Cinsellik

Eşimde cinsel isteksizlik neden olabilir

Gizli Kullanıcı29 Mayıs 2025 03:01

Eşimle evlenlemeden önce cinsel hayatımızda sorun yoktu fakat evlendik ve sorunlar başladı. Ekonomik sıkıntılar iş stresi derken cinsel isteksizliği artmaya başladı. Artık öyle bir sorunumuz olmamasına rağmen cinsel isteksizliği devam ediyor. Sorduğumda da sürekli bu konuyu dile getirmemden rahatsız olduğunu söylüyor. Sürekli ben istiyormuşum gibi oluyor ve reddediliyorum. Bu hem kırıcı hem de özgüvenim azaldı. Ama iyi gitmeyen cinsel hayatımız artık beni onunla tartışmaya itiyor. Ona karşı olan hislerimin zayıflamasına neden oluyor.

Bu soru 29 Mayıs 2025 19:23 tarihinde Psikolog İrem Gülsün Zengin tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Sevgili Danışanım,

Öncelikle bu durumu paylaşarak kendine karşı dürüst olman çok kıymetli. Bahsettiğin konu yalnızca bir "cinsel sorun" gibi görünse de aslında bir ilişkinin en temel dinamiklerinden biri olan yakınlık ve duygusal bağ ile doğrudan ilişkili. Cinsel anlamda reddedilmek tekrarlandığında yalnızca arzu edilmeme hissi yaratmaz; zamanla bir yeterli olmama, değersizlik ve yalnızlık duygusuna da neden olabilir. Eşinle olan etkileşimde bu şekilde bir döngüye girdiğini görmek oldukça sarsıcı ve yıpratıcı olabilir. Kendini bu kadar eksik ve geri planda hissetmen, yaşadığın durumu daha da zorlaştırıyor olabilir.

Cinsel isteksizlik, özellikle uzun süreli ilişkilerde sıkça karşılaşılan, ama genellikle konuşulmaktan çekinilen bir durumdur. Eşinle evlenmeden önce bu tarz bir sorunun yaşanmamış olması, evliliğin getirdiği sorumluluklar, stresler, rollerin değişimi gibi etmenlerin tetikleyici olabileceğini düşündürüyor. İş stresi, ekonomik baskılar, performans kaygısı, yetersizlik hissi ve hatta ev içi rutinlerin artması, kişinin cinsel motivasyonunu zayıflatabilir. Bu sadece fiziksel değil, duygusal bir süreçtir. Erkeklerde cinsel isteksizlik genellikle dile getirilmez çünkü “hep hazır” olmaları beklenir. Bu da içe kapanma veya konuyu bastırmaya sebep olabilir.

Sürekli olarak bu konuyu açmak istemen çok anlaşılır; çünkü bir şey eksik olduğunda doğal olarak konuşmak ve düzeltmek isteriz. Ancak eşin bu konuşmalara “rahatsızlık” gösteriyorsa burada iki ayrı gerçeklik var: Senin ihtiyacın duyulmak ve onarılmakken, onunki suçlandığını hissetmek olabilir. Bu noktada her konuşma, çözüm üretmek yerine savunma duvarı oluşturabilir. Belki de bu konuda daha farklı bir iletişim dili geliştirmek faydalı olabilir.

Bu noktada içinde bulunduğunuz döngüyü kırmak ve ilişkinizde yeniden bir yakınlık inşa edebilmek için bazı farklı yolları değerlendirmek mümkün. Öncelikle, bu süreci birlikte göğüsleyebilmek adına çift terapisi ya da cinsel terapi desteği almayı eşine önerebilirsin. Böyle bir ortamda hem senin yaşadığın kırılganlık ve değersizlik hissi hem de onun cinsel isteksizlik deneyimi daha objektif bir şekilde ele alınabilir. Terapistler, tarafsız bir alanda karşılıklı olarak duyulmayı ve anlaşılmayı kolaylaştırır; bu da evde tekrar eden konuşmaların yarattığı savunmayı azaltabilir.

Buna ek olarak, eşine doğrudan konuşmak yerine duygularını yazılı olarak ifade etmeyi düşünebilirsin. Örneğin bir mektup aracılığıyla onu suçlamadan, sadece senin bu durum karşısında neler hissettiğini anlatabilirsin. Mektuplar, savunma duvarlarını aşmak açısından oldukça etkili olabilir çünkü karşı tarafın duygular üzerinde düşünmesine zaman tanır.

İletişim dilini değiştirmek de sürecin önemli bir parçası olabilir. Örneğin "neden istemiyorsun?" gibi suçlayıcı bir dil yerine, "Bu yakınlığı yaşayamadığımızda kendimi nasıl hissediyorum?" gibi kendi duyguna odaklanan bir ifade, karşı tarafın daha az baskı altında hissetmesini sağlayabilir. Duygular, taleplerden daha yumuşak ama daha güçlü bağlar kurar. Bu tarz bir ifade biçimi, eşinin geri çekilmesine neden olan baskıyı hafifletebilir.

Cinselliği sadece bir fiziksel birleşme olarak değil, duygusal ve bedensel yakınlık içeren bir alan olarak görmek de bu süreçte yardımcı olabilir. Aranızdaki tensel teması artıracak ama cinsel birleşme baskısı yaratmayacak ortak aktiviteler planlayabilirsiniz. Örneğin birlikte yürüyüşe çıkmak, akşamları sadece birbirinize vakit ayırmak, el ele tutuşmak gibi küçük temaslar bile zamanla aradaki mesafeyi azaltabilir. Bu, birbirinize yeniden temas etme sürecinin yumuşak bir başlangıcı olabilir.

Son olarak, bu süreçte kendi içsel dünyana da yönelmek oldukça kıymetlidir. Tekrarlayan reddedilme hissi zamanla özsaygını ve kadınlık algını zedeleyebilir. Bu nedenle sadece eşinle değil, kendinle olan ilişkine de odaklanman önemlidir. Bedenini, arzularını, duygularını yeniden tanımak ve kabul etmek, kendi içsel gücünü onarmanı sağlayabilir. Bireysel terapi de bu anlamda sana destek olabilir; çünkü sadece eşinle değil, kendi benliğinle olan bağını da güçlendirmen bu süreci daha sağlıklı atlatmanı sağlayacaktır.

Evlilik, birlikte çözüm arayabilme cesaretiyle sürdürülebilir hale gelir. Bu süreçte hem kendinle hem eşinle olan ilişkine dürüstçe bakmak, uzun vadede seni çok daha sağlıklı kararlar almaya yaklaştıracaktır.

Sevgilerimle🧡

Psikolog İrem Gülsün Zengin

Cevaplanmış benzer sorular