• Anasayfa
  • Sorular
  • Anneme karşı hep suçlu hissediyorum yada onun bana hep kızgın olduğunu ne yapmalıyım?
Aile

Anneme karşı hep suçlu hissediyorum yada onun bana hep kızgın olduğunu ne yapmalıyım?

Gizli Kullanıcı6 Ekim 2025 15:41

Son 2 senedir anneme karşı hep bi suçluluk hissediyorum ve sürekli onun kızgın olduğunu ve beni suçladığını zannediyorum hareketlerinden. Özellikle çok çalışıp yorulduğunda ve ben hastaysam ona yardım edemiyorsam hep beni yargılıyormuş gibi geliyor. Kendime zaman ayırdığımdada aynısı oluyor, o yoruluyorsa bende yorulmalıymışım gibi hissediyorum. Ve bu duygular beni görmezden geldiğinde ve konuşmadığında (herhangi bi nedenden dolayıda olsa) dahada şiddetleniyor ne yapmalıyım bilmiyorum. Sonra bi anda benle normal bir konuşma yaptığında yada normal davrandığında her şey düzelmiş gibi hissedip rahatlıyorum. Bu gittikçe sık olmaya başladı ve ne yapıcam bilmiyorum.

Bu soru 11 Ekim 2025 20:45 tarihinde Uzman Klinik Psikolog Aslı Soylu tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Öncelikle Merhabalar,


Paylaştıklarınız gerçekten çok değerli. Anlattıklarınızdan, uzun süredir annenizle olan ilişkinizde sizi duygusal olarak zorlayan bir döngü yaşadığınız anlaşılıyor. Özellikle annenizin yorgun, sessiz ya da mesafeli olduğu zamanlarda, onun bu halini çoğu zaman bana kızgın, beni suçluyor ya da benden memnun değil şeklinde yorumladığınızı söylüyorsunuz. Bu durum sizde yoğun bir suçluluk hissi, içsel bir gerginlik ve sürekli bir “yanlış bir şey yaptım” kaygısı yaratıyor gibi görünüyor. Ardından anneniz birden normale döndüğünde ya da sizinle sıcak bir şekilde konuştuğunda, o ağır duygular bir anda hafifliyor ve rahatlama hissediyorsunuz. Bu döngünün sıklaşması ise sizi giderek daha fazla yormaya başlamış. Bu tür bir duygusal süreç, çoğu zaman erken dönemlerde gelişen bir ilişki biçimiyle bağlantılıdır. Belki çocukluk döneminizde annenizin duygusal durumlarını çok yakından gözlemlemiş, onun üzülmemesi veya öfkelenmemesi için kendi davranışlarınızı uyarlamış olabilirsiniz. Bu da zamanla, “annem iyi olursa ben de iyiyim” şeklinde bir iç inanç oluşturabilir. Böyle bir durumda, annenizin duygusal hali farkında olmadan sizin içsel dengenizi de belirler hale gelir. O mutluysa siz rahatsınız, o sessizse siz suçlu ya da tedirgin hissediyorsunuzdur.

Bu durum “duygusal sınırların bulanıklaşması” olarak da tanımlanabilir. Yani annenizin duyguları ile kendi duygularınız birbirine karışmış gibi. Onun yorgunluğu, öfkesi ya da sessizliği doğrudan sizinle ilgili olmasa bile, zihniniz bunu “benim yüzümden” olarak yorumluyor olabilir. Bu da duygusal yükünüzü arttırıyor.


Bu noktada atılabilecek en önemli adım, annenizin duygularının sorumluluğunu yavaş yavaş kendinizden ayırmaya başlamaktır. Bunu yaparken kendinize sık sık şu cümleyi hatırlatabilirsiniz: “Annemin yorgunluğu ya da sessizliği bana değil, onun kendi yaşadıklarına ve duygularına ait.” Bu düşünceyi içselleştirmek kolay olmayabilir, ancak zamanla duygusal olarak rahatlatıcı bir etki yaratacaktır. Ayrıca suçluluk duygunuzu da yeniden tanımlamak önemlidir. Çünkü sizin yaşadığınız suçluluk genellikle “bir hata yaptım” duygusundan değil, “yeterince iyi bir evlat olamadım” hissinden besleniyor gibi görünüyor. Bu his, derinlerde onaylanma ve sevilme ihtiyacıyla bağlantılı olabilir. Oysa sevgi, sadece başkalarının duygularını taşımakla ya da onları memnun etmekle var olmaz; sevgi aynı zamanda iki ayrı bireyin sınırlarını koruyabilmesiyle güçlenir.

Bu süreçte kendinize alan tanımaya çalışabilirsiniz. Örneğin anneniz yorgunken, hemen bir şey yapma zorunluluğu hissetmeden, sadece yanında olmayı deneyebilirsiniz. Bu, hem sizin için bir “duygusal sınır” pratiği olur hem de ilişkinizi daha dengeli hale getirir. Aynı şekilde, kendinize zaman ayırdığınızda suçluluk hissettiğiniz anlarda, o duygunun size ne anlatmaya çalıştığını fark etmeye çalışın. Belki “kendim için bir şey yaparsam bencil olurum” gibi eski bir inanç devreye giriyordur. Bu tür düşünceleri fark edip sorgulamak, dönüşümün en etkili adımlarındandır.

Yaşadıklarınız çok normal ve anlaşılabilir. Bu duygusal döngüyü tek başınıza fark etmiş olmanız bile büyük bir farkındalık göstergesidir. Ancak bu farkındalığı kalıcı bir dengeye dönüştürebilmek için bir terapistten destek almak size çok iyi gelebilir. Özellikle anne–çocuk ilişkisinden kaynaklanan bu tür içsel dinamikler, terapi ortamında ele alındığında hem içsel huzuru hem de ilişki içinde daha sağlıklı sınırları beraberinde getirir.

Kısacası, şu anda yaşadığınız şey bir “bozukluk” değil; sadece uzun süredir taşıdığınız bir duygusal yükün görünür hale gelmiş hali. Bunu fark ediyor olmanız, iyileşme sürecinizin en önemli adımı. Kendinize bu farkındalık için şefkatle yaklaşın, çünkü duygusal özgürleşme tam olarak buradan başlar.


Sevgilerimle,

Uzman Klinik Psikolog Aslı Soylu

Cevaplanmış benzer sorular