Aile

Annemle nasıl başa çıkabilirim?

Gizli Kullanıcı23 Ağustos 2025 08:07

Öncelikle merhaba ben yaşadığım ev içinde annem tarafından sürekli hizmetçi gibi kullanılıyorum belki anlattığımda size her evde var olan bir baskı gibi gelir ama kesinlikle daha farklı evde sadece iş yapılmaya layık görülüyorum annemin bana her gün uyandırırken kalk bugün bunu yapacaksın bugün şunu yapacaksın demesi çok zoruma gidiyor bir günde öperek severek uyandırmıyor kalk kızım beraber kahvaltı yapalım demiyor annemin bir hastalığı vardı ameliyat oldu ama iyileşti ameliyat olalı 6 yıl falan oldu ama sürekli bunu ortaya atarak hiç bişey yapmıyor sürekli benim yapmam gerekiyor kendi yapabileceği işleri bile illa benim yapmamı bekliyor şuradan örnek vereyim evimizde iki tane hayvan var kuşumuz ve balığımız ben bazen yoğun oluyorum evde olmuyorum kafesini temizleyip sularını değişemiyorum kuşun kafesi temizlenecek olmuş su konulacak olmuş 3 haftadır değişmemiş bana diyor sen onu görmüyor musun neden değişmiyorsun ya ben evde olmuyorum sen yap onu yapmayacak bir durumun yok her şeyi benim yapmamı bekliyorlar benim reşit olmama çok az kaldı benim elime ayda bin tl para verip geçinmemi bekliyor ben sürekli aynı kıyafetleri giyiyorum üstüme başıma bir şey alamıyorum bir bakım yapamıyorum kendime evden dışarı çıkmak için türlü türlü yalan bulmam gerekiyor bir sosyal çevrem yok 18 olunca artık bir oda da olsa bir ev tutup çalışmak istiyorum ben köyde yaşıyorum hiç bir şey yapamıyorum anneme bu fikrimi belirttiğimde de yok ben hastayım zaten tansiyonum çıkıyor tek kalamam kız başına ayrı evde mi durulur ben sanki sana para vermiyorum artık yoruldum her sabah kalktığımda annem şunu diyor bugünki görevin şunu yapmak örneğin bugünki görevin evi silip süpürmek bulaşık yıkamak bana bugün ki görevin diyince o kadar zoruma gidiyorki sanki kendimi evin hizmetcisi gibi hissediyorum bu davranışları çoğu zaman bana kendimi evlatlıkmışım gibi hissettiriyor hiç halim hatırım sorulmaz sadece onu yap bunu yap onu getir bunu götür 1 hafta önce hastaneye gittim göğsüm çok ağrıyordu hastane de merkezde köyden uzak anneme ben hastaneye gidiceğim dedim kalbim çok ağrıyor annem saat geç oldu ne hastanesi falan fıstık hemen suratını astı heyheylenmeye başladı daha dayanamadım babamdan izin aldım gittim babam böyle şeylere kesinlikle gelemez babam izin verir gittim gece 11 e kadar hastanelerde kaldım annemin beni arayıp sorduğu tek şey eve nasıl geleceksin şimdi sen eve de gelemezsin niye gidiyorsunki oldu arayıp ne dediler iyi misin kızım yanına geleyim mi demek Çok mu zordu hiç halim hatırım sorulmadı hatta başkasına sinirlenip bana patlandı ablam vardı ama artık bizle yaşamıyor onu ağlattığı zaman ondan özür dilerdi başını okşar istemeden yaptım derdi göğsüne yatırırdı beni ağlattığında ise sanki dövdüm ne ağlıyorsun der 2 gün konuşmaz ben artık bununla başa çıkmak istiyorum ben hizmetçi görevi görmekten sıkıldım ben artık kendi hayatımı yaşamak istiyorum annemi anlamak istemiyorum

Bu soru 23 Ağustos 2025 12:05 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhaba Sevgili Danışan,


Öncelikle duygularını bu kadar içten ve detaylı bir şekilde paylaşman çok kıymetli. Anlattıklarından, annenle ilişkinin seni ne kadar yorduğunu, ev içinde bir evlat olarak değil de “hizmet eden bir kişi” gibi hissettiğini görüyorum. Bunun sende yarattığı öfke, kırgınlık, yorgunluk ve değersizlik duygusu son derece anlaşılır. Sen aslında sadece bir evlat olarak görülmek, sevgiyle hatırının sorulması, ihtiyaçlarının fark edilmesi ve birey olarak kabul edilmek istiyorsun. Bu, her insanın en temel ihtiyacı. Senin yaşadığın durumun seni “evlatlıkmışım gibi hissediyorum” noktasına getirmesi çok ağır bir yük olmuş.


Anlattıklarından annenin yıllar önce yaşadığı hastalığı, sanki bugün de hâlâ “senin yükümlülüğün” haline getirdiğini fark ediyorum. Ameliyat üzerinden 6 yıl geçmiş olmasına rağmen hâlâ kendi yapabileceği işleri sana yaptırması, bunun gerekçesini “hastalık” üzerinden açıklaması, ev içindeki görev dağılımını dengesiz hale getirmiş. Bu, aslında senin üstünde sürekli bir “borçlu hissetme” baskısı yaratıyor. Sen hem kız çocuğu olmanın getirdiği sorumluluklarla hem de annenin beklentileriyle iki kat yüklenmişsin. Bu durum yalnızca yorucu değil, aynı zamanda kimlik gelişiminde de seni zorlayan bir süreç yaratmış.


Senin yaşadığın şey sıradan bir “ev işi paylaşımı” değil. Çünkü burada mesele işlerin kendisi değil, işlerin “sana bir görev gibi dayatılması” ve bunun sevgiyle dengelenmemesi. Bir anne sabah çocuğunu öperek, “hadi beraber kahvaltı yapalım” diyerek uyandırabilir. Ama sürekli “bugünkü görevin bu” diye uyandırmak, seni bir birey değil, “sorumlulukları bitmeyen bir iş gücü” gibi konumlandırıyor. Bu, çok doğal olarak sende “ben evlat değilim, yükümlülükleri bitmeyen bir hizmetçiyim” düşüncesine yol açıyor.


Yaşadığın hastane örneği çok çarpıcı. Göğsün ağrıyor, acil bir şeye ihtiyacın var, annenden beklentin “kızım iyi misin?” demesi ama aldığın yanıt sadece “eve nasıl geleceksin?” olmuş. Bu, duygusal ihmalin çok somut bir göstergesi. Bir anne, çocuğunun ağrısını, korkusunu, endişesini görmek istemezse, çocuk “benim duygularım görünmüyor, ben önemli değilim” sonucuna varır. Senin de kendini sık sık değersiz hissetmen buradan besleniyor olabilir. Ablana özür dileyip şefkat göstermesi ama sana bunu yapmaması ise sende çok haklı bir adaletsizlik hissi yaratmış.


Bütün bu tablo seni sürekli bir gerginlik, yorgunluk ve tükenmişlik noktasına getirmiş. “Artık 18 olunca gideceğim, kendi hayatımı yaşayacağım” demen aslında çok doğal bir çıkış arayışı. Çünkü içinde bulunduğun ev ortamı, seni hem birey olarak hem de ruhsal açıdan sıkıştırıyor. Kendini ifade edemediğinde öfkeni bastırmak yerine bağırarak dışa vurman da, aslında uzun süre sessiz kaldığın birikmiş duyguların dışavurumu. Sen kötü biri olduğun için değil, sürekli değersiz hissettirildiğin için bu şekilde tepki veriyorsun.


Şu anda yaşadıklarının “normal” olmadığını görmen, en önemli adım. Kendini suçlamak yerine “benim ihtiyacım görülmediği için böyle hissediyorum” diye düşünebilirsin.


Her şeyi senin yapman gerektiğini söylediğinde, sakin bir şekilde “anne ben bugün çok yorgunum, bunu sen yapabilirsin” demeyi deneyebilirsin. Başta zor olabilir ama sınır koyma becerisi zamanla gelişir.


Köyde yaşaman sosyal çevreni sınırlıyor olabilir. Ama internet üzerinden ilgi alanlarına dair gruplara katılmak, kurslara yazılmak, senin yalnızlık hissini hafifletebilir.


18 yaşına geldiğinde çalışıp kendi hayatını kurma isteğin çok anlaşılır. Bunun için şimdiden küçük hedefler belirleyebilirsin. Mesela çalışmak istediğin alanlar, para biriktirme yolları, bağımsız bir hayat için ihtiyaçların… Bunları yazılı hale getirmek sana güç verebilir.


Senin yaşadıklarında hem aile içi rollerin dengesiz dağılımı, hem annenin kendi geçmiş deneyimlerini sana yüklemesi, hem de senin birey olma ihtiyacının bastırılması görüyorum. Bu üçlü birleştiğinde, senin özsaygını ve özgüvenini zedeliyor. “Ben evin hizmetçisiyim” düşüncesi zamanla “ben değersizim” duygusuna dönüşüyor. İşte bu noktada senin yapman gereken şey, bu düşünceyi gerçeklikle ayırmak. Sen değersiz değilsin, sadece değerin görünmüyor. Bu ikisi arasında çok önemli bir fark var.


Senin durumunda, evden bağımsızlaştığında ruhsal anlamda destek almak çok faydalı olur. Çünkü bugün yaşadıkların ileride kendi ilişkilerinde de “kendini sürekli kanıtlamaya çalışma, hep sorumluluk alan taraf olma” gibi döngüler yaratabilir. Eğer imkanın olursa bir psikologla görüşmek, duygularını güvenle ifade edebileceğin bir alan açar. Eğer şu an bu mümkün değilse, yazı yazarak duygularını dışa vurmak bile çok rahatlatıcı olabilir.


Sevgili danışan, yaşadıklarının seni ne kadar yaraladığını çok iyi anlıyorum. Senin hayalin aslında bir gün sevgiyle uyandırılmak, kendi kıyafetini alabilmek, kendi hayatını özgürce yaşayabilmek. Bunların hepsi senin en doğal hakkın. Lütfen kendine şunu hatırlat: Sen hizmetçi değil, değerli bir evlatsın. Şimdi sana sorum şu: 18 yaşına geldiğinde kendi hayatını kurmaya başlamak için atabileceğin ilk küçük adım sence ne olabilir?


Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğin farklı bir soru veya aklına takılanları sorabilirsin.


Sevgiler,

Psikolog Betül Canbel

Cevaplanmış benzer sorular