Gelcek kaygılarım var, hayata geç kaldım

Sevgili danışanım,

Öncelikle Merhabalar.Yazdıklarınızı okurken, içinizde uzun zamandır biriken bir yorgunluk gördüm diyebilirim.Sürekli bir şeylere yetişmeye çalışmak, aynı anda kendi değerinizi sorgulamak ve gelecek hakkında endişelenmek gerçekten insanı derinden yorabilen bir süreçtir. Siz de bu duyguların yoğunluğunu, hayatınıza sirayet eden etkilerini içtenlikle paylaşmışsınız. Bu cesaretiniz çok kıymetli.

Gelecek kaygısı, hayata geç kalmışlık hissi ve özgüven sorunları, özellikle yaşamın belirli dönemlerinde kendini daha güçlü şekilde hissettirebilir. 27 yaş, dışarıdan bakıldığında hâlâ genç bir yaş olarak görülse de, bireysel deneyimlerde bu dönem "yaşam hedeflerine ulaşmada geç kalındığı" gibi algılanabiliyor. İçinizde taşıdığınız "artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" düşüncesi, aslında değişimin ve bilinmeyenin getirdiği doğal bir kaygının sesidir. Hayatınızda bir dönüm noktasında olduğunuzu hissediyorsunuz ve bu his, var olan özgüven sarsıntısını daha da derinleştiriyor olabilir.

Sürekli en kötü senaryoları düşünmek ve kendinizi yetersiz hissetmek, zamanla içinizde bir "eleştirel iç ses"in hakimiyet kurmasına neden olabilir. Bu ses, başarılarınızı gölgeleyip sadece eksiklerinize odaklanmanıza sebep olabilir. Oysaki insan, tamamlanmamış, sürekli gelişmekte olan bir varlıktır. Bir şeyi henüz başaramamış olmak, hiçbir zaman başaramayacağınız anlamına gelmez. Hayat, düz bir çizgi gibi ilerlemez; bazen duraklar, bazen geri çekilir, bazen de hiç beklemediğimiz anda bambaşka yollar açılır.

Ayrıca "30 yaş"ı bir son gibi algılamak da, toplumdan ya da çevresel beklentilerden içselleştirilmiş bir baskının sonucu olabilir. Oysa yaş bir sınır çizgisi değildir; yaşam deneyimlerinin farklılaştığı, büyümeye ve gelişmeye devam ettiğimiz bir süreçtir. Şu anda kendinizi yaşlı hissetmeniz ve dış görünüşünüzle ilgili kaygılar yaşamanız da, aslında bu içsel baskının bir yansıması gibi görünüyor. Bu duygularla savaşmak yerine, onları anlayarak ve kendinize karşı biraz daha şefkatli yaklaşarak ilerlemek mümkündür.

Size küçük ama etkili bir öneri sunmak isterim: Günde sadece 10 dakika ayırarak bir deftere “Bugün kendimle ilgili iyi hissettiklerim” başlıklı birkaç cümle yazabilirsiniz. Bu, çok büyük başarılar olmak zorunda değil; bazen sadece “Bugün kendime zaman ayırdım.” ya da “Bugün yoğun düşüncelerime rağmen bir adım attım.” demek bile yeterli olabilir. Zamanla bu küçük notlar, kendinize bakışınızı nazikçe dönüştürmenize yardımcı olacaktır.

Şunu da önemle belirtmek isterim: İçinizde, bu duyguları fark eden ve değiştirmek isteyen güçlü bir yan var. Bu yazdıklarınız bile, değişime açık olduğunuzun sessiz bir kanıtı. Acele etmeksizin, kendi hızınızda, kendi ihtiyaçlarınıza kulak vererek ilerlemek en sağlıklısı olacaktır.

Bu süreçte yakınlarınızdan veya bir uzmandan destek almaktan lütfen çekinmeyin.

Cevabımın faydalı olmasını umuyor, sağlıklı günler diliyorum.

Değerlendirilmesini istediklerinizi yeni bir soru ile sorabilirsiniz.

Psikolog Aysel Kacak