Neyine kandım sizce bu kadar?
Hiç bulusmadik biz bu çocukla sanaldan konuştuğum biriydi iki sene boyunca. Ve özel konuları konuştum bununla ben hocam. Cinsel mevzuları yani ve ilkimdi. Ona ait hissettim kendimi. İlk defa ona açtım kendimi ve mahremimi benden de beş yaş küçük. Ve uzak mesafedeyiz çok çok uzak. Zwten olmazdı. En baştan beri biliyordum ama resmen uçurumu bile bile kıyısına yanaştım ben ve hep üzülen hayal kırıklığına uğrayan ben oldum. O hiç değil. Aslında biliyorum asla birbirimize uygun değiliz denk değiliz. Hem kafa olarak hem tıp olarak ve daha çok şeyler de. Ama nedense hala stalklama gereği duyuyorum. Başka açık seçik kızları takip ettiğini gördüm ve sinir oldum nedense bu kadarmiydun sen bu kadar kalitesiz mıydın sana nasıl deger verip sevdim onemsedim diye kendime yukleniyorum ve takinti oluyor az çok bende. Ne yapmam gerekir?
Bu soru 18 Temmuz 2025 06:48 tarihinde Uzman Psikolog Gönül Tanır Durmaz tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhabalar, 🌿
İlk kez birine bu kadar mahrem (cinsel & duygusal) alanını açmak çok büyük bir adım; hele ki ilişki hiç yüz yüze olmamış, iki yıl sürmüş, yaş farkı ve uzak mesafe gibi zorluklarla başlamışsa bağlanmanın karmaşık hisler bırakması çok anlaşılır. “Olmayacağını biliyordum ama yine de yaklaştım” demen, aklınla bildiğin şeyle duygularının ihtiyaç duyduğu şey arasındaki çatışmayı gösteriyor. Şimdi hem üzüntü, hem öfke, hem de kendine yüklenme yaşıyorsun; üstüne sosyal medyadan onu “stalklama” davranışı takıntıyı canlı tutuyor.
Anlatımınızdan, bir yandan kendi sınırlarınızı anlamaya çalıştığınızı, bir yandan da “Neden hep ben inciniyorum?” diye kendinize yüklenme eğiliminde olduğunuzu görüyorum. O uçurumun kıyısına yanaşan da, hayal kırıklığıyla dönen de yine siz olmuşsunuz. Burada suçu ya da kusuru kendinizde görme hali belki geçmişten taşıdığınız, alışkın olduğunuz bir duyguya da dokunuyor mu, diye merak ettim açıkçası. Neden hep “ben niye böyleyim, neden bu kadar değer verdim?” gibi cümleler geliyordur zihninize…
Mahrem paylaşım bağ kurmayı güçlendirir. Beyin bunu “özel bağ” olarak kodlar; ayrılmak gerçek bir kayıp gibi hissedilir. Yüz yüze görüşmemiz kendi içinizde bazı bosluklari doldurmanızda neden olmuş ve daha umutlu bir şekilde değerlendirmenizi sağlamış olabilir.
Stalklama meselesine gelince… Birine hala “bakmak”, ne yaptığını kontrol etmek istemek, kapanmamış bir duygusal dosya gibi. Ekrana her baktığınızda geçmişi yeniden canlandırıyor gibisiniz. Belki şöyle deneyebilirsiniz: Özellikle sosyal medya ya da onunla ilgili tetikleyen mecralardan bir süre uzak kalmak. Bu bir “engellemek” gibi katı bir adım olmak zorunda değil, ama örneğin bir hafta boyunca takip etmeyip olası geri dönüşleri bir kenara bırakmak… İlk başta zor gelebilir, ama zihninizin yavaş yavaş sadeleşmesine izin verebilir. Sonra merakınız azaldıkça, şu soruyu sormak mümkün oluyor: “Ben gerçekten onun güncel hayatını mı merak ediyorum, yoksa içimde tamamlanmamış bir duyguya mı tutunuyorum?”
Burada kendiniz için yapabileceğiniz şeyler öncelikle stalklama davranisini azaltmak olacaktır. Kendinizi suçlayan konuşmalar yerine daha dengeli içsel konuşmalar yapmaya çalışabilirsiniz. Duygularınız düzenlemeyi deneyebilirsiniz.
İçinde bulunduğunuz durumla ilgili bir bilissel çarpıtmalarınızı fark edebilir ve bu durumu bugüne ve geleceğe nasıl taşıdığınızı anlamlandırmaya çalışabilirsiniz.
Şunu düşünmekte fayda olabilir: Bu kişiyle paylaştıklarınız, aslında SİZİN duygusal cesaretinizin ve özel hissetme ihtiyacınızın bir karşılığıydı. Yani karşınızdaki insanın hakkettiği bir vaziyetten çok, sizin bir zamanlar karşılık bulmuş duygusal yatırımlarınız oldu. Özellikle ilk kez yaşadığınız bu açıklık hali, kendinizi daha savunmasız ve bağımlı hissettiriyor olabilir. Ve sanırım kendinize yüklenmek, bu tip durumlarda en sık düştüğümüz tuzaklardan; oysa burada yanlış yapan ya da yetersiz olan biri aramaktan ziyade, yaşadığınız duygunun üzerinizdeki etkisini görmek belki daha anlamlı olabilir.
Belki bundan sonraki adımda, kendinize küçük küçük “şefkat egzersizleri” ya da farkındalık soruları deneyebilirsiniz. Mesela, aklınız ona kaydığında kısa bir nefes alma molası verip, “Şu an asıl ihtiyacım ne?” diye kendinize sorabilirsiniz. Sizi harekete geçiren o yoğun duygunun gölgesinde belki kendinizi biraz daha tanıma fırsatı bulabilirsiniz.
İsterseniz, bu süreçte yaşadıklarınızın nasıl devam ettiğini, hangi aşamada özellikle zorlandığınızı yeniden yazabilirsiniz. Çünkü bazen küçük bir duygunun bile paylaşıldığında etkisi azalabiliyor. 🌿
Sorunuz sizin için bir cevap olabildiyse, puanlayabilir ve görüşünüzü bizimle paylaşabilirsiniz. Bizlere sorularını yöneltmek isteyen başka arkadaşlarınız varsa onların da yararlanmasını sağlayabilirsiniz.
Sağlıklı günler dilerim.
Sevgiyle kalın.
Uzman Psikolog Gönül Tanır Durmaz