Hayır diyememe sorunu
Merhaba işsizlik sebebiyle ablamın psikoloji merkezinde kendi alanımdan farklı bir alanda çalışmaya başladım - kurumsal proke yöneticiliği. İşim hibritti ve görüşmeler olunca gelip gidiyordum. Sonra bana projeye ara verildi ve yenilenmedi için bekledik, bu dönemde ben insan Kaynakları elemanı olarak çalışıyordum. Sonra proje yenilendi ve iş yüküm arttı. İş görüşmelerini yardımcım aracılığıyla yönetiyor, artık son sonuç görüşmelerini yapıyorum. Zaten tüm gün evde işimle alakalı pc başındayım ve hep telefonla müşterilerle ve adaylarla konuşuyorum, rahatlamak için yaptığım tek şey yürüyüç yoga meditasyon, özel hayat sıfır durumda ama o utanmadan tenbellik yaptığımı evde işleri hallettiğim ve ofise gitmediğim için üstü kapalı tehdit etti. Wp iç grupunda herkesin içinde böyle söylemesi kalbimi kırdı. Birşey rica ederken yumuşak konuşuyor ama. Proje duraksadığı dönemde bu işi hiç sevmediğimi, hiç bir tecrübe ve uzmanlığımın olmadığı alan olduğu için reddetmiştim, ama o yine beni manipüle etdi. Özgüvenimin düşük olduğu ve zaaflarımı bildiği için kolay manipüle ediyor, mesela sık sık "ben şirketin İK işlerini senden başkasına emanet edemem, sen hep iyi adaylar seçiyorsun tam benim istediğim gibi" der. Bu arada kendisi kl.psk ve kendisinin deyimiyle "bende gizli narsizm var, beni böyle kabul et". Şimdi ne yapmam lazım? Bu kadar emek veriyorum ve bunun görülmemesi çok kırıcı bir şey, işkolik birisi olarak "sorumsuz" lafı benim için küfür gibi geliyor ve kalbim sıkışıyor. Ayrıca antidepresan ve anksiyeye ilaçları kullanıyorum, bunu da kendisi biliyor. Bu durumda ne yapmam gerekir? İşleri yetiştiremiyorum ve haftasonu da ekstra evde çalışıyorum. Bir de ben yaptıklarını göze sokan birisi değilim. Küçükken otoriter bir anne ile büyüdük ve kendin hakkında iyi bir şey söylemek "kendi reklamını yapmak demekti, ve çok ayıptı". Bu düşünceden kurtulamıyorum. Kendi mental sağlığım için çekmem gereken sınırı nasıl çize bilirim? tabi ki işden çıkartılmak istemiyorum. Ben mühendislik mezunu olsam da, proje işini gerçekten çok sevdim, bu işle ilgilenirken büyük keyif alıyor ve heyecanlanıyorum ama İK işinde tek motivasyonum ekstra para. Ablam laf cambazı olduğu için, her zaman haklı çıkar, ona açıkca hislerimi söylersem kendimi yanlış ifade ede bilir, 'bana bunu mu demek istedin' diye üstüme gelebilir diye düşünüyorum. O yüzden sizin düşüncenizi öğrenmek istedim. Yanıtınız için teşekkür ederim.
Bu soru 20 Ağustos 2025 12:36 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba Sevgili Danışan,
Yaşadığınız durumu okurken hem yoğun bir çaba içinde olduğunuzu hem de bu çabanın yeterince görülmediğini hissettiğinizi fark ediyorum. Bir yandan işinizin sorumluluklarını yerine getirmeye çalışıyor, diğer yandan ablanızın sözleri ve tavırlarıyla yıpranıyorsunuz. Özellikle yakınınız olan birinden gelen eleştiriler ya da üstü kapalı tehditler insanı çok daha fazla yaralayabilir. “Sorumsuz” ifadesinin sizin için bir küfür gibi gelmesi, aslında özverinizin ve iş disiplininizin ne kadar güçlü olduğunu da gösteriyor. Bununla birlikte ablanızın davranışları, çocukluktan getirdiğiniz “kendini ifade etmek ayıptır” inancı ile birleşince hayır diyememe, sınır koyamama ve manipülasyona açık kalma gibi sorunlara yol açabiliyor.
Anlattıklarınıza bakınca aslında birkaç nokta öne çıkıyor:
Çocukluktan gelen “kendi reklamını yapmak ayıptır” inancınız, kendinizi savunurken zorlanmanıza neden oluyor.
Ablanızın “senden başkasına güvenemem, çok iyi yapıyorsun” gibi cümleleri sizi hem motive ediyor hem de sorumluluğu reddedemeyecek hâle getiriyor. Bu tür söylemler, “gizli övgüyle yük bindirme” şeklinde bir manipülasyondur.
İlaca rağmen yaşadığınız kaygı, kalp sıkışmaları, motivasyon düşüklüğü aslında ruhsal yükünüzün çok fazla olduğunu gösteriyor.
Proje işini sevmenize rağmen İK alanında zorlandığınızı söylemeniz, sizi motive eden ile yoran işler arasındaki farkı netleştiriyor.
Çocuklukta otoriter bir anne figürüyle büyümek, “itaat” ve “uyum”u hayatta kalmanın bir yolu gibi öğretebilir. Böyle durumlarda kişi kendi ihtiyaçlarını dile getirmeyi bencilce bulur. Bu da ilerleyen yaşlarda hayır diyememe sorununa dönüşür. Şunu bilmelisiniz: Hayır demek, karşınızdakini kırmak değil; kendi sınırlarınızı korumaktır. Sınır koymak bencillik değil, özsaygıdır.
Ablanızın “bende gizli narsizm var, beni böyle kabul et” demesi aslında sorumluluğu tamamen size yükleyen bir cümledir. Narsistik eğilimleri olan kişiler, karşısındakinin vicdanını ve suçluluk duygusunu harekete geçirerek istediklerini yaptırabilirler. Sizin hayır diyememeniz, ablanızın bu yönünü daha da güçlendiriyor olabilir. Bu noktada yapmanız gereken, onunla tartışmaya girmek değil, net sınırlar koymaktır.
Hangi işlerin sizin sorumluluğunuz olduğunu, hangi işlerin sizi yıprattığını yazın. Bu listeyi kendinize referans olarak kullanın.
Hayır demek için uzun açıklamalara gerek yoktur. Örneğin:
“Şu an projeye odaklanmam gerekiyor, İK işlerine yetişemiyorum.”
“Bunu senin için yapmak isterdim ama zamanım elvermiyor.”
Savunmacı görünmemek için “ben dili” kullanın.
“Sorumsuz değilim, aksine iş yüküm çok fazla. Bu beni yoruyor.”
Hayır dediğinizde yerine başka bir çözüm önermek çatışmayı azaltır.
“Mülakatların ilk aşamasını yardımcım yapsın, ben sadece son görüşmelere katılayım.”
Meditasyon ve yogaya devam edin; çünkü zihninizi toparlayan önemli araçlar.
Günlük tutarak öfke ve kırgınlıklarınızı boşaltın. Yazmak, manipülasyona karşı farkındalık sağlar.
“Sorumsuz” kelimesiyle tetiklendiğinizde kendinize şunu hatırlatın: “Ben sorumsuz değilim, bu sadece ablamın kendi bakış açısı.”
Antidepresan ve anksiyete ilaçları kullanıyor olmanız, aslında bu sürecin psikolojik olarak ne kadar ağır olduğunu gösteriyor. Bir terapistle çalışmanız, hem hayır diyememe sorununu hem de ablanızla olan güç dengesini yeniden kurmanız açısından çok faydalı olabilir. Terapi size, çocukluktan gelen “kendi reklamını yapma ayıptır” inancını dönüştürme fırsatı sunar.
Unutmayın, siz aslında iş disiplinine sahip, emek veren, projelerde başarılı olabilen birisiniz. İK işlerini istemeden yapıyor olmanız, sizin yetersiz olduğunuzu göstermez. Bu sadece ilgi ve yetenek alanlarınızın farklı olduğunu gösterir. Hayır diyebilmek, hem kendi sağlığınızı hem de iş veriminizi korur.
Sevgili danışan, yaşadığınız durum hem aile bağları hem de iş ilişkileri iç içe geçtiği için çok karmaşık görünebilir. Ancak küçük adımlarla ilerleyebilirsiniz: Önceliklerinizi belirleyin, net cümlelerle sınırlarınızı ifade edin, manipülasyona karşı farkındalığınızı artırın. Unutmayın, hayır demek aslında kendinize evet demektir.
Size şunu sormak isterim: Hayır demek sizin için en zor hangi durumda oluyor - ablanızın duygusal baskı kurduğu anlarda mı, yoksa kalabalık bir ortamda eleştiri aldığınızda mı?
Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğiniz farklı bir soru veya aklınıza takılanları sorabilirsiniz.
Sevgiler,
Psikolog Betül Canbel
Yasal Bilgilendirme: Bu içerik tanı ve tedavi niteliği taşımayan, genel psikolojik bilgilendirme amaçlıdır.