30 yaş aydınlanması
Merhaba son 3 4 senedir hayatımda çeşitli sınavlar yaşadım. Biri bitti derken diğeri geldi hep üst üste aslında ben liseden beri böyleydim sürekli depresif üzgün hatta öğretmenim bile annen ölmüş gibi oturuyorsun derdi. Aslında aile içinde çok dramatik kayıplar yaşamıştık. Annem ölmedi ama evde yoktu varlığı vardı üst üste kayıplar yaşadı ailesinde o yüzden hep matem eviydi evimiz. Anneannem ve dayım şizofreni hastasıydı. Dayım intihar etmişti. Ailede hep zorluklar yaşanmıştı. Yüksek sesle kahkaha atmak gülmek eğlenmek sanki bizim eve yasaktı. Öyleydi çünkü anlayabiliyordum üst üste kayıplar yaşanında kimsenin yaşama sevinci kalmamıştı.
Annem kendini temizliğe verdi. Zor dönemlerden geçtik. Ben aldatıldım. Daha sonra bir ilişkiye başladım o kişide eski ilişkisini unutamamış meğerse konuştuk uzun uzun yaptıklarını unutmaya hazırdım çabalayacağım dedim ona inandım güvendim. Onu iyileştirmeye çalışırken ben kendimi kaybetmişim meğerse. O ilişkide öyle fedakarlıklar yaptım ki herkes bana kendini hiç düşünmüyor musun dedi. Kendini düşünmek mi ben bunu hiç düşünmemiştim ki emekle sevgiyle yol alırız aynısını o da yapar sanmıştım. Meğer hayat böyle bir yer değilmiş. Yaşattıklarına tepki gösterince beni suçladı ayrıldı. Hatalarımı anladım diyor ama bana sorarsanız o sadece kendinden utandı kendiyle yüzleşti çünkü ama bana yaşattığı için değil kendi hikayesinde herkese bu yüzünü gösterdiği için. Çünkü eğer hatasını anlasaydı o an çabalardı düzeltirdi. Hatayı anlayıp kenara çekildi. Benim dönmemi bekliyor. Ama paptırcemin bir şarkısı var ya kaybettim yirmilerimde diye işte tam olarak ben bunu yaşadım.
Depresyona girdim kaygı bozukluğum vardı sürekli mide bulantısı panik yaşıyorum stresli durumlarda. Bu ilişkide aradım kaybettiğim her şeyi. Sevginin iyileştiriciliğine o kadar inandım ki. Zaten son 2 senedir inanarak çabaladığım tek şey bu ilişki oldu. Bu ilişkiden sonra dostum dediğim insan da bambaşka sebeple bana sırtını döndü. Hayatın içinde güzellik arıyorum her gün şükrediyorum ama çabalamak denen şey sanırım bir yanılgı ne zaman inanarak bir şey için çabalasam bu sınav aşk aile arkadaş bir hayal kırıklığı oluyor. Sonunda kendi aileme benzemekten korkuyorum. Mutsuz ev mutsuz aile mutsuz insan olmaktan korkuyorum . Korktuğuma da dönüşüyorum sanırım. 30 lar yirmilerden daha iyi nasıl olur bilmiyorum tek bildiğim insanın kendinden başka sığınacak kimsesi yokmuş biraz iç dökme gibi oldu ama cevabınız için şimdiden teşekkür ederim
Bu soru 20 Haziran 2025 13:02 tarihinde Psikolog Aysel Kacak tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Sevgili danışanım,
Merhabalar.Sözlerinizi okurken hayatın size çok uzun zamandır nefes aldırmadan türlü zorluklar sunduğunu hissediyorum. Üst üste gelen kayıplar, evinize sinmiş o sessiz, hüzünlü hava, annenizin kendi acısını dahi gösteremeden kendi içine çekilişi… Bunların, sizin de ruhunuzda derin izler bırakması çok anlaşılır. Daha küçük yaşlardan itibaren evinizin mateme dönüşmüş olması, size doğal sevinci, coşkuyu çok uzak birer duygular gibi hissettirmiş olabilir. Lisede öğretmeninizin sözleri belki biraz acımasızca gelse de, aslında o durgunluğunuzun çok eskilere dayandığını, o yüklerin omuzlarınızı küçük yaşlardan beri aşağı çektiğini gösteriyor.
Aile öykünüzdeki kayıplar, annenizin kendi yaslarını yaşayamayıp evin içinde bir “gölge” gibi var olması, dayınız ve anneannenizle ilgili yaşananlar, size hayatın aslında hep mücadele dolu bir yer olduğunu hissettirmiş olabilir. Böylesine erken dönemde, evin atmosferiyle birlikte öğrenilen bu hüzün duygusunun, sonra gelen ilişkilerinizde hep aynı örüntüyü tekrar ettirmesi çok doğal. Çünkü tanıdık olanı, bildiğimiz duyguları aramaya yatkın oluyoruz.
İlişkinizdeki fedakârlıklarınızı okurken, o küçükken belki anneden alamadığınız ilginin, duygusal doyumun yerini bir başkasına şefkat ve sabırla verebilme arzunuzla doldurmaya çalıştığınızı sezdim. Onu iyileştirirken kendi ihtiyaçlarınızı nasıl unuttuğunuzu çok samimi şekilde aktarmışsınız. İşte bu, bazen kendi içimizdeki eksikliği, kendimize dönüp verebileceğimiz sevgiyi başkasında aramaya çalışmamızdan kaynaklanıyor. Fakat bu çok yorucu bir döngü yaratıyor: Daha fazla veriyor, daha az alıyor ve sonunda kendinizi tükenmiş hissediyorsunuz.
Üstelik o kişinin yaptığı hataların sorumluluğunu almayışı, sizi aslında hep aynı yerden vuruyor olabilir. “Bana değil kendi vicdanına dönerek pişman oldu” diyorsunuz ya, bu durum ilişkinizdeki yalnızlığı daha da görünür kılmış. Sizin gibi duyguları derinlemesine yaşayan kişiler için bu deneyim çok sarsıcıdır; değer verip emek harcadığınız kişinin, kendi iç dünyasıyla uğraşırken sizin yaralarınızı görmezden gelmesi çok incitici.
Dostunuzun sırt dönmesiyle birlikte, hayatın bazen gerçekten de “çabaların hep boşa gidiyormuş” gibi hissettirdiği o noktada olduğunuzu anlıyorum. Ama yine de o küçük detayda önemli bir güç var: “Her sabah şükrediyorum,” diyorsunuz. İşte bu, sizi geçmişteki döngülerden çıkarabilecek çok önemli bir beceridir. Duygularınızı görmezden gelmeden, sabırla her gün ufak ufak kendinize bir şeyler vermeyi öğrenebilirsiniz.
İnsan, kendi geçmişine dönüp bakarak onun tutsağı olmaktan çıkabileceği gibi, kendi benlik değerini başkalarının onayına ya da davranışına dayandırmaktan da kurtulabilir. Bunu yapmak bazen çok uzun ve iniş çıkışlı bir yolculuk olsa da, gerçekten mümkündür. Küçük ritüeller oluşturmak — örneğin her sabah ya da akşam kendinize güzel bir söz söylemek, kısa bir an kendi nefesinize odaklanmak, deftere ufak notlar almak — bu yolda sağlam adımlar olabilir.
En önemli olan, kendinizi tanımaya ve kendi ihtiyaçlarınızı fark etmeye izin vermenizdir. Sizi korkutan o “mutsuz ev, mutsuz aile” döngüsünü kırabilmek için önce kendi içinizdeki değerli parçayı görmeniz çok kıymetlidir. Ve bu, hemen bugünden değişen bir şey olmamakla beraber, ufak ufak hayatınıza katabileceğiniz alışkanlıklarla, kendinize göstereceğiniz sabırla güçlenir.
bu süreçte yakınlarınızdan veya bir uzmandan destek almaktan lütfen çekinmeyin.
Cevabımın faydalı olmasını umuyor, sağlıklı günler diliyorum.
Değerlendirilmesini istediklerinizi yeni bir soru ile sorabilirsiniz.
Sevgilerimle,Psikolog Aysel Kacak
Cevabınız için teşekkür ederim anlaşılmak müthiş bir şey ♥️