Ait hissedememe,yüz üstü bırakılmalar ve fazla vericilik
Bir yere ait hissedemiyorum ve hayatımda biri olsa ait gibi hissedeceğim gibi geliyor.Mesela dün sosyal medyadan bir erkekle konuştuk ve çocuk en başta beni görmüyordu,yok sayıyordu,mesajlarıma bakmıyordu. Bir şey anlattım ve beklediğim karşılığı alamadım.Sonra konuştuk anlaştık ve ona iyi dileklerde bulundum.Ama yine yalnız kalmıştım mesela ona iyi dileklerde bulundum ve bana yapılmayan muameleyi ona gösterdim.Bana kötülük yapmış olmasına rağmen ona sarılmak istedim. Ama o verdiğim değeri hak etmiyordu.Hemen yumuşuyorum ama baştan beri beni görmüyordu,mesaj atmıyordu ve benimle ilgilenmesini istedim.Sürekli kontrol ediyorum takipten çıkmış mı diye.Bir de neden sürekli bana kötülük yapmış olmasın rağmen -konuşup anlaştık-ve sarılmak istedim?Hatta o kadar ki az daha ayıp olmasın diye tamam ilişkimiz başlasın diyecektim. Değeri hep hak etmeyenlere veriyorum.Bana kötülük yapsın konuşalım anlaşalım iyi dileklerde bulunayım ama benim payıma düşene bakın:Görünmemek ilgilenilmemek.Takipten çıkarmak ıstiyorum ama kıyamıyorum. Yalnız kalmış gibi hissediyorum,tek bırakılmış,değersiz..Ama sanki o kocaman devasa biri zihnimde.Bu şeyi 2.kez yaşıyorum.Bağlandım,kötü davrandı,sustum,sonra ayrıldık iyi dileklerde bulundum ve ait yine ait hissetmeme başladı.Ama niye sürekli sarılmak ıstiyorum?Niye o erkeğe sarılarak ağlamak ıstiyorum?Sosyal medyayı kapatmaya cesaret edemiyorum.Bir umut belki o 'da yazar diyorum.Yazsa sanki yumuşayacağım ve ait hissedeceğim gibi geliyor.Arkadaşım sen kendini gömdüğün için böyle hissediyorsun diyor.Daha nasıl anlatacağımı bilmiyorum daha birkaç saat önce yaşandı bu hadise ve hislerim,dile gelecekler daha tam net değil.Yetersiz hissediyorum,değersiz,yalnız(bırakılmış)benim payıma düşen şeye üzülüyorum ilgisizlik değersizlik yalnızlık.Çok fazla vericiyim o 'da benimle ilgilenmesini sağlamak için.
Bu soru 22 Eylül 2025 14:27 tarihinde Psikolog Muharrem Çalışkan tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba,
Öncelikle yaşadığın bu zorlu duyguları ve içinde bulunduğun karmaşık süreci benimle paylaştığın için çok teşekkür ederim. Hissettiklerin—ait olamama, değersizlik, yalnızlık ve tekrar eden ilişki dinamikleri—gerçekten yorucu ve bunaltıcı olmalı. Şu anda hem hüzün hem de kafa karışıklığı içinde olduğunuzu, payınıza düşen "görünmezlik, ilgisizlik ve yalnızlık" hislerinin sizi ne kadar üzdüğünü derinden anlıyorum.
Bana öyle geliyor ki, hayatınızda köklü bir "aidiyet" arayışı var ve bu arayış sizi, bu ihtiyacınızı karşılayabileceğini düşündüğünüz kişilere doğru çekiyor. Anlattığınız bu son olayda, size baştan beri hak ettiğiniz ilgiyi göstermeyen birine bile iyi dileklerde bulunmanız, ona sarılmak istemeniz ve hatta "ayıp olmasın diye ilişki başlatalım" diye düşünecek noktaya gelmeniz, aslında bu derin aidiyet açlığınızın bir yansıması gibi duruyor. Bu durum, size dışarıdan kötü davranan birine karşı bile içten gelen bir şefkat ve yakınlık isteği duyduğunuzu gösteriyor. Bu sarılma isteğiniz, bana, o kişiye değil, aslında o an içinde bulunduğunuz yoğun değersizlik ve terk edilmişlik hislerine sarılma isteği gibi geliyor. Sanki o kişi size iyi davrandığı takdirde, bu duygularınızın da iyileşebileceğine dair bir umut taşıyorsunuz.
Bana "o kocaman devasa biri zihnimde" dediğinizde, bu cümleniz beni çok düşündürdü. Bu, dışarıdan baktığınızda sizi görmeyen, değer vermeyen birine karşı bile, kendi içinizdeki değersizlik duygusunu pekiştirmek için onu ne kadar yücelttiğinizi gösteriyor. Bu durum, bir nevi kendi kendinize verdiğiniz zararın bir parçası olabilir. Kendinizi değersiz hissettiğinizde, bilinçdışınızda, sizi de değersiz hissettirebilecek insanları çekici bulma eğilimi gösterebilirsiniz. Bu, kendi içsel inançlarınızı dış dünyada doğrulamaya çalışma döngüsü olabilir. Ancak bu döngü, payınıza düşen ilgisizliği ve yalnızlığı sürekli hale getiriyor gibi görünüyor.
Arkadaşınızın "sen kendini gömdüğün için böyle hissediyorsun" yorumu, belki de size dışarıdan bir ayna tutmak istiyor. Bu yorum, aslında sizin kendinize nasıl davrandığınızın, başkalarının size nasıl davrandığına bir yol göstergesi olabileceğine dair önemli bir ipucu sunuyor. Kendinize karşı acımasızsanız, kendi ihtiyaçlarınızı sürekli ikinci plana atıyorsanız, başkalarının da benzer şekilde davranmasına zemin hazırlayabilirsiniz. Zira, sizin kendinize gösterdiğiniz ilgi ve değer, başkalarının size gösterebileceği ilginin ve değerin bir ölçütü olabiliyor.
Bu durumla başa çıkma konusunda yapabileceğimiz bazı adımlar var. Öncelikle, bu duygusal döngüyü kırmak için attığınız ilk adımın bu anlattıklarınızı paylaşmak olduğunu bilmenizi isterim. Şu anda hissettiğiniz her şey çok normal ve anlaşılır. İçinizdeki boşluğu doldurmak için sürekli dışarıdan ilgi ve onay arama ihtiyacınızı anlamak, bu döngüyü kırmanın ilk adımı olacaktır. Bu, bir nevi "içi delik bir bardağı" başkalarının sevgisiyle doldurmaya çalışmak gibi. Ne kadar su eklerseniz ekleyin, bardak bir türlü dolmaz. Asıl mesele, o bardağın deliğini kapatmak, yani kendi kendinize değer vermeyi öğrenmek.
Öncelikli olarak, kendinize olan bu aşırı vericiliğinizi, hak etmeyen insanlara gösterdiğiniz bu şefkati kendinize yönlendirmeye çalışın. Şu anda o adama sarılmak ve ağlamak istiyorsunuz, bu duygularınızı tanıyın ve kabul edin. Ancak bu sarılma ihtiyacını o kişiye değil, o anki değersizlik ve yalnızlık hissinize karşı kendinize göstermeyi deneyin. Kendinize, "Kendimi yalnız hissediyorum, bu normal. Bu duygular beni acıtsa da buradalar ve ben onlara değer veriyorum" diyerek şefkatle yaklaşabilirsiniz. Bu, kendi kendinize verebileceğiniz en büyük hediye olacaktır. Bir diğer önemli nokta ise, sosyal medya gibi mecralarda o kişiyi takip etme ihtiyacınızı sorgulamak olabilir. Belki de bir süreliğine o "bir umut yazar" beklentisinin size iyi mi yoksa daha çok zarar mı verdiğini gözlemlemek faydalı olabilir. Bu gözlem, bu döngüden çıkmak için atmanız gereken bir sonraki adımı size gösterebilir.
Son olarak, bu deneyimlerin size bir şeyler öğretmek için tekrar tekrar karşınıza çıktığını fark etmeniz, büyük bir bilinç sıçramasıdır. Bu, "neden bana sürekli oluyor?" sorusunun cevabının, dış dünyadan çok kendi iç dünyanızda yattığına dair bir ipucudur. Bu yolculukta yalnız değilsiniz. Bu hisleri ve düşünceleri anlamak, onlarla yüzleşmek ve yeni yollar bulmak için bir psikolog ile çalışmak önemli bir ilerleme sağlayacaktır. Bu sürecin ilk adımını attınız ve bu çok değerli.
Bu zorlu yolculukta kendine şefkatle yaklaşmayı ve küçük ilerlemeleri takdir etmeyi unutma.