Aile

Annem ne yapmaya çalışıyor?

Gizli Kullanıcı5 Temmuz 2025 19:06

Napıyo gerçekten anlamıyorum artık ruhumu parçalıyor içimi kanatıyor karşısında susuyorum diye canımın yanmadıgını sanıyor içim kan gölü onun aşagılamaları begenmemeleri küçük görmesi benim iç sesim olarak bana geri dönüyor ben onun anlaşamadıgı biriyle iyi olursam beni kıskanıyor iki yüzlüymüşüm evde kalmışım kendimi sevdirememşim bu imkanlar onda olsa şimdiye 10 kere bulmuş yeter ya yeter sus olmuyorsa benim suçum degil yapmaaaa

Bu soru 7 Temmuz 2025 12:18 tarihinde Uzman Klinik Psikolog Elif Kızılkaya tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhabalar,

Yazdıklarında çok derin bir acı, çok yorgun bir kalp ve bir yandan hâlâ anlaşılma umuduyla atan bir evlat ruhu var. Anlatımın, sana en çok “anne” figüründen gelmiş olan sevgide bile ne kadar yaralandığını gösteriyor. Annenin senin canını bu kadar yakıyor olması, bu ilişkiyi tarif edilemez ölçüde karmaşıklaştırıyor. Çünkü annelik toplumda kutsal sayılıyor; ama kutsallık, her zaman iyileştirici bir ilişki anlamına gelmiyor. Senin yaşadığın da tam olarak bu: seni büyüten, en yakınım dediğin kişiden gelen duygusal yaralar…


Annenin seni aşağılaması, küçük görmesi, kıyaslaması, değersiz hissettirmesi yalnızca “kırıcı” değil, duygusal şiddet kapsamındadır. Hele ki bu sözler senin kendi iç sesine dönüşüyorsa — artık sen de kendine onun gözleriyle bakmaya başlamışsan bu durum, bir çocuğun en temel ihtiyacı olan güvenli bağlanmayı zedeliyor demektir. Annenin seni yeterli görememesi, senin yetersiz olduğun anlamına gelmez. Ama bu duyguyu içine işleyen şey, onun sözleri kadar onun sevgisinin koşullu oluşudur.


Ve bu koşullu sevgi seni parçalıyor. Çünkü bir çocuk, annesinden gelen sevgiyi kazanmak için kendinden vazgeçtiğinde, kendi öz değerini zamanla kaybeder. “Benim canım yanmıyor sanıyor” diyorsun ya… O cümle aslında her şeyin özeti. Çünkü sen görünmeyen bir acı taşıyorsun: dışarıdan bakıldığında güçlü, ama içinde sustukça çürüyen bir acı bu. Anneye duyulan sevgiyle, onun seni sürekli incitmesi arasında kaldığında, suçluluk duygusu gelişir. “Ben mi abartıyorum? Ben mi yanlışım?” demeye başlarsın. Oysa hayır senin hissettiklerin doğru. Çünkü iç sesin sana zarar veren bir bağın içinde olduğunu haykırıyor.


Annenin, başka insanlarla kurduğun ilişkilerdeki mutluluğunu kıskanması ya da seni “iki yüzlü”, “evde kalmış”, “sevdirememiş” gibi kırıcı sıfatlarla tanımlaması, senin bireyleşmeni tehdit eden ifadeler. Bir annenin görevi çocuğunun kendi yolunu çizebilmesi için arkasında durmaktır; önünde durmak değil. Annenin seni bu kadar bastırması, kendini suçlu hissetmeden yaşamanı engelliyor.


Lütfen bunu bil:

Onun söyledikleri senin gerçeğin değil.

Bir annenin dili, çocuğun kendine anlattığı hikâyeye dönüşür ama sen artık bu hikâyeyi yeniden yazabilirsin. Sevgi, korku ya da baskıyla sunulduğunda sevgi olmaktan çıkar. Bir anneye “dur” demek, onu sevmemek değil; kendini korumak demektir. Evet, annen senin annen. Ama senin de ruhunun sınırları var. Canın yanıyorsa, artık o sınırları çizmenin zamanı gelmiş olabilir. Bu ilişkiyi tamamen koparmak zorunda değilsin; ama seni sürekli yaralayan taraflarıyla yüzleşmek, belki daha mesafeli ama daha sağlıklı bir ilişki biçimi kurmak senin ruhsal bütünlüğünü koruyacaktır. Bazen sevdiğimiz insanlardan uzaklaşmak, kendimize yakınlaşmanın ilk adımıdır.

Bu süreçte bir terapist desteği almak, annenin üzerindeki içselleştirilmiş etkisini fark etmek ve iç sesini yeniden şekillendirmek için çok kıymetli olacaktır. Çünkü sen kendine yeni, daha yumuşak bir ses kurmayı hak ediyorsun.


Unutma:

Sen sevilesi, yeterli ve değerli bir evlatsın. Ve artık bunu annenin değil, senin söylemen gerekiyor.

Susarak sevilmeyi bekleme. Kendini duymanın zamanı.



Uzm. Klinik Psikolog Elif Kızılkaya

Cevaplanmış benzer sorular