İş hayatına girmekten korkuyorum
Merhaba şuan 27 yaşındayım 25 yaşımda üniversiteden mezun oldum 1 yıl boyunca işsizdim ve bu beni mental olarak çok zorlayan bir noktaya gelmişti ağlama krizlerine giriyodum tam bu zamanlarda bir iş başvurum kabul edildi ve işe girdim. Ancak iş yerim hiç umduğum gibi çıkmadı. Herkes çok laçkaydı. Kadın erkek çalışanların birbirleriyle iletişim tarzları sürekli fiziksel temas kurmaları belaltı şakalar yapmaları vs. Ben de bu konularda çok hassasımdır ve işyeri midemi bulandırıyodu. Özellikle benim bulunduğum ekip daha da kötüydü. 4 kişiydik. Müdürümüz 45 yaşında bir erkekti benim dışımda 2 kadın çalışan vardı onların yaşları da bana yakındı. Müdür diğer çalışan kızlara sürekli fiziksel temasta bulunup belatlı şakalar yapîyo ve onlar da halinden memnundu. Bana henüz yapmamıştı ama bana da yapar diye geriliyodum. Onlarla yemeğe çıkmıyodum iş dışında sohbet etmiyodum ve güleryüzlü davranmıyodum. Bana da bazı hareketleri oluyodu mesela konuşurken üzerime eğiliyodu ben kendimi geri cekiyodum yine dibime giriyodu. İşe başladıktan 1 hafta sonra bana işle ilgili bir şey anlatırken yine üzerime eğildi ben de kendimi geri çektim ve tutup sandalyemi çekti sonra mouse u tutarken elini elimin üstüne koydu ben de hızlıca elimi çektim. Sonra bana masaj yapsana falan dedi. Ben de cevap vermedim. Normalde bu kadar sessiz bi insan değilim ve rahatsız olunca tepki veririm ama ilk işimdi ve ilk defa başıma böyle bir şey geldi. Olay esnasında o kadar yoğun bir anksiyete hissettim ki bayılacağımî sandım. Sonra diğer kızlar benim iyi olmadığımı görünce bir şey mi oldu gel konuşalım vs diye ısrar ettiler ve ben de fiziksel temastan belaltı şakalardan gereksiz samimiyetten hoşlanmadîğımı söyledim kim yaptı gel şikayet edelim dediler ben de müdürümüzün adını verdim he o bize bir baba gibi yaklaşıyo kızı gibi görüyo vs dediler ama burada ifade edemeyeceğim hareket ve söylemlerde bulunduğuna da şahit olmuştum sonra bunu gidip müdüre anlatmışlar kendisi bayağı bir sinirlenmiş benimle imalı imalı konuştu sana bir abi tavsiyesi vereyim abinim ya hani ben senin dedi ve devam etti buraya psikolojik olarak dayanamıyosan hiçbir yere dayanamazsın git evlen ev hanımı ol dedi bana. Hiçbir şey demedim çünkü kendimi çok çaresiz hissediyodum cv de en azından 2 3 aylık iş tecrübem olsun istiyodum ve paraya ihtiyacım vardı. Ama sonrasında kendime öfke duymaya ve o adama daha çok kinlenmeye başladım. Geceleri uyuyamıyodum sürekli stresten hasta oluyodum. Bir de şirkette diğerleriyle de konuşmuyodum çünkü herkes itici geliyodu ve benimle dalga geçiyolardı çok soğuk ve suskunsun deyip duruyolardı bana ucubeymişim gibi davranıyolardı.
Son zamanlara doğru birkaç kişiyle arkadaş olmuştum ve onlar da rahatsızlık duymama hak veriyolardı. 3 ayı böyle geçirdim ama o son konuşmadan sonra müdüre sürekli ters davranıyodum hatta birkaç kez azarladım o da suçunu bildiği için sesini çıkartamıyodu günaydın iyi akşamlar demeyi bile kestim. Ve arkamdan benimle konuşmuyo bir derdi var galiba üzülúyorum falan demiş kendini iyi gòstermek için. 3 ay sonunda başka bir departmanda boşluk oldu ben de ya bu departmana geçeceğim ya da işten çıkacağım diye bir karar aldım. Departmana geçme konusunu kendisine açtığımda bana bağırmaya çok samimiyetsiz bir kızsın demeye başladı ben de samimiyete gerek yok iş hayatındayız dedim. Diğer kızları da yanımıza çağırdı onları da çağırıyorum çünkü senin farklı yansıtacağını biliyorum bòyle bi kızsın sen deyip diğer kızları da çağırdı.
Farklı yansıtmak dedi ama ben de hiçbir şeyi yansıtmadığım için kendimi affedemiyodum öfkelendim ve bana bunları yaptın dedim kızlar tabi ki benim yanımda durmadı. Hayır sadece omzuna dokundu abartıyosun dediler. Kamera kayıtlarını göster dediler. Ama kamera kayıtlarından belli olacak şekilde yapmıyodu zaten ya da söylediği şeyleri kameradan nasıl kanıtlayacaktım. Bu hareketleri rahatsız olduğunu söyleyince bi daha yapmadı sonuçta dediler ben de en başında da yapmayacaktı dedim abartıyosun dediler müdür seni şikayet edicem dedi ben de insan kaynaklarına inip her şeyi anlattım yine de kamera kaydı için tarih verdim ama umudum yoktu. O gün işten ayrıldım bana bir daha konuyla ilgili haber verilmedi. Ya kayıtlara bakmadılar ya da elle tutulur bir şey çıkmadı. Olay bütün şirkette yayıldı bazıları beni iftiracî olarak anarken bazıları biz onlarîn yaptığı hareketleri biliyoruz dediler. Bugün işten ayrılışımın üzerinden 7 ay geçti ve ben çok travmatize oldum.
Ailem işbaşvurularıma dönüş yapılmıyo sanıyo ama ben aslında işbaşvurusu yapmıyorum çünkü artık çalışmak istemiyorum insanlarla konuşma fikri midemi bulandırıyor. Yoğun Sosyal kaygım var zaten iş yerinde toplantıya katılma sürekli kişisel alan olmadan çalışma fikri beni mahvediyor ama bunun haricinde bu olaydan sonra bir yerde çalışma fikri de beni çok tetikliyor. Ya sınırlarım ihlal edilirse ya sürekli eleştiriye maruz kalırsam ya işi beceremezsem vs... çünkü orada stresten işe de odaklanamıyodum ve sürekli hata yapıyodum bir de sürekli hiç konuşmuyosun diye eleştiriliyodum aslında belli bir kesimle öğle yemeğinde vs sohbet ediyodum ama hiçbir şekilde yetmiyodu benden haftanın 5 günü 9,5 saat sohbet edip şakalaşmamı bekliyolardı ve sürekli bu konuda eleştiriliyodum konuştuğum insanlar tarafından dahi. Artı ortak çalışma alanı da beni çok yoruyor sürekli tetikte hissediyorum.
Bu soru 5 Temmuz 2025 17:08 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba Sevgili Danışan,
Yazdıklarınızı büyük bir dikkatle okudum. Her cümlede yaşadığınız derin hayal kırıklığını, öfkeyi, yalnızlığı ve en çok da çaresizlik duygusunu anlıyorum. İlk iş deneyiminizde, özellikle güvendiğiniz ve bağlı olduğunuz bir sistemin içinde, hem sınır ihlali hem de maruz bırakılma yaşamış olmanız oldukça zorlayıcı. Şu anda iş hayatına dönmekten korkmanızın, kalabalık ortamlarda bulunmak istememenizin ya da insanlar arasında güvende hissetmemenizin sebebi bu deneyimle doğrudan bağlantılı. Travmatik bir deneyim yaşadığınızda, bedeniniz ve zihniniz bir tehdit algısıyla hareket eder. Sadece yaşadığınız andaki olayla kalmaz, gelecekte benzer olasılıkları da sürekli öngörerek sizi korumaya çalışır. Bu noktada yaşadığınız korku, kaygı, tedirginlik ya da içe kapanma hâli, bir zayıflık değil; sizin kendinizi koruma biçiminizdir. Bu davranışlar, ağır bir deneyim yaşamış birinin gösterdiği oldukça doğal tepkilerdir.
İlk olarak şunu söylemek isterim: Yaşadığınız şey bir “uyumsuzluk” ya da “fazla hassasiyet” değil. Bu yaşadığınız olay, duygusal, psikolojik ve fiziksel sınırlarınıza yapılmış ciddi bir müdahaledir. Müdürünüzün sizin üzerinize eğilmesi, dokunması, şaka adı altında size temas etmeye çalışması, ardından yaşanan tüm manipülasyon ve yıldırma girişimleri, açıkça bir mobbing ve taciz örneğidir. Bunun etkisi yalnızca o anla sınırlı kalmaz; bu tür durumlar insanların insanlara ve dünyaya duyduğu güveni sarsar. Bu noktada duygularınızı bastırmaya çalışmanız, ilk başta tepki verememeniz ya da olayın sonrasında susmayı seçmiş olmanız, sistemin sizi getirdiği çaresizlik hissinden kaynaklanır. Çünkü gücünüzü aşan bir eşitsizlikle karşı karşıya kalmışsınız. Bu çok doğal. Siz suçlu değilsiniz. Tepki veremediğiniz için kendinize öfkelenmenizi çok iyi anlıyorum. Ancak orada bir kızgınlıktan çok, sistemin içinde sıkışmışlığın verdiği acı var. İlk iş deneyiminizde ihtiyaç duyduğunuz şey bir rehberlik ve güven duygusuydu, ancak bunun yerine baş etmeye hazır olmadığınız derecede yıkıcı bir deneyim yaşadınız.
Bu süreçte çalıştığınız kadınların da sizinle empati kurmaması, hatta aksine durumu “abartıyorsun” diyerek normalleştirmesi, sizin kırılganlığınızı daha da derinleştirmiş olabilir. Travmatik deneyimlerden sonra bireyin yaşadığı duyguların anlaşılmaması ve geçersiz kılınması, duygusal iyileşme sürecinde en yıkıcı unsurlardan biridir. Anlatmak, anlaşılmak ve “senin yaşadığın gerçek” denmesini duymak, bireyi hayatta yeniden güvende hissettiren en önemli şeydir. Ancak siz ne yazık ki hem sınırlarınız ihlal edilirken yalnız kaldınız, hem de bu sınır ihlalini ifade ederken yalnız bırakıldınız. Bu yalnızlık sizi yalnızca üzmemiş; aynı zamanda çok güçlü bir şekilde tehdit altında hissettirmiş. Bu nedenle şu anda çalışma ortamına girme düşüncesi bile midenizi bulandırıyor olabilir. Bu da oldukça doğaldır. Travma sonrası gelişen bazı kaygılar, fiziksel tepkilerle birlikte kendini gösterir. Mide bulantısı, boğazda düğümlenme, baş ağrısı, nefes daralması gibi bedensel tepkiler aslında travmanın bedeninizdeki izleridir.
Bir diğer önemli konu da şu: İş ortamlarında konuşmaya zorlanmak, sürekli samimi olunması gereken bir ortamda bulunmak, kişisel sınırlarınızın yine tehdit altında olduğunu düşündürür. Halbuki siz zaten belirli sosyal ortamlarda enerji tüketen, sınır koyabilen, iş hayatında profesyonelliğe önem veren birisiniz. Bu özellikler asla olumsuz değil, aksine birçok iş kolunda olması gereken sağlıklı ve saygılı bir tutumdur. Ancak o deneyim size, “Bu yapıda olursan dışlanırsın, iftiracı olarak anılırsın, başına geleni kanıtlayamazsın” mesajını verdi. Bu mesajı zihin öyle bir kayıt ediyor ki, şimdi yeni bir başvuru bile yaparken aynı şeylerin tekrar olacağına dair tetikleniyorsunuz. Bu noktada yaşadığınızın yalnızca geçmişteki bir olay değil, halen zihninizde aktif şekilde devam eden bir travmatik döngü olduğunu söyleyebilirim. Bu döngüden çıkmak, sadece “geçmişi unutmakla” değil; kendinizi yeniden inşa etmekle mümkün.
Sessiz kaldığınız, o gün cevap veremediğiniz, o ortamdan hemen çıkamadığınız için kendinize yüklenmeyi bırakmalısınız. Orada sessiz kalan siz değil, sistemin ta kendisiydi. İnsanların bakışları, gülümsemeleri, başkalarının “bir şey yapmadı ki” demeleri, o adamın size “ev hanımı ol” demesi… Bunlar sizi susturmak için kurulmuş bir sistemin parçalarıydı. Sizse bu sistemin içinde sessiz kalmayı değil, güçlü bir şekilde ayağa kalkmayı seçtiniz. İşte o gün İK’ya gidip durumu anlatmanız, bu travmanın içinde gösterebileceğiniz en güçlü eylemlerden biriydi. Evet, belki sonuç alamadınız, belki sesiniz tam duyulmadı… Ama siz hayatta kalma mücadelenizde, hakkınızı korumayı seçtiniz. Bu unutulmaması gereken bir güçtür.
Peki şimdi ne olacak?
Şimdi önceliğiniz işe dönmek değil, kendinize yeniden güvenmeyi öğrenmek olmalı. İş başvurusu yapmadığınız için kendinize yüklenmeyin. Şu anki isteksizlik, kaçınma davranışları ya da yalnız kalmak istemeniz birer bozukluk değil, iyileşme için gerekli bir savunma mekanizması. Bir süre bu uzak kalma hâli size iyi gelecektir. Ama bunun kalıcı olmasına da izin vermeyin. Çünkü siz yalnızca o adamın değil, onu koruyan sessizliğin de hedefi oldunuz. Şimdi ise o sessizliği içsel bir özgürlükle değiştirmek sizin elinizde. Belki kendinize şu soruları sorabilirsiniz: Hangi ortamda güvende hissederim? Hangi kurum ya da iş şekli bana daha iyi gelir? Evden çalışabileceğim, daha bireysel ilerleyebileceğim bir alan olabilir mi? Çalışma şeklimde değişiklik yaparak kendime alan açabilir miyim? Bu sorulara verdiğiniz yanıtlar, sizin içsel güvenliğinizi yeniden tanımlamanıza yardımcı olacaktır.
Unutmayın ki, yeniden iş hayatına dönmek, travmayı bastırmakla değil; yaşadığınız travmayı tanımak ve ona hak ettiği anlamı vererek ilerlemekle mümkün olur. Travma sonrası iyileşmenin en temel adımı, olayları konuşabildiğiniz, duygularınızı açıkça ifade edebildiğiniz, sizi dinleyen ve yargılamayan bir alanın varlığıdır. Eğer kendinizi hazır hissederseniz, bir psikologla bu süreci birlikte yürütmeniz, yaşadığınız travmayı anlamlandırmanız, bedeninizde bıraktığı etkileri fark etmeniz ve yeniden güçlü bir benlik inşa etmeniz açısından size çok iyi gelebilir. Çünkü bu yalnızca bir “iş” meselesi değil; sizin, “görülmek, duyulmak ve korunmak” ihtiyacınızın meselesidir.
Son olarak şunu söylemek isterim: O gün o adamın sessizliğin arkasına saklandığı yerde siz kalkıp konuştunuz. Bu sizi utandırmaz. Bu sizi güçlü yapar. Bugün yaşadığınız sessizlikler bile, bir çığlığa hazırlıktır. Şimdi artık sizi suçlayan iç sesi susturma zamanı. Bu hikâyede utanan siz değil, o adam olmalı. O yüzden lütfen kendinize şefkat gösterin. İzin verin biraz da siz dinlenin, iyileşin ve güç toplayın. Unutmayın, her kadın susmak zorunda değildir. Siz, susturulamayanlardan birisiniz.
Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğiniz farklı bir soru veya aklınıza takılanları yeni bir soru oluşturarak bizlere iletebilirsiniz.
Sevgiler,
Psikolog Betül Canbel
Bu cevap bana çok iyi geldi ve Betül Hanım'a sorumu uzun uzun detaylı bir şekilde değerlendirdiği için teşekkür ederim.
Yorumlar
Psk. Betül Canbel
Merhaba Sevgili Danışan, Güzel geri dönüşleriniz için ben de teşekkür ederim. Tekrar bir sorunuz olduğunda buradayız. Kendinize iyi bakmanız dileğiyle. Sevgiler, Psikolog Betül Canbel
8 Temmuz 2025 11:32