Aslı Soylu

Uzm. Kl. Psk. Aslı Soylu

TÜRKİYE, İSTANBUL

Oyun Terapisi İlişki ve Evlilik Danışmanlığı Aile Danışmanlığı Çocuk ve Ergen Terapisi Resim Analizi Çocuk Objektif Testleri

5.0
(32 Yorum)

Uzman Hakkında

* Lisans eğitimimi Üsküdar Üniversitesi’nde başarı ile tamamladım. 

* Lisans eğitimimi tamamlarken eş zamanlı olarak Dünya Danışmanlık ve Psikoloji Merkezi'nde çalışma hayatıma ilk adımı atma fırsatı buldum.

* Lisans süreci boyunca, NP Beyin Hastanesi'nde Prof.Dr. Nevzat Tarhan ve Prof. Dr. Gökben Hızlısayar eşliğinde Klinik Psikoloji ders kapsamında vizitlerimi tamamladım. 

*Sancaktepe Şehit Prof.Dr İlhan Varank Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde gönüllü olarak stajımı yapmaya devam ederken uzman eşliğinde danışan gözlemi yapma ve çeşitli psikolojik değerlendirme testleri uygulama fırsatı buldum. Bununla birlikte farklı anaokullarında gönüllü olarak stajımı yapmaya devam ettim.

* Erenköy Ruh Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde, Amatem Polikliniği Bahar Merkezi'nde gönüllü stajımı tamamladım. 

* Aynı zamanda Nar Masalları Derneği'nde gönüllü olarak çalışmalarıma devam ettim.

* Bununla birlikte Oyun Terapisi Uygulayıcı Eğitimi, Kısa Süreli Çözüm Odaklı Terapi Eğitimi, Çocuk ve Ergenlerde Klinik Görüşme Teknikleri Eğitimi, İlişki ve Evlilik Danışmanlığı Eğitimi, Resim Analizi, Çocuk Değerlendirme Testleri (Ankara Gelişim Tarama Envanteri (AGTE), Bender Gestalt Görsel Motor Algı Testi, Metropolitan Okul Olgunluğu Testi, Gesell Gelişim Figürleri Testi, Porteus Labirentleri Testi, Kent EGY Testi, Frankfurter Dikkat/Konsantrasyon Testi, Peabody Resim Kelime Testi, Goodenough-Harris Bir İnsan Çiz Testi, MOXO Dikkat Performans Testi ve Anaokulu Danışmanlığı eğitimlerimi başarılı bir şekilde uygulayıcı sertifikalarımı alarak tamamladım.

* 4 ay boyunca Dünya Danışmanlık ve Psikoloji Merkezi’nde Kurumsal Danışmanlık ve Akademi Koordinatörü pozisyonunda çalıştım. 

* Üsküdar Üniversitesi’nde Klinik Psikoloji yüksek lisans eğitimimi tamamladım. Şuan Yeşilköşk Anaokulu Psikoloğu olarak çalışmaktayım.

Sizlerle birlikte bu yolda ilerlemek benim için harika bir başlangıç olacak. 🌸

Eğitim

  • ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ - Yüksek Lisans
  • ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ - Lisans

Seminerler / Konferanslar (Sertifikalar)

  • Aile Danışmanlığı Eğitimi Başkent Üniversitesi Eğitim ve Danışmanlık Hizmetleri Merkezi, Uzm. Psk. İlker Küçük
  • Kısa Süreli Çözüm Odaklı Terapi Eğitimi Uygulayıcı Sertifikası, Ev Okulu Derneği, Uzm. Psk. Dan. Ersel Kocaboz (
  • Oyun Terapisi Uygulayıcı Sertifikası, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi,Bilginet Akademi, Uzm. Klinik Psikolog Fundem Ece
  • İlişki ve Evlilik Danışmanlığı Uygulayıcı Sertifikası Başkent Üniversitesi Eğitim ve Danışmanlık Hizmetleri Merkezi, Uzm. Psk. İlker Küçük
  • Moxo Dikkat Testi
  • Resim Analizi Uygulayıcı Sertifikası
  • Çocuk Objektif Testleri Eğitimi

Uzmanlık Alanları

Öfke Yönetimi
Çocuk Psikolojisi
Motivasyon Sorunları
Aile Danışmanlığı
Mindfulness/ Farkındalık
Çocuk ve Ergen Psikolojisi
Kardeş Kıskançlığı
Kariyer Rehberliği
Akran Zorbalığı
Dikkat Eksikliği
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite

Çalışma Ekolleri

  • BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİ
  • BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ

Cevaplar (95)

Öncelikle Merhabalar,Anlattıklarınızın sizde yaşattığı ağırlığı, yaşadığınız çaresizlik hissini ve herkes ilerlerken ben yerimde sayıyorum düşüncesinin sizde yarattığı kırgınlığı çok net hissedebiliyorum. 20 yaşında olmak zaten kendi başına büyük bir geçiş dönemiyken, sosyal çevrenin kısıtlı olması, aile izinlerinin dar olması ve yıllardır sınavlara hazırlanmanın verdiği yorgunluk bir araya geldiğinde, insanın iç motivasyonunun tükenmesi çok anlaşılır bir durumdur. Sizde bir problem olduğu için değil; tam aksine, uzun süredir tek başınıza çabaladığınız, kendinizi sıkıştırılmış bir alanda hissettiğiniz ve nefes almakta zorlandığınız için bu duygular bu kadar ağır geliyor. Kendinizi güçsüz hissetmeniz, umudun zaman zaman kaybolması, geleceğin değişmeyeceğine inanmanız. Bunların hepsi, kronik yorgunluk, uzun süreli stres ve sosyal izolasyonun doğal sonuçlarıdır. Bu duygular sizi tanımlamaz. Şu an yaşadığınız şey bir “tükenmişlik döngüsü”. Bu döngüde insan, hedeflerine değer verse bile onlara adım atacak gücü bulamayabilir. Bu, siz başarısızsınız, siz yapamazsınız demek değildir; aksine, yıllardır tek başınıza verdiğiniz mücadelenin ne kadar yorucu olduğunu gösterir. Bir süre sonra beyin, kendini korumak için umut duygusunu bile kısabilir. Siz şu an motivasyon eksikliği yaşamıyorsunuz; siz zihinsel olarak yorgunsunuz. Arkadaşlarınızın sosyal hayatlarını, aşklarını veya başarılarını gördükçe kendinizi geride kalmış hissetmeniz de çok insani bir tepki. İnsan kıyaslar, çünkü hayatının bir anında durduğunu düşündüğünde başkalarının hareketi daha görünür olur. Ama unutmayın: herkesin koştuğu yol zaman ve şartları farklıdır. Sizin koşmanız gereken yol daha en başından zormus aslında ; ve bu durum, sizin değersiz olduğunuz anlamına gelmez. Şu an olduğunuz yer, potansiyelinizin değil, içinde bulunduğunuz şartların bir sonucudur. Hoşlandığınız kişinin sizi tanımaması ve “beni sevse bile buluşamayız” düşüncesi de aslında hayata dair umutsuzluğun bir yansıması. Sevilmeyi imkânsız görmek, çoğu zaman insanın kendini değersiz hissetmesinden gelir; gerçekte ise sizin sevilmeyecek hiçbir yanınız yok. Sadece şu an kısıtlı bir ortamda olduğunuz için kendi ışığınızı göremiyorsunuz. Koşullar değiştiğinde, sizin de hayatınızın açıldığını fark edeceksiniz. Bu süreçte kendinizi suçlamayın. Siz tembel değilsiniz, yetersiz değilsiniz. Siz yıllardır mücadele eden birisiniz ve yorulmuşsunuz. Küçük adımlarla, nefes alabileceğiniz alanlar yaratarak, TYT ve KPSS hedeflerinizi gerçekçi bir planla düzenleyerek ilerlediğinizde bu karanlık dönem yavaş yavaş açılacaktır. Tekrardan istediğiniz zaman yazabilirsiniz. Bu süreçte size ışık tutarak, zihninizdeki yükleri hafifletmeniz için her adımda yanınızda olmaktan memnuniyet duyarım. Sevgiyle Kalın Uzman Klinik Psikolog Aslı Soylu

Devamını Oku...

Öncelikle Merhabalar,Yaşadığınız duyguların ne kadar ağır, ne kadar karmaşık ve zaman zaman midenizi bulandıran bir suçluluk duygusuna dönüştüğünü tüm açıklığınızla ifade etmişsiniz. Siz aslında ilişkinize değer veren, partnerine bağlı, duygusal olarak derin bir yapıya sahipsiniz. Tam da bu nedenle zihninize istem dışı düşen her küçük düşünce, her görüntü ya da her merak hissi size büyük bir tehdit gibi geliyor. Bu düşünceler size benimle ilgili bir sorun var mesajı veriyor gibi hissediyorsunuz, oysa gerçekte bu, zihnin kaygı dönemlerinde çok sık ürettiği otomatik bir alarm sistemidir. Yaşadığınız şey, çoğu zaman farkında olmadan gelişen bir kendini yoklama ve kontrol etme döngüsüdür. Bir erkeği gördüğünüzde aslında ona ilgi duyduğunuz için değil, ya ilgi duyarsam? kaygısıyla zihninizin tetiklendiğini gösteriyor. Bu noktadan sonra düşünce istemsiz bir şekilde büyüyor ve siz onu bastırmak için profillere bakmak, kendinizi kontrol etmek ya da düşünceleri sevgilinize söyleyerek rahatlamaya çalışmak gibi davranışlara yöneliyorsunuz. Bunların hiçbiri kötü niyetli davranışlar değil; bunlar kaygıyı bir an önce söndürme ihtiyacının doğal bir sonucudur. Zihniniz aslında sizi korumaya çalışıyor, fakat bunu fazla çalışarak ve gereğinden fazla alarm vererek yapıyor. Bu istemsiz düşünceler birçok insanda, özellikle yoğun kaygı dönemlerinde oldukça yaygındır ve obsesif düşünce yapısının bir parçası olabilir. İstem dışı bir düşünce gelir, rahatsız eder, siz onu demek ki bende bir problem var diye yorumlarsınız; yorumladıkça güçlenir ve tekrar eder. Bu döngü, zihni kontrol etmeye çalıştıkça daha da sıkılaşır. Oysa sizin partnerinizi sevdiğiniz, ilişkinizden memnun olduğunuz ve sadakatinize önem verdiğiniz çok net görünüyor. Bu kadar yoğun suçluluk hissetmeniz bile aslında ne kadar bağlı olduğunuzun bir göstergesi. Sadakatsiz hissetmeniz de yine bu bağlılığın hassas bir yansımasıdır; gerçeğin değil, kaygının sesidir. Bu noktada bilmeniz gereken en önemli şey, bu düşüncelerin sizin karakterinizle, değerlerinizle ya da ilişkinizin kalitesiyle hiçbir ilgisinin olmadığıdır. Bu düşünceler size bir yanlış yaptığınız mesajını vermiyor; sadece zihninizin bu dönemde güven ihtiyacına daha yüksek bir hassasiyetle tepki verdiğini gösteriyor. Siz kötü biri değilsiniz, sadakatsiz değilsiniz; tam tersine, ilişkinize duyduğunuz önem nedeniyle bu düşünceler size daha da ağır geliyor. Bu, sevginizin değil, kaygınızın bir yansımasıdır. Kendinize daha fazla şefkat gösterebildiğinizde, bu düşünceleri tehdit gibi değil geçici zihinsel içerikler olarak görebildiğinizde, döngünün yavaş yavaş hafiflediğini hissetmeye başlayacaksınız. Zihin, fark edildiğinde ve zorlanmadan akmasına izin verildiğinde kendi kendine sakinleşme kapasitesine sahiptir. Doğru psikolojik destekle, düzenli farkındalık çalışmalarıyla ve düşünceleri yargılamak yerine onları gözlemleme pratiğiyle bu süreçten tamamen çıkmanız mümkündür. Adım adım ilerledikçe, zihninizin de zamanla sakinleştiğini ve bu düşüncelerin eski gücünü kaybettiğini çok net göreceksiniz. Buradasınız ve anlatıyorsunuz ve bu bile iyileşme sürecinin başladığının önemli bir göstergesi. Tekrardan istediğiniz zaman yazabilirsiniz. Sürecin her aşamasında, size eşlik ederek zihinsel ve duygusal olarak rahatlamanıza katkı sağlamak için buradayımSevgilerimle,Uzman Klinik Psikolog Aslı Soylu

Devamını Oku...

Öncelikle Merhabalar,Yazdıklarınızı okurken hissettiğiniz duyguların yoğunluğunu derinden hissedebiliyorum. Ruh halinizin çok hızlı değiştiğini, bazen ne düşündüğünüzü bile anlamakta zorlandığınızı söylüyorsunuz. Bu dalgalanmaların içinde, kendinizi nasıl toparlayacağınızı bilseniz de destek bulamayınca sanki beyniniz güvende değilmiş gibi hissediyorsunuz. Bu durum gerçekten zorlayıcı olabilir. Böyle hissetmeniz, bir şeyleri abarttığınız anlamına gelmez; tam tersine, duygusal olarak çok hassas ve farkındalığı yüksek bir dönemden geçtiğinizi gösterir. Bunun farkında olmanız gerekiyor. Selectra kullanmış olmanız ve ilaç dozunu kendi başınıza değiştirmeyi düşünmeniz de süreci etkileyebilir. Ancak şunu bilmenizi isterim: İlaç dozunu kendi başınıza artırmak veya değiştirmek, beklediğiniz etkinin tam tersi bir sonuç doğurabilir. Bu nedenle, ilacınızla ilgili tüm kararları bir psikiyatristle paylaşmanız çok önemli. Sizin için en uygun dozu ve tedavi planını ancak sizi yakından takip eden bir hekim belirleyebilir. Her gün, her saniye ruh halinizin değişiyor olması sizi hem zihinsel hem de bedensel olarak çok yoruyor olabilir. Bu dalgalanmaların ardında çoğu zaman bastırılmış duygular, güvende hissedememe, sevilmediğini ya da anlaşılmadığını düşünme gibi temeller yatar. Siz bu duyguları fark etmeye başlamışsınız ve bu farkındalık, iyileşme yolculuğunda büyük bir adımdır. Ailenizden beklediğiniz desteği görememek sizi kırmış olabilir. Ancak bu, tek başınıza yürümek zorunda olduğunuz anlamına gelmez. Bir uzmandan yeniden destek almanız, iç dünyanızı anlamanız ve bu güven duygusunu yeniden inşa etmeniz için çok faydalı olacaktır. Psikoloğunuzun yeniden gel demesi de bunun içindir, çünkü siz bu sürecin yarısına kadar gelmişsiniz, şimdi sadece biraz daha destekle devam etmeniz gerekiyor. Kendinize karşı sabırlı olmanızı, küçük ilerlemelerin bile kıymetli olduğunu hatırlatmak isterim. İyileşmek bazen hemen değil, ama adım adım olur. Tekrardan paylaşmak isterseniz, sorularınızı sormak isterseniz buradayım. Sevgilerimle,Uzman Klinik Psikolog Aslı Soylu

Devamını Oku...

Öncelikle merhabalar,Paylaştıklarınızı büyük bir dikkatle ve anlayışla okudum. Uzun zamandır zihninizde istemediğiniz düşüncelerle mücadele ettiğiniz çok belli. Bu düşünceler, sizin değerlerinizle, inançlarınızla ve sevdiğiniz insanla olan bağınızla çeliştiği için daha da rahatsız edici hale gelmiş. Bu kadar hassas olduğunuz konuların tam merkezinde bu tür düşüncelerle karşılaşmak, kişiyi hem suçluluk hem de korku duygusuyla baş başa bırakabilir. Sizinde bu duyguları derinden yaşıyor olduğunuzu hissediyorum. Zihniniz sanki sizi olası bir hatadan korumak ister gibi davranıyor; “ya yanlış yaptıysam, ya fark etmeden üzdüysem, ya sevdiğimi yeterince hissetmiyorsam” gibi cümlelerle sürekli tetikte kalmanızı sağlıyor. Siz de bu sorulara cevap arayarak, kendinizi rahatlatmaya çalışıyorsunuz. Fakat ne yazık ki bu çaba kısa vadede işe yarasa da uzun vadede zihninizi daha da yorgun hale getiriyor. Çünkü her yeni düşünce geldiğinde onu analiz etme, test etme, kalbinizi yoklama ve kanıt arama ihtiyacı doğuyor. Zihin bir noktadan sonra bu döngüyü alışkanlık haline getiriyor ve siz farkında olmadan kendinizi sürekli aynı sorgulamanın içinde buluyorsunuz. Bu noktada bilmenizi isterim ki, bir düşüncenin aklınıza gelmesi o düşüncenin size ait olduğu anlamına gelmez. Düşünceler, bazen zihnimizin kaygıyla verdiği otomatik tepkilerdir. Siz o düşünceyi istemediğiniz halde zihniniz onu size “ya şöyleyse?” diyerek sunabilir. Bu, sizin inançsız olduğunuz, sevgilinizi sevmediğiniz ya da kötü biri olduğunuz anlamına gelmez. Aksine, bu kadar rahatsız olmanız, o değerlere ne kadar bağlı olduğunuzu gösterir. Çünkü insan gerçekten önem vermediği bir konuda bu kadar yoğun bir sorgulama yaşamaz. Bu tür düşüncelerle savaşmak yerine, onların yalnızca birer “düşünce” olduğunu fark etmeye çalışabilirsiniz. Zihin her gün binlerce düşünce üretir; bazıları anlamlı, bazıları tamamen rastgeledir. Önemli olan, gelen her düşünceye anlam yüklememek. Düşünceyi bastırmaya ya da onunla tartışmaya çalıştıkça, zihin onu daha çok gündeme getirir. Oysa siz, “şu an aklımdan rahatsız edici bir düşünce geçiyor ama bu sadece bir düşünce” diyebildiğinizde, onun üzerinizdeki etkisi zamanla azalır. Bu süreçte kendinize karşı anlayışlı olun. Siz şu an elinizden gelenin en iyisini yapıyorsunuz ve bu kadar mücadele etmeniz bile büyük bir güç göstergesi. Ancak böyle bir zihinsel yükü uzun süre tek başınıza taşımak kolay değildir. Profesyonel bir destek almak, bu düşünceleri daha sağlıklı şekilde yönetebilmeniz için size yol gösterebilir. Bir uzmanla çalışmak, bu döngüyü fark edip yeniden şekillendirme konusunda oldukça etkili olur. Unutmayın, yardım istemek zayıflık değildir. Aksine, içsel huzurunuza giden en cesur adımlardan biridir. Kendinize şefkatle yaklaşın, düşünceleriniz sizi tanımlamaz. Zamanla bu yoğunluğun azaldığını ve içinizde daha fazla dinginlik oluştuğunu hissedeceksiniz. Sevgilerimle,Uzman Klinik Psikolog Aslı Soylu

Devamını Oku...

Değerlendirmeler (32)

UserGizli Kullanıcı13 Kasım 2025 19:58

Teşekkürler güzel açıklamışsınız uzun zamandır evdeyim kimse gelmiyor benle bide sürekli kalınca aynı şeyler insan alışıyor psikolojisi bozuluyor

Cevabı görüntüle →
UserGizli Kullanıcı13 Kasım 2025 18:35

Geri dönüşünüz için teşekkür ederim. Yazdıklarınızı kendime hatırlatıcam bir şeylerin farkına varıyorum galiba kendi alanımı duygularımı ayırmam gerektiğini net bir şekilde anladım bundan sonrada bunu devam ettiricem.

Cevabı görüntüle →
UserGizli Kullanıcı6 Kasım 2025 09:46

Gerçekten çok rahatladım merakla cevabınızı bekliyorum ve gerçekten ihtiyaç duyduğum bi anda aldım teşekkür ederim

Cevabı görüntüle →
UserGizli Kullanıcı22 Ekim 2025 21:17

Artık sadece oturup ağlamak istiyorum hala devam ediyor 2 hafta okey 1 hafta düşünceler beni boğuyor yanına gidiyorum 2 saat önce karalar bağlayan benden eser yok çok iyiyim diyorum ne kadar saçma sapan düşünmüşüm diyorum sonra yanlız kalınca yine aynı şeyler acaba yeterince seviyormuyum 1 hafta ne zaman evleniriz ne yaparız derken 1 hafta ya evlenirsem oluyorum Ağlamak istiyorum korkuyorum içimin derinlerinde bu kaygıya rağmen onu istiyorum farkındayım ama bir içimde öyle bir şey var ki birazcık bakımsız yani şöyle çok temiz biri ama bazen böyle saç sakal birbirine giydiği kıyafetler olmuyo ben onun yanına hep böyle en özenli halimde gidiyorum o böyle geliyor ben bunu düzeltmek istiyorum sonra alınır gücenir diyorum sonra acaba böyle olduguma onu bu şekilde değiştirdiğim için sevmiyormuyum diyorum ama ayrılmak söz konusu olmuyo 2 3 gün sonra bunlar kafamda netleştirelim seviyorum diyorum 1 2 hafta rahat sonra tekrar tekrar eğer birşeye adım atarsak ve ozamanda böyle olursam diye çok korkuyorum bir yandan onunla bir yuva kurmak birşeyler yapmak o kadar güzell geliyor her şeyin üstesinden gelebiliriz birlikte gibi bi an böyle donup kalıyorum ve artık çok yoruldum ilişkimiz çok güzel ama ben içimde bunlarla savaşmaktan kendimden çok yoruldum artık genel hayatımda sürekli kaygılı vesveseli biriyim bilmiyoeum belki bu giyim kuşam konusu ailemden gelir onlar çok dikkat etmezdi ben böyle dışarıda tetikte olurdum hep güzel giyin edin yapın vs şimdi oda öyle Of ne yapcam ne edicem bir yandan çok dogru geliyor bir yandan yanlışta değilde sanki bunlar düşünülüyorsa evlenemem gibi geliyor

Cevabı görüntüle →