Patronum neden kıyafetim yüzden uyardı beni?
Bu sabah patronum beni kıyafetim konusunda uyardı . Firmanın kurumsal olduğunu ve resmi giymemi daha kurumsal olmamı iletti . Aradan 15 dk geçtikten sonra tekrar yanıma gelip , kıyafetim yüzünden yanımda oturmadığını , çalışanların ve babamın bu konuda rahatsız olacağını (babamla aynı işte çalışıyoruz) ve dikkat çektiği için spor ve dar kıyafetler giymemem gerektiğini iletti . Durum tekrarlanirsa yollarımızı ayırmak durumunda kalırız dedi . Şimdi benim anlamadığım şey ben asla dekolteli kıyafet giymek , elbise etek giymek genelde Spor tişört ve patlon giyiniyorum. Patronun bu davranışı nedir ve ben kendisine karşı nasıl bir tavir almalıyım?
Bu soru 20 Temmuz 2025 11:50 tarihinde Psikolog İrem Gülsün Zengin tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Sevgili Danışanım,
Bu tür bir geri bildirim, özellikle iş ortamında görünüşe dair beklentilerle kişisel sınırların kesiştiği alanlarda, oldukça rahatsız edici ve kafa karıştırıcı olabilir. Patronunuzun size ilettiği sözlü uyarı, sadece kıyafet kurallarına dair teknik bir geri bildirim gibi görünse de, alt metinleri ve iletilme biçimi açısından değerlendirildiğinde duygusal ve psikolojik olarak etkileyici bir yanı da bulunuyor. Sizin de belirttiğiniz gibi kıyafet tercihleriniz dekolte ya da uygunsuz kategorisine girmemekle birlikte, spor ve rahat giyimi tercih etmeniz, mesleki yetkinliğinizle ilgili olmayan bir konunun odağa çekilmesi anlamına geliyor.
Bu noktada sorulması gereken önemli sorulardan biri şu: “Kurumsallık” adı altında sizden talep edilen şey, gerçekten şirketin yazılı ve herkes için geçerli bir kuralı mı? Yoksa bu uyarı, öznel algı ve normlarla şekillenen bir dayatma mı? Kılık kıyafet konusunda açık bir şirket politikası yoksa ve özellikle sadece sizinle ilgili tekrar eden bireysel yorumlarla karşılaşıyorsanız, bu durum ayrımcılığa ya da cinsiyet temelli önyargılara işaret edebilir. Patronunuzun sizinle çalışmakta olan babanızı da sürece dahil etmesi, iş yerindeki profesyonel sınırların ihlal edildiğini ve özel hayatınızın dolaylı yoldan manipülasyon aracı olarak kullanıldığını düşündürebilir.
Ayrıca, “yanınızda oturmamak”, “rahatsız olmak” ya da “dikkat çekmek” gibi ifadeler, yalnızca işin niteliğine değil, sizin üzerinizde kurulan psikolojik baskıya da işaret eder. Bu tür cümleler, sizin ne giydiğinizden çok, karşı tarafın sizin üzerinizdeki algısı ve kontrol arzusu ile ilgili olabilir. Kadın çalışanların özellikle giyim tercihleri üzerinden değerlendirilmesi, iş yerinde cinsiyet eşitsizliğinin yaygın örneklerinden biridir. Bu tarz ima ve uyarılar, çalışanın yeterliliğinden çok dış görünüşüne odaklanıldığı durumlarda hem duygusal hem de mesleki açıdan yıpratıcı olabilir.
Peki bu durumda nasıl bir yol izlemek gerekir? Öncelikle, mümkünse şirketin yazılı giyim yönetmeliğini talep etmeniz veya şirket içi prosedürlerde bu kuralların nasıl tanımlandığını öğrenmeniz önemlidir. Eğer açık ve objektif kurallar varsa, bu kurallara ne kadar uyduğunuzu karşılıklı olarak değerlendirmek daha sağlıklı olur. Ancak bu kurallar yazılı değilse ve sözlü olarak iletilen geri bildirimler yalnızca patronunuzun kişisel değer yargılarına dayanıyorsa, bu durumda durumu daha geniş bir bağlamda ele almak gerekebilir.
Bireysel sınırlarınızı korumak ve profesyonel bir dille karşılık vermek önemlidir. Patronunuza şu şekilde bir yanıt verebilirsiniz: “Size saygı duyarak belirtmek isterim ki, giyim tercihlerimin firmanın işleyişini ya da kurumsal duruşunu zedelediğini düşünmüyorum. Bu konuda net bir giyim politikası varsa, elbette ona uygun şekilde davranmak isterim. Ancak dış görünüşüm üzerinden yapılan yorumların kişisel alanıma girdiğini ve kendimi baskı altında hissettiğimi belirtmek isterim.” Bu tarz bir yanıt hem saygıyı korur hem de kişisel sınırlarınızı net şekilde ortaya koyar.
Eğer bu uyarılar tekrarlanır, kişisel alanınıza yapılan müdahaleler artarsa ve özellikle işten çıkarılma tehdidi bu sebeple yeniden gündeme gelirse, profesyonel destek alarak iş hukuku açısından da danışmak gerekebilir. Çalışan haklarıyla ilgili kurumlara başvurmak ya da bir iş hukuku avukatından görüş almak, gelecekte karşılaşılabilecek olası hak kayıplarına karşı koruyucu olabilir.
Son olarak, yaşadığınız bu deneyimin üzerinizde yarattığı duygusal yükü göz ardı etmemenizi öneririm. Her gün aynı iş ortamına girerken ne giyeceğinizi sorgulamak, başkalarının sizin üzerinizdeki bakışını taşımak ve görünüşünüzle değil, işinizle anılmak istemenize rağmen böyle bir değerlendirmeye maruz kalmak, oldukça yıpratıcı olabilir. Bu süreci duygusal anlamda daha sağlıklı yönetebilmek için bir terapistten destek almanız, hem kendi sınırlarınızı daha rahat ifade etmenizi hem de bu yaşantının sizde bıraktığı etkiyle baş etmenizi kolaylaştırabilir.
Unutmayın ki, kurumsallık sadece dış görünüşle değil, karşılıklı saygı, etik sınırlar ve kişinin profesyonel kimliğine duyulan güvenle inşa edilir. Siz de bu çerçevede hem sınırlarınızı hem de kimliğinizi koruyarak ilerlemeyi hak ediyorsunuz.
Sevgilerimle 💐
Psikolog İrem Gülsün Zengin