3 yıllık ciddi ilişkim var onu kendime nasıl daha çok aşık edebilirim
3 yıllık sevgilim var kendime daha çok aşık etmek istiyorum aramızda bazı sorunlar var seviyoruz birbirimizi ama aramız biraz bozuk daha çok aşık olsun istiyorum benden başkasını gözü görmesin ben daha fazla sevsin aramızda sorunları halledelim istiyorum çok kıskanıyorum birine baksa kavga ediyorum anlaşamıyoruz ama bir birimizden vazgeçemiyoruz bir birimize yükselelim sevelim istiyorum ilişkimiz arzulu tutkulu vazgeçilmez olsun benden başkasını gözü görmesin gözümden kıskanıyorum onu çok hata yaptık bir birimize 3 sene içerisinde ama asla vazgeçmedik ben bi çok kez ayrıldım ama her ne olursa olsun o beni bırakmadı ailesi benden nefret ediyor benimle konuşmasını istemiyor sevgilimin sonumuz ne olacak bilmiyorum bir sonumuz yok sadece onu biliyorum ailesi yüzünden kafayı yiyeceğim evlilik istiyoruz aynı evin içinde yaşamak ama ailesinden korkuyor ailesi ne nerde o kafada ailesi varken bizim bir arada olmamız imkansız ailesinin karşına çıkıp seviyorum ben diyemez cesaret edemez ama biliyorum beni çok seviyor herkesten her şeyden ama bilmiyorum kafam çok karışık ve dolu
Bu soru 6 Aralık 2025 13:29 tarihinde Uzman Klinik Psikolog Elif Kızılkaya tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba Sevgili Danışan,
İlişkinizde yaşadığınız yoğun duyguları, hem birbirinize bağlı kalmayı hem de zaman zaman çok yorulmayı aynı anda deneyimlemenin ne kadar karmaşık olduğunu anlıyorum. Üç yıldır sürdürdüğünüz bir bağ var ve bu bağın içinde hem aşk, hem kırgınlıklar, hem de çözülmemiş çatışmalar bir arada duruyor. Bu kadar iniş çıkışlı bir ilişkide zaman zaman kontrolü kaybetmiş gibi hissetmek, gelecekle ilgili belirsizlik yaşamak ya da “daha çok sevsin, sadece beni görsün” gibi arzulara tutulmak çok insani tepkiler.
Öncelikle şunu söylemem önemli:
Yoğun kıskançlık, partneri tamamen kendine yöneltme isteği ve ilişkide kontrolü kaybetme korkusu genellikle kaybetme endişesi, değersizlik duygusu ya da ilişki içinde güvende hissetmeme ile bağlantılıdır. Bu hisler seni kötü biri yapmaz; sadece ilişki içinde duygusal güvenliğe ihtiyaç duyduğunu gösterir. Kıskançlık çoğu zaman “severim” değil, “kaybetmek istemiyorum ve bu beni çok korkutuyor” demenin başka bir yoludur.
Sevgilinin ailesiyle yaşanan sorunlar da bu güvensizlik duygusunu büyütmüş olabilir. Kendini dışlanmış hissetmen, onların kabul etmeyişinin sende öfke, kırgınlık ve çaresizlik yaratması çok anlaşılır. Fakat partnerinin ailesiyle kuramadığı bu köprü, ikinizin arasındaki bağı da sürekli stres altında bırakıyor gibi görünüyor. Partnerinin seni sevmesine rağmen ailesine karşı net bir duruş sergileyememesi, senin açından “beni seviyor ama arkamda durmuyor” duygusuna dönüşerek ilişkideki güvensizliği besliyor olabilir.
Tüm bu duygular birbirini tetiklediğinde ortaya çıkan şey çoğu zaman şudur:
- Sen daha çok bağlanma ve “beni daha çok sev” isteğiyle hareket ediyorsun,
- O ise arada kalmışlık ve baskı hissiyle geri çekilebiliyor,
- Bu da ilişkide çatışma, kıskançlık, kavga ve ayrılma dönme döngülerini sürekli tekrar ediyor.
Oysa sağlıklı ve sürdürülebilir bir ilişkinin temel koşulu karşılıklı güven, duygusal sınırlar, iletişim becerileri ve bağımlı değil bağlı bir ilişki kurabilmek. Partnerin seni sadece sevdiği için değil, aynı zamanda ilişkide kendini huzurlu hissedebildiği için yanında kalmalı. Sen de ilişkide sadece onun sevgisine tutunmak yerine, kendi duygusal gücünü koruyabildiğinde daha tatmin edici bir bağ kurabilirsiniz.
Bu noktada birkaç önemli şey söylemek isterim:
1. Bir insanı “daha çok aşık etmeye” çalışmak, çoğu zaman ilişkiyi daha zorlar.
Aşk, baskı, kıskançlık ya da kontrol isteğiyle büyümez. Aşk güvenle, alan tanımakla, bireysel gücü koruyarak ve sağlıklı iletişimle büyür.
2. Sorunlarınızı çözmenin yolu, duygusal ihtiyaçlarınızı açık ve suçlamadan konuşabilmekten geçer.
“Beni bırakmandan korkuyorum, o yüzden çok tutuyorum” gibi duygular ilişki düzeyinde paylaşılabildiğinde bağ güçlenir.
3. Ailesiyle yaşadığınız sorun senin sorumluluğun değil.
Bu, partnerinin yetişkinlik rolü içinde üstlenmesi gereken bir konudur. Onların tutumu seni değersiz kılmaz. Bu noktada partnerinin sınır koyma becerisi önemli.
4. Birlikte yaşama ve evlilik gibi büyük adımlar, önce ilişkinin sağlıklı bir zemine oturmasını gerektirir.
Kavga barışma döngüsü, kıskançlık krizleri ve aile baskısı devam ederken atılan büyük adımlar ilişkiyi daha da zorlayabilir.
5. Bu duygusal yoğunluk seni çok yoruyorsa, terapi desteği almak ilişkin için çok iyileştirici olabilir.
Kıskançlık, bağımlı bağlanma örüntüleri, değersizlik duygusu ve sınır koyma zorlukları terapiyle büyük ölçüde düzenlenebilir.
Son olarak, şunu bilmeni isterim:
Yaşadığın duygular “abartı” değil; ilişkide güvende hissetmeye ihtiyaç duymanın doğal bir yansıması. Ancak bu ilişkide kalabilmek ve gelecek planlayabilmek için hem senin duygusal dünyanda hem de partnerinin davranışlarında bazı şeylerin dönüşmesi gerekiyor. Sevgi var, bağ var ama sağlıklı bir ilişki sadece sevgiyle değil, olgun davranışlar, net sınırlar ve karşılıklı sorumlulukla sürdürülebilir.
Uzman Klinik Psikolog Elif Kızılkaya
Yasal Bilgilendirme: Bu içerik tanı ve tedavi niteliği taşımayan, genel psikolojik bilgilendirme amaçlıdır.