edebilirsin ve odaklanmak istediğin başka bir şeye geçebilirsin. Unutma, bu tür durumlar ergenlik döneminde sıklıkla yaşanabilir ve zamanla kendine olan güvenin arttıkça, bu tür kaygılar daha az etkili hale gelir. Bu durum hakkında kendine nazik ol ve bu düşüncenin gelip geçici olduğunu hatırla. 😊Başa çıkamadığın problemler olduğunda ve yardıma ihtiyaç duyduğun zamanlarda burada seni bekliyor olacağım. Sevgilerle. ..

Devamını Oku...

Merhaba sevgili danışan, bu tarz bir durumda yaşadığınız karmaşık duygular çok anlaşılır. Sevdiğiniz kişiye olan bağlılığınız ve onun belirsiz davranışları sizi hem duygusal hem de zihinsel yönden yoruyor olabilir. Bu konuda daha sağlıklı bir yol bulmanız için şu şekilde düşünebiliriz: Öncelikle, sevginiz ve bağlılığınızın tamamen doğal olduğunu unutmayın. Bu duyguları hissetmek sizi zayıf ya da gurursuz yapmaz. İnsan olarak sevgiye, bağlanmaya ve anlaşılmaya ihtiyaç duyarız. Bu duygular, bir sorun olarak değil, ortak bir insanlık hali olarak görmek belki sizi biraz olsun rahatlatabilir. Ayrıca sizi sürekli belirsizlikte bırakan bir ilişki, zamanla kendinize olan güveninizi zedeleyebilir. Bu nedenle, hissettiklerinizin yanı sıra, bu ilişkinin size nasıl hissettirdiğini de değerlendirin. Kendinize şu soruları sorabilirsiniz:-Bu ilişki bana mutluluk ve huzur veriyor mu?-Bu kişinin davranışları beni değerli hissettiriyor mu? Adım atmadan önce, kendinize onunla açık bir iletişim kurduğunuzda karşılaşabileceğiniz sonuçları zihninizde tartın. Onun ne düşündüğünü ve hissettiğini doğrudan öğrenmek, belirsizliği azaltabilir. Eğer adım atmaya karar verirseniz, bu bir gurursuzluk değil, kendi duygularınıza olan dürüstlüğünüzdür. Kendinize bunları ara ara hatırlatın. Ancak adım atarken kendinizi güçlü bir pozisyonda hissetmek de oldukça önemlidir. Örneğin, "Bu benim değerimi sorgulamamı gerektiren bir durum değil, sadece bir açıklığa ihtiyaç duyuyorum" şeklinde bir tutum geliştirebilirsiniz. Eğer reddedilme olursa, bunu kişisel bir yetersizlik olarak algılamak yerine, her iki tarafın farklı beklentiler içinde olduğunu kabullenmek daha sağlıklı bir yaklaşım olabilir. Ancak karşı taraftan adım atmasını bekliyorsanız ve bu sizi daha da fazla strese sokuyorsa, bu sürecin size zarar vermemesine özen gösterin. Netlik, her zaman belirsizlikten iyidir. Son olarak, adım atmak ya da atmamak tamamen sizin duygusal ihtiyaçlarınız ve değerlerinizle ilgilidir. Kararınızı verirken kendinize şunları hatırlatmayı unutmayın; "Kendime saygı duyuyorum ve hislerime değer veriyorum. Bu süreçte kendimin her zaman elinden tutuyorum ve mutluluğumu önemsiyorum . "Eğer aklınızı karıştıran başka bir sorunuz olursa, buradayım. Sevgilerle. ..

Devamını Oku...

Merhaba sevgili danışan, öncelikle yaşadığın şeylerin seni üzmesi çok normal. Bazen insanlar bizim duygularımızı ya da düşüncelerimizi önemsemeyebilir, ancak bu senin değersiz veya yetersiz olduğun anlamına gelmez. Hakkını savunmak şu an için sana zor gelebilir, ama bunu öğrenebilirsin. İlk aşama olarak "kendini ifade etmek" oldukça önemlidir. Diyelim ki sana kötü davranıldığında ya da görmezden gelindiğinde, duygularını açıkça söyleyebilirsin. Ama bunu sakin bir şekilde yapmalısın. Örneğin:“Mesajlarıma cevap verilmediğinde üzülüyorum. Sadece bilgi almak istiyorum. ”“Beni dışladığınızda kendimi kötü hissediyorum. Bunun bir sebebi varsa açıkça konuşabiliriz. ”gibi. İkinci olarak ise; gereken zamanlarda "sınır koymak" da oldukça önemli bir yer tutar. Eğer birisi sana sürekli saygısızlık yapıyorsa, sınırlarını net bir şekilde çizebilirsin. Sınırlarını belirtirken açık ve kararlı bir şekilde konuşmak ve hayır diyebilmek önemli noktalardır. “Hayır” dersem beni sevmezler ve daha çok dışlarlar diye düşünebilir ve bununla birlikte endişe hissedebilirsin. Sınır koyduğunda bazen insanlar memnun olmayabilir ve senin suçuluk hissine kapılmana neden olabilirler. Bu normaldir. Ama unutma, sağlıklı ilişkilerde sınır koymak, iki taraf için de faydalıdır. Ancak "hayır" demek suçluluk hissetmek anlamına gelmez, kendine ve başkalarına saygı duymanın bir yolu anlamına gelir. Örneğin:“Ben sana yardımcı olduğumda mutlu oluyorum. Ama senin de aynı şekilde davranmanı beklerim. Aksi takdirde, bu beni üzüyor. ”Sınırlarınızı açıkça belirttiğinizde, insanlar size karşı daha dikkatli davranabilir. Değişim biraz zaman alabilir. Hakkınızı savunma konusunda adım attıkça, insanların size davranışlarının yavaş yavaş değiştiğini görebilirsiniz. Özgüveninizi kazandıkça, etrafınızdaki insanların da size karşı daha saygılı davrandığını fark edebilirsiniz. Unutmayın, hakkınızı savunmak ve kendinizi ifade etmek bir süreçtir. Bu süreçte kendi değerinizi hatırlatarak ve küçük adımlarla ilerleyerek büyük değişimler sağlayabilirsiniz. Ek olarak, yaşadığın durumlarla başa çıkmana yardımcı olacak güzel bir kitap önerim var: 'Sınırlar' - Dr. Henry Cloud & Dr. John Townsend. Bu kitap, hem kendini koruyarak nasıl daha sağlıklı ilişkiler kurabileceğini hem de ‘Hayır’ demeyi nasıl öğrenebileceğini detaylı bir şekilde anlatıyor. Sınır koymanın sadece başkalarına değil, kendine de saygı göstermek anlamına geldiğini vurguluyor. Kitabı okurken hayatındaki örneklere nasıl uygulayabileceğini göreceksin. Özellikle, senin gibi hakkını savunmakta zorlananlar için bir rehber niteliğinde. Eğer sınır koymanın zorluğunu yaşıyorsan, bu kitap senin için çok iyi bir başlangıç olabilir!

Devamını Oku...