Retroaktif Kıskançlık
Merhaba, 1,5 senedir bir ilişkim var ve bu kişiyle 1 ay sonra evleneceğiz. İlişkinin yaklaşık 5.ayında sevgilimin geçmişinde söylemekten imtina ettiğim bazı hataları olduğunu kendi ağzından dinledim. İlk zamanlarda ayrılmaya çalıştım ama yapamadım, sevgim daha ağır bastı. 1 senedir sevgilimin geçmişi benim bugünüm olmuş durumda. Sürekli onu başkasıyla, uygun olmayan durumlarda düşünüyorum ve kıskançlıktan kuduruyorum. Sorun onun başkalarıyla bi şey yaşamış olması mı veya benim onunla aynı şeyi yaşayamayacak olmam mı bilmiyorum ama benim kıskançlığım korkunç bir hal almaya başladı. İlişkimize zarar vermekten korkuyorum, onu gerçekten çok seviyorum ve kaybetmek istemiyorum. Ne yapmalıyım?
Bu soru 10 Ekim 2025 09:21 tarihinde Psikolog Serra Menevşe tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba sevgili danışan, yazdıklarınız, bir yandan geleceğe dair umudunuzu, diğer yandan geçmişe dair takılıp kalan düşüncelerinizi gösteriyor. Sizi bu kadar zorlayan kıskançlık duygusunun altında çok daha karmaşık, belki de anlatması güç başka duygular da olabilir. Kafanız çok karışık olmalı.
İlişkilerde geçmişte takılıp kalmak kişiler için yorucu olabilirken aynı zamanda ilişkinin şuanını yaşamayı engelleyebiliyor. Sizin yaşadığınız süreç de bu durumla oldukça örtüşüyor. İlişkilerde geçmişe takılmak, yeni bir olaymış gibi zihinde döngüde olması ve tüm bunların sonunda derin duygular hissetmek çok anlaşılabilir duruyor. Zihnimiz derya deniz bir alan gibidir. Oltamızı attığımızda, ağımıza takılanlar genelde bizi en çok etkileyen, farklı duygular barındıran düşüncelerdir. Ancak bu düşünceler, zamanla ilk halleriyle kalmaz; yeniden kurgulanır, bazen gerçeğinden uzaklaşabilir. Bu durum asıl olayla zihinde gezinenler arasında büyük farklılaşmalar olabilir. Benim önerim bu durumu net bir şekilde partnerinizle konuşmanız, endişelerinizi ve duygularınızı olabildiğince net bir şekilde aktarabilmek ve sorularınıza yanıt alabilmek. Eğer o konuşma sırasında duygularınızı tam olarak ifade edemediyseniz, bastırılmış hisler bugün yeniden yüzeye çıkıyor olabilir. Bu durum, geçmişe ait bir yas sürecinin hâlâ devam ettiğini gösterebilir.
Şunları hayal etmiyor değilim: Belki içinizde sık sık “Acaba o kişilerin yerine geçseydim, bugün bu kadar sancılı olur muydu?” diye sorguluyorsunuz ya da ‘Geçmişiyle yarışmak imkânsız...’ gibi düşüncelerle baş etmeye çalışıyorsunuz. Şunu unutmayın, aslında ona bugün birlikte kurduğunuz bağ üzerinden bağlanıyorsunuz; geçmişi değiştirmek olanaksız. O, bugünkü sizle birlikte bir hayat kurmak istiyor. Belki de bu gerçek, zaman zaman gözden kaçıyor olabilir.
Sizin için detaylıca düşünmenizi ve kendinize şu soruları sormanızı isterim: “Sevgilimin geçmişiyle barışmak diye bir şey mümkün mü, ya da ben gerçekten bu geçmişle bir ömür geçirebilir miyim?” Çünkü bazen sevgi, her şeyi silebileceğimiz anlamına gelmez; bazı şeyleri kabullenmeyi, bazılarını ise birlikte taşımayı seçmek anlamına gelir.
Bu soruların cevabı netleşmeden, kıskançlıkla mücadele etmek de oldukça zorlaşır. Eğer bu geçmişi zihninizde her seferinde yeniden canlandırıyorsanız, aslında o anı değil, kendi duygusal acınızı tekrar tekrar yaşatıyorsunuzdur.
Tüm bu çalışmanın yanında bir de kendinizle baş başa kalabildiğiniz zamanlarda şöyle bir çalışma yapmanızı önerebilirim:
Sevgiliniz aklınıza geldiğinde kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
Beraber uzun sayılabilecek bir zaman dilimini paylaşmışsınız bu süreç sizin için nasıldı?
Aklınıza gelen ilk anıda kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
İlişkinizdeki bağlılık ve sadakati nasıl değerlendirirsiniz?
Geçmişin gölgesi mi var yine, yoksa bir huzur mu geliyor?
Bu çalışmayı birkaç gün üst üste yapabilir, sonuçlarını değerlendirebilirsiniz.
Bu süreçte bir çift terapistinden destek almak kolaylık sağlayabilir, tek başınıza baş etmek zorunda değilsiniz.
Umarım bu yazı zihninizde bir ışık, yüreğinizde de bir sıcaklık uyandırmıştır. Dilerseniz duygularınızı biraz daha paylaşabilir, neler hissettiğinizi açabilirsiniz. Paylaşmak istersen buradayım, birlikte bakabiliriz. ✨
İyi günler dilerim.
Psikolog Serra MENEVŞE