Sosyal Hayat

Anksiyeteden ellerimin titremesini nasıl önleyebilirim?

Gizli Kullanıcı12 Eylül 2025 16:23

Okul gibi sosyal ortamlarda diğer insanlardan çok farklı hissediyorum. Sürekli bir şeyi kaçırıyor gibi hissediyorum. Sanki anlayamadığım, çözemediğim şeyler varmış gibi hissediyorum. Kendimi ve duygularımı başkalarına anlatamıyorum. Bir şeyi sürekli anlatırken uzun uzun anlatıyorum. Bazen aklıma beni korkutan düşünceler dadanıyor. “Ya şimdi elim titremeye başlarsa? Ya herkes görürse?” Ve gerçekten titremeye başlıyor ve durduramıyorum ne kadar kendimi sakinleştirmeye çalışırsam çalışayım😭. Ardından psikolojik baş ağrıları geliyor. Boğazım kötü hissediyor. Ve en sonunda etrafımdaki insanları istemeden içimden yavaş yavaş kötü görmeye başlıyorum. Oysa etrafımdakileri çok seviyorum ve etrafımdakileri anlamayı çok istiyorum. Ama 5 yaşımdan beri öğrendiğim bir şey bu “farklı” olduğum. Kendime ne zaman “ben herkes gibiyim” desem, bütün vücudum daha rahatlıyor boğazım iyileşiyor gibi hissediyorum. Ama zamanla cümlem anlamını yitiriyor ve eski moduma dönüyorum. Gerçekten diğer insanlara daha çok benzemek istiyorum. Ayrıca kafamın içinde kendimi çok yalnız hissediyorum. Eğer içimde bu gibi duygularımı anlatmazsam kapana kısılmış, patlayacak gibi hissediyorum. Kendi düşüncelerime güvenemiyorum. Sürekli beynimin arkasında “ya yanlışsam, ya şu anda saçma sapan bir şeyden bahsediyorsam” gibi düşünceler var. Sosyal hayatta duygusal olarak çok büyük bir sorumluluğum var, eğer gülmezsem, her şeyin yolunda olduğunu düşünmezsem insanlar benden nefret edicek gibi hissediyorum. Mutsuzken bile mutsuzluğumdan dolayı suçluluk duyuyorum. Acım ikiye katlanıyor. Birisi bana baktığı zaman sanki bana nefretle, yargılayıcı bakışlarla bakıyormuş gibi hissediyorum… Umarım bir gün bu sonu bitmez döngümden çıkabilirim. Belki bilgilerim eksiktir ama yazabildiğim kadar yazdım. İlginiz için teşekkür ederim💓

Bu soru 14 Eylül 2025 09:22 tarihinde Psikolog Nuray Halaç tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhaba Sevgili Danışan,

Öncelikle sorunlarınızı tanımlayıp, anlamlandırıp soru sorma cesaretinde bulunduğunuz için kendinizle gurur duymalısınız. Mesajınıza istinaden oldukça zorlayıcı ve yıpratıcı bir durumun içerisinde olduğunuzu görebiliyorum. Şunu bilmenizi isterim ki bu gibi yoğun kaygı ve endişe sonucu oluşan durumları ve etkilerini birçok insan yaşayabilmektedir, yalnız olmadığınızı bilmenizi isterim. Kendiniz ve yaşadığınız karmaşık duygular adına bizlere yazarak destek aramanız oldukça kıymetli bir adım. Yaşadığınız kaçıyor gibi hissetme duygusu ve çarpık düşüncesi bir topluma girerken ya da dahil olmak isterken tetikte olmanıza, ''deneyimsel bir kaçınma'' yaşamanıza sebep oluyor olabilir. Fizyolojik olarak yaşayacağınızı düşündüğünüz belirtilerden ya elim titrerse ve bunu birisi fark ederse gibi cümleler çok sık duyabileceğimiz sosyal kaygının içerisinde bulunan yapılardır. Bu yaşanan yoğun kaygı neticesinde bedenimiz de birçok farklı reaksiyon görülebilir ve hissedilebilir; kasların kasılması, ağızın kuruması, bedene ve çevreye karşı yabancılaşma hissi, boğazda düğümlenme ve bir çoğu... bunlar sonucu kendinize dair öz sevginizin ve öz şefkatinizin düşüyor olması görülmeye aşikar biçimde. Hem başkalarına bir şeyler anlatma ve paylaşımda bulunma ihtiyacı hem de buna karşın anlaşılamama korkusu çakışıyor durumda. Bu olumsuz deneyimden kaçınma isteği ile oluşan savunma mekanizmaları ya ben yanlışsam, ya tuhaf olduğumu düşünürlerse düşünceleriyle örtüşüyor. Yaşanan ya da yaşanabilecek her şeyi bir dış pencereden izliyor hissi, yalnız kalmışlık hissinizi tanımlıyor gibi. Hepimizin benzemek istediği, uyum sağlamak için gayret gösterdiği yanlarımız var. Ama bir taraftan da kendimize has, farklı ve özgün parçamız; bu tarafımız bazen toplumun kabul ölçülerinden dışarıda kaldığında insan derin bir huzursuzluk yaşayabiliyor. Hissettiğiniz yoğun kaygıya, endişeye ya da olumsuz olarak tanımladığınız tüm duygulara dirinmek onlara karşı gelmek, yok etmeye, ortadan kaldırmaya çalışmak yerine onları tüm olumlu duygularınızı karşıladığınız kabl ettiğiniz gibi karşılayabilmeniz gerekir. Unutmayın ki duygularımız bizi ziyaret eden misafirleridir, onları karşılayıp , yaşayıp yeri geldiğinde elveda diyerek onlarla vedalaşmak gerekir. Misafirler uzun süre kalmamalıdır çünkü başka misafirlerin ziyareti için yer açmamız gerekir. Hayatınızın odak noktasına neyi alırsanız o oldukça büyür ve devleşir, çünkü ilgi besler. Örneğin; gözlerinizi birkaç saniye kapatıp, “Şu an ben buradayım, nefes alıyorum. Duygularım geçerlidir ve bana ait,” deyip bir-iki kez derince nefes alıp vermek... Bu kısa mola bazen beynimize “tehlike geçti” sinyali gönderir ve bedenimizi rahatlatır. Kendinize karşı kurduğunuz cümleleri dah yumuşak ve kabul görebilir şekilde kurmak. Başkalarına karşı kibar ve nazik olabildiğiniz gibi kendinize karşı da kibar ve nazik olabilmek oldukça kıymetli .“Bazen böyle hissediyorum ve bu bana özgü. Farklılığım belki de hikayemin bir parçası,” gibi. Özellikle zorlandığınız anda, kısacık bu cümleyi içten tekrar etmek olabilir. Bu süreçte size bir kitap önerisinde bulunmak isterim ; Pembe Fili Düşünme. Umarım cevabım yardımcı olmuştur. Değişim ne kadar imkansız ve zorlayıcı gibi gözükse de sonunda sizi güzellikler bekliyor olabilir.

Sevgilerle ve musmutlu kalmanız dileğiyle,

Psikolog Nuray Halaç .


💪 Psikoloğun Önerdiği Egzersizler

1
4-7-8 Nefes Tekniği
4-7-8 nefes tekniği, bedenin doğal gevşeme tepkisini harekete geçirerek stresi azaltan, uykuya geçiş...
Nefes Egzersizleri⏱️ 3 dakika
Psikoloğun Notu: Bu egzersizin size iyi geleceğini düşünüyoruz.
Egzersizi açmak için tıklayın →
2
Bulut Meditasyonu
Bulut meditasyonu, zihinden geçen düşünceleri yargılamadan fark edip nazikçe bırakmayı öğretir. Düşü...
Meditasyon⏱️ 4 dakika
Psikoloğun Notu: Bu egzersizin size iyi geleceğini düşünüyoruz.
Egzersizi açmak için tıklayın →

Cevaplanmış benzer sorular