• Anasayfa
  • Sorular
  • Aile içinde bireysel kararlar verebilme yetisi nasıl kazanılır?
Aile

Aile içinde bireysel kararlar verebilme yetisi nasıl kazanılır?

brilanca29 Mayıs 2025 20:07

Evlilik sürecindeyim. Erkek arkadaşım ailemle tanıştı ve şimdi de beni ailesiyle tanışmak için davet ediyor; ancak bu buluşma uzak bir mesafede gerçekleşecek. Ailem, isteme olmadığı için sürekli şüphe içinde ve beni göndermeyebilirler. İsteme töreni, sevgilimin annesinin hastalığı nedeniyle yapılamadı. Aileler, görüntülü görüşme yoluyla birbirleriyle tanıştılar; ancak annem, hastalık durumuna inanmadığı için hâlâ tereddüt ediyor. Ayrıca, erkek arkadaşımın kardeşi de bu süreçte evleniyor. Bu durumda ne yapmalıyım? Doğru olan çekip gitmek mi? Bireysel kararlarımı aileme nasıl kabul ettirebilirim, çaresiz hissediyorum.

Bu soru 30 Mayıs 2025 10:43 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhaba Sevgili Danışan,


Hayatın önemli dönüm noktalarından biri olan evlilik süreci, çoğu zaman sadece iki insan arasında değil, iki aile arasında da duygusal, kültürel ve değerler düzeyinde bir birleşmeyi gerektirir. Böyle hassas ve kritik bir dönemde, senin bireysel kararlarınla aile dinamiklerin arasında sıkışıp kaldığını hissetmen çok anlaşılır. Senin gibi pek çok genç kadın, özellikle de geleneksel yapıya sahip ailelerde büyümüşse, "ne benim dediğim olsun ne de ailem kırılmasın" ikilemini yoğun şekilde yaşar. Bu noktada, bireysel kararlar almak ve bu kararların arkasında durabilmek, sadece özgüven meselesi değil; aynı zamanda sınır çizme, sağlıklı iletişim kurma ve yetişkinlik pozisyonunu sahiplenme sürecidir.


Öncelikle şunu söylemek gerekir ki: bireysel kararlar almak, aileye sırt çevirmek, onları tamamen yok saymak anlamına gelmez. Aksine, bireyselleşme sürecinin en sağlıklı hali; hem kendi kararlarını alabilmek hem de bunu yaparken karşı tarafla köprüleri atmadan, olabildiğince açık ve net bir şekilde kendini ifade edebilmektir. Yani buradaki amaç, “benim dediğim olacak” demek değil, “beni anlayın ve seçimlerime saygı duyun” diyebilmektir. Bu süreçte yaşadığın en temel duygu çaresizlik; çünkü bir yandan sevilmek ve onaylanmak istiyorsun, bir yandan da yetişkin bir birey olarak hayatını kurma arzusuyla dolusun.


Annenin sevgilinin annesinin hastalığına inanmaması, görüntülü görüşmeyle yapılan tanışmayı yetersiz bulması gibi detaylar, kontrol ihtiyacının, kaygının ve belki de senin hayatındaki gücü kaybetme korkusunun dışavurumları olabilir. Özellikle kız çocuklarında anneler, evlilik sürecinde kendi değer yargılarının ya da geçmiş yaşantılarının gölgesini bugüne taşırlar. Bu durumda senin duyguların, deneyimlerin ya da seçimlerin ikincil plana atılabilir. Ancak senin içinde bulunduğun yaş ve ilişki evresi, artık bu gölgelerden sıyrılma, kendi kararlarını sahiplenme zamanıdır.


Peki, bunu nasıl yapabilirsin?


İlk adım, gerçekten ne hissettiğini ve ne istediğini dürüstçe kabul etmek. Erkek arkadaşınla olan ilişkinin senin için anlamı ne? Onunla bir ömür geçirmeye gönüllü müsün? Aile tanışmasına gitmek içinden geliyor mu, yoksa sadece onun gönlünü hoş tutmak için mi gitmek istiyorsun? Bu sorulara vereceğin yanıtlar, sana sağlam bir yön çizecektir. Çünkü ancak ne istediğini bilen biri, dış etkilere karşı daha dirençli olabilir.


Bir yetişkinin temel becerilerinden biri, aldığı kararın sonucunu taşıyabilmesidir. “Gitmeliyim ama ailem istemiyor, ailem isterse ama ben istemezsem ne olur?” gibi çelişkiler, dış odaklı yaşamın göstergesidir. Oysa bireysel karar verebilmek için iç odağa dönmek gerekir. Bu ne demek? Eğer erkek arkadaşının ailesiyle tanışmanın senin için doğru ve gerekli bir adım olduğuna inanıyorsan, bu kararı saygıyla ama net bir şekilde aileye açıklayabilmek demektir.


“Aileme nasıl söylerim?” sorusu, çoğu zaman korkunun arkasına saklanan gerçek benliği temsil eder. Burada asıl soru şudur: “Ailem beni anlayacak mı?” Bunu asla %100 garanti edemezsin. Ancak onların anlayamayacağı varsayımıyla kendini ifade etmemek, hem seni sıkıştırır hem de ilişkinizi daha fazla zedeler. Önerim şu olabilir: Annenle sakin bir ortamda oturup şu cümlelerle bir konuşma yapabilirsin:


“Anneciğim, biliyorum ki beni korumak istiyorsun ve bu süreç senin için kolay değil. Ancak ben artık büyüdüm ve bu ilişkiyi sağlıklı şekilde yürütmek için bazı adımlar atmam gerekiyor. Onun ailesiyle tanışmam benim için önemli bir süreç. Bunu isteme töreninden önce değil, bir evlilik adımı olarak değil, sadece birbirimizi daha yakından tanımak için yapıyorum. Bu, ne seni dışladığım ne de senin sözünü önemsizleştirdiğim anlamına gelir. Ama ben bu adımı atmak istiyorum ve kararımın arkasında durmak istiyorum.”


Kararlarını anlatırken, “Siz hep engelliyorsunuz, bana inanmıyorsunuz” gibi suçlayıcı bir dil yerine, “Ben bu adımı kendim için atmak istiyorum” şeklinde sahiplenici bir dil kullan. Çünkü suçlama savunma yaratır. Oysa senin ihtiyacın kabul ve anlayıştır.


Sevgilinin ailesiyle tanışmak gibi bir adımı, partnerinle birlikte planlayıp hayata geçirmek önemlidir. Ona da bu sürecin seni nasıl etkilediğini, ailenin kaygılarını ve senin arada kalmışlığını anlat. Bu, ilişkinizdeki dayanışmayı artırır. Ayrıca sevgilinin de ailesini tanımanı istemesi, onun ciddi düşündüğünü gösteriyor olabilir. Ancak burada dikkat etmen gereken bir nokta da şu: Bu tanışma seni “ilişkinin tek bağlayıcı unsuru” haline getirmemeli. Yani, kendini bir ispat savaşına sokmamalısın.


Kadınların büyük bir kısmı, özellikle geleneksel aile yapılarında, kendi kararlarını almaya çalıştıklarında “bencil”, “vefasız” ya da “nankör” gibi suçlamalara maruz kalabiliyor. Bu tür etiketler, bireyselleşmenin önündeki en büyük duygusal engellerden biridir. Oysa senin yaşadığın şey bencillik değil, sağlıklı bir ayrışma sürecidir. Ebeveynlerinden duygusal olarak bağımsızlaşmak, onları reddetmek değildir. Kendi kararlarını almak ve hayatının sorumluluğunu taşımaktır.


Sevgili danışan, bazen bireysel kararlar, dışarıdan bencilce görünebilir. Ama aslında özsaygının ve kendine inancın göstergesidir. Hayat senin hayatın. Bu hayatı nasıl yaşayacağını sen belirleyeceksin. Ailenle yolları tamamen ayırmak zorunda değilsin ama artık onların duygularına göre yön tayin etmekten çıkman gerekiyor. Bu adımları attıkça önce içsel huzurun artacak, sonra dış ilişkilerin de bu yeni haline adapte olmaya başlayacak.


Unutma: Sevdiğin kişiyi hayatına alırken, aileni dışlamak zorunda değilsin. Ama onların onayı için kendi mutluluğunu sürekli ertelemek de seni tüketir. Bu süreci yönetmek istiyorsan, önce içindeki o yetişkin kadını duymaya başla.


Umarım cevabım faydalı olmuştur. Dilersen bu konuşmalar sonrası annenle nasıl bir iletişim kuracağını planlamak ya da partnerinle ilişkini bu geçiş sürecinde nasıl dengeleyeceğini konuşmak için yeniden soru oluşturabilirsin.


Sevgiler,

Psikolog Betül Canbel

Cevaplanmış benzer sorular