Aileme söyleyemediğim konular
Merhaba. Kendi içimde yaşadığım ama aileme söyleyemediğim konular var. Ailem çok da mütevazi değil. Ne diyecekleri belli olmuyor. Onlara herşeyi anlatamıyorum. İlla kızacak bir şey buluyorlar. Zaten sadece akşamları bir araya geliyoruz. Sürekli hangi konudan konuşursak konuşalım sözlü kavga çıkıyor. Sohbet edemiyorum. Soruyor ama geçiştiriyorum. Bu artık psikolojik olarak yoruyor. Ne yapacağım düşünmeden hareket etmek istiyorum artık. Ne yapabilirim? Benim gibi insanlar ne yapıyor? Bu tür durumlar sadece benim başıma geliyor gibi hissediyorum. Neden bilmiyorum. Teşekkürler.
Bu soru 18 Haziran 2025 12:34 tarihinde Psikolog Aysel Kacak tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Sevgili danışanım,
Merhabalar.Yazdıklarınızı okurken, içinizde biriken o yoğun duyguları ve yorgunluğu hissetmemek mümkün değil. Anlattıklarınızdan, sanki artık her şeyin iç içe geçtiği, konuşmak isteseniz de karşılığında anlayış değil, tepki görme endişesiyle kendinizi geri çektiğiniz bir dönemdesiniz gibi geliyor. Bu da ister istemez sizi hem iletişimden uzaklaştırıyor hem de kendi içinize daha çok kapatıyor olabilir.
Ailenizle yaşadığınız bu iletişim sıkıntısının sizi nasıl sarstığını çok net ifade etmişsiniz. Özellikle akşam saatlerinde bir araya gelinen zamanların bile çatışmalı geçmesi, sizin için o anların birer “dinlenme” değil, adeta “hazırlıklı olunması gereken” anlara dönüşmesine neden oluyor olabilir. Bu da kişinin iç huzurunu doğrudan etkileyen bir durum. Kendinizi anlatmak istiyor ama bir yandan da “ne söylesem yanlış anlaşılacak” hissiyle susmayı tercih ediyor olabilirsiniz. Bu sessizlik, çoğu zaman dışarıdan fark edilmeyen ama içten içe büyüyen bir yük haline gelebilir.
Siz de fark etmişsiniz: Bu yaşadıklarınız artık psikolojik bir yorgunluğa, bir tükenmişlik haline dönüşüyor olabilir. Ne kadar güçlü olursanız olun, bir süre sonra insanın içindeki bu doluluk bir çıkış arar. “Artık düşünmeden hareket etmek istiyorum” derken belki de kast ettiğiniz şey, bu sürekli tetikte olma halinden bir anlığına da olsa kurtulma arzusu olabilir. Bu oldukça anlaşılır bir ihtiyaç.
Bu tür aile dinamiklerinde sıkça görülen bir durum var: Duyguların konuşulmasına yer yoksa, yalnızca davranışlar üzerinden yargılanan bir ortam varsa, bireyler zamanla kendi duygularını da bastırmayı öğreniyorlar. Bu da kişinin kendi iç sesiyle olan bağını zayıflatabiliyor. Kendinize şu soruyu sorduğunuz kısımda da bu çok net görülüyor: “Bu durumlar sadece benim başıma mı geliyor?” Hayır, sevgili danışanım, bu tür hisleri yaşayan birçok kişi var. Ancak her bireyin yaşadığı koşullar ve baş etme yolları farklı. Sizin yaşadığınız durumun kendine has bir yoğunluğu ve özgünlüğü var.
Peki, böyle zamanlarda insanlar ne yapıyor?
Birçok kişi, özellikle de sizin gibi kendine ait alan yaratmakta zorlanan bireyler, bu yükü dengeleyebilmek için küçük kaçış yolları buluyor. Bu kaçış, olumsuz bir anlam taşımaz; aksine, bu bireyin kendini koruma refleksidir. Kimisi yazı yazarak, kimisi yürüyüşe çıkarak, kimisi bir dostla konuşarak bu içsel baskıyı azaltmaya çalışıyor. Sizin için de küçük ama anlamlı alanlar yaratmak bu noktada çok değerli olabilir. Mesela, sadece size ait bir defter tutmak, o günkü hislerinizi oraya dökmek… Ya da kısa süreliğine de olsa fiziksel olarak ortamdan uzaklaşıp nefes alacağınız bir yer bulmak… Bazen bir bardak çayla camdan dışarı bakmak bile bir rahatlama anı yaratabilir.
Yine yazdıklarınızda dikkat çeken bir nokta var: "Ne konuşursak konuşalım, sözlü kavga çıkıyor" diyorsunuz. Bu da demek oluyor ki, ortamda sağlıklı bir iletişim değil, tepkisel bir ilişki modeli hakim. Bu durumda, sizin kendinizi ifade etmeniz değil, sürekli savunmanız gereken bir pozisyona düşmeniz kaçınılmaz oluyor. Böyle ilişkilerde bireyin en temel ihtiyaçlarından biri olan “güvende hissetme” duygusu zedeleniyor. Bu da zamanla içsel huzursuzluğu artırıyor.
Böyle zamanlarda kendinize şu tür soruları sorabilirsiniz:
- Şu an bu ortamda en çok neye ihtiyacım var?
- Ben aslında hangi duygularımı bastırıyorum?
- Ailemden duymayı en çok istediğim şey ne olurdu?
Bu sorularla birlikte, duygularınızın arkasındaki ihtiyaçları fark etmek hem sizi hem de yaşadığınız süreci daha iyi anlamanıza yardımcı olabilir.
Son olarak, bu kadar içten bir şekilde duygularınızı dile getirmeniz başlı başına bir cesaret göstergesi. Bu bile, içsel gücünüzün bir kanıtı.
Eğer isterseniz, bu konularda daha fazla konuşabilir, farklı baş etme yolları üzerinde düşünebilirsiniz. Yeni bir şey sormak ya da duygularınızı biraz daha açmak isterseniz, yeni bir soru başlığı açabilirsiniz,sorunuzun başında ismimi belirtebilirsiniz.
bu süreçte yakınlarınızdan veya bir uzmandan destek almaktan lütfen çekinmeyin.
Cevabımın faydalı olmasını umuyor, sağlıklı günler diliyorum.
Sevgilerimle,Psikolog Aysel Kacak
Çok teşekkür ederim.