ailelerimizin kabul etmesi için ne yapmam gerek
sevgilim fark etmeden beni kırıyor ve ailelerimiz bizim beraber olmamizi kabul etmiyor çünkü o benim eski esimin kuzeni ama biz birbirimizi çok seviyoruz o yanımda yokken kafayı yiyecek gibi oluyorum günün her dakikası onun sesini duymak onu görmek istiyorum ne yapsam ondan vazgeçemiyorum şu an beraber yasiyoruz ama ben ailelerimizin de bunu kabullenmesini istiyorum ilk esimin kuzeni dediysem ilk eşimle aramda nikah hicbirsey yoktu ama ortak 3 tane çocuğum var ne yapacağımı bilmiyorum kendimi çok yalnız hissediyorum onsuz da olmak istemiyorum ama o ailesine daha çok önem veriyor gibi geliyor bana
Bu soru 16 Ekim 2025 09:03 tarihinde Uzman Klinik Psikolog Gül buket Mınak tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba,
Anlattıkların, içinde bulunduğun ilişkinin hem duygusal hem de toplumsal açıdan oldukça karmaşık bir yapıya sahip olduğunu gösteriyor. Bir yandan çok güçlü bir bağ, sevgi ve özlem hissediyorsun; diğer yandan çevresel baskılar, ailelerin tepkisi ve geçmiş ilişkilerin gölgesi bu bağı zorluyor. Bu durum, içsel bir çatışmaya neden oluyor: kalbin bir yönde çekerken, aklın ve çevrenin koşulları seni başka bir yöne itiyor. Öncelikle, duygularının yoğunluğu çok anlaşılır. Sevgi, insanın en temel ihtiyaçlarından biri olan bağlanma hissiyle doğrudan bağlantılıdır. Sevdiğin kişiden uzak kalmak, tıpkı fiziksel bir eksiklik gibi hissedilebilir. Bu yüzden “onsuz kafayı yiyecek gibiyim” demen, bağımlılık düzeyine yaklaşan bir duygusal bağın varlığını gösteriyor olabilir. Bu tür ilişkilerde genellikle kişi, sevgilinin varlığını bir “güven kaynağı” gibi görür; o olmadığında sanki hayatın anlamı azalır. Bu durum, “duygusal bağımlılık” olarak tanımlanabilir ve bu bağımlılığın farkında olmak, iyileşmenin ilk adımıdır.
Diğer yandan, sevgilinin seni “farkında olmadan kırması” da ilişki içinde dengesiz bir duygusal alışverişe işaret ediyor olabilir. Sen daha çok bağlanıyor, daha çok veriyor ama aynı oranda karşılık alamadığında kırılganlık hissediyorsun. Bu kırılganlık, geçmiş ilişkinden gelen duygusal yüklerle birleşince, çok daha yoğun bir hâl alabiliyor. Özellikle geçmişinde tamamlanmamış bir ilişki veya duygusal yara varsa, yeni ilişkide bu duygular kolayca tetiklenebilir.
Ailelerin durumu ise seni hem suçluluk hem de çaresizlik arasında bırakmış gibi görünüyor. Toplumun ve aile yapısının kabullenmediği bir ilişki içinde olmak, bireyin kendi değerleriyle çevresinin değerleri arasında sıkışmasına neden olur. Bu durumda kişi genellikle iki uç arasında gidip gelir: “Aşk mı doğru, yoksa ailemin onayı mı?” Bu sorunun net bir cevabı yoktur; önemli olan senin hangi değere daha fazla anlam yüklediğin ve uzun vadede hangi seçimle daha huzurlu hissedeceğindir.
Bu ilişki bana gerçekten güvende hissettiriyor mu, yoksa kaybetme korkusuyla mı tutunuyorum?
Partnerim beni duygusal olarak destekliyor ve saygı duyuyor mu, yoksa ailesiyle arasındaki dengeyi kuramadığı için beni geri planda mı bırakıyor?
Ailemin onayını neden bu kadar önemsiyorum? Bu, gerçekten onların fikri mi, yoksa benim içimdeki “toplum ne der” sesi mi?
Unutma, hiçbir ilişki yalnızca sevgiyle ayakta kalmaz. Sağlıklı bir ilişki; saygı, sınır, karşılıklı empati ve bireysel özgürlük üzerine kuruludur. Şu anda birlikte yaşıyor olmanız bir çözüm gibi görünse de, eğer alttaki sorunlar yani iletişim eksikliği, ailesinin etkisi, senin duygusal güvensizliğin çözülmezse bu durum ileride seni daha da yıpratabilir.
Kendini yalnız hissetmen çok doğal; çünkü duygusal olarak çok fazla şeyle aynı anda mücadele ediyorsun. Ancak bu yalnızlık duygusunu sadece bir kişiye bağlayarak bastırmaya çalışmak, seni kendinden uzaklaştırabilir. Kendini yeniden tanımak, bağımsız bir birey olarak güçlü hissetmek için belki de bir terapistle bireysel görüşmeler yapman çok faydalı olabilir.
Şunu unutma: Sevgi, seni eksiltmemeli; tam tersine, seni güçlendirmelidir. Eğer bir ilişki içinde kendini değersiz, yetersiz veya sürekli kaygılı hissediyorsan, o ilişki seni iyileştirmekten çok, yaralarını derinleştiriyor olabilir.