Romantik İlişkiler

6 yıllık bir ilişkim bitti üzgünüm

Gizli Kullanıcı3 Ağustos 2025 20:29

6 yıl süren bir uzun ilişkim vardı. Kavgalarımız oluyordu ve hep aile sebebiydi.Erkek arkadaşım ailesine çok düşkün biriydi kendimi hep 2.planda hissettiriyordu.Ama hep onu düzeltmeye çalıştım.Sonra yine kavga ettik ama her zamanki rutin kavgaydı.Sabahında sarılıp öptü beni akşamında "çok düşündüm ayrılmak istiyorum benim ailemi hiçbir zaman kabullenmicen sen"dedi ve bir anda ayrıldı.Şoku atlatamıyorum ve çok üzülüyorum.İlişkimizde çok fazla fedakarlık emek vardı bide uzak ilişkiydi.Duygusal ve gönül bağımız kuvvetliydi.Şimdi sanırım onu koparamıyorum ve zorlanıyorum onu unutmada.2 ay oldu ayrılali ne yapmam gerek. Ayrıldıktan sonra da bana tavrı tepkileri çok sertti hiç beklemediğim davranışlar sergiledi bana en sonunda da engelledi beni WhatsApptan instagramdan da çıkardık birbirimizi.

Bu soru 5 Ağustos 2025 12:33 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhaba Sevgili Danışan,


Paylaştıkların, yaşadığın acının derinliğini çok net hissettiriyor. Altı yıllık bir ilişki, özellikle de emek, fedakârlık ve güçlü bir gönül bağıyla örülmüşse, bir anda bitmesi insanın hem kalbinde hem zihninde büyük bir boşluk yaratır. Hele ki ayrılık beklenmedik ve sert bir şekilde geldiyse, şok, öfke, kırgınlık ve yoğun bir hüzün hissetmek çok doğal. Şunu bil ki, şu an hissettiklerin bir kayıp yasının doğal parçaları. Çünkü uzun süreli bir ilişki sadece bir insanı değil, onunla kurduğun hayalleri, geleceğe dair planlarını, hatta günlük rutinlerini de kapsar. Bu yüzden, ilişkiden çıkmak çoğu zaman hayatın bir parçasını kaybetmiş gibi hissettirir.


Senin anlattıklarından, ilişkinizde en temel çatışmanın aile konusu olduğunu anlıyorum. Partnerinin ailesine düşkünlüğü, senin kendini ikinci planda hissetmene sebep olmuş ve bu durum uzun vadede bir yorgunluk yaratmış. Özellikle uzun mesafe ilişkilerinde, bir tarafın kendini ikinci planda hissetmesi daha da zorlayıcı olabilir. Çünkü zaten fiziksel olarak birbirinize yakın olamıyorsunuz, bir de duygusal olarak öncelikli hissetmediğinde, bu boşluk daha fazla hissediliyor. Yine de sen, ilişkinizi ayakta tutmak için çabalamışsın, fedakârlık yapmışsın ve belki de onun değişeceğine inanmışsın. Bu yüzden, bir sabah sarılıp öpen kişinin akşamında ayrılık kararı vermesi, sende hem şaşkınlık hem de derin bir hayal kırıklığı yaratmış.


Ayrılık sonrası partnerinin tavırlarının sertleşmesi ve iletişimi tamamen kesmesi de yarayı derinleştirmiş. İnsan, en azından bir veda ya da konuşma ister; çünkü ilişkiyi bitiren kişinin açıklamaları bazen kapanış sağlar. Ancak burada ani bir kopuş ve engellemeler olmuş. Bu durum, zihninin hâlâ “neden böyle oldu?” sorusunu sormasına, kalbinin ise hâlâ o bağı koparamamasına sebep oluyor. Böyle bir süreçte, zihnin sürekli geçmişe gidip anıları, kavgaları, güzel günleri, hatta “acaba şunu yapsaydım olur muydu?” sorularını tekrar tekrar getirmesi çok normal.


Peki, bu durumdan nasıl çıkılır?


Öncelikle kendine şefkat göstermekle başlar. Bir yas sürecindesin ve yasın evreleri vardır: inkâr, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme. Şu an yoğun bir hüzün ve şaşkınlık içindesin; bu bir kayıp sonrası çok doğal. Kendine “Artık üzülmemeliyim, hemen atlatmalıyım” baskısı yapmak yerine, “Evet, ben üzüntü yaşıyorum çünkü çok değer verdiğim bir ilişki bitti” diyebilmek, duygunu kabul etmene yardımcı olur.


İkinci adım, duygularını ifade edebilmek. Bazen bu, bir arkadaşla konuşmak, bazen bir deftere yazmak, bazen de bir uzmana açılmak şeklinde olabilir. Çünkü içine attıkça düşünceler zihninde dönüp durur ve yük artar. Yazmak, konuşmak, ağlamak, yasın akışını sağlıklı şekilde ilerletir.


Üçüncü adım ise hayatına yeniden küçük adımlarla odaklanmak. Uzun bir ilişki sonrası insanın hayatı sanki durmuş gibi hissedebilir. Özellikle senin gibi uzun mesafeli ve emek yoğun bir ilişkide, hayatın bir kısmı bu bağa odaklanmıştır. Şimdi kendine dönmek, küçük ama sürdürülebilir rutinler oluşturmak iyi gelir. Örneğin, günlük kısa yürüyüşler, yeni bir hobi, bir film listesi oluşturmak veya destekleyici sosyal ilişkiler kurmak gibi adımlar, hem zihni meşgul eder hem de iyileşme sürecini destekler.


Dördüncü ve en zor ama en önemli kısım, kendine ve ilişkiye dair suçluluk veya pişmanlık duygularını bırakabilmek. Çünkü ilişkiler iki kişiliktir ve bitme kararı da çoğunlukla tek bir tarafın hatasıyla açıklanamaz. Sen elinden geleni yapmışsın, fedakârlık etmişsin, sevmişsin. Bazen, tüm çabaya rağmen yollar ayrılır. Bu, senin değersiz ya da sevilmeye layık olmadığın anlamına gelmez. Bu, ilişkinin dinamiklerinin sürdürülemez hale geldiğini gösterir.


Partnerinin ani kopuşu seni şok etmiş olabilir ama bu, onun başa çıkma yöntemi. Bazı insanlar, duygusal olarak zorlandıklarında iletişimi tamamen kesmeyi seçerler. Bu, onların baş etme biçimidir ama karşı taraf için yıkıcıdır. Onun bu tavrını kendine bir değer biçmek için kullanma. Çünkü senin değerini, başkasının sert tepkisi belirlemez.


Başka neler yapabilirsin:


İçinde kalan her duyguyu bir deftere yaz. Ona söyleseydin ne derdin, hangi hisler içindesin? Yazmak zihni boşaltır.


Yas sürecinde bedenin hareketi, zihnin de hafiflemesine yardımcı olur. Kısa yürüyüşler veya basit egzersizler iyi gelir.


Anlatmak zor olsa da, güvendiğin bir kişiyle paylaşmak yükünü hafifletir.


İyileşme lineer değildir. Bugün daha iyi, yarın daha zor hissedebilirsin. Bu dalgalanmalar normaldir.


Eğer duyguların yoğunluğu günlük hayatını çok zorluyorsa, bir psikologla bu süreci yürütmek iyileşmeyi hızlandırabilir.


İlişkiler bittiğinde insan “Bir daha asla toparlanamam” gibi hissedebilir, ama zaman ve doğru destekle bu hisler hafifler. Şu an kalbin ağır ama unutma ki bu acı geçici. Sen, sevgiye ve iyileşmeye layıksın.


Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğiniz farklı bir soru veya aklınıza takılanları yeni bir soru oluşturarak bizlere iletebilirsiniz.


Sevgiler,

Psikolog Betül Canbel

Cevaplanmış benzer sorular