Akranlarım, bana karşı neden böyle davrandılar?
Eğitim hayatım boyunca hep çok başarılı bir öğrenciydim. Öğretmenlerim ve yakın çevrem tarafından hep takdir edildim. Çok saygılı ve efendi biti olduğumu herkes, söyler. Her başarı, beraberinde bazı sorunları da getiriyor. Örneğin ilkokulda ve ortaokulda sınıf arkadaşlarım, sınıfta herkesin doğum gününü parti ile tek tek kutlarken sıra bana gelince-birkaç dostum hariç- hep es geçtiler.
Ötekileştirildiğimi özellikle hissettim. Lisede çok mutluydum. Rüyalarda yaşıyor gibiydim. Üniversiteye geçiş sınavında ilk 900'de yer aldım ve istediğim bölüme yerleştim. Düzenli ve disiplinli olarak çalıştım. Üniversitede sınıf arkadaşlarım tarafından gene dışlandım, ötekileştirildim. Onlara karşı hiçbir şey yapmadım. Kendi hâlimde ders çalıştım. Kımseyi kırmadım. İncitmemeye özen gösterdim. Ama onlar, benimle hiçbir şey yapmak istemediler. Sınıfça etkinlik yaptıklarında bana hiçbir zaman haber vermediler.
Hep, yalnız kaldım. Ben etkinlik yaptığımda gerek aynı bölümden gerekse farklı bölümden arkadaşlarımı çağırıyordum ama genel olarak benimle bir şey yapmak istemediler. Üniversitede dışlandığımı, ötekileştirildiğimi, istenmediğimi, yalnızlığın acı yüzünü iliklerime kadar hissettim. Üniversite hayatım boyunca sadece yurt arkadaşlarımla eğlenebildim. Bazen acaba bende mi sorun var diye düşündüm. Benden yaşça büyük olanlar, hocalarım, öğretmenlerim; beni hep çok sevip takdir ettiler ama akranlarım, beni hiçbir zaman istemedi. Acaba neden?
Bu soru 19 Eylül 2024 19:21 tarihinde Uzman Klinik Psikolog Aslı Soylu tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Öncelikle merhabalar,
Anlattığınız durum başarılı olmanızla birlikte devam eden yalnızlık ve dışlanma(ötekileştirme) hissiyatının sizde derin bir etki bıraktığını gösteriyor. Hayatta başarılı olmak, takdir görmek, mutluluk verici ve olumlu dönüşler almak çok güzel şeylerdir ama genellikle aynı yaş grubunda olan kişiler yani akranlar tarafından kimi zaman kabul edilememe ya da ötekileştirme gibi durumları ortaya çıktığında, sosyal hayatta aidiyet ve bağlanma durumunu etkileyebiliyor. İlkokul sürecinizden üniversiteye kadar olan bu süreçte dışlanıyormuş gibi hissetmenizin altında yatan farklı sebepler olabilir. Bunlara detaylı bakacak olursak, bazı sebepler bunlar olabilir ;
Akranlarınızın sizin başarınızı kıskanıyor olması. Okulda başarılı bir öğrenci olmak, öğretmenlerle ilişkisi iyi olan bir öğrenci olmak arkadaş grubunuzun, akranlarınızın kendilerini yetersiz hissetmesine neden olabilir. Sizin başarınıza özenmeleri ya da kıskanmaları, sizi dışlamalarına ya da size mesafeli davranmalarına neden olmuş olabilir.
Bazen herkesle anlaşamayabiliriz. Akranlarımız olsa bile uyum sorunları yaşayabiliriz. Bazen bazı insanlar hiç çaba sarf etmeden akranlarıyla çok kolay iletişim ve bağ kurabilirken, bazı kişiler için bu zor olabilir. Onlar sizi kendilerinden farklı gördüğü için iletişim kurmak istememiş olabilirler ve bundan dolayı mesafeli kalmış olabilirler. Ama bunun sizinle alakası olduğunu düşünmemelisiniz. Az önce belirttiğim gibi uyum sorunları kişilerarasında sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Bazen ön yargılarımızla insanları eleştirip onları tanımadan mesafe koyup kendimize hiç fırsat vermediğimiz durumlarla karşılaşmaktayız.
Çevrenizdeki insanlar tarafından sessiz sakın ya da içinize kapanık olmanız onlar tarafından farklı ya da yanlış anlaşılabilir. Başarılı olduğunuz için belki bu süreçte derslerinize yoğunlaştığınız için sosyal ortamlara katılmak istemediğinizi düşünmüş olabilirler. Bu süreçte sizin bakış açınız belki de tamamen farklıydı. İnsanları tanımadan, görünen davranışlara göre bazı yargılar oluşturmak kimi zaman olumsuz sonuçlar yaratabiliyor.
Bu süreçte sizin ilgi alanlarınızın farklı olması, başarıya odaklanmanız, kurallı ve disiplinli bir yaşam tarzınızın olması akranlarınızın sosyal tercihleriyle uyum sağlamamış olabilir. O zamanlar belki bu duruma uyum sağlamak, ortak şeyler belirlemek bunu zorlaştırabilir. Farklı düşünceler, farklı yaşam tarzları bazen ötekileştirilmiş ya da yanlış anlaşılmış hissetmenize yol açabilir. İnsanlar tarafından bu şekilde olduğunu düşünmeniz onlara karşı kendinizi ifade etmekte zorlanmanıza sebep olabilir.
Hayatta herkesin yaşam tarzı, hedefleri yaşamak istediği hayat aynı olmayabiliyor. Önemli olan bu süreçte kendinizde sorun aramamanız. ''Acaba bende mi bir sorun var ?'' düşüncesi bu süreçte yaşananların bir yansıma biçimi olabilir fakat bu yaşanan durumlar sizden kaynaklı değildir ve sizde bir sorun olduğu anlamına gelmez. Tam tersi, başkalarının hayattan ve kişilerden beklentileri, düşünce biçimleri belki de kendine olan güvensizliklerinden dolayı kimi zaman ortaya çıkmaktadır. Bu süreçte yaşanan duygular, olaylar insanın kendini sorgulamasına neden olsa da, ötekileştirilmek ya da insanlar tarafından gruba dahil edilmemek bir ortamdan uzaklaştırılmak kişisel bir eksikliğin sebebi olmayabilir.
Önemli olan sizin kendinizi fark ederek yolunuza devam etmeniz. Bu süreçte güçlü yanlarınızı keşfedebilirsiniz. Örneğin, saygılı, başarılı, disiplinli bir birey olmanız sizin güçlü olan tarafınızdır. Bunlarla birlikte bunları fark ederek sosyal becerilerinizi de geliştirebilirsiniz. Sosyal bağ kurmak bazen zor olabilmektedir, zaman içerisinde sabrederek gelişebilen bir süreçtir. Aynı ilgi alanları oluşturabileceğiniz kişilerle bağ kurmayı deneyerek onlarla iletişim kurmayı deneyebilirsiniz. Herkes birbiriyle aynı fikirde olup aynı şeyleri sevmek zorunda değil fakat bireyler birbirini tanıdıkça ve fırsat verdikçe zamanla sevilen şeyler ya da ortak ilgi alanları ortaya çıkabilmektedir.
Bazen insanları tanımadan düşünülen önyargılar hayat akışını değiştirebiliyor. Çocukluğunuzda yaşadığınız bu durumlar sizi etkilemiş ve bu sürece kadar bu konu üzerinde hayatınız etkilenmiş. Burada önemli olan başkalarının sizi nasıl gördüğü değil de , sizin kendinizi nasıl gördüğünüz ve nasıl algıladığınızdır. Farklı kişilerle, akranlarınızla ortak ilgi alanınızın olmaması ya da iletişim kuramamanız sizin değerli olmadığınız anlamına gelmez. Sizinle gurur duyan, sizi seven, sizi fark eden, sizi düşünen ve takdir eden kişiler olduğunu bilmek ve onlarla güçlü iletişim kurmak özgüveninizi yerine getirebilir ve güçlendirebilir. Güçlü yönlerinizi fark edip bunları görebilen ve sizinle birlikte olmak isteyen bireylerle iletişiminizi güçlendirmeniz sizi daha iyi hissettirecektir.
Duygularınızı açık açık belli etmeyi ve bu durumun size böyle hissettirdiğini arkadaşlarınızla konuşabilirsiniz. Açık iletişim kurmak böyle durumlarda çok etkili olmaktadır. Çünkü iletişim kurmadan herkes kişileri gördüğü gibi tanımlayabiliyor. Bazı arkadaşlıklar süreç içerisinde zamanla gelişebiliyor. Dışlandığınızı hissettiğiniz anlarda bile sabırlı olup yeni arkadaşlıklar kurmak için çaba göstermeye devam edebilirsiniz. Bazen iletişim kurmamak bazı davranışları yanlış yorumlamamıza sebep olabiliyor.
Dışlandığınızı hissettiğiniz zamanlarda kendinizi suçlamamalısınız. Bazen kişilerin, kendine olan güvensizlikleri, etrafa olan kıskançlıkları ya da önyargıları başkalarını dışlamasına sebep olabiliyor. Bu yaşanan durumlar sizin değerinizi azaltmaz. Önemli olan burada sosyal çevre oluşturmanın bazen zor olabileceğini unutmadan ilerlemektir. Kendinizle barışık olup, sizi gerçekten seven, değer veren, kabul eden kişilerle bağ kurmaktır. Zamanla, sabır göstererek ve doğru iletişim kurarak bu zorlukları aşabileceğinize inanıyorum. Kendi güçlü yanlarınızı ve başkalarının sizin hakkınızdaki düşüncesinin sizin değerinizi azaltmayacağını unutmayın.
Sağlıklı Günler Dilerim.
Uzman Klinik Psikolog Aslı Soylu